Çevrimdışı

Sıcak yaz günlerinde geceleri avlamaya çalıştığımız vızıltılı minik canlılar...
Biliyor musunuz arkadaşlar, sivrisineklerin yaşamlarının her aşaması birer mucizedir.

Başlarında iki anten ve antenlerin arasından çıkan emme hortumu bulunur. Yanaklarının iki yanında da dört adet kesici bıçak vardır. Kesici bıçak ve emme hortumu erkek sineklerde bulunmaz. Çünkü erkek sinekler yaşamları boyunca asla kan emmezler. Aslında bitkilerle beslenen sivrisineklerin dişileri, yumurtalarının gelişebilmesi için gereken proteini sağlamak amacıyla kan emerler. Dişiler, karınlarındaki ısı algılayıcılarla karanlıkta bile insanın damarını hissedebilirler.

Bir yerimiz kesilince önce biraz kan akar, sonra kendiliğinden durur. Çünkü kanımız katılaşır ve bir süre sonra artık akmaz. Korunmamız için kana böyle bir özellik verilmiştir. Eğer kan kendi kendine katılaşmasaydı, koşarken düştüğümüzde oluşan küçücük bir yara bile günlerce kanayacaktı. İnsan bu nedenle kan kaybından ölebilirdi.

Bu bizim için çok yararlı bir özelliktir. Peki ama, kanımız bir süre sonra katılaşıyorsa, sivrisinekler nasıl kanımızı emmeyi başarırlar?
Sivrisinek kan emmeye başlamadan önce, özel bir sıvıyı kestiği damara akıtır. Bu şekilde o damardaki kan katılaşmaz ve sivrisinek kolayca kanı emer.

Eğer bu sıvı olmasaydı kanımız sivrisineğin hortumundan geçemeyecekti. Böylece sivrisinek diye bir hayvan da kalmayacaktı.
Bu sıvının bir özelliği daha vardır. Sivrisinek bütün bu kesme ve kan emme işlemlerini yaparken siz hiçbir şey hissetmezsiniz. Çünkü bu sıvı sivrisineğin kestiği yeri uyuşturur. Bu tıpkı dişçilerin ya da ameliyat yapan doktorların kullandıkları bir ilaç gibidir. Onlar da canınız acımasın diye bir ilaç verirler ve siz hiçbir acı duymazsınız. Sivrisinek de bir doktor gibi işlem yapacağı yeri uyuşturur.

Sivrisinek sizi soktuktan sonra, kaşıntı ve şişme hissedersiniz. Bu kaşıntı ve şişme de sivrisineğin verdiği bu sıvı yüzündendir.

Üstelik arkadaşlar bütün bu anlatılanların hepsi sadece birkaç saniye sürer. Ancak sivrisinek işini bitirip gittikten sonra, sizi soktuğunu anlarsınız.

Sivrisineklerin yumurtalarını bırakma şekli de çok şaşırtıcıdır. Suda yumurtlayan bazı türleri yumurtalarını birbirine yapıştırarak bir sal şekli verir. Böylece yumurtalar suya batmaz. Bu şeklin, yumurtalarını suya batırmayacak en doğru şekil olduğunu sivrisineğin bilmesi bir mucizedir.

Sivrisinek larvaları suyun içinde baş aşağı asılı dururlar. Bu arada, vücutlarının arkasında bulunan solunum boruları ile nefes alırlar. Bazı larvalar ise suya paralel durarak, karınlarında bulunan üç solunum deliği ile nefes alırlar. Ama bu solunum borusu ile nefes almanın bir tehlikesi vardır. Herhangi bir dalga geldiğinde solunum borusunun içini su ile doldurursa sinek ölür.

Ama çok şaşırtıcıdır ki bu borunun havayla temas ettiği uç kısmı, doğuştan özel bir yağ ile kaplıdır. Bu yağ, suyu iter. Ve sinek boğulmadan rahatça nefes alır.

Bunları sivrisineğin düşünerek yaptığını söyleyemeyiz değil mi? Yüce Allah her canlıyı öyle özelliklerle yaratmıştır ki; hepsi kendisi beslenebilir, kendini koruyabilir. Böylece tüm canlılar yaşamlarını devam ettirebilirler.