IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 09 Mart 2014, 20:58   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Başbakan: Üç kafadar üç şaşkın ördeğe döndü




Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Şanlıurfa'da Topçu Meydanı'nda düzenlenen mitingde halka hitap etti.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bir dershane meselesi çıkardılar, bu muhteşem buluşmayı gölgelemek istediler. Arkasından 17 Aralık darbe girişimini başlattılar. Çözüm Sürecini tümden baltalamak istediler. Kim yaptı bunu? Pensil bir zat, onun buradaki maşaları, onun buradaki yandaşları" dedi.

Erdoğan, AK Parti'nin Şanlıurfa Topçu Meydanı'nda düzenlediği mitingde yaptığı konuşmaya, vatandaşların "dik dur eğilme" tezahüratlarına "Ben de öyle bir göz var mı? Biz, Allah'tan başka kimsenin karşısında eğilmeyiz, sadece rü eğiliriz" diye başladı.

Şanlıurfa'nın evliyalar, şairler, ilim, sanat şehri olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Ey Şanlıurfa, alem siye heyran, ben siye kurban. Urfalı'yam ezelden, göynüm geçmez sizlerden, gönlümün gözü çıksın, iyi ki sizi sevdim ezelden. Seni gönülden selamlıyorum ey Şanlıurfa" dedi.

Erdoğan, Şanlıurfa'nın tüm ilçelerini sayarak, orada yaşayan vatandaşları selamladığını ifade ederek, bugün Şanlıurfa'nın tarihi, farklı bir gün yaşadığını, bin yıllık rüyanın gerçekleştiğini ve Suruç tünelleriyle bölgenin suya kavuşacağını söyledi.

"Ey Halil-ur Rahman'ın şehri, ey Hazreti İbrahim'in, Hazreti Musa Aleyhisselam'ın, Hazreti Yakup'un, Hazreti Elyesa'nın şehri Şanlıurfa seni hasretle kucaklıyorum" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Sen ki Şair Nabi'nin, merhum Akif İnan ağabeyimizin şehrisin, sen ki Kazancı Bedi'nin, merhum Müslüm Gürses'in şehrisin. Sen ki 38 yıllık hasretin ardından Diyarbakır'da kucaklaşan 77 milyona 'megri' diyen İbrahim Tatlıses'in, Şivan Perver'in şehrisin. Sen merhum Said-i Nursi'nin Isparta'da hasta yatağında 'gidiyoruz' dediği zaman bir Ramazan günü 2 gün yolculuk yaparak ulaştığı, gözlerini hayata yumup hakka yürüdüğü şehirsin. İlim şehri, medeniyet şehri, yiğitliğin, mertliğin kardeşliğin şehri Şanlıurfa seni hasretle, muhabbetle selamlıyorum. Allah sizlerden razı olsun, Rabbim evlerinizden huzuru, yüreklerimizden sevdayı eksik etmesin, yüreklerinizden, soframızdan Rabbim bu uhuvvetimizi, kardeşliğimizi, dayanışmamazı daim etsin. Şanlıurfa bugün yine bir tarih yazıyor. Şanlıurfa bugün Başbakanına, hükümetine, AK Parti'ye, demokrasiye bir kez daha sahip çıkıyor. Şanlıurfa, 30 Mart'ta sandıkta söyleyeceği sözü adete bugün söylüyor, sandığın rengi Şanlıurfa'da belli olmuştur."

"BİZ, TERÖR SORUNUNU HUKUK İÇİNDE HAMDOLSUN ÇÖZÜYORUZ"



Erdoğan, 3 Kasım 2002'de iş başına geldiklerinde Türkiye'nin çok büyük sorunları olduğunu, ama en büyük sorununun terör olduğunu vurgulayarak, "Çok büyük acılar çektik. Nice askerimizi, polisimizi, korucumuzu şehit verdik, nice gencimizi kaybettik. Ocaklar söndü, yürekler yandı, milletçe huzurumuz kaçtı" diye konuştu.

Teröre maddi olarak çok ağır bedeller ödendiğini, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin hizmetlerden, yatırımlardan uzak kaldığını anlatan Erdoğan, bölgeye yol, okul, hastaneler, üniversiteler yapılmadığını söyledi.

AK Parti'nin iktidara gelmesiyle birlikte bölgeye yatırımın, hizmetin başladığını kaydeden Erdoğan, iktidara gelmelerinden bugüne kadar Şanlıurfa'ya 18 katrilyon lira yatırım yaptıklarını, bu rakamın Cumhuriyet tarihinde yapılan yatırımlardan daha fazla olduğunu söyledi.

