Çevrimdışı

Türkiye'nin tarihinde soykırım olmadığını vurgulayan Erdoğan, zamanında mazlumların Osmanlı'ya sığındığını hatırlattı.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ile İİT Parlamento Birliğinin katkılarıyla Ceylan Intercontinental Otel'de düzenlenen ''Müslüman Toplumlarda Değişim ve Kadının Rolü Konferansı''nda yaptığı konuşmada, dün Fransa Ulusal Meclisi'nde Türkiye'yi yakından ilgilendiren bir yasa teklifinin oylandığını ve kabul edildiğini hatırlattı.

Böyle bir toplantıda Fransa'ya değinmesinin bazı kişiler tarafından sorgulanabileceğini ifade eden Erdoğan, ''Bunu ortak bir mesele olarak gördüğüm için gündeme getiriyorum. Çünkü ayrımcılığın, ırkçılığın bu dünyada nerelerden neşet ettiğini, nerede hala varlığını koruduğunu bilme bakımından bunu söylemeyi kendim için görev telakki ediyorum'' dedi.

Konuya ilişkin dün değerlendirmelerini yaptıklarını ve Fransa'ya yönelik uygulayacakları bazı tedbirleri açıkladıklarını hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Fransa'da yapılan oylama, ki bugün Fransa'da yaklaşık 5 milyon Müslüman var, Fransa'da ve Avrupa'da ırkçılığın, ayrımcılığın, Müslüman karşıtlığının ne kadar tehlikeli boyutlara ulaştığını net olarak ortaya koymuştur. Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, Türk ve Müslüman düşmanlığı üzerinden seçim kazanma hırsı içine girmiştir ve böyle tehlikeli oyunlar oynamaktan da ne yazık ki kaçınmamaktadır. Cezayir'de, 1945 yılından itibaren tahminen nüfusun yüzde 15'i Fransızların katliamına uğramıştır. Bu bir soykırımdır. Cezayirliler, fırınlarda toplu olarak yakıldı, acımasızca şehit edildi. Eğer Fransa Cumhurbaşkanı sayın Sarkozy, bu soykırımı bilmiyorsa, gitsin babası Pol Sarkozy'e sorsun. Babası Pol Sarkozy, 1940'larda Cezayir'deki Fransız lejyonunda askerlik yaptı. Eminim ki oğluna, Cezayir'deki Fransız katliamı hakkında söyleyecek çok sözü vardır.''

Sarkozy'e hatırlatma

Başbakan Erdoğan, Sarkozy'e bir başka hususu daha hatırlatmak istediğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''1492 yılından itibaren, yani 15'inci yüzyılın sonlarından itibaren binlerce Musevi aile, İspanya'dan engizisyondan kaçarken onlara Osmanlı devleti, yani bizim dedelerimiz kucak açtı. Bunu söylediğimizde bazı Museviler bundan rahatsız oluyor. 'Niye ikide bir bunları hatırlatıyorsun?' diye... Tarih bilmiyorsunuz da onun için. Binlerce Musevi, Osmanlı topraklarına, Osmanlı'nın hoşgörüsüne sığındı. Yüzyıllar boyunca da Osmanlı Devleti'nin tebaası olarak sorunsuz şekilde hayat sürdü. İspanya'dan kaçıp Osmanlı'ya sığınan Museviler, bugün Yunanistan'da bulunan Selanik şehrine ve çevresine yerleştirildiler. Benedikt Malla, işte Osmanlı'nın sahip çıktığı, kucak açtığı bu Musevilerden biridir. Selanik Osmanlı idaresinden ayrıldıktan sonra 1904 yılında Fransa'ya göç etmek zorunda kalmıştır. Benedikt Malla, bugün Fransa'nın Cumhurbaşkanı olan sayın Sarkozy'nin de dedesidir. Sayın Sarkozy, Türkiye'nin tarihinde soykırım bulamaz. Eğer Türkiye tarihine bakarsa, eğer kendi ailesine, kendi aile şeceresine şöyle bir derinliğine bakarsa, orada Türkiye'nin, Türklerin yardımından, hoşgörüsünden, şefkatinden başka hiçbir şey görmez ve göremez.''

 

Çevrimdışı

Helal başbakanım. Demek Sarkozy'in dedesi zamanında bize sığınmıştı. İşte torunu da vefasını böyle gösteriyor demek.

 

Çevrimdışı

ben Ağrı'da askerlik yaparken o bölgede yaşayan pek çok arkadaşta vardı birliğimizde ve bu konu birkaç kez geçmişti sohbetlerimizde arkadaşların anlattığına göre onlara da dedelri vs anlatırmış sözü edilen dönemde neler yaşandığını .o Dönem Ermenilerde Türkleri katletmiş Türklerde onları daha sonra sıradan geçirmiş ..

Zaten sözü edilen dönem bir savaş var ortalıkta ve o savaşta 1.5milyon Türk ölmüş Ermenilerin kaybı 300000 civarı deniyor.bunların asıl derdi aslında öldürülmek değil dertleri topraktan kovulmuş olmak toprak kaybetmek.bunların kuyruk acısı Erzurum'u Ağrı'yı kaybetmek ..savaştan evvelki kayıtlarda baya bir nüfus yoğunlukları varmış savaşatan sonra toprak kaybedişnce ölen ölmüş kaçan kaçmış.

bir hikaye vardı ilk saddam hüzeyin kuveyti işgal ettiğinde 90'ların başlarında rahmetli Turgut Özal buna telefon açmış ne işin var kardeşim Kuveyt'te bak savaş çıkacak canına okuyacaklar diye Saddam demiş ama orası bizim toprağımızdıda efendim ingilizler masa başında sınır çizip bizden aldı biz bize ait toprakları geri alıyoruz demiş..Turgut Özal'da eğer geçmiş defterleri açarsak değil kuveyt Irak tüm arap yarım adasıda bize aitti öyleyse bizimde sizi işgal etmemmiz gerekiyor demiş...

100 yıl evvel şurası bizimdi burası bizimdi vs hala akılları nerde...

__________________
Beş Tas Has Hoş Hoşaf.

 

Psikolojik harpten dem yanar dururum mesela.
Bir Türk başbakanın boynu bükük oturduğu koltuk...
Hemen diğer koltukta bacak bacak üstüne atmış bir başka ülkenin başbakanı...

Zaman ilerler, Türklerin başbakanı değişir.
Türkiye değişir, mevzu değişir.
Yeni başbakan da artık bacak bacak üstüne atar.

Mekan değişir, ziyaret edilen ülke de değişir.
O ülkenin başbakanı bu sefer sol ayak topuğunu sağ dizine yerleştirip, daha daha bir bacak bacak üstüne atar.

Hay sizin ben psikolojik harbinizeeee!