Çevrimdışı

Kılıçdaroğlu: Devletin arşivleri açılmalı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Dersim'de yaşananlarla ilgili özür dilemesini değerlendirdi.
Kılıçdaroğlu, "Özür dilemek yetmez, devletin arşivleri açılmalı." dedi.





Kemal Kılıçdaroğlu, bir dizi ziyaret için Ankara'dan İstanbul'a geldi. İlk olarak Kozyatağı Kültür Merkezi'nde gelen Kılıçdaroğlu, burada Kadıköy Belediyesi Başkanı Selami Öztürk'ün sunumunu izledi. Ardından kürsüye çıkan Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Dersim'de yaşananlarla ilgili özür dilemesini değerlendirdi.

Türkiye'nin gündeminin tarihle yüzleşmek olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Plan bütçe komisyonu üyeliği yaptığımda demiştim ki, 'Her ülke, kendisi için gizli olan pek çok belgeyi saklar, ama bu saklamanın bir süresi vardır. Sonra bunlar açıklanır. Açıklanır ki, insanlar geçmişteki tarihiyle yüzleşsinler.' Milli İstihbarat Teşkilatı'nın yasası dolayısıyla bu konuşmayı yapmıştım. Yine o konuşmada demiştim ki, 'Bizim tarihimizde acı çeken çok insanlar var. Nazım hikmet, Sabahattin Ali, Aziz Nesin, Cemil Meriç... Sanatçıların ne kadar acı çektiğini biliyoruz. Kim bilir devletin arşivinde bu sanatçılarla ilgili olarak ne belgeler fotoğraflar, raporlar var."

Bu belgelerin neden açıklanmadığını soran Kılıçdaroğlu, konuyla ilgili önerge verdiğini, verdiği önergenin AK Parti tarafından reddedildiğini aktardı. Tarihle yüzleşmede samimi olması gerektiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, "Başbakan'ın özür dilemesini istedim. 'Ben özür dilemem' dedi. Neyse dün özür diledi. Ama özür dilemek yetmez. Açıklıyorum dediği belgeleri açıkladı. Açıkladığı belgeler kamuoyunun bilmediği belgeler değil. Açıkladığı kitap, Jandarma Umum Kumandanlığı'nın hazırladığı kitap. Benim 1970'lerde Türk Tarih Kurumu'nun kütüphanesinde okuduğum kitap. Daha sonra basıldı, piyasada satılıyor. Söylediği belgeler bilinen belgeler. O zamnan özür yetmiyor, devletin arşivlerini açacaksın. Devletin arşivlerini açacaksın ki bizde bilelim. Niye devletin arşivlerini açmıyorsun?" dedi.

Ak Parti gerçeğinin masaya yatırılması gerektiğini ifade eden kılıçdaroğlu, "12 Eylül'de devrimciler ve ülkücüler acılar çekti. O acıları sömürerek anayasayı değiştirdiler. O acıları sümürerek yargıyı siyasallaştırdılar. Dersim acılarını sömürerek başka amaçlar peşindeler. Başbakan sana düşen görev, özür dilemenin yanında devlet arşivlerini açmaktır. O zaman geçmişimizle yüzleşiriz." diye konuştu. Devletin arşivini açmanın da tam olarak yetmeyeceğini kaydeden Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle tamamladı: "Dersim sürgünlerinin arşivlerini de açmak lazım. Ben o defterleri istedim, vermediler. 'Arşiv yok' diyor. Arşiv var, o arşivleri açacaksın. Sürgün edilen ailelerin topraklarını geri vereceksin. Hasan Hüseyin Korkmaz'in 'Acıyı Bal Eyledik' isimli bir şiir kitabı var. Dersimli acıyı bal eylediç Dersimli acısını AKP'ye sömürtmez. Hala söylüyorum. Dersimin arşivlerinin açılması yetmez. Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Aziz Nesin ve Necip Fazıl Kısakürek'le ilgili arşivleri de açalım." Kılıçdaroğlu, buradaki programının ardından yeni açılan bir alışveriş merkezini gezdi.

 

Çevrimdışı

bırakın artık şaklabanlığı...

 

Çevrimdışı

Biri Kılıçdaroglunu sustursun bence. Konuştugu her kelime CHP'yi iyicene dibe yanaştırıyor. Kısa süreçte yaptıgı tüm açıklamaları yuttu hala utanmadan sıkılmadan yeni yeni açıklamalar yapıyor. En basitinden yemin meselesi olayı o kadar abarttı ki sonra "Tükürdüklerini yalarlar" övgüsüne mahzar oldu. Bu acıklamasıda yemin meselesi gibi eger ki Devlet arşivleri açılırsa CHP'nin Türk tarihi açısından ne kadar tehlikeli bir parti oldugu ortaya cıkacak. Atatürk döneini katmazsak CHP bu ülkeye 1 tane bile faydalı şey yapmadı bu açık ve net. Dersimden tutunda, Türkçe ezana, Kuran okunmanın cezalandırılmasına kadar.. Kılıçdaroglu geldiginde umutluydum yeni bir yüz yeni bir anlayış diye avutuyordum kendimi ama Kılıcdaroglu muhalefet yapamamazlıgıyla Baykal'ı uzun süredir arattırıyor bize. Umarım düzelir muhalefet düzelmezse hükümetin eksikleride düzelmez. Bence kaliteli hükümet kaliteli muhalefetten geçiyor.

 

glu Nickli Üyeden Alıntı Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Kılıcdaroglu muhalefet yapamamazlıgıyla Baykal'ı uzun süredir arattırıyor bize.

Deniz Baykal devletçi bir politika izlerdi. O zamanlar Baykal silüetinin eskimesinden ötürü yeni bir yüz arayışı veya yeni bir yüz oluşturma çalışmalarına sadece görsellik olarak değil de politik olarak da başlandı. Neydi, Baykal devletçi bir yol izlerdi. Peki yeni bir yüzle yeni bir döneme girecek olan CHP'ye sadece başkan değişikliği yeterli miydi? Tabiki hayır. Bu sözlerim birçok arkadaşımı kızdırabilir ama ne yazıkki bu gerçeği artık görmeliler. Kılıçdaroğlu gelince CHP halkçı bir politika izlemeye başladı. Sokaklara, kahvehanelere, halk pazarlarına indi Kılıçdaroğlu. Peki neden? Sahiden bu kadar çok mu seviyordu halkını? Yoksa Baykal'ın devletçi politikasını bitirip, halkçı bir politikayla Kılıçdaroğlu'nu meydana sürerek daha sağlam bir muhalefet oluşturmak mıydı amaç?

Peki bu amaç acaba kimin amacı? Bunu görmek lazım, bunu bilmek lazım.

 

Çevrimdışı

Kılıçdaroğlu kaç feet yüksekten uçuyor bilmiyorum ama türbülansa giren kafasına birkaç kova su döküp ayıkmasını sağlamalı birileri !
Onuncu yıl marşı söyleyerek tekmeyi sallayacaklar poposuna haberi yok !