"Biz, terör sorununu hukuk içinde hamdolsun çözüyoruz" diyen AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bu sorunu 'demokrasiyle çözeceğiz, ekonomik kalkınma ile çözeceğiz, hizmetle, yatırımla çözeceğiz' dedik. Bu sorun 'sadece güvenlik tedbirleriyle çözülmez' dedik, 'kültürel, demokratik, en temel insani hakları teslim ederek çözeceğiz' dedik. En önemlisi de biz bu sorunu 'kardeşlikle, kardeşlik hukuku içerisinde çözeceğiz' dedik. Önümüze çok engeller çıkardılar, bu sorunu çözmeyelim diye çok saldırdılar, çok tahrikler yaptılar. Partimizi kapatmaya kalktılar, ama başaramadılar biz yolumuza dimdik devam ettik, kimlerle? Sizlerle, milletimizle, millet bize 'yürü' dedi, biz yürüdük. Çünkü çıkarken bir şey söylemiştik; 'uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz gündüz-gece demiştik'. Ve gideceğiz gündüz-gece, durmak yok. Bu yola elimizi, kolumuzu, bütün bedenimizi, hatta canımızı koyduk. Bu acı meseleyi mutlaka çözeceğiz, kardeşliği en güçlü şekilde tesis edeceğiz dedik. Biz, bu sorunu çözmek için, kanı durdurmak için, annelerin gözyaşını dindirmek için samimi mücadele verirken, önce Oslo sürecini sabote ettiler, arkasından MİT Müsteşarımı tutuklamaya, onu devre dışı bırakmak istediler, arkasından Paris'te bir takım suikastler yaptılar, süreci bozmak istediler. İşte en son 17 Aralık darbe girişimiyle, 25 Aralık darbe girişimiyle birçok hedefin yanında çözüm sürecine saldırdılar."

Başbakan Erdoğan, 16 Kasım'da Diyarbakır'da tarihi bir buluşmayı gerçekleştirdiklerini, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani'nin, sanatçı İbrahim Tatlıses ile tam 38 yıldır ülkesinden, vatanından, toprağından uzak kalan Şanlıurfalı Şivan Perver'in Diyarbakır'a geldiğini ve muhteşem bir tablo oluştuğunu, tüm Türkiye'nin bu tablodan etkilenerek, duygulandığını anlattı.

O gün kendisine telefonlar geldiğini, sevinç gözyaşlarının döküldüğünü, Türkiye'nin tamamında umutların çoğaldığını, barış umudu, çözüm umudu ve kalıcı barış umudunun çoğaldığını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Peki ne yaptılar? Bir dershane meselesi çıkardılar, bu muhteşem buluşmayı gölgelemek istediler. Arkasından 17 Aralık darbe girişimini başlattılar. Çözüm Sürecini tümden baltalamak istediler. Kim yaptı bunu? Pensilivanya'daki bir zat, onun buradaki maşaları, onun buradaki yandaşları. Tabi bunlar yargının içinde de örgütlenmişler, maalesef emniyet güçlerimizin içinde de örgütlenmişler, devletin diğer kurumları içerisinde de örgütlenmişler. Doğu'daki, Güneydoğu'daki, Diyarbakır'daki, Şanlıurfa'daki bahar havasından rahatsız oldular. Gençlerin ölmeyecek olmasından rahatsız oldular, bölgedeki gelişmeden, değişimden değişmelerden, kalkınmadan rahatsız oldular. En başta kardeşlikten rahatsız oldular. Şanlıurfa ile Trabzon'un, Diyarbakır ile İstanbul'un, Van ile İzmir'in kucaklaşmasından rahatsız oldular. 77 milyonun bir olmasından, beraber olmasından rahatsız oldular, birlikte Türkiye olmasından rahatsız oldular."

"HİZMET İÇİN MEKKE'DE DE OLSAM BURAYA GELİRDİM"


Miting alanında Bediüzzaman Said-i Nursi'nin fotoğrafının yer aldığı ve üzerinde "Hizmet için Mekke'de de olsam buraya gelirdim. Bediüzzaman Said Nursi" yazılı pankart dikkati çekerken, miting öncesinde AK Parti'nin Türkçe, Kürtçe ve Arapça seçim şarkıları çalındı.

Mitinge Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ve AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Faruk Çelik, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı ve AK Parti Diyarbakır Milletvekili Mehdi Eker, Maliye Bakanı ve Batman Milletvekili Mehmet Şimşek, Orman ve Su İşleri Bakanı ve AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Veysel Eroğlu, AK Parti Şanlıurfa ve çevre illerin milletvekilleri, AK Parti Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Celalettin Güvenç de katıldı.

AMAÇLARI SİYASETİ ESİR ALMAK


AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Şu anda bu Pensilvanya artık son montajlarını, son kirli numaralarını piyasaya sürmeye başladı. Sürekli şunu söylüyorlar, '30 Mart'ta şu çıkacak, 25 Mart'ta şu çıkacak' amaçları siyaseti esir almak. Millettin, iradesini esir almak. Neyiniz varsa dökün ortaya. Benim milletim size inanmıyor" dedi.

Erdoğan, partisinin Şanlıurfa'da mitingde yaptığı konuşmada, 1960 yılına ilişkin bir hatırasını paylaştı. Mart ayında Said-i Nursi'nin Isparta'da hasta yatağında 'Beni Urfa'ya götürün' dediğini aktaran Erdoğan, talebelerinin Said-i Nursi'yi iki günlük bir yolculuktan sonra Şanlıurfa'ya getirdiğini ve ?Said-i Nursi'nin İpek Palas'a yerleştiğini anlattı.

