IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 17 Kasım 2010, 16:02   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Tv insanları yer !!





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

En iyi arkadaşımı kaybettiğimde 8 yaşındaydım. Benim ilk ve en iyi, en sevgili arkadaşımı hiç beklemediğim bir anda kaybediverdim. Hiç sızlanmayan bir çocuktu.
Kovboyculuk oynarken ona sevimsiz bir rol verdiğimizde ya da top oynarken daha büyük çocukların topu ona canını acıtacak şekilde atıp yere düşürdüklerinde bile sesi çıkmazdı.
Zamanımızın çoğunu bizim evin arka bahçesindeki harika salıncağımda sallanarak geçirirdik. Salıncağım 2 kişilikti, yüksekti ve çok sağlamdı. Ancak temmuz ayında birgün birşeyler ters gitti. Olabildiğince yüksek ve hız lı sallanıyordum. Salıncağımın oturağı aşağı doğru inerken ben havada kaldım.
Yükseldim, yükseldim ve sonra da düşmeye başladım. Arkadaşım bana seslenip duruyordu: "Biliyor musun ne oldu? Biliyor musun ne oldu?" Hayır! Ne olduğunu bilmiyordum. Bütün bildiğim, sol koluma birşey olmuştu ve canım acıyordu. "Biliyor musun ne oldu? Bir an için uçtun. Sanki rüzgârı yakalamıştın ve süzülüyordun!"
Alçıya alınan kolum ilmî çalışmalar için bize zaman kazandırdı. Teorimiz; yeterince yükseğe dümdüz çıkabilsek ve tam zamanında uygun şekilde salıncaktan ayrılsak uçabileceğimizdi.
Temmuz ayı kolumun iyileşmesini bekleyerek geçti. Bu arada salıncağın tahtasını ve zincirlerini dikkatlice gözden geçirdik, deneyimizi bozacak bir problem olup olmadığını inceledik.
Ağustos'ta kolumdaki alçıdan kurtuldum, yine sallanmaya başladık. Bütün gün sırayla bir o, bir ben sallanıyorduk. Birbirimizi hep daha yükseğe itmeye çalışıyorduk.
Derken neredeyse hava kararmak üzereydi ki, annesi bağırarak ona hemen gelmesini ve babasının onlara getirdiği şeyi görmesini istedi. Bu kesinlikle kurallara aykırıydı.
Ağustos'ta hiçbir çocuk karanlık tamamen çökmeden eve girmek zorunda değildi. Üstelik babası öyle yolda yürürken midilli atların satıldığı bir yerin önünde durup da "Küçük kızım bunu çok sever!" diyerek bir tane alıp getirecek adam değildi ki! Bu yüzden annesini duymamış gibi yaptık ve sallanmaya devam ettik.
Annesinin onun adını ve göbek adını birlikte haykırdığını duyana kadar... 4. bağırışın yarısında sanki çok uzak yerden gelen sesi ancak duyuyormuş gibi yaparak ba şını çevirdi: "Beni mi çağırıyorsun anne? Tamam, tamam, şimdi geliyorum!"
Birlikte bahçelerinin önüne yürüdük. Sonra o bahçedeki sulama fıskiyelerinin arasında birkaç kez zikzaklar çizip koşuşturdu, evin kapısına geldiğinde bana dönüp gülümseyerek pilotların birbirlerine herşeyin iyi olduğunu anlatmak için yaptıkları gibi elini yumruk yapıp başparmağını yukarı kaldırdı. Ertesi gün yine sallanıp uçabilecektik. Bütün bir yaz beklemiştik ve bir gün daha bekleyebilirdik.
Meğer o gün onunla son defa oynamışım. Evlerinin kapısını hergün çaldım ama annesi çok meşgul olduğunu ve oynamaya gelemeyeceğini söyledi.
Meşguldü, telefona gelemezdi. Meşgul müydü? Oyun oynayamayacak, salıncakta sallanıp uçamayacak kadar mı? Ölmüş olmalıydı. Ne tür bir ölüm en iyi arkadaşları birbirinden ayırırdı ki?
Uçacaktık, başparmağıyla öyle demek istemişti. Böyle düşünerek ağlayıp durdum. Birkaç hafta sonra babamla annemin konuşmalarına kulak misafiri olmasaydım, gerçeği hiç öğrenemeyecektim. Üzüntümü hafifletmek için bizim de bir TV edinmemizin iyi olup olmayacağını konuşuyorlardı.
Ne? TV denilen şey de ne? Kelimeyi ilk defa duyuyordum ama en iyi arkadaşımın babasının o akşam eve bir TV getirmiş olduğunu anlayabilecek kadar zekiydim. En azından artık ne olduğunu biliyordum. TV en iyi arkadaşımı yemişti.
Bunu görmek korkunç birşey olmalıydı. Şimdi de benim ailem bir tane almayı düşünüyordu. Korkmuştum. TV'nin neler yapabileceğini anlamıyorlardı.
"TV insanları yer!" diye açıkladım aileme. "Hayır!" dediler gülerek, "TV insanları yemez. Arkadaşın gibi sen de çok seveceksin!"
Sonbahar geldi ve geçti. Uzun ayrılık aralık ayını da mahvetti. Uçmayı çoktan unuttum ama arkadaşımı unutmadım. Yılbaşı yaklaşırken bize de bir TV geldi. Annem "Bak bu bir televizyon, insanları yemez!" dedi. Belki yemez ama insanları değiştirdiği kesin. Ailemi sonsuza kadar değiştirdi.
Annemin TV yemek tepsilerini keşfetmesinden sonra yemek odasındaki masada yemez olduk. Akşam yemeğini bir program başlamadan hazırlıyor, öteki başlamadan bitiriyorduk. Eskiden yemek yerken konuşurduk.
Şimdi TV bize konuşuyordu. Mutlaka birşey söylemeniz gerekiyorsa reklamları beklemeliydiniz. Benim bütün söyleyeceklerimi 30 saniyeye sığdırmaya çalışarak konuşuyor olmamın bundan kaynaklandığını sanıyorum.
Televizyonlu günlerden önce yatağıma uzanır, annemle babamın kendi odalarında yaptıkları ve benim anlayamadığım konuşmaların sesini ninni gibi dinleyerek uyuyakalırdım.
Artık babam hava durumunu izledikten sonra, annemse çok sevdiği diziyi seyrettikten sonra uyumaya gider olmuştu. Ben de hafızamdaki sesleri dinleyerek uyumaya başladım. Babam çocuk kitapları almayı bıraktı.
Nasıl olsa televizyonda da gösteriliyordu, bu ona daha kolay geliyordu ama bana okuma zevkini aşılayan babam ve hikâyelerdi.
Bir süre sonra artık babamla oynamamaya başladık. Maçlara da gitmez olduk, televizyonda daha fazla maç seyrediyorduk. Babam böylece "Maç Seyrederken Uyuma Sanatı Uzmanı" oldu. Büyük koltuğuna yerleşip maçı açtıktan sonra birkaç dakika içinde uyuyakalıyordu.
En azından öyle görünüyordu. Gözleri kapalıydı, horluyordu ama onu sarsarsanız birden gözlerini açıp oyunun kaç kaç, kimin önde olduğunu bile söyleyebiliyordu.
Herkes TV seyretmeyi benden daha çok seviyordu. Ağaçlara tırmanmak, bisiklete binmek, salıncakta uçma çalışmalarımı sürdürmek dururken kıpırdamadan oturmayı sevmiyordum.
Belki TV arkadaşımı yememişti ama onun önüne oturduğu günden bu yana bir kere olsun dönüp arkasına bakmamıştı.
Bir an önce eve dönüp sevdiği diziyi seyretmekten daha çok ilgisini çeken birşey yoktu. Belki de bu onun hayalini kurduğu midilli atın yerini dolduruyordu. Belki ailesi ona gerçek dünyaya katılması için bir ortam hazırlasaydı o küçük kutunun önünde oturmak onu bu kadar mutlu etmeyecekti.
Bildiğim tek şey onun bir daha hiç en iyi arkadaşım olmadığıydı. Uçmayı da öğrenemedim maalesef... Daha önemlisi, ben haklı çıkmıştım. TV gerçekten insanları yiyordu



