Çevrimdışı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Esenboğa Kampüsü ve Sağlık Temel Bilimleri Binası açılış töreni katıldı.

Erdoğan burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:
Kampüs yerine 'külliye' desek daha güzel olur. Esenboğa Kampüsü yerine Esenboğa Külliyesi daha isabetli olur.

Bittiğinde Türkiye'de çok önemli ve kendinden bahsettiren bir proje olacak. 1 Milyon metrekare kapalı alana sahip olacak böyle bir külliye geleceğin güçlü nesillerini de inşallah yetiştirecektir. Burada emeği geçen herkesi kutluyorum. İnşallah bu yılın sonunda ilk etabının açılışını yapacağımız bu külliye diğer üniversiteler için de örnek teşkil edecek faaliyet gösterecektir. Büyümeye katkı sağlayacak YÖK kuruluşlarına üniversitelere fakültere öğrencilere şiddetle ihtiyacımız var. İstemezükçülük belki zaman zaman siyasetin dili olabilir ama asla üniversitenin dili, üslubu, tarzı olamaz olmamalıdır. Uluslararası alandaki başarıları ile önümüzdeki dönemde yeni kurumların sembolü haline geleceğine inanıyorum.

HIRSIZLAR BİZİ MAL SAHİBİ YAPTILAR
Türkiye'de geçmişte olduğu gibi üniversiteler konusunda da bir vesayet dönemi yaşadık. Geleceğe emin adımlarla yürümek istiyorum. Her düşüncenin ahlakın merkezi olması gereken üniversiteler her türlü fikri tasallutun bayraktarlığını yapar hale geldi. Daha da acısı üniversite öğrencilerinin ellerinde kitap yerine taş, silah bombalarla saldırdıkları dönemi yaşadık. Ben kızımı burada üniversitede okutamadım. Yurt dışına gönderdim okutmak için. İşte bu hırsızlar bizi mal sahibi yaptılar. Şimdi 81 ilde üniversitesi olan bir ülkeyiz. O halde bizim üniversitelerimiz de dünya ile rekabet edebilir hale gelmelidir. Bunu başaracağız. Er yada geç başaracağız. Bunun lamı cimi yok. Sizin de kendizine güvenmenizi istiyoruz.

ÖĞRENCİLERİMİZİ NEREYE GÖNDERMEMİZ GEREKİYORSA...
İlim Müslümanın yitiğidir. Nerede görürsek almalıyız. Öğrencilerimizi Japonya'ya göndermemiz gerekiyorsa oraya göndereceğiz. Rusya'ysa Rusya'ya, Maltaysa Malta'ya göndereceğiz.

DÜN SULTANAHMET DE GÖRDÜNÜZ...
Dün Sultanahmet'te olanı gördünüz. Bir kadının canlı bomba olarak yaptığı saldırıyla bir polisimiz şehit oldu. Kenan kardeşime Allah'tan rahmet diliyorum. Ailesine başsağlığı diliyorum. Diğerine bir şey demeyeceğim tabi. Yaralı polisimize de acil şifalar diliyorum.

BU KADIN NASIL BU HALE GELDİ
Bu kadın nasıl bu hale geldi. Kenan kardeşimin ne suçu vardı. Orada böyle bir şey yaparak turistlerin gelmesini engellemek için mi yaptı: Dolmabahçe'de de böyle bir saldırı oldu.

Ne yapmak istiyorsunuz. Elinize bunu yaparak ne geçecek. Bunları yaprak ideolojilerinizi bu ülkeye egemen olacağını mı düşünüyorsunuz.


Kaynak: msn.com

 

Çevrimdışı

Dünya tarihi gelmiş geçmiş en gereksiz Cumhurbaşkanına tanıklık ediyor, gerçekten bu tarihin bizim ülkemizde yazılmış olması ne büyük onur değil mi? Üniversitelerin eğitim anlayışını veya içerisindeki eksikleri gidermeyi, kampüslerdeki özgürlük kısıtlamalarını konuşmak yerine, çıkıp külliye diyelim diyor. Ya sen hiçbir şey deme lütfen, bu nasıl bir can sıkıntısı, bu nasıl bir hastalık, nasıl bir psikolojik darbe indirilmiş bu adama ben anlamadım. Karantinaya alınacak diye ümit ediyorum açıkçası.

__________________

If you can't measure it, it doesn't exist.

 

Çevrimdışı

işsizlik böyle bişey yoksa yapılması gerek tonlarca şey varken.

...

 

Çevrimdışı

Gündemdeki haberleri kapatmak amaçlı bir Osmanlı dönüşüm projesi içindeyiz.
Dünkü Sultanahmet olayında ne kadar da soğuk kanlı bir şekilde, Allahtan rahmet diliyoruz diyor. Bugün tamamen alakasız bir şeyle gündeme oturuyor. Çözüm sürecidir diye gidiyor, ne çözüm süreci oluyor ne de ileriye dönük bir yenilik. Gerçekten o koltuğa geçtiğinde iyi şeyler yapacak diye bekleyen insanlar var mı acaba? Ha kampüs demişiz ha külliye diyenleriniz muhakkak çıkacaktır. Destekçileri fazlasıyla var, gözleri kapalı şekilde sanki borsa haberi yayınlanıyormuş gibi ha arttı ha düştü diyenlerimiz. Ancak var olan bir şeyleri ki "eğitimle" alakalı şeyleri değiştirmek için bu ülkede her şeyin bir rayna oturması şart. Ülke kar içinde, soğuk hava aldı başını gidiyor valiler kendi ruh halleri içinde çocuklar ölüyor, ki bunlar da o eğitimin dahilinde olan çocuklar. Bunlara çözüm üretilmezsen bir isme takılıyor neden acaba? Büyük şehirlerdeki çoğu okulda kaloriferler yanmıyor bile. Bunlarla alakalı çalışmalar yapsa sonra isimlere yönelik değişimleri gerçekleştirse bizde "ya adam her şeyi yaptı, onu da istiyor yapsın desek". Ne var yani? Gidişatımız iyi değil. Öyle bir noktaya geldik ki, yakında Türk kalmayacak..