IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 21 Ağustos 2011, 02:22   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Çankırı Kültür Dil ve Yöresel Sözcükler




Kültürel Detaylar
Dil

Çankırı Ağzı ve Bazı Yöresel Sözcükler
Çankırı ağzı, ilin komşularından olan Kastamonu ve Çorum'un ağızlarıyla benzerlikler gösterir. Çankırı'ya özgü kimi ağız özellikleri şöyledir:
< a> sesi zaman zaman <o> ve <e> sesine dönüşür. Baba-boba; mezar-mezer, gibi.
< e> sesi <ö> ve <a> sesine dönüşür. Gece-geca; değil- döğül gibi.
<ı> ve <i> sesleri <u> veya <ü> sesine dönüşür. Gidemedik- gidemedük, aldım-aldum gibi.
< ü> sesi ise bazı sözcüklerin kullanımında <ö> sesine, <u> sesi ise <o> sesine dönüşür. Küser-köser; uyanır-oyanur gibi.
Sözcüklerde ünsüz değişmeleri sıkça görülür. <ç> sesinin yerini çoğunlukla <ş> sesi alır. Geçtik-geştik; gençlik-geşlik'gibi.
Bazı sözcüklerde <t> sesinin yerini <d> sesi, bazılarında da <d> sesinin yerini <t> sesi alır. Tazı-dazı; geçti mi-geşdi mi gibi.
< k> sesi çoğu kez <g>, <ğ> ve <h> sesine dönüşür. Çakarım-çaharun; kalbur-galbur; âşık-âşığ gibi.
< r> sesinin <1> sesine, <1> sesinin ise <s> sesine dönüştüğü görülmektedir, öğrenmek-öğlenmek; kalsın-kassın gibi.
Yöresel ağızda zaman zaman <ğ> sesi <y> sesine <z> sesi ise <s> sesine dönüşmektedir. Değirmen-deyirmen; Pazu-pasu gibi.
Sözcük sonundaki geniş zaman eki veya sayı edatı olan <r> sesini düştüğü görülür. Alır-alı; bir-bi gibi.
Yine sözcük sonlarında <ğ>, <h> gibi ses veya <yı>, <yi> gibi ek düşmeleri de vardır. Gideyün-gidem; Dağ-da gibi.
Bazı fiillerde <m> sesinin yerini <n> sesi alır. Aldım-aldın, yapacağım-yapacan gibi.

Halk Bilgisi

Sütü Gelmeyen Anneler - Çobana soğan ve ekmek verilir.Çoban verilenleri akşama kadar dağarcığında taşır ve akşam loğusa kadına bunlar verilir.
Siğil- Bulgur pilavı yenilirken yere dökülenler toplanır. Çıkına yerleştirilerek ocaktaki kurumluğa bırakılır. Kuruyuncaya kadar siğillerin kuruması dilenir.
Sıtma- Yumurta sirke içine konur, sarımsak ilave edilir ve hastaya içirilir.
Zafiyet- Söğüt yaprağı, sarımsak, nane, yoğurt, sirke karıştırılarak içirilir.
Romatizma- Kırmızı acı biber, kil karıştırılır ve hamamda ağrıyan yere sürülür.
Diş Ağrısı- Dişin ağrıdığı kısmın ters yönündeki nabza, döğülmüş sarımsak sürülür.
Ezik Tedavisi- Hasta oniki saat derinin içinde içinde ve oniki saatte dışında yatırılır. Buna deriye çekme denir.
Yürümeyen çocuk- Üç Cuma çocuğun ayakları bir ip parçası ile bir birine bağlanarak cami kapısına götürürler. Camiden ilk çıkan şahıs çocuğun ayağındaki ipi keser. Çocuğu arkasına baktırmayarak evine götürürler.

