IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
 
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 03 Şubat 2012, 21:02   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Tuzağa Düşmeyelim





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Bir halt yiyecekseniz, o haltı yediğinizde ne gibi bir tepki ile karşılaşacağınızı öğrenmenin değişik yolları vardır.

Mevcut hükümet 9 yıldır sürekli “halt” işlediği için, son vurucu darbe, yani altın vuruşu yapmadan önce alacağı tepkiyi ölçüyor. Bunu da medya maymunu yaptığı “mayın eşekleri” vasıtası ile yapıyor.

Ulusalcı+milliyetçi kesim ise sürekli bileniyor. Tepki katsayısı yükseliyor.
Harekete geçmemiş olan bu “tepki ve ülkeye sahip çıkma enerjisi” nin ne zaman ve nerede patlayacağını tahmin edemeyen küresel elit ve yerli uşakları, bu enerjiyi başka yöne kanalize ederek sönümlendirmek istiyor. Bunu yaparken de ulusalcı+milliyetçi kesimden görünen kışkırtıcı ajanlarını kullanıma sokmuş görünüyor..

Cumhuriyet mitinglerini hatırlayın. Ankara’da yapılan ilk miting muhteşemdi. Pankartlar o kadar yaratıcı idi ki. Antiemperyalist söylemler ile yola çıkıldı. Basın görmemezliğe geldi ama katılımın yüksekliği nedeniyle ucundan-kenarından görmek zorunda kaldılar.

İstanbul’da yapılan Cumhuriyet Mitinglerine “küreselciler” sızdı. “Ordu Göreve” pankartı açılarak tersten destek verilirken, Cumhuriyet Mitinglerini yapanlar “darbeci” olarak yaftalanmasına zemin oluşturdu.

Mütedeyyin kesimi incitecek söylemler kürsülerden haykırıldı. Oysa ilk yola çıkanların tek sloganı “ne AB, ne ABD, tam bağımsız Türkiye”” idi. İstanbul mitingini gördükten sonra; “bu mitingler amacından sapmıştır” diye yazdım. Milli duygular özellikle kışkırtılıyordu. Yazımda; “Milli duygular bilerek kışkırtılıyor. Bir kesimin ölçüsü alınıp deli gömleği biçilecek. O deli gömleğinin kolları da Erdoğan’a bağlatılacak.” Demiştim.

Maalesef gerçek çıktı. Ölçüsü alınan vatanseverler Silivri’ye tıkıldı. Yani bir deli gömleği biçildi. Fehmi Koru’nun yalanlanmayan açıklamasıyla bu deli gömleğini bağlama görevi Erdoğan’a Bush tarafından verildi.

Milli Eğitimin “tek dünya devleti” ne uygun, milliyetsiz-melez dinli-tek dilli devletine asker yetiştiren Gayri Milli Eğitime dönüştürülmesi süreci… Türksüz Anayasa yapmak… Ülkeyi Federasyona götürmek… Kurucu felsefeyi iftiralarla yok etmek… Atatürk’ü “devrik lider” konumuna düşürmek… Orduyu küçülterek NATO’ya tetikçi yapmak…

Bu hedeflere varıp gerçekleştirebilmek için yollarına çıkacak dikenleri “onlar için diken, bizim için vatansever” kesimi temizlemek. Yani, ikinci bir operasyon yapmak…

Bu günler ikinci operasyona gebe görünüyor.
Mesela “Hepimiz Türk’üz” diye yürümek aslında Erdoğan’ın bazen 26, bazen 47 gibi etnik grup sayıp Türkleri bu etnik gruptan biri olarak gösteren Yugoslavyalaşma sürecine katkı sunmaktır.

Bu devletin adı Türkiye Cumhuriyeti’dir. Türkiye Cumhuriyetini kuran halka Türk denir.
Hepimiz Türk’üz diye yürüdüğünüz an Türk’ün kapsayıcı anlamını etnik bir azınlık olarak tanımlayanların ekmeğine yağ sürmüş olursunuz.

Peki hiç tepki vermeyelim mi? Tabii ki verelim ama tuzağa düşmeyelim. Sizleri kim sokağa çıkarıyor, söylemleri nedir? Buna iyi bakmak lazım.

Potansiyel tepki enerjinizi küreselcilerin kendi taraflarına akıtmasına izin vermeyin.

Gayri Milli Eğitimlere tepki oluşturabilir, ortak bir metni imzalayarak muhataplarına temsilci seçeceğimiz bir ekiple gönderebiliriz.

Devletimize, kurucu felsefeye ve bu felsefenin simgelerine sahip çıkmalıyız.

Yer altı ve yer üstü kaynaklarımıza, sularımıza sahip çıkmalıyız. Bu değerlere sahip çıkarken karıştırıcı, yanlış yönlendirici ajanların içimize sızma ihtimaline karşı uyanık olmalıyız.

Bizler 12 Eylül öncesi dönemini yaşadığımız için “NATO yönlendirmesinde” GLADYO’nun neler yaptığını iyi biliriz.

Kurtulmak istedikleri gençlerin eline kirli silahlar verildi, sonra ihbar edilerek bütün suçlar üzerine yıkıldı. Ortadan kaldırmak istedikleri insanları sağ-sol ayağına getirerek yok ettiler.