Erdoğan, polislerin Said-i Nursi'yi geri götürmek istediğini belirterek, "Hasta haliyle, Isparta'ya geri götürmek istediler. Şanlıurfa'da o zamanki Demokrat Parti'nin il başkanı, emniyet müdürünün önüne geçti, adeta duvar oldu ve Said-i 'Nursi'yi hiçbir yere götüremezsiniz' dedi. Şanlıurfa, o gün bir kez daha tarih yazdı, o gün misafirine sahip çıktı. Şanlıurfa, Said-i Nursi'yi teslim etmedi" dedi. Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bu tartışmalar devam ederken Said-i Nursi, bundan tam 54 yıl önce 23 Mart'ta Hakk'a yürüdü. Ne oldu? Şanlıurfa'da büyük bir cenaze düzenlendi. Said-i Nursi İbrahim Halil-ur Rahman Dergahı'na defnedildi. Bu süreç, çok önemli.

Ardından 27 Mayıs müdahalesi oldu. Hayatı boyunca Said-i Nursi'ye huzur vermeyen, O'nun özgürlüğünü elinden alan, O'nu sürgünlere mahkum eden zihniyet, CHP zihniyeti, maalesef öldüğünde de O'nu rahat bırakmadı. Said-i Nursi'nin dirisine zulüm edenler, ölüsüne bile tahammül edemediler. İşte, bu CHP zihniyetiyle, şu anda güya O'nun izinde olduğunu iddia eden Pensilvanya... Öyle demiyor mu? Said-i Nursi'nin izinde olduğunu söylemiyor mu bu Pensilvanya'daki zat?

Şimdi, Said-i Nursi'ye zulüm eden CHP ile el ele kol kola dolaşıyor. Said-i Nursi'ye en ağır zulümleri yapan, O'na hayat hakkı tanımayan, ölüsünü bile Şanlıurfa'dan çıkarıp götüren CHP zihniyetiyle Pensilvanya'daki zat birlikte hareket ediyorlar. Ne oldu? Said-i Nursi'nin Şanlıurfa'daki Isparta, Bitlis, Afyonkarahisar, Burdur ve İstanbul'daki aziz hatırası, bunların CHP ile ittifakından dolayı yara alıyor."

"PENSİLVANYA, CHP VE MHP'Yİ ÇOK KÖTÜ ALDATTI"


Televizyonlarda gösterilen bir diziye ilişkin de değerlendirmede bulunan Erdoğan, "Tabii, buradan ölüsünü aldılar, Isparta'ya, bilinmeyen bir yere götürüp defnettiler. Kim? CHP" dedi. "CHP, budur" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Şimdi CHP ile kol kola olan bu Pensilvanya'daki zat, ben diyor 'Bediüzzaman'ın...Zaten Bediüzzaman'ın adını da ağzına almaz, son zamanlarda 'piri mugan' diye bir ifade kullanmaya başladı. Hiç almaz ağzına.

Böyle bir yapı içerisinde, şu tezgahı görüyor musunuz? Bakın ne yapıyorlar? Kendi televizyonlarında izlediniz, değil mi? Sevgili Peygamberimizi miraçtan indiriyorlar, kamyonete bindiriyorlar ve bu senaryoyu kim onaylıyor biliyor musunuz? Pensilvanya'daki zat. Akıl veriyor, o dizide sadece Sevgili Peygamberimize hakaret edilmiyor. O dizide, benim Kürt kardeşime de hakaret ediliyor. O dizide, çözüm sürecine hakaret ediliyor. O dizide, kardeşliğimize hakaret ediliyor. Pensilvanya'daki zat, bakın dikkatinizi çekiyorum. Şu ifademe dikkat edin. 'Kürt olduğu için Said-i Nursi'den uzak kaldığını', bizzat kendisi ifade etmiş bir zat'tır. İşte bu ırkçılık, bu düşmanlık, bugün de aynen devam ediyor. Bu, Pensilvanya'daki zat, terör meselesinin çözümünü engellemek, kardeşliğin, huzurun, birliğin önüne geçmek için ihanet derecesinde hücumlar yapıyor. Bunu da tek başına değil, CHP ve MHP'yi kullanarak yapıyor."

Erdoğan, "Oslo sürecinde başarılı olamayan, 7 Şubat MİT hadisesinde başarılı olamayan, çözüm sürecini sabote edemeyen bu ittifak, 17 Aralık darbe girişimiyle başarılı olacağını zannetti" değerlendirmesinde bulundu.

"Pensilvanya, CHP ve MHP'yi çok kötü aldattı" ifadesine yer veren Erdoğan, "Ne dedi, biliyor musunuz? '17 Aralık'ta hükümeti düşüreceğiz. Elimizde çok önemli dosyalar var. Onlar işe yaramazsa, elimizde montajlar var, dublajlar var' dedi" diye konuştu. Erdoğan, CHP ve MHP'nin genel başkanlarının "bunlara inandığını" belirterek, "Böyle bir darbe girişiminde yer aldılar. Tuzak bozuldu, millet bunların yalanlarına, iftiralarına itimat etmedi. İşte, şimdi ortalıkta kalakaldılar, ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar. Üç kafadar üç şaşkın ördeğe döndüler" dedi.