Şiirler


ILGAZ
Yıldızlar çamlara değer de geçer
Gün buradan başını eğerde geçer
Sular dizlerini döğerde geçer
Bir Ilgaz, Er Ilgaz, Ilgaz, Yar Ilgaz
Dalı var, göklere yeşil direktir.
Gülü var, dağlara düşmüş yürektir
Yolu var, içinde gitsek gerektir.
Başında bir tavus tuğ gibi çamlar
Karşıdan bir zümrüt çığ gibi çamlar
Bir Ilgaz, Er Ilgaz, Ilgaz, Yar Ilgaz
Zeki Ömer DEFNE

MERSİYE
Sen uçtun ey baba cennete, bizi
Babasız, kimsesiz, yetim bıraktın.
Gözlerimiz döker yaş dizi dizi
İçimize sönmez ateş bıraktın.
Der idin:”Okusun evlatlarımız”
Bu muydu Allah’tan muratlarımız?
Kırıldı kolumuz, kanatlarımız
Bizleri emanet kimlere bıraktın
Bayramda öpelim kimin elini?
Felek cümlemizin büktü belini.
Kırdı kalbimizin ince telini
Bizleri kederli, dertli bıraktın.
Ahmet Talat ONAY
Maniler

Çankırı yöresine özgü manilerde göze çarpan en önemli özellik, manilerde yerel ağzın çok belirgin olmasıdır. Ağırlıklı olarak aşk, sevda ve doğa temalarının işlendiği manilerde hasret, vuslat, ölüm vb. konular da işlenir.
Çankırı'ya özgü manilerden birkaç örnek aşağıya alınmıştır.
Ata binen ağadır
Atın yönü dağadır
Ela gözlü sevgilim
Bu maniler sanadır
Al eline kalemi
Yaz başına geleni
Seni sevdim seveli
Oldum gönül veremi
Bahçelerde kereviz
Biz kereviz yemeyiz
Bize Çankırılı derler
Biz güzeli severiz
Bir dalda iki ceviz
Aramız derya deniz
Sen orada ben burada
Ecelsiz öleceğiz
Bugün ayın onudur
Has buğdayın unudur
Evliye gönül verme
Eve giden unutur
Bu dünya arsızındır
Kara gün yarsızındır
Nerde bir dilber varsa
O da uğursuzundur
Bir değirmeni şal aldım
Dağlar başında kaldım
Beklemeye can dayanmaz
Seni Allah'a saldım
İndim çeşme başına
Sabun koydum taşına
Sevda nedir bilmezdim
O da geldi başıma
Güvercinin alacası
Güzelin karacası
Bir kız bir yiğit vurmuş
Gidiyor selacısı
Geminin başındayım
On iki yaşındayım
Eller ne derse desin
Ben yarin peşindeyim
Ak gülüm pembe gülüm
Söylesene bülbülüm
Ne dedim de darıldım
Çürüsün benim dilim
Al yastığı yüzledim
Yere koydum düzledim
Eller benim kahyam mı
Çıktım çıktım gözledim
Akşamlar oldu gene
Badeler doldu gene
Baş bozuk hotuz eğri
Yavruma ne oldu gene
Alaca karga olayım
Çatınıza konayım
Yoldan geçen yolcudan
Ben yarimi sorayım
Ak kağıt san kağıt
Ağlarım saat saat
Sen orada ben burda
Olur mu hiç can rahat
Ak inciydim ezildim
Ak gerdana dizildim
İster al ister alma
Ben alnına yazıldım
Armudun irisine
Ben yandım dirisine
Bunda darılmak olmaz
Sen de yan birisine
Asmada üzüme bak
Netime benzime tak
Be kadar dargın olsan
Gülerek yüzüme bak
Ayna düştü elimden
Karıştı gazellere
Gözüm çapkın alışmış
Bakıyor güzellere
Ayva yaprağı sararmış
Yarim beni ararmış
Kara gözlü sevgilim
Gece gündüz yanarmış

