IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
3Beğeni(ler)
  • 2 Post By AngeL
  • 1 Post By PySSyCaT

 
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 10 Kasım 2013, 09:15   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
ATATÜRK SOFRADAN YARI AÇ KALKARDI




Konuya, evirip çevirmeden girmekte yarar var: Atatürk, sofrayı severdi ama yemekle arası hiç yoktu. Yani moda deyimle ‘gurme’ değildi. Onun için sofra, bilgi alışverişinin yapıldığı bir toplantı yeriydi.




İÇKİ VE CÜMBÜŞ SOFRASI DEĞİLDİ


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Atatürk’ün sofrasının en önemli özelliğiyle başlayalım: Yemek masasının bir kenarında kara tahta dururdu. Yemeğe katılanlar düşüncelerini bu kara tahtanın önünde tebeşirle bir şeyler çizerek ve yazarak anlatırlardı. Ayrıca her tabağın yanına bir not defteri ile kalem konurdu.

Atatürk’ün sofrası sadece Çankaya’da kurulmazdı. Dolmabahçe Sarayı’nda, Yalova’daki köşkte ve Florya deniz köşkünde de kurulan sofralar dillere destandı. Bu sofraların ana fikrini ünlü yazar Falih Rıfka Atay şöyle özetlemişti: “Bu bir içki ve cümbüş sofrası değildi.




Dostları hatta düşmanları ile sohbet ve tartışma meclisiydi. Savaş ve devrim günlerinde meseleler konuşulduğu sırada hiç içmez veya pek az içerdi. Eski Osmanlı deyimi ile pek edepliydi.”

Atatürk’ün akşam sofrasına gelmeden önce diğer öğünlerine de bir göz atalım. 1931-1935 yılları arasında köşkün aşçılığını yapan Halit Atay’a göre kahvaltıda favori yemeği, iki yumurtalı beyaz peynirli omletti.




15 FİNCAN KAHVE


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Genellikle kahvaltısı çok sadeydi. Bir bardak soğuk ayran eşliğinde yediği bir dilim ekmek çoğu zaman güne başlaması için yeterli olurdu. Kahvaltıdan sonra koltuğuna çekilir, sigarasının eşliğinde sütlü kahvesini içerken gazeteleri okurdu. Atatürk koyu bir sigara tiryakisiydi. Günde üç pakete yakın sigara içtiği söylenir. Bu sigaralara da 15 fincan kahve eşlik ederdi.



MUTLAKA KURU FASULYE VE PİLAV


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Öğle yemekleri de kahvaltı kadar sadeydi. Genellikle kuru fasulye ile pilav yerdi. En sevdiği yemek bu ikiliydi. Bu sevgisini “askerden kalma bir alışkanlık” diye açıklardı soranlara. Fasulyeyi her öğün yiyebilirdi. Gece yarısı, sabaha karşı, öğle ve akşam. Onun için mutfakta fasulye tenceresi eksik olmazdı.



Arada bir de karnıyarığı veya etli taze bamyayı, pilav ile karıştırarak yediği olurdu. Tabii yanında yoğurdu eksik etmezdi. Çok sık olmamakla birlikte arada bir ıspanaklı börek ısmarlardı. Bu börek ona annesini ve Selanik’teki çocukluğunu hatırlatırdı. Böreğin yanında mutlaka soğuk ayran içerdi. Koca Atatürk, böylesine mütevazı bir damağa sahipti.



Akşam sofrası ise başlı başına bir olaydı. Bu masada her akşam düşünürler, yazarlar, sanatkârlar, bilim insanları, siyasetçiler, diplomatlar, yakın dostları yer alırdı. Bir de bu sofranın değişmeyen demirbaşları vardı: Falih Rıfkı Atay, Ruşen Eşref Ünaydın, Hasan Cemil Çambel, Yunus Nadi, Hazım Onat, Necmi Dilmen, Hamdullah Suphi Tanrıöver, Dr. Reşit Galip, İbrahim Grantay, Salih Bozok, Şükrü Kaya, Kılıç Ali bunlardan bazılarıydı.



Sofrayı şef garson İbrahim Ergüven hazırlardı. İşin en zor yanı buydu. Çünkü Atatürk sofra düzeni konusunda çok titizdi. Kılıç Ali onun bu titizliğini şöyle anlatıyordu: “Sofranın çok muntazam olmasını isterdi. Sofranın örtüsünde, tabaklarda, çatal bıçaklarda, bir çarpıklık olursa bizzat düzeltir; ondan sonra sofraya otururdu.”



'RAKIYI YUDUM YUDUM KEYİFLE İÇERDİ'


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Akşam sofrası, Atatürk’ün hoşgeldin konuşması ve kadeh kaldırması ile başlıyordu. En sevdiği içki, meşe fıçıda hafif sararıncaya kadar dinlendirilmiş rakıydı. Bu rakı onun için özel olarak damıtılırdı. Rakıyı yudum yudum, keyfini çıkara çıkara içerdi. Sofranın olmazsa olmazı sarı leblebi mutlaka iyi fırınlanmış olmalıydı. Mutfaktaki tavalarda ısıtıldıktan sonra servis edilirdi. Yoğurt, limonlu fava, üstüne zeytinyağı gezdirilmiş haşlanmış kuşkonmaz da masadan eksik olmayan mezeler arasındaydı.



