Çevrimdışı

4721 SAYILI Türk Medeni Kanunu hükümleri uyarınca, boşanma sebebiyle yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde nafaka kendiliğinden kalkacağı gibi; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır.
Ne var ki mevcut kanun hükümlerini değiştirecek nitelikte bir tasarı son zamanlarda kamuoyunu hayli meşgul etmekte. Nafakaya süresiz olarak hükmedilemeyeceğine yer veren tasarıda; nafaka miktarı belirlenirken tarafların evlilik süresi, çocukları olup olmadığı, gelir durumları, yaşları ve boşanmadaki kusur oranları gibi kriterlerin esas alınacağı düzenleniyor.
Söz konusu tasarı birçok tartışmayı da beraberinde getiriyor. Süresiz nafakaya hükmedilmesinin nafaka borçlusunu suiistimal ettiği ve adil olmadığından hareketle tasarıyı destekleyenlerin yanı sıra; yeni düzenlemeye karşı çıkanlar da var. Ülkemizde cinsiyet eşitliğinin layıkıyla sağlanamadığı ve nafakanın belirli bir süre ile kısıtlanmasının özellikle kadınları yoksullaştıracağı savunuluyor.
İcra daireleri bugün hala nafaka alacakları nedeniyle açılan dosyalar ile dolup taşarken; bakalım tasarı hayata geçtiğinde neler olup bitecek? Hükmedilecek nafaka süre ve miktarlarının kısıtlanması alacaklının mağduriyetine yol açacak mı, yoksa borçlu hakkını koruyan bir sistem mi oluşturacak; hep birlikte göreceğiz.
Av. N. Begüm GİRAY
ALINTI