Ninniler

Çocukları uyutmak için söylenen basit monoton ezgilerdir. Dörtlüklerden meydana gelir. Her mısranın sonunda ninni sözünün her dörtlüğün sonunda hu veya ee ee denilesi adettir.
Bülbülü var kafeste,
Altını vardır feste,
Uyusun oğlum büyüsün,
Çengi kızım sen sus da.
Dağa vardım dağ yanar,
Dağda tavşanlar uyur.
Eve geldim yavrum büyür,
Uyusun yavrum ninni.
* * *
Öte geçenin bulutu,
Beri geçeye yürüdü.
Uyku benim yavrumun.
Gözlerini bürüdü.
* * *
Karga karga gak dedi,
Çık şu dala bak.
Karga seni tutarım.
Yavruma çorba yaparım.
Kuyumcular işliyor,
Hançeri gümüşlüyor.
Benim bir tek yavrumu,
Hak bana bağışlıyor.
* * *
Nenni, nenni neneşir,
Mahalleyi dolaşır.
Mahallenin kızları,
Yavrum ile oynaşır.
Ön devesi kahve yüklü,
Art devesi çadır yüklü.
Saltanatlı samur kürklü,
Uyusun yavrum nenni.

Ağıtlar

Ağıtların kaynağı şamanizme kadar dayanır. Orhun kitabeleri ve Divan-ı Lügat-it Türk’tede bahsolunur. Genellikle ihtiyar kadınların, ninelerin söylediği ağıtlar ölüm üzerinedir. Ölü toplum üzerinde etkisi olan kişiler, felaket, kayıplar, ayrılık, gelin giden kız, genç yaşta hastalık, cinayet ve kaza nedeniyle ağıtlar yakılır ve söylenir.

Ayrılıkla İlgili Bir Ağıt
Bir yanım ah çeker, bir yanım ağlar
Yine dumanlandı dağların başı
Akıtalım gözlerden kan ile yaşı
Yandım gine dağlar oy oy

Ölümle İlgili bir Ağıt
Düşmanların hali yerde buldular
Öldürelim diye kavil kurdular
Abidin’i ta ciğerinden vurdular
Beni bu halimde gören ağlasın
Alnı top kaküllü yarim ağlasın

Kalıplaşmış Sözler

ATASÖZLERİ ve DEYİMLER
Çankırı'da atasözleri ve deyimler, bireylerin yaşadıkları olaylardan elde ettikleri deneyimlerin özünü oluşturur. Aynı zamanda kuşaktan kuşağa aktarılan bazı atasözleri bugün bile geçerliliklerini korumaktadırlar. Hemen hemen tamamı didaktik özelliğe sahip olan atasözleri ve deyimlerin bazıları şunlardır:
• Yoktan çıkmaz, pekten çıkar.
• Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al.
• Aşı olmayanın işi olmaz.
• Deliye dalaşmadan çalıyı dolaşmak evlâdır.
• Hile ile iş gören mihnetle can verir.
• Adama dayanma erir, ağaca dayanma çürür.
• Yoğurdun akına; insanın pakına bak.
• Oynamadan maksat (murat) ütmek, okumadan maksat (murat) tutmak.
• Var evi kerem evi, yok evi verem evi.
• Oğlan babadan öğrenir sohbet gezmeyi, kız anadan öğrenir sofra düzmeyi.
• Deliye kalk oyna demişler, tadı kaçtı demiş.

BİLMECELER
Yöre halkının fiziksel çevreyi algılamalarının folklorik anlamdaki ürünlerinden olan bilmeceler, özellikle kırsal kesimde bir eğlence ve eğitim aracı olarak varlıklarını sürdürmektedir. Bilmecelerdeki bir diğer özellik de bölgeye özgü sözcük ve ağız özelliklerini bünyelerinde bulundurmasıdır. Bu bilmecelerden birkaçı şöyledir:
Ahi gelür vahi gelür (Adamlar)
Muz meydanı gelür (İskemle)
Düz meydanı gelür (Sofra bezi)
Guyruklu durnalar gelür (Gaşuk)
Çukur şadurvan gelür (Çorba)
Bohçacu çengü gelür (Dolma)
Sakallı kız gelür (Tel kadayıf)
Tosyalı Memed Ağa gelür (pirinç pilavı)
Dışı gön gibi içi gan gibi (Karpuz)
Gad gad emme börek değül / Yenür emme datlu değil (Soğan)
Gad gad gadayıf
Kadı kızı pek zayıf
Vallaha zayıf billaha zayıf
Bi gözü var, bi gözü yok ((İğne)
Dam ardına saç kodum / Geleni gideni aç godum (Oruç)
Garanlık yerde cim-cort (Damla)
Gaftanı gara Gömleği saru İçinde bi gocagaru (Kestane)

