IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 30 Ocak 2010, 01:56   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cübbeli Hoca özür diledi





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Nurcu çevrelerin tepkisi geri adım attırdı.

SAİD-İ Nursi’nin yazdığı Risale-i Nur’ların anlaşılmasının güç olduğu yolunda açıklamalar yapan Cübbeli Ahmet Hoca’nın sözleri başına dert oldu. Habertürk’te yayınlanan Teke Tek programındaki bu sözlerinin ardından Nurcu çevrelerden yoğun eleştiriler alan Cübbeli Ahmet Hoca, önceki gün çıktığı radyo kanalında geri adım attı. Programda ‘Yanlış aktarımlarından da olsa Üstad’a gönül verenler üzülmüş olabilir. Bu nedenle ben özür diliyorum. Bazı kere insan haddini aşar. Üstad Hazretleri Allah dostlarından, mukaddestir” dedi.

__________________
Lucifer dediler bana, kötülüğü anlatmak için. Halbuki, ışık ve güzelliği anlatırdı Lucifer. Ben kötüyüm bu düzen için; ama değilim asla kötülük.
 

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
Alt 30 Ocak 2010, 02:06   #2
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Cübbeli Hoca özür diledi




Ahh Cübbeli Hocam buna en başta dikkat etsenizya. Lucifer bu haberin kaynağını alabilirmiyim ?

 

Alt 30 Ocak 2010, 03:37   #3
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Cübbeli Hoca özür diledi




Cem YILMAZ'ın büyük bir rakibi
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
çok güzel sallıyor
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

 

Alt 30 Ocak 2010, 08:24   #4
Çevrimdışı
qXp
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Cübbeli Hoca özür diledi




Bende bir Risale-i Nur öğrencisi olarak seni kınıyorum cübbeli hoca. Ayrıca 5 risaliyenin anlanmayacağı bir şeyi yok istersen ben sana öğretim cübbeli.

 

Alt 07 Şubat 2010, 02:40   #5
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Cübbeli Hoca özür diledi




Sesli Dinlemek İçin:
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]


Cübbeli Ahmet Hoca: Risale-i Nur Herkesin İstifade Edebileceği Bir Eserdir

Mehmet Paksu: Geçtiğimiz ay Teketek programında çok çeşitli konulara temas ettiniz. Bu konulardan bir tanesi de Risale-i Nur ile alakalı konulardı. Bazı insanlar açıklamalarınıza farklı yorumlar getirerek Risale-i Nur hakkında tenkitlerde bulundular. Risale-i Nur hakkındaki görüşlerinizi sizin ağzınızdan dinlemek istiyoruz.



Cübbeli Ahmet Hoca: Bazı kere insanın haddini aşan yorumlar da olabilir. Bazen de haddini aşmazda haddini aştırırlar, yani başkaları anlamak istediği gibi yorumlar yapar. Risale-i Nur hakkında yanlış anlaşılmama çok üzüldüm. Üstad Hazretleri, Allah dostlarından bir velidir, ilham sahibidir. Resulullah (s.a.v) şöyle buyuruyor: Eski ümmetlerde muhaddesler, yani ilhama mazhar kullar vardı. Peygamber Efendimiz, ?Benim ümmetimde de varsa, Ömer onlardandır.? Şimdi Peygamber Efendimiz, benim ümmetimde varsa deyince mutlaka vardır. Öyle ki en faziletli ümmette nasıl olmaz.



ÜSTAD HAZRETLERİNE İLHAM OLUNUYOR


Cübbeli Ahmet Hoca: Ben, Bediüzzaman Hazretlerinin onlardan biri olduğuna inanıyorum. Bunun alametleri vardır. Bu alametler; az yemek, az uyumak, az konuşmak, az görüşmek. Hadis-i şeriflerde vardır. Bir insanı görürseniz ki az konuşuyor, insanlardan uzlet ediyor, az yiyor, az uyuyor, yani sürekli Allah?ı zikrediyor; bilin ki Allahütealâ tarafından ona ilham olunuyor. Bu ilham için temelinde de ilmi yapı şarttır. Üstad Hazretlerinin böyle bir zat olduğuna inanıyorum. Çünkü bunca eser, bu kadar büyük bir hizmet, yüz binlerce, milyonlarca insanın ehlisünnet üzere İslamiyeti yaşayan bir cemaatin imanlarını kazanmalarına sebep olmuştur.



