Çevrimdışı

Aslında iyi bir yönetici olmak için illah orta yolu beklemek gerekmiyor. Bazen çözüm için gözümüzü açmak ve hafif pratik olmak yetiyor.

Sanki yol bilindik bir yerlerden geçmek ile ilgili. Ağam paşam demeden önce insanların gönlünü yapacak hatta sevgisini kazanacak belki de çok fazla değil yüreklerini okşayacaksınız.

Tatlı sözlerle işinizi her yerde yaptırmanız mümkün mü?

Bence mümkün.

Sert bir tavırla karşılaşmadığınız her eleman, her satış yapan tezgâh görevlisi de buna dahildir. Nasıl satın alınan malın üzerine toplam fiyatta KDV ilaveli. Biz insanoğluna da her an elektrik verecek, yüksek enerjili bir tatlı dil gerekiyor galiba. Birazda gözü açık olmak lazım ama…

Geçen gün devlet dairesi diye nitelendirdiğimiz bir kurum içi fazla eleman yok diye millet sırada gönüllülük ediyor diyen bir arkadaşa bile rastlıyorsunuz sokaklarda.

Hele düzensiz numaratörler yoksa yandık. Listeye yazıl ve sıranın sana gelmesini bekle. Listenin başında da numara olmadan ya çağıran olmasa iş karmakarışık.

Okuma yazma bilmeyen dostlarımızı düşünmek de bize düşüyor onlara ilk fırsatta yardımcı olmak da. Her şeyi kendimize lazım olan kadarını bile bilmenin verdiği ukalalık bir yere kadar.

Gelelim ölümlü dünyanın ölümsüz gibi görünen, var olan egolarına. Büyük adımlarınız sizi öyle yukarılara taşır ve siz farkına varamazsınız ki birden ne olduğunu anlamak için günlerinizi de, sizi sevenleri de harcarsınız. Sizde değişim olduğunu söyleyenlere bile bizi pof poflamıyor diye kızarsınız. Buna örnek olarak da henüz ilköğretim sıralarında eğitim gören yavrularımızın bizler için kullandığı tabirler ve yaptığı yorumlar geliyor.

Gayet komik.

Onlar için zaman kavramı bile bizimki gibi değil.

Kabullenelim düşüncelerimiz onların ki kadar hızlı da değil.

Parkın içinden geçiyorum, elinde mısırı ile tahminlerime göre yedi yaşındaki bir kız çocuğu ile on yaşlarındaki ağabeyim dediği çocukların davranışları gerçekten görülmeye değerdi.

Oturma yerleri dolu ve yaşlılar hava almak için parka inmiş belli ki ama kimse rahatını bozmaya niyetli değil, gelen geçen kalabalık ise kimsenin umurunda olmazken bu iki güzel kardeş tek tek bankların yanına yaşlılara yer açmak için söyleniyor.

Bravo.

Çocuklar belli ki yakın oturuyor ve başlarında büyükleri yok. Bir tane bankta oturanı kaldırmayı başarabilen kardeşlerden biri yaşlı teyzenin koluna girip onu oturtuyor.

Görseniz kollarınız diken dike olur. Sanki masallardaki hayal kahramanı ufaklıklar. Gözler böyle şeyleri aramayı çok istiyor lakin nerede? İşte ağaç yaşken eğilmiş, evde tembihlenmiş. Her halinden nerede olursa olsun kişi kendini bir sonraki geleceğine hazırlıyor resmen. Yani çocukların maşallahı var.

Bir diğer arka sokaklar ise, şehrin göbeğinde apartman katlarında sık sık duyduğumuz cinsten. Duyup uyaran varsa bence acele etsin. Yıllardan beri takdik arayan hırsızlar. Son zamanların yeni adlarını da kibar hırsız olarak nitelendirdikleri cinsten.

Önce apartmanın biri dış cephesi boyama için kurulu iskelesi ile bitişe yakın vaziyette. Gelen geçenin de gözü o iskelede hatta mahalle sakinleri ne zaman biteceğini sorarken alın size üç gün önce anlatılan canlı bir olay. Arka sokaklarda çok şeyler oluyor duyduk duymadık demeyin. İyi niyetleri de gizlemeyin.

Apartmanı tek tek yoklayan hırsız kendine açılan kapıdaki kişi ile önce yandaki apartmanın damını yapan olarak tanıtıyor kendisini. Sonra adlarını öğrendiği hatta günlerce üzerine kafa patlattığı apartman komşularını birbirlerine söylüyor. Apartman sorununu tespit eden bir bilirkişi gibi bunu özellikle yaş grubu orta yaşın üzerindeki kişilere yöneticiyi bulmaya çalışarak geçiren hırsız ardından apartman içinde öğrendiği bir ismin kendine tam yetki verdiğini ikna ederek anlatıyor.

Orada kazandığı zamanla iş bulup çalışsa, en hayırlısını yapacak.

Ama nerede?

Apartmanın akan damı tespiti ve sonrası yaşlı ve evde sürekli kalan teyzelerden damı onarma girişimi, gün içinde malzeme alma ve bir sonraki gün işe başlama sözü ile gidiş o gidiş.

Olan bizim gündüz gözüyle yoklanmış ve bilgi alınmış teyzelerimizin hem kapılarını tanımadık insanlara açışı, hem güven duyarak inanma ve belki de son cep harçlıklarını uzatmaları.

Olayın iç yüzü gece saatlerinde çıkıyor çıkmasına.

Olan olmuş ve apartman dolandırılmış.

İş işten geçmeden tedbiri elden bırakmadan biraz da panik havası estirmeden soğukkanlı davranmak her şeyin başı.

İkna olan ve böyle acele bir durumda kimin aklına polisi aramak gelir ki?

Her kılığa giren profesyonel hırsızlar son dönemlerde özellikle iş kollarını da yakından takip ediyor belliki...

Bence her şey bir kenara şimdi devlet tarafından görevlendirilmek üzere evlere gelip, gelir tespiti yapacak kişilerle olan diyaloglar da mühim.

Sosyal sigortalar tarafından eve gelir tespiti için gelecek kişileri eve nasıl alırız soruları yine arka sokakların sesi.

Sokaktakilerin, mahalle sakinlerinin ve konu komşunun tutumu yani bizler her yeni uygulamaya hem hazırlıklı olmalı hem de telâşe memuru olmamalıyız.

__________________
Exy..