Abdi İpekçi’ye sıkılan kurşun aslında medyadaki dönüşümün başlatılma fişeği idi. Milliyet, Hürriyet gibi gazeteleri ele geçirmek ve ülkemizdeki dönüşüm için kullanmak isteyenler Abdi İpekçi ve Çetin Emeç’i ortadan kaldırarak yaptılar bu işi. Günümüzde ki medya dönüşümünün temeli o iki cinayet işlenerek atıldı.

Ülkede sağ-sol ayağına getirilerek çok operasyon yapıldı. Gün Sazak Gümrük ve Tarım Bakanı iken “mafyanın tırlarına” geçit vermediği için öldürüldü. Eline silah verilenlere “vatan” için vuracaksın diyenler, aslında vatana kurşun sıktırıyordu.

Mesela öldürülen 7 TİP’liden biri olan Serdar Alten’in Öğrenci Başkanlığına aday olduktan sonra öldürüldüğünü biliyor musunuz?

O yıllarda ODTÜ solun elinde. Sağ görüşlü 400 öğrenci derse giremiyor. Serdar Alten ise silahsız eylemi savunuyor. Başkan olursam herkes okuyacak. Biz mücadelemizi silahla değil, fikri bazda yapacağız diyor. Bu duruşuna güvenerek sağın elinde olan Bahçelievler’de ev tutuyor. Bahçelievler’de niye ev tuttun diyenlere; “beni vursa vursa silahlı eylemlerine karşı olduğum solcular vurur” diye cevap veriyor. Göz ardı ettiği gerçek ise, ülkede silahlı eylemin devam etmesini isteyen yabancı istihbaratların hem sağ, hem solu kullandığı gerçeğidir. ODTÜ’de silahlı eylemlerin devam etmesini isteyen GLADYO “sağ görüşlülerde okula girebilecek, fikri mücadele yapılacak” diyen Serdar Alten’i bir sağcıya kurşunlattı. İşte acı olan budur.

Kısacası, Hayrullah Mahmut Özgür’ün deyimi ile, “günümüzde olanlar aslında geçmişte yazıldı.”
AYET Mİ?
Hüseyin Çelik Nutuk İçin ayet mi demiş. Hayır Hüseyin Çelik, ayet değil. Nutuk Silivri ve Hasdal’da tutuklu. Niye mi? İddianamelerde Nutuk suç delilleri arasında sayılıyor.

Ergenekon esirlerini mezara göndermek isteyen zihniyet, Nutuk’u da hafızalardan silerek öldürmek istiyor. Çünkü NUTUK bugünleri işaret ediyor ve apaçık “gaflet, dalalet, hıyanet” içinde olanları kabak gibi ortaya çıkarıyor.

Gençliğe ise; bu ihanet şebekeleri ile mücadele etmeyi “BİRİNCİ VAZİFE” olarak “görev” veriyor.
İşte Hüseyin Çelik ve Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey’i aleyhte şahitlik ederek astıranların torunları “Akyol gibiler” NUTUK’tan bu yüzden kurtulmak istiyor.
Çünkü NUTUK kimlerin gaflet, dalalet ve hatta ihanet içinde olduklarını işaret parmağı ile gösteriyor.

Kurucu bir lider ile Peygamber’i karşı karşıya getiren zihniyet, tam da Muaviye’nin yolunu takip ediyor.
Siz Peygamber ve bir milli kahramanı karşı karşıya getirirseniz, bilirsiniz ki halk tercihini Peygamber’den yana yapacak.
Bu şeytani yaklaşım Muaviye’nin mirasıdır bunlara.
Yaşanan vakayı hatırlayalım:
( Bir Arap, Hz. Ali’nin şehri Kufe’den erkek devesi ile Şam’a gelmiş. Şam’da dolaşırken biri yanaşıp deveyi sahiplenmiş: “Ver o dişi deveyi bana!” Kufe’li Arap, “Bu deve benimdir, üstelik erkektir” diye kendini savunmaya çalışsa da anlaşamamışlar ve konu Muaviye’ye dek yansımış. Muaviye, tarafları dinleyip kararını açıklamış; “Bu dişi deve Şamlınındır!” Sonra halka dönerek: “Ey cemaat, bu dişi deve kimindir?” diye sormuş. Tüm halk bir ağızdan “Şamlınındır!” cevabını verince, Muaviye Arapa dönüp demiş ki: ”Dinle Kufeli! Biliyorum bu deve senindir ve erkektir. Dönünce Ali’ye de ki: “Muaviye’nin dişi deveyi erkekten ayıramayan , o ne derse evet diyen 10 bin adamı var! Ayağını denk al!”)

Şimdi bunlar da “kılıçlarına Kuran Ayeti takıp savaşan” Muaviye gibi, kılıçlarına “Peygamberimizin adını takacak” kadar Muaviye’nin mirasına sahip çıkıyor.

Zahide UCAR


Konu N999 tarafından (06 Şubat 2012 Saat 22:39 ) değiştirilmiştir.
 

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
 

Etiketler
düşmeyelim, tuzağa


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Futbolseverler: Bu tuzağa düşmeyin ! Slipknot Güvenlik Açıkları 1 01 Nisan 2010 19:52
Bu Tuzağa Düşmeyin! wiShEs~ Bilişim Hukuku 0 08 Nisan 2009 09:02