DUA-BEDDUALAR (İLENÇLER)
DUA
Hacı sofrası olsun
Kökü bir dalı bin olsun
Ekenin, dikenin, mülk sahibinin canına değsin
Kazananlara Allah uzun ömür versin
Allah eksik etmesin
Allah razı olsun
Allah çok versin
Allah gönlünün muradını versin
Kolay gelsin
Allah zihin açıklığı versin

İLENÇLER
Gözün çıksın
Dizin dursun
Allah belanı versin
İri gömlek yerine, ufak gömlek görmesin ya rab
Muradına erme
Salın gıcır gıcır gitsin
Senden olanlarda sana etsin
Öküz kulağından, oğlan bileğinden yapışmasın
Gittiğin yoldan gelmeyesice
Gözün kör olsun
Ahirin kör olsun
Ahirin kör gelsin
Erme
Yiğit iken yıkıl
Yiğit arkan yerlere gelsin
Gavurun bebesi

İnanışlar

Anadolu’nun bir çok yöresinde olduğu gibi Çankırı'da da dini inançların yanlış yorumlanmasından ileri gelen bk takım bani itikatlar mevcuttur. Ancak zaman içerisinde bu boş inançlar git gide kaybolmakta veya niteliksel değişime uğrayarak folklorik özellikler haline gelmektedir.
Daha çok doğum, evlilik, hiç çocuk olmaması veya hep kız çocuğu olması, hastalık vb. bir takım sebeplere dayalı olarak yatırlara ve türbelere giderek adak adamak, mum yakmak gibi batıl inançlar yaygındır. Çocuğa yönelik bâtıl uygulamaların başında "çocuk satmak" denilen uygulama gelir. Bu uygulamaya göre çocukları doğduktan sonra ölen kadınlar yeniden hamile kaldıklarında bir yatıra götürülerek orada yatan ve ermiş, evliya vb. olduğuna inanılan kişiye anne karnındaki çocuk "satılır". Bu sürede doğacak çocuğun artık evliya, ermiş tarafından her türlü tehlikeden korunacağına inanılır. Diğer bir uygulama da ise anne son çocuğunu gün doğmadan önce sokağa bırakır. Yoldan geçen ilk kişiye "bulduğun bu çocuğu bana sat" der. Bu şekilde çocuğu satın almış olur. Bu tür uygulamalarda çocuk kız ise Satı, erkek ise Satılmış adını alır.
Diğer bâtıl inançlar ise şunlardır:
Baykuş ötmesi uğursuzluktur. Yanar durumdaki bir odunla kovalanır.
Köpek ulursa uğursuzluk sayılır. Terlik tersine çevrilir. Aksi takdirde mahalleden cenaze çıkacağına inanılır.
Kurt ve tilki uğurdur.
Kadınların erkeğin önünden geçmesi uğursuzluktur.
At nalı uğur getirir.
Kulak çınlaması ve hıçkırık birisi tarafından anılmak anlamına gelir.
Giyinik iken elbisenin herhangi bir parçası dikilmez.
Yemek tabağında artık bırakan kişinin nişanlısı çirkin olur.
Çörek otu bulunan yere şeytan gelmez. Bazı köylerde tabutun içinde çörek otu koyulur.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
çankırı, dil, sözcükler


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Gümüşhane Yöresel Yemekleri - Gümüşhanenin Yöresel Yemek Kültürü PySSyCaT Karadeniz Bölgesi 0 09 Kasım 2014 23:00
İzmir Yöresel Yemekleri - İzmirin Yöresel Yemekleri Nelerdir PySSyCaT Ege Bölgesi 0 05 Kasım 2014 11:06
Aydın Yöresel Yemekleri - Aydının Yöresel Yemekleri Nelerdir PySSyCaT Ege Bölgesi 0 05 Kasım 2014 10:47
Bartın Yöresel Yemekleri - Bartının Yöresel Yemek Kültürü PySSyCaT Karadeniz Bölgesi 0 04 Kasım 2014 20:10
Çankırı Yöresel Kelimeler Ecrin Yöresel Kelimeler ve Anlamları 0 28 Haziran 2013 18:13