Mehmet Paksu: Risale-i Nur?un tamamı İngilizce, Arapça, Almanca gibi dillere çevrilmiştir. Dünyada da ellinin üzerinde master ve doktora çalışmaları, hatta sempozyumlar yapılıyor. Siz Risale-i Nurları okuma fırsatı bulmuş muydunuz?



RİSALE-İ NUR?DAN SORACAKLARINI SÖYLEMEDİLER


Cübbeli Ahmet Hoca: Böyle bir etki tesiri Mevla batıla vermez. Şimdi mesele Allahütealâ?nın da buyurduğu gibi, ?Batılı köpük gibi üste çıkarırım, köpük gibi atar gider. İnsanlara fayda veren hak ise yerde kalır? diyor. Kalıcı olması zaten bizim için bir alamettir. Yanlış anlaşılmamdan dolayı özürle başlayayım. Çünkü bana daha önceden Risale-i Nur ile ilgili soru sorulacağı söylenmedi. Konunun dışına çıkıldığı için neticede ben her şeyi bilen biri değilim. Dolayısıyla bildiğim kadar konuşmam gerekiyor. Risale-i Nur meselesi de gündemde yokken, programda soruldu. Benimde Risale-i Nur ile ilgili bazı mevize türü noktalardan okumuşluğum var. Çünkü çocukluğumdan beri evimizin kütüphanesinde var.



Mehmet Paksu: Bediüzzaman hazretleri 1952-1953?de Fatih, Çarşambaya geldiğinde Mehmet Fırıncı abinin evinde üç buçuk ay kadar kalıyor. O yıllarda babanızda aynı mahallede ikamet ediyor... Bediüzzaman Hazretleri ile babanızın bir yakınlığı var mıydı?



BABAM BEDİÜZZAMAN?DAN DUA ALDI


Cübbeli Ahmet Hoca: Ben daha doğmamıştım. Babam, Bediüzzaman hazretlerini ziyaret etmiş, elini öpmüş ve duasını almıştır. Sonra iki sefer Isparta?ya gitmiş. Babam ulemaları dolaşmaya meraklıydı. Üstad hazretlerinden de o yıllarda dua almış. O zaman için çok az insan bu işlerle uğraşırdı. Mehmet Fırıncı ağabey ile devamlı dostlukları devam ediyor. Telefonla hala görüşürler.
İyi insanlar özrü mazereti kabul ederler. Kötü şerli insan olursa mazereti kabul etmezler. Kerim insanlar özrü kabul ederler. Bende, Bediüzzaman hazretlerine gönül veren bu camiadan özrümün kabul edilmesini istirham ediyorum. Çünkü beyanlarımda kasıt, kötü niyet olmamakla beraber, yanlış anlaşıldım. Bu üzüntüden dolayı özür diliyorum. Çünkü Risale-i Nur Külliyatı herkesin istifade edeceği eserlerdir.



?SÖZLER?İ OKUDUM


Cübbeli Ahmet Hoca: Risale-i Nur?un tümünü incelemediğim için, bu eserler hakkında ne dersiniz denildiğinde de okumadığımı, bilmediğimi itiraf ettim. Bu önemli, çünkü yarın birisi de Cübbeli hoca farklı konuşuyor demesin. Sözler?den, ahirete imandan mevize türü konulardan okudum. Bana Risale-i Nur hediye de edildi. Fakat bu çok uzun bir külliyattır. Bir de bunun içinde izaha muhtaç, milletin yanlış anlayabileceği konulara rastlamadım. Bana bir anda bu kitaplar hakkında ne dersiniz diye sorulunca, şimdi bir yorum yapmak için muhtevayı bilmem lazımdı. Bilmediğimi itiraf ettim. Kimileri ?cahil adam, nasıl okumaz? dediler. Herkesin kendi görüşüdür. Birincisi nasip kader meselesidir. İkincisi ben okuyamadan niçin yorum yaptın soruları yöneldi. Ben öncelikle şahsi yorum yapmadım. Bir yorum naklederken orada hata yaptım. Çünkü başkasının ağzından, kendim görmeden yorum yapmış oldum. Buna rağmen sonunda şunu ekledim: Bu eserlerin ihtisasını yapan âlimler var. Benimde tefsir üzerine otuz senelik ihtisasım var. Bir ayet sorulsa, hemen yorumunu yapabiliyorum. Bilmediğim bir kitap hakkında yorum yapamam. Çünkü Risale-i Nur da çok geniş bir külliyattır. Ancak bu külliyat hakkında bazı yazarlarında şöyle yorumları olmuştur, bu işin ehline sorulması ve cevap alınmasını öneriyorum dedim. Aslında ehline sorulmasında havale ettim. Bir internet sitesinde bana bir cevap geldi. O mesajda da müfit bir durum yoktu. Efendim Hıristiyanlar ve Müslümanlar omuz omuza cennete gidecek. Bu yanlıştır. Risale-i Nur?u anlamayan, Üstad hazretlerinin muradını doğru belirlemeyen bazı cevaplar geldi. Bu cevaplar beni daha da rahatsız etti. Ben üstadın görüşlerinin böyle olmaması gerektiğini biliyorum. Çünkü Üstad hazretleri ehlisünnet imamıdır.



