Çevrimdışı

Yeni adli yıl tartışmayla başladı. TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, ‘Milli irade’ tabirini kullanan yönetimlerin ‘otoriter’ olduğunu savundu. Bakan Ergin, Feyzioğlu’nun sözlerine tepki gösterdi.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı Adli Yıl Açılış töreninde Ak Parti iktidarına ve Erdoğan’a sert eleştiriler yöneltti. Feyzioğlu’na cevap Adalet Bakanı Sadullah Ergin’den geldi.
JW Marriott Oteli’nde düzenlenen adli yıl açılışı, (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu ve Adalet Bakanı Ergin’in polemiğine sahne oldu. Feyzioğlu, açılıştaki konuşmasına Didem Yaylalı’yı anarak başladı. Feyzioğlu, savunma baskı altında olduğunu savunarak, “Bir yerde avukat yerde sürükleniyorsa, aslında yerde sürüklenen yurttaştır” dedi.

‘Devlet korkulan ağabey’
Feyzioğlu, “Bireyler, temel haklarının her an devlet tarafından ihlal edilebileceği korkusuyla yaşarlarsa devlet aygıtını, korkulan bir büyük ağabey olarak algılarlar” diye konuştu. Yargı mensuplarının ‘Benim hâkimim’, ‘senin hâkimin’ diye sınıflandırılması izah olunamayacağını söyleyen Feyzioğlu, şöyle devam etti:
“Milli irade tabiri daha ziyade, seçimle iş başına gelmiş ancak çoğulculuk yerine çoğunlukçuluğu benimsemiş ve giderek otoriter eğilimler sergilemeye başlamış siyasi iktidarların tercihi olmuşturÇağdaş demokrasiler çoğulcudur. ‘Milli irade’ tabirini kullanmaya devam etmek isteyenler, hükümetlerin parlamentodaki çoğunluklarına dayanarak her istediklerini yapamayacaklarını unutmamalıdır.”
Mısır’dan Gezi’ye atıf
Feyzioğlu, askeri darbelerin yol açtığı felaketlere Mısır’ı örnek göstererek, Gezi eylemlerindeki polis müdahalesini eleştirdi. Feyzioğlu “Barışçıl gösteri hakkını kullananların gaz bombalarıyla, plastik mermilerle veya kimyasal madde karıştırılmış tazyikli sularla öldürülmesi, yaralanması ağır bir suçtur. Sudan’da Lazkiye’de, Rojava’da Mısır’ın Adeviyesi’nde veya Tahrir’inde, Lice’de, Uludere’de, Reyhanlı’da, Akçakale’de, Ceylanpınar’da, Eskişehir’in, Ankara’nın, İstanbul’un ve Hatay’ın sokaklarında insanlarının katledilmesinin ne mazereti olabilir? Gösterilerde ‘dağılın’ uyarısı yapılması dağılmayan göstericilere güç kullanılmasının mazereti olamaz” dedi.
‘Çapulcu demokrasi’
Feyzioğlu, “Çoğulcu demokrasilerde siyasi iktidarlar hoşlarına gitmeyen siyasi düşünceleri hedef almazlar, parlamentodaki çoğunluklarına dayanarak demokratik kitle örgütlerini yok etmeye kalkışmazlar” ifadelerini kullandı.
Ergenekon ve Balyoz davalarının Yassıada davası gibi hukuk tarihinde ‘kara bir leke’ olduğunu söyleyen Feyzioğlu, anayasa çalışmalarıyla ilgili “Türk tipi başkanlık sisteminin, kuvvetler birliği esasına dayanan otoriter bir yapılanmayı hedeflendiğini ifade etmek zorundayım” dedi.
Feyzioğlu, ayrıca “Yyeni Osmanlıcılık’ gibi maceraperest yaklaşımlardan uzak durmakla yükümlüyüz” ifadelerini kullandı.
Adalet Bakanı Ergin: Bize tavsiye vermesin
Toplantının ardından Feyzioğlu’na yanıt veren Adalet Bakanı Sadullah Ergin, şunları söyledi:
“Çoğulculuğa vurgu yapan, çoğunlukçuluğu eleştiren bir bakış açısı ortaya koydu. Barolar Birliği Başkanı kendi oturduğu koltuğa çoğunlukçu bir seçim sistemiyle gelmiştir. 79 ilde yapılan seçimde yüzde 50 oy alan liste, genel kurul delegelerinin tamamını alarak seçilmiştir ve çoğulculuğa asla kapı aralamayan bir sistemdir. Oturdukları koltuğa çoğunlukçu yöntemle gelenler, bu kürsülerden bizlere çoğulcu tavsiyelerde bulunma hakkına sahip değiller.
Bir yandan inanç özgürlüğünü savunduklarını ifade ederken, Danıştay’ın avukatların başörtülü savunma yapabilmelerini sağlayan kararını eleştirmekte ve gerekçesini hazmedemediklerini ifade etmektedir”
Feyzioğlu’nun ‘başkanlık’ eleştirisine “Ortada olmayan bir şey üzerinden varsayım yapıyor” cevabı veren Ergin, Feyzioğlu’nun Mısır’daki olaylar ile Gezi Parkı arasında benzerlik kurduğunun anımsatılması üzerine, “Oraya bir bağlantı kurduğunu düşünmüyorum” dedi. Feyzioğlu’nun Ergenekon ve Balyoz eleştirisine ise Ergin, “Yaman çelişki, darbe yapanla darbe yapma girişiminde bulunanla, darbeye muhatap olmuş, yargılanmış, idam edilmiş olanları aynı kefeye koyan bir bakış açısının ne denli sağlıklı olduğunu kamuoyunun takdirine sunuyorum” dedi.

Alıntı