Çevrimdışı

Kemikten yağ çıkarmayı bilen AKP’liler şimdide 28 Şubat Mağduriyetine yattı. Oysa 28 Şubat AKP’nin ebesidir. 28 Şubat’ın kudretli paşası Çevik Bir ise kirvesi…

Tam da bu yüzden 30 yıl önceki darbenin sahibi Kenan Evren’i yargılayanlar 15 yıl öncesinin darbecisi Çevik Bir’i danışman yapmıştır. Erdoğan ile Çevik Bir “ödüldaş” tır. İkisinin de aynı Yahudi kuruluşu olan JİNSA’dan Yahudiliğe hizmet ödülü almıştır. Yahudilik deyince sakın Museviliği aklınıza getirmeyin. Onlar ne Musa’ya inanır, ne İsa’ya. Sadece şeytan’a tapar. Tam bu noktada bir ayeti hatırlatalım:

İman edenlerle karşılaştıkları zaman: “İman ettik” derler. Şeytanlarıyla baş başa kaldıklarında ise, derler ki: “Şüphesiz, sizinle beraberiz. Biz (onlarla) yalnızca alay ediyoruz.” (2/14)

28 Şubat döneminin koalisyonuna bir bakınız: “Çevik Bir ve ekibi, Gülen ve tebaası, TUSİAD, yaygın medya patronları, Ertuğrul Özkök, Reha Muhtar, Serdar Turgut, Mehmet Ali Birand, Şamil Tayyar vb. leri…

Bunların hepsi şimdi nerede? AKP koalisyon ailesi içinde… Hepsi AKP’yi yıkayıp yağlıyor. Neden? Aynı patronun emzirdiği Ortağın Çocukları(Mustafa Yıldırım’ın kitabı) olduğu için olabilir mi?

28 Şubat diye yırtınarak “mağdur tekerlemesine yenisini ekleyen” kemikten yağ çıkarma ustası AKP tayfası “yenilikçiler” olarak niye Erbakan’ı “gemiyi” terk etmişti acaba? Madem 28 Şubat’a karşıydılar, neden direnmeyip Erbakan’ı sattılar? Hatta satmakla kalmayıp Numan Kurtulmuş’a partiyi böldürdüler? Böldürmekle kalmayıp; “AKP’ye oy verirseniz düşmanı Çanakkale’den geçirirsiniz” diyen Erbakan’ı Mercimek’e dava ettirdiler?

Refah Yol’u 28 Şubat balans ayarı ile yıkan ABD, Erdoğan’ı BOP’un eş başkanı olarak görevlendirdi.

28 Şubat Süreci AKP’nin doğum sancılarıdır. 28 Şubat darbesi ebesidir. Çevik Bir ise kirvesi… O yüzden kirveye saygıda kusur etmiyorlar.

Erbakan bitirilerek Erdoğan’a yol açıldı.

Sonraki süreçte bankaların içi boşaltıldı. Üçlü koalisyon döneminde Ecevit’i Irak’ın bölünmesine razı edemeyen küresel elit dış müdahaleye açık olan ekonomiyi bir gecede çökertti. Kim vardı koalisyonda?

Merkez sağ bir parti olan ANAP, merkez sol bir parti olan DSP, milliyetçi bir parti olan MHP… Koalisyona yapılan ekonomik darbe hem merkez sağ, hem merkez sol, hem de milliyetçi bir partiyi sıfırladı.

Ekonomik darbe çok önemli bir darbedir. Çünkü böyle bir darbenin tarafı olmaz, bütün millet mağduru olur. Bütün millet mağdur olunca mağduriyetten sorumlu tutulanlar yok olur. Öyle de oldu. AKP’nin karşısında muhalefet kalmadı. Yani önlerinde küresel elit tarafından açılmış bir otoban vardı. Koalisyon hükümetinin Derviş programını uygulamış olmalarına rağmen koalisyona yapılan ekonomik darbeyi bol bol kullandılar. Çünkü AKP zihniyeti için hedefe giden yolda kullanılacak her malzeme mübahtır.

Zahide Uçar/İLK KURŞUN

 

Çevrimiçi

Demir Dağın Ardıdır Ergenekon-Zahide Uçar
Ergenekon… Bu isim kasıtlı olarak mı varsayılan bir terör(!) örgütüne verildi? Yoksa Ergenekon ne ifade ediyorsa, operasyon da onu mu ifade ediyor?

Vicdanlarda “onca şakşakçısına rağmen” yerine oturmayan Ergenekon operasyonu tıpkı efsanede ki gibi Türk’ün Demirdağ’a hapsi olabilir mi?

Neydi Ergenekon Destanı:

“Türk illerinde Türk oku ötmeyen, Türk kolu yetmeyen, Türk'e boyun eğmeyen bir yer yoktu. Bu durum yabancı kavimleri kıskandırıyordu. Yabancı kavimler birleştiler, Türklerin üzerine yürüdüler. Bunun üzerine Türkler çadırlarını, sürülerini bir araya topladılar; çevresine hendek kazıp beklediler. Düşman gelince vuruşma da başladı. On gün savaştılar. Sonuçta Türkler üstün geldi.