Şanlıurfa'da CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının "yanlış" olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Çünkü, O'nun burada kıymeti yok zaten. MHP'yi konuşmak zaten hiç gereksiz. Buradan Türkiye'ye mesaj veriyorum. Şimdi, çıkmış diyor ki, 'Bu Başbakan, ya cezaevine ya da yurt dışına gider'. Sen kimsin? Senden olsa olsa İstanbul'un Tahtakalesi'nde kasetçi olur, kasetçi. Sen ne zamandan beri, kalkıp ta bu ülkenin Başbakanının yargılamaya başladın? Kimsin sen? Anlaşılıyor. Demek ki Pensilvanya'daki zat, buna akıl vermiş. 'Çık, bunları rahat rahat söyle. Biz, O'nun da defterini düreceğiz, O'nu da içeri atacağız.' Şimdi, ben buradan Sa Nursi'nin diliyle konuşuyorum. 'Zalimler için, yaşasın cehennem.' Çünkü, onları ancak orası paklar."

"BİZ, KEFENİMİZİ GİYEREK, BU YOLA ÇIKTIK"


"Biz, kefenimizi giyerek, bu yola çıktık. Bu mücadelede çok şehit olanlar oldu. Ne olur, sanki biz de şehit olsak. Bundan daha yüce makam var mı?" diyen Erdoğan, kendilerinin millete "efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldiklerini" çok söylediklerinin altını çizdi. Bu nedenle aynı kararlılıkla yola devam edeceklerine işaret eden Erdoğan, "Aldatıldıklarını 30 Mart akşamı çok iyi anlayacaklar" şeklinde konuştu.

CHP, MHP ve BDP'ye seslenen Erdoğan, "Siyaset, meydanda yapılır. Bunlar meydanda değiller. Kimisi bakıyorsunuz, bir terör örgütünün arkasına sığınıyor, siyaseti öyle yapıyor. Kimisi, aynen böyle bir örgütün, bu bildiğiniz cemaat değil, koyun bunu bir kenara. Artık, bu bir siyasi örgüttür. Ne ararsanız var bunlarda. Takiye var, iftira var, fitne ve fesat var" dedi.

"İftira ve yalanla asla siyaset yapılamayacağını" vurgulayan Erdoğan, siyasetin sadece sandıkta yapıldığını söyledi. Erdoğan, "Siyaset, şantajla, tehditle, provokasyonla yapılmaz. Bunlar, bir kez daha çuvalladılar. Bunlar, bir kez daha benim milletimin ferasetine çarptılar. 30 Mart'ta göreceksiniz, bu millet korsan siyasete çok anlamlı bir cevap verecek. 30 Mart'ta bu millet, korsan kasetçiliğe de çok anlamlı bir cevap verecek. Korsan siyaseti de elinin tersiyle itecek. Şu anda bu Pensilvanya artık son montajlarını, son kirli numaralarını piyasaya sürmeye başladı. Sürekli şunu söylüyorlar, '30 Mart'ta şu çıkacak, 25 Mart'ta şu çıkacak' amaçları siyaseti esir almak. Millettin, iradesini esir almak. Neyiniz varsa dökün ortaya. Benim milletim size inanmıyor" diye konuştu.

"AK PARTİ AYNI YERDE DURUYOR, BU ÜLKEYE HİZMET VERMEYE DEVAM EDİYOR"


AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Şimdi diyorlar ki, 'Sakın Ak Parti'ye oy vermeyin, kime verirseniz verin'. Sizin bu imamınız, 10-11 sene önce 'AK Parti'ye oy verin' mi diyordu, eğer o zaman 'AK Parti'ye oy verin' diyorsa ya o zaman yanlış yaptı ya sizin bu imamınız şimdi yanlış yapıyor. AK Parti aynı yerde duruyor, bu ülkeye hizmet vermeye devam ediyor. Demek ki sizin hocanızın da akşam bir başka sabah bir başka. Aynen bu CHP'liler aynen Bahçeli gibi" dedi.

Erdoğan, AK Parti'nin Şanlıurfa Topçu Meydanı'nda düzenlediği mitingde yaptığı konuşmada, geçenlerde bir televizyon programına çıktığını anımsatarak, burada montajların nasıl yapıldığını gösterdiklerini anlattı. Erdoğan, şöyle konuştu:

"İzlediniz değil mi? Düşünebiliyor musunuz Bahçeli gibi birisi Öcalan'a nasıl methiyeler düzüyor. İnandınız mı? Ama aynı mıydı? Dudak okumalarına bakın o da aynıydı. Aynı şeyi Kılıçdaroğlu'na da. Baktık Kılıçdaroğlu da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının yolsuzluklarını anlatıyor. O'nun ne düzenbaz olduğunu anlatıyor ve nasıl ihraç edilmesi gerektiğini anlatıyor. Konuşma, her şey, alkışlar hepsi montaj, dublaj nasıl? Teknoloji bu kadar ilerlemiş. Aynen bunu tutuyorlar bunları bizler için yapmaya kalkıyorlar. Sen meydanda ne yapıyorsun onu söyle? Bu millete ne hizmet verdiniz onu anlatın. Tabii ben soruyorum ey CHP ne hizmet verdin sen bu millete onu anlat. Şanlıurfa'ya geldi mi ? Programda var mı? Niye gelsin? Onlar gideceği yeri bilir. Onlar kumsallarda siyaset yapmaya devam etsin. Biz kumsalda da siyaset yaparız, biz karada da yaparız, 780 bin kilometrekarede siyaset yaparız. Ama onlar yapamaz.