Kenan Demirtaş: Bir konuşmamızda ?Eğer Teketek programında bana Risale-i Nur hakkında soru sorulacağı söylenilseydi, hazırlanır daha iyi cevaplar verirdim. Çünkü Üstad Hazretlerini anlamaya çalışırdım? demiştiniz. Şimdi o cevap hakkı size verilse nasıl yanıtlarsınız?



Cübbeli Ahmet Hoca: Sizlerin bana gönderdiği yazılarda zaten Üstad birbirini tefsir ve şerh ediyor. Ancak ben bir camiaya mensubum. Bu camiada da böyle görüşlerin olduğunu gizlemenin lüzumu yok. Bunu vuzuha kavuşturalım. Bu meselelerin dedikodusu yapılacağına her şey tartışılarak böyle bir iftira ve şaibe Allah dostuna karşı yayılmasın.
Mehmet Paksu: Seksen yıldır Risale-i Nur ortada. Herkes okuyor. Tüm ulemalar okumuşlar. Hiç kimse Risale-i Nur hakkında yanlış dememiştir. Sizin düşünceleriniz nedir?



?ÜSTAD KENDİSİ ŞERH ETMİŞ?


Cübbeli Ahmet Hoca: Risale-i Nur?da bazı muğlâk yerler var. Keşke bu işin ehli ihtisası bu muğlâk yerleri çözüme kavuşturabilseydi önceden, anlaşılmayan konuların izahı şurada denilseydi iyi olurdu. Aslında her şeyde bir hayır vardır. Üstadın orijinal sözleri kendi beyanları olduğu için bu da işin güzel tarafıdır. Netice de kendi kendini şerh etmektedir.



?İSLAMİYET İLE HIRİSTİYANLIK FARKLIDIR?


Cübbeli Ahmet Hoca: En çok merak ettiğim Üstad hazretlerinin Hıristiyanların cennete girebileceğine dair meseledir. Üstad hazretlerinin cennete girecekler diye bir beyanı yok. Burada çeşitli şartlar çerçevesindeki durumu gerektiriyor. Üstad hazretlerinin direkt olarak görüşü, Hıristiyanların İslam akidesiyle muhalif oldukları, aralarında fark olduğudur. Mesela diyor ki: İslamiyet?in Hıristiyanlık ve sair dinlere cihet-i farkının sırrı şudur ki: İslamiyet?in esası mahz-ı tevhittir. Yani vesait ve esbaba tefsir-i hakiki vermiyor. Yani arada bir vasıtadır ama hakiki tefsiri yoktur. Hangi veli mürşit olursa olsun vasıtaya hakiki tesir vermiyor. İcat ve makam cihetiyle kıymet vermiyor. Yaratma vasfı, halk ve icadı hiçbir veliye, meleğe, peygambere vermiyor İslamiyet. Yaratmak sadece Allah?a mahsustur. Hıristiyanlıkta Allah?ın oğlu düşüncesini kabul ettiği için esbaba kıymet verilir. Yani onlarda da bir benlik koyuyor. Onlara yaratma tesiri koyuyor. Adeta rububiyeti ilahiyenin bir cilvesini azizlerine büyüklerine verir. Yani Allah?ın Rab?lik vasfının bir tezahürünü da kendi velilerine azizlerine veriyor. ?Onlar Allah?ı bıraktılar, hahamlarını ve papazlarını Rab edindiler. Onun içindir ki Hıristiyanların mertebece en yüksek olanları bile diye anlatmaya devam ediyor Üstad hazretleri. İslamiyet?te tevhit, Hıristiyanlıkta oğul fikri vardır. Bundan dolayı da azizlerine Rab?lik, ubudiyet payesi vermişlerdir. Bunu söyleyen Bediüzzaman hazretlerinin cennetliktir demesi mümkün değil.