İÇ ENGİNAR YİYEMEDİ


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Enginarı hiç yememişti. Hastalığının ilerlediği bir dönemde bu sebzenin karaciğere iyi geldiğini öğrenince pişirilmesini istedi. Ama maalesef ki bu siparişten kısa bir süre sonra komaya girdiği için enginarın tadını hiç öğrenemedi.




AKŞAM SOFRASI GECE YARISI BİTERDİ


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Akşam sofrası genellikle gecenin ilerleyen saatlerinde son bulurdu. Bazen günün ilk ışıklarına kadar sürdüğü de olurdu. Sabah sona eren akşam sofrasından kalkarken “ Arkadaşlar, hükümet uyandı hadi biz artık yatalım” dediği rivayet olunur.



Sabaha kadar süren sofralardan birini Cemal Granda şöyle anlatır: “O gece yemek sabahın beşine kadar devam etmişti. Çokluk geceler böyle olur, meclisin horozlar öterken dağıldığı görülürdü. Bu yüzden Atatürk de sabah saat beşten önce yatağa giremezdi. Saat 11’den sonra hava serinlediği için misafirler birer ikişer balkondan içeri girmeye başladılar. Masanın üzerinde boşalmış Dimitripolo şişeleri duruyordu. O devrin en ünlü rakısı olan Dimitripolo’dan Atatürk de arada bir yarım kilo içerdi.”



Atatürk gerçek bir insan olduğu için saklanmadan, gizlenmeden eğlenmesini de çok severdi. İstanbul’dayken gecenin geç saatlerinde, bazen Beyaz Rus Madam Vera’nın Beyoğlu’ndaki Rose Noire adlı gece kulübüne ya da Garden Bar’a giderdi. Bir seferinde masasına gelen Madam Vera, zor durumda olduğunu, bankanın kendisine kredi vermediğinden yakındı. Atatürk, ortağı olduğu İş Bankası yönetimine bir not yazıp bu sorunun çözülmesini istedi. Ertesi gün fısıltı gazetelerinin manşetlerinde “Atatürk fahişelere kredi dağıtıyor” başlıkları atıldı.



Aslında İş Bankası, Atatürk’ün notuna rağmen Madam Vera’ya o krediyi vermemişti.



Atatürk’ün sofrasına bir çok eli kalem tutan kişi katılmışsa da, yazılan anılarda yenen yemeklerden pek söz edilmemiştir. Hemen herkes bu sofraların politik yanını vurgulamışlardır. Onun için bu ünlü sofraların üstüne konan tabakların içindeki yemekler hakkında ayrıntılı bilgi bulmak kolay değildir. Yazıyı özetlersek: Atatürk’ün sofrasında krallara layık yemekler bulunmazdı. Atatürk’ün yemekle arası da iyi değildi ve masadan yarı aç kalkardı. Tam bugünkü diyetisyenlerin önerdiği gibi.

Bugün rakınızı sarı leblebi eşliğinde içmeniz dileğiyle.




Konstantin İzmir’i niye aldı?


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Atatürk’ün rakıyla ilişkisine dair anekdotlar boldur. Falih Rıfkı Atay’ın aktardığı İzmir anısı da bunların en bilinenlerinden biri. Atay’a göre, Atatürk, yanında subaylar olmadan tek başına İzmir’i gezmeye çıkmış. Devrin ünlü oteli Kramer’e gitmiş. Otelin lokantası bir hayli kalabalıkmış. Garsonlar tek başına gördükleri Mustafa Kemal’i başta tanıyamamışlar ve yer olmadığını söylemişler. Sonra içeridekilerden biri tanıyınca ortalığı bir telaş almış ve hemen Atatürk’e terasın baş köşesinde yer hazırlanmış. Atatürk rakısını söylemiş. Bir sure güneşin batışını izlemiş. Sonra yanında bekleyen Rum şefe sormuş:



- Kral Konstantin bu otele gelir miydi?

- Gelirdi paşam.

- Güneşin batışını izleyerek rakı içer miydi?

- Hayır paşam.

-Peki o zaman neden İzmir’i almak istemiş ki!




Kitabın adı ‘Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri’... Atatürk’ün uşağının adıysa Cemal (Çelebi) Granda. 1927’nin temmuz ayından ölüm tarihi olan Kasım 1938’e kadar 12 yıl Atatürk’ün sofracılığını yapan Granda’nın anıları bizim söylediklerimizi de doğrular nitelikte:



“Yemeğe pek düşkün değildi. Ağırlıklı olarak çerez yerdi. Meyveye ise dönüp bakmazdı bile.” Gazi ve rakıyla ilgili tespitiyse şöyle: “Rakı ile olan muhabbeti bilinir. Türk geleneksel siyasetçileri gibi ne içtiğini ne yediğini saklamamıştır kamuoyundan. Bu konuda hiç ikiyüzlü olmamıştı.”


 

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Alt 10 Kasım 2013, 09:43   #2
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: ATATÜRK SOFRADAN YARI AÇ KALKARDI




Sabah sabah iyi geLdi bunu okumak.. Tskler..

__________________
#MustafaKemaLAtatürkTorunuyum..ღ ❦

{22~02~`22..∞}
{09~09~`22..ღ}
 

 

Etiketler
, atatürk, kalkardi, sofradan, yari


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Sony Ericsson - Yari AngeLus Cep Telefonlar 0 30 Ekim 2009 16:25