Hep söylerim. Bahçeli Sivas'tan öte geçebiliyor musun? Geçemez. Belki sembolik olarak bir iki yere gelir. Niye? Onlar için Türkiye, 780 bin kilometrekare değil. Sadece belli yerler. Siyaseti orada yaparlar. Ama biz her yerde yaparız. Çünkü bizim için 780 bin kilometrekarenin tamamı Türkiye'dir.

BDP sen nerede siyaset yapıyorsun? O da belli. İşte şimdi geldiler Şanlıurfa'da siyaset yapmaya. Şanlıurfa, gelin 30 Mart'ta bu BDP'ye güzel bir cevap verin. Buna hazır mıyız? Gümbür gümbür inşallah tüm ilçelerde. Şanlıurfa sizi büyükşehir kim yaptı? Biz yaptık. Bu üç partinin tamamı da Şanlıurfa'nın büyükşehir olmasına karşı çıktılar. Üçü de yakıştırmadılar. Çünkü bunların derdi belediyecilik değil, bunların derdi hizmet değil, bunların derdi ideolojik siyaset."

"İYİSİNİZ, GÜÇLÜSÜNÜZ, BUNA İNANIYORUM"


Yerel seçimlere 21 gün kaldığını anımsatan Erdoğan, alandakilere, "Benim hanım kardeşlerim kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Beyler kapı kapı dolaşmaya var mıyız?" sorusunu yöneltti. Alandakilerden "evet" yanıtını alan Erdoğan, "Öyle dolaşalım, öyle dolaşalım ki inşallah 30 Mart akşamı hep birlikte gülelim. Bu ülkenin birliği için gülelim. O sevdamızı burçlara diktiğimiz için gülelim. İnşallah ondan sonra da Şanlıurfa'ya bunu tebrik için gelelim. Kapı kapı dolaşıp inşallah bu seçimlerde Şanlıurfa'yı çok daha farklı kılalım. İyisiniz, güçlüsünüz ben buna inanıyorum" diye konuştu.

Erdoğan, konuşmasında "Şimdi açık açık bir şeyler söylüyorlar. Denizli'de filan dolaşmışlar. SMS'ler atıyorlar, şunu atıyorlar, bunu atıyorlar... 'Artık AK Parti'den başka kime oy verirseniz verin, yeter ki AK Parti'ye oy vermeyin'. Kim diyor bunu? Bu ara ablalar çıkmış meydanlara. Bizim ablalarımız bize yeter. Bir de ağabeyler çıkmış, bizim ağabeylerimiz bize yeter. Gençlerimiz bize yeter" ifadelerini kullandı.

"BUNLAR, YALANI, TEHDİDİ, ŞANTAJI MESLEK HALİNE GETİRMİŞ"


Son seçimlerde 21,5 milyon oyla sandıklardan çıktıklarını anlatan Erdoğan, "İnşallah bu seçim daha başka olacak ve tabii ki serzenişte bulunanlar oluyor ve diyorlar ki 'Sakın AK Parti'ye oy vermeyin, kime verirseniz verin'. Sizin bu imamınız, 10 -11 sene önce ne diyordu? O zaman 'AK Parti'ye oy verin' mi diyordu, eğer o zaman 'AK Parti'ye oy verin' diyorsa ya o zaman yanlış yaptı, ya sizin bu imamınız şimdi yanlış yapıyor. AK Parti aynı yerde duruyor, bu ülkeye hizmet vermeye devam ediyor. Demek ki sizin hocanızın da akşam bir başka sabah bir başka... Aynen bu CHP'liler gibi, aynen bu Bahçeli gibi. Bunlar yalanı, tehdidi, şantajı meslek haline getirmiş. Anlaşılan korku dağları sardı. Sandığın rengi belli oldu. Bu paraleller korkmaya başladı, işyerlerinde işçilerini 'AK Parti'ye oy vermeyin' diye ikna ediyorlar. Adeta 28 Şubat'taki gibi ikna odalarını kurdular. İşyerlerinde, okullarda yurtlarda ve dershanelerde; kızları, erkekleri ikna odalarında ikna etmeye çalışıyorlar. İkna olmazlarsa atıyorlar" şeklinde konuştu.

"Üniversiteli gençlerimize sesleniyorum. Bunların yurtlarında, evlerinde kalanlara sesleniyorum" diye konuşan Erdoğan, "Bütün Kredi Yurtlar Kurumunun yurtlarında boşluklar şu anda tespit edildi. Sizleri oraya alabiliriz. Hemen Milli Eğitim'e, Gençlik ve Spor Bakanlığına müracaat edin. Eğer Kredi Yurtlar'da yer yoksa sizi otellerde ağırlayacağız, devletin kurumlarında ağırlayacağız. Çünkü bunların zulmüne sizi asla muhatap etmeyeceğiz" dedi.

