| |
|
23 Þubat 2011, 02:31
| #1 | |
| Çevrimdýþý  IF Ticaret Sayýsý: (0) | Bozun Þu Alçakça Tertibi Bu Ülke Buna Layýk Deðildir Hafta sonundan (19 Þubat) itibaren baþýmýza gelenlerle ilgili yazýlanlarý, TV'lerde yapýlan yorumlarý takip etmeye baþladým. Ancak kendime þaþýrdým. Çünkü, sanki gündemdeki Soner Yalçýn ben deðildim. Geliþmeleri sanki dýþarýdan biriymiþ gibi seyrediyorum. Ayrýca: Sanki baþka bir zaman diliminde yaþýyorum. Yýl 1993. Türkiye'nin neredeyse bir iç savaþ yaþadýðý dönemde habercilik yapmak gerçekten zordu. O güne kadar kamuoyunda korkutucu bir "kontrgerilla" kavramý vardý. Yani bugünün bilinen adýyla "Derin devlet!" Türkiye'deki faili meçhul cinayetleri kontrgerillanýn iþlediði, kamuoyunda yaygýn bir kanýydý. Fakat o tarihlere kadar bu sadece bir savdý. Bu iddianýn gerçekliðini bir kiþi yaþadýklarýný anlatarak ispat etti; Binbaþý Ahmet Cem Ersever. Öyle bilgiler verdi ki bana "kontrgerilla", "derin devlet" olgusunun ne olduðunu eylemler temelinde öðrendim. JÝTEM'i, Yeþil kod adlý Mahmut Yýldýrým'ý, Musa Anter, Vedat Aydýn, Halit Güngen gibi o güne kadar faili meçhul kalmýþ cinayetleri... Ayrýntýya girmeyeyim. Bunlarý "Binbaþý Ersever'in Ýtiraflarý" kitabýnda anlattým. Ersever öldürülünce, bana anlattýklarýnýn hepsini bu kitabýmda yazdým. "Kontrgerilla", "derin devlet" olgusunu bütünüyle ortaya çýkarmýþtým. Deyim yerindeyse "bombayý patlatmýþtým." Kitap yayýnlandý. Ne oldu biliyor musunuz? Hiçbir yayýn organýnda yer bulmadý. Ayrýca dönemin Kürt sorunu hakkýnda yoðun haberler yapan "Özgür Gündem" gazetesi ve bazý Kürt milletvekilleri beni gündemi deðiþtirmekle itham ettiler. O günlerde gündem neydi þimdi anýmsamýyorum bile. Yedi yýllýk gazeteciydim, bu tepkilere þaþýrmýþtým. "nasýl yani, bunlar kitabý okumadýlar mý?" diyordum. Ýþte ilk bu olayla anladým. Siz aslýnda o güne deðil, tarihe yazýyorsunuz. Ýnsanlarýn gerçekleri görmesi, anlamasý için zamana ihtiyaçlarý oluyor. Silivri 4 Nolu L tipi Cezaevi F-2 koðuþundan yazýyorum bu satýrlarý. Hep istedim ama hayatým boyunca romantik olamadým. Gazetecilik mesleði nedeniyle belki de hep gerçekçi kaldým. Hep olgular peþinde koþtum. Haberler beni nereye götürdüyse oraya gittim. Bildiðimi, gördüðümü yazdým. Kalemimi hiç eðmedim. Kuþkusuz bedeller ödedim ama takdir de gördüm. Ve fakat bu konuda yanýldým; devletin bir tertip düzenleyeceðini öngöremedim. Herkes söylüyordu, "Gazetecilikte ýsrar edersen seni cezaevine atarlar" Kalemimi kýrmamý teklif ediyordu aslýnda yakýn çevrem. Nasýl yapabilirdim bunu? Yapmadým. Zaten yapamazdým; Gerçeðe aþýktým. Doðrunun peþinden koþmayý sürdürdüm. Sonuç? Silivri cezaevindeyim. Ama biliyorum ki Silivri Cezaevinde yatan "terörist" ben deðilim. Ellerine kelepçe vurulan "terörist" ben deðilim. Silivri cezaevinde Türk basýný yatýyor. Bu mesele benim kiþisel bir meselem deðil. Öldürülen, Abdi Ýpekçi, Uður Mumcu muydu? Hayýr, biz gazetecilerdik öldürülen, cezaevine atýlan, kapý önüne konulan. Niçin? Haber yaptýðýmýz için. Mesele bu kadar nettir. Bu cinayetleri kiþiselleþtirebilir miyiz? Evet. Türk basýný büyük bir imtihan verecek. Ya her bedeli ödeyerek özgürlüðüne sahip çýkacak, ya da yok olacak... Bakýnýz... Farklý siyasal görüþlerde olabiliriz. Birbirimizi yazýlarýmýzla kýrmýþ da olabiliriz. Ama mesele bunlar deðil. Biz gazeteciler bunu kendi içimizde hallederiz. Þimdi mesele nasýl bir ülkede yaþadýðýmýz gerçeðidir. Ya insan kalmayý sürdüreceðiz ya da korkak bir akrep gibi yaþayacaðýz. Karar aslýnda sizin. Ben insan olmayý seçtim ve bundan geri adým atmayý hiç düþünmüyorum. Beni-bizi kimse merak etmesin, bizim için endiþelenmesin. Biz bu soðuk dört duvara dayanýrýz. Ýçeri atýlan Soner Yalçýn deðildir. Hepinizin onurudur, vicdanýdýr, özgürlüðüdür. O halde... Bozun þu alçakça tertibi. Bu ülke buna layýk deðildir.. Soner YALÇIN | |
| |  |
| IRCForumlari.NET Reklamlar |
   |
 |
| Etiketler |
| alã§akã§a, alcakca, ãœlke, bozun, bu, buna, deäŸildir, layä±k, Ülke, åžu, þu |
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayýtlý üye ve 1 Misafir) | |
| |
Normal