Bu yenilgileri üzerine düşman kavimlerin hanları, beğleri toplanıp konuştular. Dediler ki: ''Türkler'e hile yapmazsak halimiz yaman olur!''
Tan ağaranda, baskına uğramış gibi, ağırlıklarını bırakıp kaçtılar. Türkler, "Bunların gücü tükendi, kaçıyorlar'' deyip artlarına düştüler. Düşman, Türkler'i görünce birden döndü. Vuruşma başladı. Türkler yenildi. Büyüklerin hepsini kılıçtan geçirdiler, küçükleri tutsak ettiler.
O çağda Türklerin başında İl Kağan vardı. İl Kağan'ın bu savaşta biri dışında tüm çocukları öldü. İl Kağan'ın bir de Tokuz Oğuz (Dokuz Oğuz) adlı bir yeğeni vardı; o da sağ kalmıştı. Kayı ile Tokuz oturup düşündüler: ''Dört bir yan düşman dolu. Dağların içinde kişi yolu düşmez bir yer izleyip yurt tutalım, oturalım.'' Sürülerini alıp dağa doğru göç ettiler.

Vardıkları ülkede akarsular, kaynaklar, türlü bitkiler, yemişler, avlar vardı. Bu ülkeye ''Ergenekon'' dediler. Destana göre Ergenekon'da 400 yıl kaldılar ve demirdağı delerek bir dişi kurt önderliğinde dışarı çıktılar."

Ergenekon operasyonunda içeri alınanlar Kayı Boyu’nun çocukları oluyorsa “tıpkı efsanede ki gibi” içeri alanlar o zaman kim oluyor? Operasyonun sahipleri içeri alınanlara Ergenekoncu, yani Kayı Türkleri diyorsa, kendileri o zaman kim oluyor? Aslında kendi niyet ve kimliklerini de bu sözcük ile tanımlamış olmuyorlar mı?

Bu operasyon kararı ABD’de alındı dediklerine göre ve de tekzip edilmediğine göre, Türk’ü Ergenekon’a hapsetme mesajının asıl sahibi kim?

Yargısız infaza uğrayan Rahmetli Okkır’ı soran CHP’li vekile AKP'li Bakan ne cevap vermiş? "Siz de Ergenekoncu musunuz? "

Hangi devlet adamı ve sorumlu bir bakan böylesine çiy ve kin kokan bir cevap verir? Hani Fırat kenarında bir kurt bir koyun boğazlasa siz sorumluydunuz? Hiç mi vicdanınız sızlamıyor? PKK’lıları affeden zihniyet şimdi Asuman Özdemir’i ölüme yolluyor.

Kimdir Asuman Özdemir:

“Asuman Özdemir banka emeklisi, uzun bir süre Atatürkçü Düşünce Derneği Üsküdar Şubesi başkan yardımcılığı yaptı. ADD adına Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin (ÇYDD) projelerinde aktif çalışmalarda bulundu. ÇYDD üyesi olan Özdemir, derneğin tespit ettiği öğrencilere burs da veriyordu. ÇYDD'den istifa eden Özdemir 'ÇYDD'nin bölücü terör örgütü PKK'ya destek mahiyetindeki çalışmaları' yüzünden istifa ettiğini söylüyordu. Özdemir, ÇYDD'nin PKK'nın siyasallaşmasına katkı sağladığını düşünüyor. Ona göre Doğu ve Güneydoğu Anadolu'dan "Kardelenler Projesi" adı altında İstanbul'a getirilen kız öğrenciler, DTP’nin kadro açığını karşılıyor. Yine Özdemir'e göre ÇYDD'nin Kandilli Kız Lisesi gibi yerlerde okuttuğu kızlardan bazılarının akrabaları hâlâ dağlarda Türk askerine kurşun sıkıyor.”

İşte bu durumu deşifre eden Özdemir aslında bu deşifrenin cezasını çekiyor olabilir mi?...

ÇYDD’nin başındaki Bayan Dr. Türkan Saylan nerede? Görevinin başında... Cumhuriyet mitinglerine Ankara-Tandoğan mitingindeki potansiyeli gördükten sonra kaynak olan Saylan… İzmir cumhuriyet mitinginde Sevgi Erenerol’un elinden mikrofonu alan grubun Saylan’ı… Tandoğan’dan sonra ki cumhuriyet mitinglerini Laik-antilaik eksenine oturtarak AKP’nin değirmenine su taşıyan grup. Oysa Tandoğan Cumhuriyet Mitingi “ne ABD, ne AB, tam bağımsız Türkiye” sloganı ile başlatılmıştı. İstanbul’dan itibaren Cumhuriyet mitingleri Saylan grubunca kutuplaştırma ekseninde proveke edildi. Şener Eruygur bir arkadaşımıza “mitingler MASON grubun kontrolüne geçti, beni yalnız bırakmayın” demişti. Saylan dışarıda tam gaz pkk yandaşı alt kadro yetiştirilmesine katkı sağlasın, ABD ile haşır-neşir olsun… Asuman Özdemir ise deşifre eden olarak ölüme yollansın öyle mi?...