Çözüm sürecini sabote etmek isteyenlerin başarılı olamadığını vurgulayan Erdoğan, "Başaramadılar ve başaramayacaklar. 30 Mart sizin bu muhteşem duruşunuzun bir cevabı olacak ve bu süreç başarıyla ilerliyor. Allah'a hamdolsun acı haberler almıyoruz. Bölgenin çehresi hızla değişiyor, şehirlerimiz hızla değişiyor, kepenkler açık kalıyor, artık şehirlerimize turistler geliyor, işadamları artık yatırımlara başladılar. Maşallah Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, artık kalıcı bir baharın huzurunu, iklimini yaşıyor. Buna hep birlikte sahip çıkacağız. Bu huzuru, bu baharı hep beraber yaşayacağız. Eski günlere, eski Türkiye'ye dönülmesine asla izin vermeyeceğiz. Kana, gözyaşına, acıya, kaosa geri dönülmesine hep birlikte mani olacağız. Demokratikleşme konusunda, kültürel haklar konusunda, çok büyük adımlar attık. Demokratikleşme paketini çıkarttık. Özgürlükleri genişleten, hakları daha ileriye taşıyan yolları açtık" diye konuştu.

Bu arada Başbakan Erdoğan, kalabalık arasında ezilme tehlikesi yaşayan bazı kadınların alandan çıkartılması için polis ekiplerini uyararak, "Ya polis arkadaşlar, Allah aşkına siz burada durup da ne iş yapıyorsunuz? Açın şu arayı, yardımcı olun. Emniyet müdürü, sen ne iş yapıyorsun? Yardımcı olsana şuraya. Oradan seyrediyorsun ya" ifadelerini kullandı.

Erdoğan'a konuşması sırasında bir vatandaş tarafından hat sanatıyla yapılmış ay yıldızlı tablo hediye edildi. Hediye eden kişiye, "Sen mi yaptın bunu?" diye soran Erdoğan, vatandaşın olumlu yanıtı üzerine hediyeyi kabul etti.

"BDP DİYARBAKIR'DA NE YAPMIŞ Kİ BUNLAR ŞANLIURFA'DA YAPACAK?"


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "BDP Diyarbakır'da ne yapmış ki bunlar Şanlıurfa'da yapacak? Buradan özellikle sevgili Kürt kardeşlerime hitap ediyorum, siyasi Kürtçülüğe oy vermeyin. Hizmet Kürtçülüğüne oy verin" dedi.

Erdoğan, AK Parti'nin Şanlıurfa Topçu Meydanı'nda düzenlediği mitingde, ayrımcılığa ve nefret suçuna karşı "Sen Türks, sen Kürtsün sen Arapsın, Sen Zazasın , Boşnaksın, Arnavutsun, Romansın, sen başörtülüsün, sen sakallısın, bıyıklısın diye ayrımcılık yapanlara, inançları, ibadetleri engelleyenler için ağır cezalar getirdiklerini kaydetti.

Kılıçdaroğlu'nun "Başörtülülere üniversite yolunu ben açtım" dediğine işaret eden Erdoğan, "Ayıptır ayıp. İnsan utanır. Biz MHP ile birlikte üniversiteye kızlarımızın gitmesinin yolunu açtık, 411 oyla geçmişti, Anayasa Mahkemesine müracaat ettiler, üniversiteye gidişi maalesef engellediler. Ondan sonra bu işin önünü açtık, neyle yüzde 58 referandumdaki oyla başörtülü olarak kızlarımızın üniversiteye gidişinin, k***** çalışmalarının önünü açtık. Çıktı CHP'nin İstanbul milletvekilli bunu Danıştay'a götürdü. Danıştay reddetti. Danıştay reddettikten sonra şimdi bizim kızlarımız üniversiteye gidiyor mu, devlet dairelerinde çalışıyor mu? CHP bu. Bunlarda yalan bol, bunlar akşam başka sabah başka. Bunlarda takiyye var, yalan var, iftira var. Niye? Pensilvanya'dan icazetli bunlar. Oradan fetvayı alıyorlar. Bu oyun 30 Mart'ta bozuluyor" diye konuştu.

"FERHAT NASIL ŞİRİN'E SEVDALIYDI, BİZ DE SİZE SEVDALIYIZ"


CHP'nin AK Parti'nin yolsuzluk yaptığı yönündeki sözlerini aktaran Erdoğan, şöyle konuştu:

"Şu Şanlıurfa, 18 katrilyonu sadece bizim 10 yılımızda aldı. Bu kadar yatırım alan Şanlıurfa, acaba cumhuriyet tarihinde bunları neden almadı. Tek partili dönemde CHP vardı acaba Şanlıurfa'ya ne yaptı? Hiç. Yapmazlar, yapamazlar, onların böyle bir derdi yok. 79 senede 6 bin 100 kilometre bölünmüş yapıldı, biz 10 senede 17 bin kilometre bölünmüş yol yaptık Türkiye'de. Yolsuzlukların iktidarı bunu yapabilir mi? Eğitimde kitaplarımızı sıralarımızın üzerinde eksiksiz alıyor muyuz? Cumhuriyet tarihinde yapılan okulların yarısından fazlasını biz son 10 yılda yaptık. Harran Üniversitesinde yavrularımız, gençlerimiz 45 liracık burs alıyordu, şimdi 300 lira burs veriyoruz, 200 lira da beslenme yardımı veriyoruz, 500 lira. Nereden nereye geldik. 76 üniversite vardı şimdi 175 üniversite var, üniversite olmayan il kalmadı."