Alıntı
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


__________________
Rüzgarda savruk, Başına buyruk ~
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Alt 17 Kasım 2010, 17:28   #2
Çevrimdışı
glu
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Tv insanları yer !!




Televizyon üzerine çok şey yazılır çizilir ama ülkemizde bunu yapmak çok zor. Kimseye anlatamazsın Televizyonun zararlı oldugunu. Hem madden Hemde Ma'nen zararlıdır Televizyon. Özelliklede Sabah kuşagındaki Erkek-Kadın Pazarlama programları (Adı izdivaç olan yarışmacıları rezil kepaze utanmazlar olan programlar)


Konu glu tarafından (17 Kasım 2010 Saat 17:36 ) değiştirilmiştir.
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 18 Kasım 2010, 10:42   #3
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Tv insanları yer !!




Sadece televizyon degil ki , internet'de kisiliklerden cok sey almakta.Hatta Tv'den daha fahsice..

__________________
Rakı geçmişe, bira şimdiye, şarap geleceğe içilir..
 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
insanları, tv


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Bütün insanları silebilirsin Luthien Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler 0 18 Eylül 2014 19:26
Konuşurken karşınızdaki insanları etkileyebilme Zen Kişisel Gelişim 0 23 Kasım 2012 22:51
yurdum insanları :xd LoRDGuaRD Komedi ve Mizah 0 13 Aralık 2010 23:10
Dünyanın en manyak insanları Julw Komedi ve Mizah 14 13 Kasım 2007 22:04