TEK YANLIŞ ÜSTADI DOĞRU ANLAMAMAK


Cübbeli Ahmet Hoca: Bir başka yerde ise İkinci Dünya Savaşı?ndan bahsederken kâfir de olsa masumlar için yani çocuklar için şehit olmaları, belaya uğramasalar cennetliktir. Bu hadislerde de geçer. Üstad hazretleri zelzelede, kazada, kırılmış dökülmüş masumlara da mükâfat bir mertebe artar diyor. Yine Üstad devam ediyor: üç dört aydır dünyanın vaziyetlerinden haberim yokken, Avrupa?daki, Rusya?daki çoluk çocuğa acıyarak tahattur ettim. Manevi bir ilham geldi. Onlar adına çok acı çekiyordum diyor. Bir ilham merhem sürdü acıma diyor. O musibeti semaviyeden ve beşerin zalim kısmının cinayetinin neticesi olarak gelen felaketten vefat eden veya perişan olanlar var diyor. Eğer bunlar on beş yaşından evvel ise diyor. Burada şunu da izah etmek lazım. Şafi mezhebindendir. Akidede itikatta Eşari mezhebindendir. Maturidi ve Eşari iki ehlisünnet vardır. Dört fıkıh mezhebinin üçü Eşari?dir. Şafi, Hanbelî ve maliki. Bir tek Hanefi mezhebi Maturidi?dir.
Şimdi Üstad Hazretleri?nin şafi olması ve Eşari olmasını da göz önünde bulundurmamız gerekir ki buluğ çağı bazen on iki, bazen on beş olarak geçer. Tabii buraları da bilmeyenler karıştırırlar. Müslümanlar itikatta iki mezhepten birine bağlıdır. Mesela bazı cahiller vardır. Adam işte kerrat vakti camiye girmiş namaz kılıyor. Bir başkası kerrat vakti kılınmaz diyor. Adam da ona ben şafiyim kardeşim diyor. Öteki de ne olursan ol kılınmaz diyor. Şimdi bu diyalog cahilliktir. Şafi mezhebinde sebepli olan nafileler kılınır. Eşari?nin görüşü de ehlisünnettir. Görüş ayrılıkları illaki vardır. Konumuza gelecek olursak meseleler birbirini anlatıyor. Üstad hazretleri hangi dinde olursa olsun buluğ çağına girmemiş her çocuk Müslümandır, şehit hükmündedir. Müslümanlar gibi büyük mükâfatı maneviyeleri o musibeti hiçe indirir. Burayı biz neye göre kabul ediyoruz?



Bu Eşari?nin görüşüdür. Bir kısmı cennet ehlinin hizmetçisi olur denir. İmam-ı Rabbani?nin şöyle bir görüşü var: Yaşadığı ana tabidir. Eğer Dar-ül İslam?da ise cennettedir. Eğer kâfir ülkelerde ise o zaman onları da cehenneme göndermemek için yani çocuk olduğundan cehennemi hak etmemiştir diyor. Bundan dolayı fetret ehli hükmünde toprak olurlar diyor. Şimdi hepsi ehlisünnet dairesindedir. Buradan da Bediüzzaman Hazretleri ehlisünnetin dışına çıkmamıştır. Hiçbir yanlış yoktur. Savaşlarda öldürülen, zulme bulaşmamış, kendisi suçsuz masum kişilerden bahsediyoruz. On beş yaşından büyükseler eğer masum iseler derken ise ayırıyor, yani olaylara karışmamış temiz diyor. İşte Üstad Hazretleri?ni doğru anlamamaktan kaynaklanıyor.



?HIRİSTİYANLAR CENNETE GİDECEK DEMİYOR?