Diğer sanıklara da bir göz atalım:

Av. Kemal Kerinçsiz: Türkiye’de yapılan hukuk ihlallerini dava eden ve Başbakan’ı 3 kuruşa mahkum ettiren avukat. Tutuklanmadan önce Savcıya “kimin ve hangi cemaat adına hareket ettiğinizi biliyorum, bunun hesabını hukuk zeminlerinde vereceksiniz” diyen ve tutuklandığında “dava dosyasına el konulan” ve Büyük Hukukçular Derneği Başkanı olan bir sivil dernek başkanı.

Sevgi Erenerol: Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın Sözcüsü. Dedesi Eftim Kurtuluş Savaşı Kahramanı. Atatürk’den nişan almış bir kişi. Sevgi Erenerol Türkiye’de ki misyonerlik faaliyetlerini deşifre ediyordu. Sadece Türkiye değil, Türk Devletleri üzerinde ki misyoner faaliyetlerini inceliyordu.

Vedat Yenerer: Irak konusunda uzman bir kişi idi. Şu anda Irak konusunda sağlıklı bir bilgi aktaran gazeteci kalmadı.

Sinan Aygün: Ekonomi yalanını her hafta yayınladığı gerçek verilerle deşifre eden kişi. 2 haftadır bu bilgiler yayınlanmıyor. Demek ki hedefe varılmış. Ayrıca banyosuna konulan suikast silahı kendisinin çeteci yaftası yapıştırılarak mutlak ortadan kaldırılması gereken isim olduğunu izah ediyor.
Bu suikast silahının kimlerce konulmuş olduğunu bile sayfalarına almayan bir kısım fahişe “ekmeğini sadece kendini satarak kazanan namuslu fahişelerden af dileyerek” basına da buradan selamlarımızı şey ettiriyoruz…

Ergün POYRAZ: Devlet koruması ile gezen bir akademisyen. AKP’nin başında ki zatları ve gizli-kapaklı işlerini deşifre etmiş.

Emin Gürses: Cin gibi bir insan ve bir milli kahraman olan İpsiz Recep’in torunu. Kendisi sadece Türkiye’de yasaklı değil, İngiltere’ye girişi de yasak (!)… Ülkemizde İngiliz Kraliyet nişanı boşuna alınmıyor (!)… Emin Gürses Türkiye’de ki yabancı istihbarat çalışmalarını deşifre eden bir akademisyen.

Bebek katilini sorgulayan askerler tutuklu. Ayrıca bu insanlar deşifre edildi. Yarın dışarı çıktıklarında o iki askeri kim koruyacak?

İki Paşa zaten belli. İkisi de AB-D ekseninde Türkiye’nin bay-pas edilmesine karşı çıkıyordu.

Behiç Gürcihan: Açık İstihbarat sitesinin sahibi. Birçok bilinmeyeni deşifre ediyor. Cezası çok büyük. Robert koleji mezunu. Okulunu ABD’de bitirmiş ama hala milli kalmış. Yani dönüştürülmesi zor bir beyin. Demirdağına hapsolmayı hak etmiş demektir(!)...

Doğu Perinçek: İsviçre’de “hükümete rağmen” Ermeni soykırımı yalanına meydan okuyan kişi. Abdullah Gül ve Tayip Erdoğan’ın bütün gizli anlaşmalarını deşifre ediyordu. Artık hükümet rahatça “itilaf devletleri” ile aşna-fişna yapabilir. Bir tehlike böylece bertaraf edildi.

Yaşasın Ergenekon!...

Araya sıkıştırılan birkaç cacık ismi boş verin. Onlar minareyi çalarken kullanılan kılıflardır.

Anlaşılan o ki; Ergenekon milli bir destanın adını çete adı ile özdeşleştirmek için konulan bir isim değildir! Ergenekon Türkler'in Demirdağı’na hapsedilmesidir !!

Bu mesajı ve arkasındaki gücü anlamayanların aklına şaşayım.

Bir Okurumdan Gelen Fıkra:
Cezaevine giren bir kişi, cezaevindeki tutuklulara neden burada olduklarını tek tek sorar

- Abi ben suçsuzum

diğeri

- Abi beni yanlışlıkla aldılar

diğeri

- Abi iftira attılar ondan burdayım.

Derken köşede bir kurt köpeği görür ve hayretle ona yönelip sorar.

Seni niye aldılar sen neden dolayı buradasın?

der ki

- Abi gecenin 4'üydü. Merkezden bikaç polis abi geldi. Ergenekon destanında ismi geçen Kurt sen misin dediler. Ondan sonrasını hatırlamıyorum abi...

Kaynak: Zahide Uçar-Açık İstihbarat