Erdoğan, Mürşitpınar sınır kapısındaki sorunun çözüldüğünü ve şu an kapının açık olduğunu, Akçakale sınır kapısındaki sorunla ilgili çalışmaların devam ettiğini belirterek, aslında sıkıntının sınırın öte tarafındaki uluslararası meseleden kaynaklandığını bildirdi.

Başbakan Erdoğan, "Akçakale ve Harranlı kardeşlerim rahat olsunlar, Suriye tarafında işler normalleşmeye başlar başlamaz sınır kapısı açılacaktır, hiç endişeniz olmasın ama riske edemeyiz. Oradan tırlar geçip de karşı taraftan bir şey olması bizi üzer, zaman meselesi, aşacağız" diye konuştu.

Şanlıurfa'dan Suruç'a geçerek orada Türkiye'nin en uzun, dünyanın beşinci uzun sulama tüneli olan Suruç Tüneli'nin açılışını yapacaklarını hatırlatan Erdoğan, Suruç Tüneli'nin pompa sulama tünelleriyle birlikte 2 katrilyona mal olduğunu kaydetti.

Erdoğan, Güney Doğu Anadolu Projesi'nin en önemli projelerinden 17 bin 185 metre uzunluğundaki tünelin tamamlandığını belirterek, "Tünel, tünel, dağları deldik dağları. Niye? Size sevdalıyız be, size sevdalıyız. Bu kuruyan topraklar suya hasret. Bu suyu biz getiriyoruz. Ferhat nasıl Şirin'e sevdalıydı, biz de size sevdalıyız. Onun için dağları deldik. Dağları delerek bu suya hasret olan topraklar şimdi Suruç Tüneli ile suyu buldu. Bu yılın sonunda bir adım daha atıyoruz, Atatürk Barajı'ndan Suruç Ovası'na su bırakmaya başlıyoruz" dedi.

Suruç Tü içinden tırların geçebileceği 7 metre çapında borulardan oluştuğunu ve adeta bir su otoyolu olduğunu ifade eden Erdoğan, saniyede 90 metreküp suyu Atatürk Barajı'ndan alıp Suruç Ovası'na aktararak 950 bin dönüm araziyi sulayacağı bilgisini verdi.

"ŞANLIURFA'YI 2023'E KADAR MUTLAKA TRENLE BULUŞTURACAĞIZ"


Başbakan Erdoğan, İstanbul, Eskişehir, Ankara, Konya, Karaman, Mersin, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa hattını hızlı tren hattı yapmaya karar verdiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ankara-Eskişehir yüksek hızlı treni tamamlandı hizmete girdi, Eskişehir-İstanbul bir iki ay içinde bitiyor, yakında açıyoruz. Diğer kısımlarla ilgili projeler, hazırlıklar kesintisiz devam ediyor. Şanlıurfa'yı 2023'e kadar mutlaka trenle buluşturacağız. Nasıl dağları geçerek, ovaları aşarak Suruç Tüneli'ni inşa ettiysek aynı şekilde hızlı tren hattını da yapacak ve sizlerin hizmetine sunacağız. Kolay değil, 1 milyon 800 bin Şanlıurfalı'nın artık ulaşım ağları genişleyecek. Uçak var mı, yollar pırlanta gibi mi, bir de hızlı tren oldu mu bunun tadına doyum olmaz."

Erdoğan, Şanlıurfa'nın şu anda bütün demiryollarını, her türlü malzemesini yerli üreterek adeta sıfırdan yapmışcasına yenilediklerini de söyleyerek, Şanlıurfa'da şu an devam eden demiryolu projelerinin tutarının 240 trilyon olduğunu bildirdi.

30 büyükşehire şehir hastaneleri sözünü hatırlatan Erdoğan, "Şanlıurfa'ya da bin 700 yataklı bir şehir hastanesi yapıyoruz. Kamu-özel ortaklığıyla inşa ettiğimiz bu kampüs, toplamda 6 hastaneden oluşacak. İhalesi sonuçlanır sonuçlanmaz hemen inşaatına başlıyoruz" dedi.

Erdoğan, kamu özel ortaklığıyla 200 yataklı Balıklıgöl Devlet Hastanesi, 100 yataklı Ceylanpınar Devlet Pastanesi, 150 yataklı Suruç Devlet Hastanesi ile 150 yataklı Birecik Devlet Hastanesinin ihale aşamasında olduğunu kaydetti.