Cübbeli Ahmet Hoca: Yazarlardan birisi yine ?Bizimle savaşsalar bile? gibi bir sözde Risale-i Nur?da yok. Olan biten Kastamonu Lahikası?ndaki beyandır. Bunun üzerine yoğunlaşıyoruz. Çünkü başka bir ifade yok. On beş yaşından büyük olanlar eğer masum ve mazlum ise zalim, harp başlatmış, milleti kıran, geçiren bir durumda değil de, haksız yere mağdur olmuşlar için söylüyor. Üstad Hazretleri, bunun mükâfatı büyüktür, belki onu cehennemden kurtarır deyince birisi zannediyor ki, efendim Hıristiyan da olsa adam cehenneme girmeyecek diye adam tahlil yapıyor. Çünkü ahir zamanda fetret derecesinde din ve dini Muhammediye bir lakayitlik perdesi gelmiş, efendimizin dinine, fetret derecesine ulaşmış diyor. Fetret dönemi, peygamberin kesik olduğu, Hazreti İsa ile Peygamber Efendimiz arasında beş yüz senelik fetret var. Ayeti kerimede ne diyor: İşte size Resul geldi. Bu Resullerin fetret döneminden sonra size yeni bir peygamber geldi. Bize peygamber gelmedi demeyin diye beyan edilen fetret derecesinde Dini Muhammediye bir lakayitlik olmuş. Ahir zamanda din yok gibi milletin hiçbir şey ile alakası kalmamıştır. Ahir zamanda hazreti İsa?nın dini hakikisi hükmedecek, İslamiyet ile omuz omuza gelecek buradan da yanlış çıkaranlar var. Başka bir mektubunda ahir zamanda hazreti Hz. İsa dini hakikisi derken Hıristiyanlık değil, Hz. İsa?nın din akidesi İslam?dır. O İslam?ın kendisidir. Diğer bir mektupta diyor ki: İslam metbu olacak, Hz. İsa?nın dini tabi olacak. Burada şimdi omuz omuza gelecek deyince yanlış anlaşılıyor. Kimse birleşecekler gibi anlamıyor. Hâlbuki İslami çerçevede birleşecek, tabi olacak denilmek isteniyor. Elbette şimdi fetret gibi karanlıkta kalan, Hz. İsa?ya mensup mazlumları, bu mazlumlar çektikleri (bu arada gerçek hazreti İsa?ya mensup Hıristiyan kalmamıştır.) hükmü fetretten çıkıyor. Bu bir nevi şahadet denilebilir diyor.



?İMAM-I RABBANİ?YE BAĞLIYIZ?


Cübbeli Ahmet Hoca: Tahlile göre on beş yaşından büyük bir Hıristiyan diyor, yani akıllı buluğ çağına girenler için söylüyor. Bela ve husumetin çıkmasında bu adamın payı varda bu adam zalim ise bunun başına gelen hiç mükâfat veya kefaret olmaz diyor. Bunlarda fetret derecesinde karanlıkta iseler diyor. Bu şartı görmezsek birisi kalkar der ki: Üstad hazretleri Hıristiyanlar cennete gidecek. Hıristiyanlar genel anlamda cennete gidecek demiyor. Yalnız fetret derecesinde karanlıkta kalmışsa diyor. Şimdi burada da hüküm İmam-ı Rabbani hazretleri Maturidiler ile Eşarileri kıyas ediyor. Kendisi bana başka bir yol ilham edildi diyor. Şimdi bu bizi bağlamaz. İmam-ı Rabbaniye bağlıyız. İtikatta da müçtehit kabul ediyoruz. Fakat biz şimdi görüşlerin tümünü almak zorundayız. Bir görüş var, Muhyiddin Arabî?ye ait. Onu çok uzak görüyorum diyor. Kıyamet günü bir peygamber gönderilecek ve o peygambere orada inananlar cennete gidecek, tebliğe inanmayanlar hakkında da hemen orada cehennem hükmü verilecek. Diyor ki fütuhat sahibinin bu dediğini bu fakir uygun görmüyor. Ahiret darül cezadır, darül teklif kalmıştır. İmam-ı Rabbani Maturidi olduğu halde, Maturidi bunların cehenneme gideceğini söylediği için beğenmiyor. Diyor ki: Maturidi ashabımız, akıl müstakim yeter, akıl yeter, fakat dağ başında olup puta tapan gibi kimselere hiçbir peygamber daveti ulaşmasa da dediler ki diyor, bunlar kâfirdir. Maturidi?nin görüşü budur diyor. Cehennemde ebedi kalacaktır diye açık bir tebliğ gelmemiştir diyor. İşte o zaman Üstad hazretlerinin sözü daha iyi anlaşılıyor. Şimdi dünyada hala bazı kabileler fetret hükmündeler. Dünya ile hiçbir bağları yok.



