[Feronia]

İşkenceyle öldürülen erin annesi isyan etti
Askerde işkenceyle öldürülen erin annesi, "Başörtülüyüm diye garnizona almadılar. Çocuklarımız niye askere alıyor" dedi.

15.10.2011 - 17:56


KKTC 'deki 28. Tümen'de askerliğini yaparken bir arkadaşıyla yaşadığı tartışma yüzünden Disko olarak bilinen disiplin koğuşuna gönderilen ve burada gördüğü işkence sonucu 2.5 ay boyunca verdiği yaşam savaşını kaybeden Uğur Kantar, dün gözyaşları arasında son yolculuğuna uğurlandı. Acı ve öfkenin hakim olduğu cenazede acılı aile, tek erkek evlatlarının işkence sonucu öldürülmesine ve hiçbir askeri yetkilinin törene katılmamasına isyan etti.

'Uğur kampa gitti' dediler
Baba Aydın Kantar, oğlu Uğur'un en son annesiyle internette konuştuğunu ve "İnşallah Disko'ya girmem, buraya girenlerin hepsi özürlü çıkıyor" dediğini söyledi. Daha sonra çocuğundan bir daha haber alamadıklarını öne süren Kantar, yaşadıkları acıyı şu sözlerle anlattı: "Birçok kez oğlumuzu aradık, bize 'Uğur kampa gitti' dediler. GATA 'ya gönderdiklerinde ise çocuk ölüydü.Daha sonra Uğur'un bir hafta boyunca dövüldüğünü, aç bırakıldığını, sürekli kendisine işkence yapıldığını öğrendik. Çocuğumu öldürdüler. Bir de üzerine komutan dalga geçer gibi bana, 'Ebru Gündeş de güneş çarpması sonucu hasta oldu bir şey olmaz ' dedi! "

ÇOCUKLARIMIZI NEDEN ASKERE ALIYORLAR?
Düne kadar bir tane askeri yetkili dahi beni aramadı. Dün bir albay aradı, 'Şimdiye kadar neredeydiniz?' dedim. Askere gitmeden önceki Uğur, check-up yaptırmıştı. Orada sapasağlam çıkmıştı. Hiçbir şeyi yoktu. Ama hastanede zamanla ayaklarındaki, kafasındaki deriler akmaya başladı. Oğlumdan haber almak için garnizona eşimle gittik, başörtülü diye almadılar. O zaman bizim çocuklarımızı neden askere alıyorlar?"

45 derecede güneşte tuttular, su vermediler
Uğur'u son görenlerden biri asker arkadaşı Soner Kandemir, Disko'da yaşananları ayrıntılarıyla anlattı: "Bir arkadaşıyla tartıştı diye bir hafta disiplin koğuşu cezası verilmişti. Bir hafta sonra almaya gittiğimizde Uğur, 45 derece sıcaklıkta güneşin altında oturuyordu. Susuz bırakılmıştı. Bizden su istedi. Verecektik ama gardiyanlar engel oldu. Ceza süresinin dolmadığını söylediler. Biz de 2 saat sonra tekrar gittik. Uğur, bu sefer sandalyenin üzerinde elleri kelepçeli ve kendinden geçmiş haldeydi. Ama bize 'Buna inanmayın numara yapıyor' dediler. Uğur'u sedyeyle bize teslim ettiler ve ambulansla hastaneye kaldırdık. 3 gün su vermemişler ve komalık olana kadar feci halde dövmüşler."

Barış Kuvvetleri komutanına suç duyurusu geliyor
Er Uğur Kantar'ın ölümüyle ilgili soruşturma devam ediyor. Kantar Ailesi'nin avukatlarından Selçuk Kozağaçlı, şu anda işkence yapan iki askerin Girne Askeri Cezaevi'nde tutuklu bulunduğunu, olayda ihmali bulunan Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Adem Huduti dahil birçok subay için de suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.

Uğur tek değil, işkence sistematik
Kozağaçlı, 2 asker Ayhan Arslan ve Fırat Keser'in aldıkları emirlerle birçok askere sistemli işkence yaptıklarını söyledi: "Bu askerlerin Uğur ile bir problemi yoktu. Disiplin koğuşunda sistematik bir işkenceydi bu. Bizim tespit ettiğimiz 20 askerde de kaba dayak ve sistematik işkence hikayesi var. Hapishane komutanı, kısım komutanları, hapishane de görevli astsubaylardan Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Adem Huduti'ye kadar herkes sorumlu.

Çeber davasını emsal göstereceğiz
Askeri mahkemede bu kişiler hakkında dava açmayı planlıyoruz. İhmal suretiyle, işkence ile adam öldürmeye iştirak suçundan dava açacağız. Engin Çeber dosyasında Metris Cezaevi 2. Müdürü Fuat Karaosmanoğlu'na verilen ceza gibi. O da ihmal suretiyle ölüme sebebiyetten dosyası Yargıtay'a gitse de müebbet hapis cezası aldı."

AİHM: 'Disko' insan hakkı ihlali
Kantar Ailesi, AİHM'e kadar gideceklerini söylüyor. AİHM, geçtiğimiz aylarda Ersin Pulatlı adlı vatandaşın 'bir hafta askeri disiplin koğuşunda kaldığı' gerekçesiyle yaptığı başvuruda Türkiye'yi mahkum etmişti. AİHM bu kararla, 'Disko' cezası verilmiş binlerce askere de tazminat yolu açtı. 'Disko' cezasının 'insan hakkı ihlali' olduğuna kanaat getiren AİHM Pulatlı'ya, Türkiye'nin 9 bin euro tazminat ödemesi gerektiğine hükmetmişti

ensonhaber