Tarım ve hayvancılıkta Şanlıurfa'ya yatırımın 4 katrilyon 800 trilyon, ulaştırma ve haberleşmede 2 katrilyon, eğitimde üniversite dahil 1 katrilyon 769 trilyon, aile ve sosyal politikalarda 1 katrilyon 400 trilyon, orman ve su işlerinde 2 katrilyon 300 trilyon, toplu konutta 938 trilyon liralık yatırım yaptıklarını anlatan Erdoğan, yapılan yatırımların şehrin ekonomisine de yansıdığını ve ihracatın 15,5 kat artığına dikkati çekerek, Şanlıurfa'nın artık otelleriyle farklı şehirlere göz kırptığını ve bir dünya markası olma yoluna girdiğini söyledi.

HAFTAYA 615 BİN ADET TABLET DAĞITILACAK



Erdoğan, eğitimde de önemli yatırımlar yaptıkları Şanlıurfa'da, Fatih projesi kapsamında bin 578 sınıfa etkileşimli tahtaları yerleştirdiklerini, tablet bilgisayarları dağıttıklarını bildirerek, "Fatih projesi başladığı günden bugüne kadar toplam 163 bin tablet bilgisayar dağıttık. 615 bin adet bilgisayarı da öğrencilerimize önümüzdeki hafta dağıtıyoruz ve önümüzde 10 milyon tablet bilgisayarın ihalesi var"

Şanlıurfa'da ilk ve orta öğretimdeki 180 bin öğrenciye anneleri vasıtasıyla eğitim desteği verdiklerini belirten Erdoğan, biri Şanlıurfa sınırında diğeri de Viranşehir'de olmak üzere toplam 420 derslikli iki eğitim kampüsü yaptıklarını belirtti.

Erdoğan, spor salonları, kütüphaneler, konferans salonları, yüzme havuzu, bilim merkezi gibi her türlü ihtiyaca cevap verecek şekilde tasarlanan kampüslerin yapım ihalesini ağustos ayında gerçekleştireceklerini söyledi.

"KÜRDÜ DE TÜRKÜ DE ARABI DA BENİM KARDEŞİM"


Şanlıurfa'ya 29 bin seyirci kapasiteli GAP Arena Stadyumunu, sağlık alanında birçok sağlık tesisini kazandırdıklarını anlatan Erdoğan, TOKİ aracılığıyla kentte 7 bin 267 konut inşa edildiğini, Şanlıurfa, Suruç, Viranşehir ve Akçakale adalet saraylarının tamamlandığını kaydetti. Şehre 2002 yılına kadar yapılan 29 kilometre bölünmüş yola 10 yılda 501 kilometre eklediklerini vurgulayan Erdoğan, "Farkımız bu. Bu BDP diğer yerlerde ne yaptı? Diyarbakır'da ne yapmış ki bunlar Şanlıurfa'da yapacak? Buradan özellikle sevgili Kürt kardeşlerime hitap ediyorum, siyasi Kürtçülüğe oy vermeyin. Hizmet Kürtçülüğüne oy verin" dedi.

Rabia işareti yapan Erdoğan, "Bu Rabia'da ne var? Bir, Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Gürcüsü, Abhazası, Romanıyla biriz, iriyiz, diriyiz, beraberiz, kardeşiz, hep birlikte Türkiyeyiz, tek millet" diye konuştu. Rabia işaretinin "tek bayrak, tek vatan ve tek devlet" anlamına da geldiğine dikkati çeken Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"10 sene önce Şırnak'ta havalimanı olacak dense inanır mıydınız? Ağrı'da, Iğdır'da olacak dense inanır mıydınız? Biz bunların hepsini yaptık. Hepsi var şu anda. Hakkari'ye yapacağız. Hakkari'yi de terör örgütü engelliyor. Ama ona rağmen yapacağız. Hakkari'de de havalimanı olacak. Teröristlere rağmen yapacağız, çünkü orada yaşayan da benim vatandaşım. O da benim kardeşim. Kürdü de Türkü de Arabı da benim kardeşim. 77 milyon benim vatandaşım, kardeşim. Ayrım yok."

Şanlıurfa'da GAP Havalimanını kendilerinin bitirdiğini, geçen yıl havalimanından 2013'te 502 bin yolcu taşındığını anlatan Erdoğan, rakamların Şanlıurfa'nın nasıl kalkındığını gösterdiğini belirtti.

GAP'a çok büyük yatırım yaptıklarını, bu kapsamda 2002 yılında 199 bin hektar arazi sulanırken 2013'te 423 bin hektar arazinin sulandığını söyleyen Erdoğan, artık sulama şebekelerine ağırlık verdiklerini, Taşbasan sulama şebekeleriyle 509 bin dönüm tarım arazisine can suyu verdiklerini söyledi.

Erdoğan, konuşması, Şanlıurfalılar'a "21 gün gece gündüz demeden çalışmaya var mıyız" diye sorarak tamamladı.


SABAH

__________________
Kahpeliğin bahanesi, İhanetin telafisi olmaz.
 

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
 

Etiketler
başbakan, döndü, kafadar, Üç, ördeğe, Şaşkın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
İki Kafadar: Chinese Connection GueSt Sinema Dünyası 0 17 Ekim 2013 19:17
Üç Kafadar.. AdanaLy Fıkra 0 28 Ekim 2010 22:12
Başbakan Erdoğan, Ankara'ya döndü Cemalizim Haber Arşivi 0 11 Ağustos 2008 23:26