Kenan Demirtaş: Hatta İmam-ı Gazali hazretleri şunu buyuruyor. Eğer peygamberin ismini duydu da peygamber olarak değil de hâşâ bir sihirbaz olarak duydu ve ilgilenmedi ise bu da fetretin içine girer diyor...



Cübbeli Ahmet Hoca: Zaten Eşari?nin görüşü o. Bir de İmam-ı Rabbanin ?belagulmübin? demesi. Peygamber gönderilecek, kuvvetli delil gelmeden cehennemde ebedilik olmaz diyor. Adamın aklı vardı bulsaydı diye adama azap hükmü veremezsin diyor. Maturidi bu görüşte değil. İmam-ı Rabbani bir orta yol buluyor. İsa peygamberin Kuran?da geçen sözünü naklediyor, ?Allah?a şirk koşana, Allah cenneti haram etti. Cehenneme gidecektir.? Burada suale cevap verirken ben burada çok zorlandım diyor.



ÜSTAD, İMAM-I RABBANİ İLE AYNI GÖRÜŞTE


Cübbeli Ahmet Hoca: Her ikisinde de şefkat ve merhamet ağır basıyor. Yalnız üstadın Eşari?nin görüşü, akılda helak payı çoktur. Sadece adamın aklı vardı diye, anlamadı diye adamı cehenneme ebedi bırakacak, açık bir beyan olmadan bunu cehenneme sokmak bana çok ağır geliyor diyor. Adamda şirk varken de bu da cennette ebedi kalacak kararını vermek de bana ağır geliyor diyor. Eşari?nin görüşü de budur diyor. Üstad hazretleri de Eşari gibi düşünüyor. İmam-ı Rabbani de bana ilham geldi diyor. Bunlar kıstas yaparlar, kul haklarını ararlar. Hayvanların boynuzlu koyun boynuzsuz koyun meselesi gibi. Kısas bitince yok edilirler, toprak olurlar. Fakire göre darül harp çocuklarının durumu gibi bunlar yok olurlar. Çünkü cennete girmek imanladır. Ya asaleten kendi Müslüman olacak, ya da İslam darına tabi olacak. Zimmet ehlinin çocukları Müslüman bir ülkede yaşadığından cennetliktir diyor. Gayrimüslim çocuklarında iman olmadığından cennete de gidemezler ama tebliğ gelmediğinden cehenneme de giremezler diyor. Şirk koşarsan cehennemde kalacaksın diyor. Bir de fetret derecesine ulaşanları ayırıyor. Bir peygamber daveti ulaşmamışsa bunların da hükmü budur diyor.



ÜSTAD İZAH GETİRİYOR


Cübbeli Ahmet Hoca: Maturidi Allah?ın varlığını birliğini bulmadıysa cehennemliktir diyor. Hani yaratıyı bilmeli. Vahdaniyet birliği de şart koşmaları ağır gerçektende. Eşari?nin görüşü ise: bunlar cennete gider. Üstad hazretlerinin dediği ise ehlisünnetin Eşari görüşüdür. Dolayısıyla bu görüş fetret derecesinde karanlık içerisinde kalmış. Adı Hıristiyan?dır. Yoksa dinini de bilerek yaşamıyor. İş fetret derecesine geldiği zaman Üstad o kaydı koymasa yanlış anlaşılabilir ama o kayıt bize izah getiriyor. Fetret derecesinde olan cahil kalmış, hiç dinden haberi olmayan bir Hıristiyan bir de zulme uğramış ise diyor bunu cehennemden kurtarır demiştir. Zaten İmam-ı Rabbani ile de ittifakta. Cennete girecek dediği Eşari?nin görüşüdür. İmam-ı Rabbani ise toprak olacaktır diyor. O halde Üstad hazretleri ehlisünnete muhaliftir denemez. Yalnız burada benim kafama takılan bir şey kalıyor. Şehitlik gibi bir mükâfat vaat ediyor. Bu Üstad hazretlerine gelen özel bir ilhamdır. Bu ilham onun görüşüdür. Şimdi cehennemde bile yananların azabında hafifleme var. Cömertse, kâfir de olsa iyilikse sever olarak azabın azalması var.



