Çevrimdışı

İbrahim ve Meryem Alıcı çiftinin ikinci çocukları olan Gamze Alıcı, küçük yaşta yakalandığı kan kanserini (lösemi) Ege Lokmanı olarak bilinen Herbalist Şevki Güngör'ün uyguladığı bitkisel tedaviyle yendi. Kızının hastalık sürecini anlatan anne Meryem Alıcı, "Allah dualarımızı kabul etmişti. Bir kızımız olmuştu. Eşim ve ben yeni doğan kızımızı kucağımızdan indirmiyorduk. Dünyalar güzeli kızımız üç günlük olunca ona kendisi gibi güzel bir isim koyduk. Gamze. Derken Gamze dört yaşına geldiğinde bir gün vücudunun bazı bölgelerinde kızarıklık çıkmaya başladı. Aynı zamanda çok yüksek ateşi vardı. Ne yaptıysak ateşini düşüremiyorduk. Çok telaşlandık. Eşimle kızımızı aldığımız gibi Ege Üniversitesine gittik. Burada bazı tetkik ve incelemeler yapıldı. Doktorların telaşından önemli bir şey olduğunu seziyorduk. Ama ne olduğunu da sormaya korkuyorduk. Bir dizi test ve tahliller yapıldı. Aradan geçen bu süre bize ömrümüzden ömür aldı. Çocuk servisinde yapılan bu muayene sonunda doktorlar bizi onkoloji servisine gönderdi. Burada tekrar muayene yaptılar. Raporlar incelendikten sonra doktorlardan biri beni ve eşimi bir odaya aldı. Evimizin neşesi, dünya tatlısı kızımız Gamze, o küçücük yaşında çağın illet hastalığı lösemiye yakalanmıştı. Bu sonuç karşısında şok olduk tabi. Dünyamız karardı."

YAPILACAK HERŞEYİ YAPTIK

Doktorların Gamze'nin tedavisinin hemen başlaması gerektiğini söylediğini belirten anne Meryem Alıcı, şunları söyledi: "Gamze'yi hastaneye yatırdılar. Eşim ve ben hastaneden çıkmaz olduk. Tedavi üç ay sürdü. Ama herhangi bir iyileşme görünmüyordu. Yapılan tüm tahlillerde kan değerleri gittikçe düşüyordu. Minicik vücudu bu hastalıkla mücadele edecek kadar güçlü değildi. Bir gün son kontrolünden sonra doktorlar benimle eşimi tekrar karşılarına aldı. 'Kızınız için her şeyi yaptık. Tüm imkanlarımızı kullandık ama maalesef bundan sonra yapabileceğimiz başka bir şey yok. Çocuğunuzu alıp eve götürebilirsiniz.' dediler. Ne yapacağımız bilemedik. Artık hastaneden çıkmaktan başka çaremiz kalmamıştı. Büyük bir üzüntü içinde evimize döndük. Gamze gözümüzün önünde eriyip gitmişti. Ölüme doğru her gün adım adım yaklaşıyordu. Bir şeyler yapmamız gerekiyordu."

Gamze'nin hastalığı süresince kaldıkları hastanede kanser sağlığı ile ilgili çok şey öğrendiklerini anlatan Alıcı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bazı hastaların bitkisel tedavilerle iyileştiğini duymuştuk. Araştırmalara başladık. Konuştuğumuz herkes Ege Lokman'ı tavsiye ediyordu bize. Adresini bulduk, gittik Manisa Kırkağaç'a. Raporlarımızı inceleyen Şevki Güngör bey, kızımız gibi lösemi hastalığına yakalanmış doktorlar tarafından umut kesilmiş bir çok hastanın bu ürünlerle iyi olduğunu söyledi. 'Merak etmeyin. İnşallah sizin kızınız da iyileşecek' dedi. Bu yeni umut bizi çok sevindirdi. Ege Lokman'dan aldığımız bitkisel ürünlerle eve döndük. Tarif ettiği gibi kızımıza bu kürlerden yedirip içirdik."

DOKTORLAR ŞAŞIRDI

Bitkisel ürünleri kullanmalarından 15 gün sonra kızlarının vücudundaki kızarıklıkların yavaş yavaş yok olmaya başladığını dile getiren Alıcı, sözlerine şöyle devam etti: "Ateşi de düşmeye başladı. Bu iyileşme belirtileri karşısında evimizin içinde yine bir bayram coşkusu yaşanmaya başladı. Verilen kürleri kullanmaya devam ettik. Her ayın sonunda gidip tahlil yaptırıyoruz. Sonuçlar her defasında daha iyi çıkıyor. Bu durumu gören doktorlar da şaşırıyor. Bu tedaviye devam etmemizi söylüyorlar. Tam bir yıl üçer aylık periyotlar halinde Ege Lokman'dan bitkisel kürleri alıp kullandık. Bir yıl dolunca son yaptırdığımız tahlillerin raporlarını inceleyen doktorlar Gamze'nin vücudunda lösemiden eser kalmadığını belirtti. Onlar da en az bizim kadar şaşkın ve mutluydu. Bu raporları alıp tekrar Ege Lokman'a gittik. İnceledi, 'Gözünüz aydın, artık korkacak hiçbir şey yok. Kızınız ilk doğduğu gün kadar sağlıklı. Bitkisel kürleri de kullanmanıza gerek yok' dedi. Allah ondan razı olsun. O günden sonra Gamze bir rahatsızlık geçirmedi. Abisi ile birlikte evimizin neşesi, mutluluğu olmaya devam ettiler."