IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 05 Aralık 2010, 22:48   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Işıksın… karanlıkla BİR.Ve karanlıksın… ışıkla BİZ





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



Kapı
“-Işıksın… karanlıkla BİR.
-Ve karanlıksın… ışıkla BİZ.”Ruhun kıyısındaki taşları toplamaya çıktı. Masmavi gökyüzünü taçlandıran pamuk bulutlar arasında ağaçlarla sohbet ederek kayaların üzerinde yürüyordu. Yeşil, beyaz ve karanlık taşlarla bezenmişti yeryüzü. Masumiyetin en saf hali ile üzerindeki bez parçalarını çıkarmaya başlad...ı, ta ki saf bilincine ulaşana dek… Yanında her hangi bir yük taşıması manasızdı; SADECE O… Gökyüzü, o vakte kadar onun hiç görmediği kadar mavi idi; ebedi okyanusta yüzme hissiyatı yaratacak kadar mavi. Sesler, o vakte kadar hiç olmadıkları kadar sessiz idi; ve orman, hiç olmadığı kadar davetkar. Su, hiç olmadığı kadar saf, ve ağaçlar hiç olmadıkları kadar bilge... Dingin rüzgar, hafif nemli esintisiyle yüzünden akarken, ve toprağın yumuşaklığı, ayaklarını pamuk misali kaplarken o, kelebeklerin raksını ağaçların dalları arasından izlemeye koyuldu. Yağmurun arkasından suretini gösteren güneş, bulutların arasından kayan gökkuşağına can veriyordu. Yaşam… Aşk, ona BİZ'liğini anımsatırken o, varlığını kutsayarak sunuyordu kainata. Zira o vakte kadar hiç hissetmediği kadar tamdı; BİR, BÜTÜN ve HİÇ. Zaman, hiç olmadığı kadar geniş, ve mekan hiç olmadığı kadar... Çocukluğundan hatırladığı mekansızlık deneyimlerini tekrardan yaşıyordu sanki: bulunduğu yer genişliyor, kapsamakta olduğu her cismi de kendisi ile birlikte sonsuzluğa taşıyordu. İşte o andı ki fark etti: "Ölüm, aydınlanmaya giden yoldur." Ağacın gövdesinde can bulan mantarın, kaktüs ile birleşerek onun iç yolculuğuna böylesi bir ahenk ile eşlik edeceğini nasıl bilebilirdi ki?! Ya da kaybedeceği bir şeyin var olma olasılığının evrenler içerisinde yer almayacağını. Maddelere yüklediği, ya da içinde bulunduğu var oluş gezegeninde yaşamakta olan "diğer benlik"lerin onun için atfettikleri yargı, tutum ve sıfatlamalar ile bütünselleştirip biçimlendirdiği onca kavramın 'gerçekte' var olmadıklarını, her birinin "sadece onda" olduklarını fark edeceğini... İşte an gelip çatmıştı. Anahtar ona sunulmuştu. Şimdi tek yapacağı şey kapıyı açmaktı. *** Kütüphanenin bir yerlerinde saklıydı, biliyordu. Kitaplar, salonun yüksek tavanına dek uzanan raflar boyunca dizilmişlerdi. Mistik, eski ve kutsal bir koku duyumsanıyordu salonda. Raflar dışında salonun ortasında tek bir masa yer almaktaydı; üzerinde ise parlamakta olan bir cisim: kuvars kristal bir piramit. Salonun geniş ve ferah oturumuna uygun, ahşap çerçeveli pencerelerinden içeri doğan gün ışığını merkezinde, ÖZ’ünde, KALP’te toplayan sihirli bir küre misali tüm AŞK’ı yansıtmaktaydı. “Ve işte, orada”, diye iç geçirdi. Kırmızı bir kapı… Yolculuğu boyunca geçtiği kapılardan hiç birine benzemiyordu. Onlar ki soyutluğun özünden sunulmuş gibi berrak ve atıfsızlardı; onlar ki ebediyet duygusunu yaratmışlardı içinde. Peki ya şimdi? İlk kapı… Mavi. Şelalelerle dolu bir su kaynağına girmişti. Dinginliğin yuvasına yeniden yaşam vermişti, doğum anını yeniden deneyimlercesine bir dinginlik… İkincisi… Beyaz. Hiç ummazdı ki bu kavram sunulmuş olsun belleğine, ‘ben’liğine… Zira hep reddetmiş, gereksiz olduğunu düşünmüştü. Lakin şimdi, her var oluşu, Oldukları gibi kabul etme vakti idi. Beyazlık… Ebediyete uzanan kozmostan başka bir şey olamazdı: BİR olanla evlilik. Ve karanlık olan beyazdan doğmalıydı; işte geliyor… Üçüncüsü… Siyah. İşte hikayenin kitaplarla dolu kütüphanesine varmıştı: BİLGİ. Tüm toz ve yüklerden arınmış, evrenin tüm dillerinde yazılmış binlerce kitapla kaplı raflara bürünmüş bir ortaçağ mimarisi eseri: YUVA. İlerlerken kendisini önünde bulduğu kapı, o ana dek çözümlemeye çalıştıklarını sembolize etmekteydi… Dördüncüsü… Kırmızı. Kilitli demir bir kapı… Anahtarı, kütüphanenin derinliklerinde bir yerde, biliyordu; lakin seçimi, akışa bırakmaktı; açmadı. Ve şimdi, vakit geldi. *** — Şimdi, tek yapacağın şey kapıyı açmak…— Yardımcım olacak mısın açarken?— Sendeyim…BİR.— Orada kal...

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
birve, biz, bİrve, bİz, işıksın…, karanlıkla, karanlıksın…, ışıkla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
iPhone'u ışıkla şarj edeceğiz! yaSmin Apple 0 15 Ocak 2014 21:19
Kendi bacak arandaki ışıkla yetinmelisin Frozen Aşk ve Sevgi Köşesi 0 15 Şubat 2011 15:03