CEHENNEMDE CENNET HAYATI


Cübbeli Ahmet Hoca: Bu görüş Muhyiddin Arabî?nindir. Bu ekolde artık bir dereceye gelirler ki acı duymazlar. Yani ülfet alışkanlık oluyor. Pislik böceğinin pislikte yaşaması gibi. İmam-ı Rabbani bu görüşe katılmıyor. Mühim olan Üstad hazretleri kendisi bir şey mi uydurdu, yoksa ulema evliyadan dayanakları mı var? Biz üstadın dayanakları olduğunu görüyoruz. İlham geldi tamam ama uymuş mu uymamış mı diye bakıldığında kendisinin sözleri var: Beni ölçü ayara vurun sözlerimden uyanı alın, uymayanı atın. Burada görüşü Eşari?ye uydu. Üstad hazretleri ehlisünnetten çıkmıştır diyemeyiz. Yani görüşler ehlisünnet içerisinde ise sorun yoktur. Ehlisünnet dışındakilere reddiye yaparız.



BEDİÜZZAMAN HAZRETLERİ RÜYAMA GİRDİ


Cübbeli Ahmet Hoca: Şehitlik meselesini bir hafta tefekkür ettim. Evvelce de bir rüya anlattım size. Bir diyalog çerçevesinde bazı yazarlar dozunu artırarak düşmanlık etseler bile Hıristiyanlar cennete girer, amentümüz bir yazıları yazılırken, üstelik bunlar da Risale-i Nur?dan alıntı gibi gösterilince ben hiç incelemeden Bediüzzaman hazretleri bu görüşte olamaz diyorum ama delilim de yok. Orada biraz sıkıntı içime geldiği zaman biraz zat, Bediüzzaman hazretleri rüyama girdi dedi. Ahmet?e selam söyle. Ben Ahmet?i seviyorum. Ben onların anladığı görüşlerde değilim. Söyle benden şüphe etmesin. Kendisi veli bir zattır. Bediüzzaman hazretleri için hiçbir reddiyem yoktur.


İşaratü?l-İ?caz?da, Ey ehli kitap, geçmiş olan enbiya ve kitaplara iman ettiğiniz gibi hazreti Muhammed ile Kuran?a da iman edin. Zira onlar Hazreti Muhammed?in gelmesini temsil ettikleri gibi onlarında kitaplarının sıdkına olan doğruluğuna deliller hakikati ile Hazreti Muhammed?de bulunmuştur. Bütün kitapların ruhu Kuran?da, bütün peygamberlerinde ruhu Resulullah?ta toplandı. Kabul etmelisiniz diyor.
İslamiyeti kabul etmenizde size zorluk yok. Şunu da uydurdular, İslam haktır ama biz girmiyoruz deseler de kurtulur. Yani peygamber yalancı değil demek yeterlidir diyorlar. Üstad bunu demiyor. Dininizi terk etmenizi istemiyor. Zaten itikatta tüm meseleler bir. Sizde sadece bazı şeraat hükümleri değişecek diyor. Şarap orada serbest ise burada haram edildi. Bunlarda ilaç gibidir, birine yarayan ilaç diğerine zarar verir. Doktor herkese farklı ilaç verdiği gibi ahir zamanda da bu İslam?ın reçetesidir diyor.



Hz. İSA MESELESİ


Cübbeli Ahmet Hoca: Ahir zamanda Hz. İsa Deccal?ı öldürdükten sonra insanlar ekseriyetle imana girerler. Hâlbuki yeryüzünde Allah diyenler bulundukça kıyamet kopmaz. Peki, kıyamet nasıl kopacak, insanlar nasıl küfre dönecek sorusuna cevap veriyor. Hadis-i Sahihte rivayet edilen Hz. İsa, geleceğini ve şeriatı İslamiyet ile amel edeceğini söylüyor. Yani Hıristiyanlık tasaffi edecekteki kastı ne? Kastı, Hz. İsa, İslam ile amel edecek, deccalı öldürecek. İmanı zayıf olanlar uzak görüyorlar bunu. Hâlbuki hakikatini anlatırsa geri kalmaz. Bunlar sahihtir diyor. Süfyan çıkacak. Ehlibeytten Muhammed mehdi isminde bir zat çıkacak. Süfyan?ı helak ediyor. Hz. İsa Hıristiyanlığı tahrifattan sıyıracak. Hakikat İslamiyet ile birleşecek. Üstad hazretlerinin sözlerini bazen uzun olduğundan millet yanlış anlayabiliyor. Mehdi imam olacak, cemaati olacak. insan şekliyle bulunan Hz. İsa deyince ehli sünnettir. Bu söz iftiraları çözüyor. Hz İsa, geldiği vakit herkes onu bilmek lazım değildir. Nur derecesinde herkes onu tanır. Ancak o vazifesini yapacak.



BİLMEMEK MAZERET DEĞİL


Cübbeli Ahmet Hoca: Hıristiyanlığa karşı muhafaza eden camilerin arkalarındaki tekkelerde Allah Allah diyenlerin iman güçleri, tarikatlar bunlara vasıtadır. Hıristiyan siyasetinin müthiş hücumlarına karşı da sarsılmaz zikirlerdir. Dolayısıyla ben Üstad hazretlerinin bu yönünü bilmiyordum. Bilmemek mazeret değil, biz okumamıştık. Bunları okuyunca kendisinin Eşari görüşünde olduğu, ehlisünnet olduğu, tarikatlara olumlu baktığı, Hz. İsa?nın ineceği gibi konular anlaşılmış oldu.


Mehmet Paksu: Bediüzzaman hazretleri üstatlarını sayarken Mevlana hazretleri, Şah Nakşibendî Hazretlerini, Abdulkadir Geylani, Bağdadi, İmam-ı Rabbani?den çok bahseder.



RİSALE-İ NUR İÇİN İLİM, İHTİSAS, MUHAKEME LAZIM


Cübbeli Ahmet Hoca: Onlara şehit hükmü vermesi açığa kavuşmadı. Orada üstadın ilhamı vardır. Âlimlerin zahir-i muhalif görünen görüşlerini de reddetmiyoruz. Ehlisünnet dışı da demiyoruz. Bu araştırmalarda Üstad hazretlerinde bir muhalefet olmadığını gördüm. Yalnız bazı mektupların şerh edilip, izah edilmesi noktasında bir ilim ehlinin anlatması gerektiğini düşünüyorum. İnsanların yanlış anlayarak üstada iftira atması söz konusu olabilir. Risale-i Nur için ilim, ihtisas, muhakeme lazım. Şahsı manevi lafında reformistlerin lafını anlıyorlar. Hâlbuki öbür sözünü görmeyince farklı şeyler anlar. İmam-ı Rabbani ile aynı görüşlerdedir. Her ikisinde de şefkat ve merhamet ağır basıyor. İmam Rabbani öyle ki cehenneme girmelerindense toprak olmalarına bağlamıştır. Yani azap olmadan kurtarıyor. Yalnız Eşari?ye tam olarak burada katılmıyor. Üstad ilhamlarına göre tercih yapıyor.




Kaynak . [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Perşembe, 28 Ocak 2010

 

Alt 07 Şubat 2010, 14:35   #6
Çevrimdışı
glu
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Cübbeli Hoca özür diledi




Herkes'in haddi değil o risaleleri anlamak ve yorumlamak. Cübbeli hocanın kendini vermesi lazım Risaleye ondan sonra belki düzelir.Öyle tek seferde anlanılacak eserler değil Risaleler. Biraz daha kafa patlatması lazım...

 

Alt 07 Şubat 2010, 15:12   #7
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Cübbeli Hoca özür diledi




Bu konuşmayı izlemiştim burada bahsettiği olay eski Türkçe olmasıydı ama yanlış anlaşılmalara neden olmuş sanırım günümüz Türkiye'sinde kaç insan eski Türkçe'yi ne kadar biliyor ki? Günlük konuşmalarımız 300 500 kelimelerden ibare.

 

 

Etiketler
cubbeli, cübbeli, diledi, hoca, ozur, özür


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Cübbeli Ahmet Hoca: Noel Baba'yı bırakın Cübbeli Hoca'ya takılın! Düş Haber Arşivi 0 03 Ocak 2015 18:58
Cübbeli Ahmet Hoca Gözaltında . LeyLa Haber Arşivi 1 09 Aralık 2011 12:57
Cübbeli Cem Hoca dikkat çekti! Lucifer Haber Arşivi 0 18 Haziran 2010 14:52