IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 04 Nisan 2011, 18:13   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
"Ben tek başıma temsil veremem ancak bir temsilin parçası olabilirim"




Herşey Hürriyet yazarı Ayşe ARMAN'ın gecenin biryarısı Youtube'de gezinirken gözüne çarpan bir videoyla başlıyor.Defalarca okumaktan kendimi alamadım;hüzün,gurur,cesaret,insanlık,yardımseverl ik,bir umudu ayakta tutmaya yarayan o kadar çok şey var ki insanoğlu bazen bu tadı arıyor.Sözü Ayşe ARMAN'a bırakıyorum:

O müthiş balete İLAN-I AŞKIMDIR


BU satırları gecenin bir yarısı yazıyorum Memet.

Az önce bütün gösterilerini izledim internette.

Yürüme yeteneğini kaybetmeden öncekileri de, sonrakileri de.
Bazılarını ağlayarak, bazılarını hayranlık ve saygıyla.
Telefon numaran da vardı yanımda, buldum bir yerlerden, seni aramamak için zor tuttum kendimi ama sonra da sana sürpriz olsun istedim.
*
Sen müthiş bir adamsın.
Biliyorsun değil mi?
Kendine olan inancını hiç kaybetmiyorsun değil mi?
Sakın ha!
Allahım, hâlâ nasıl güzel dans ediyorsun.
İlahi bir şey bu.
Yürüme yeteneğini kaybetmiş olman hiçbir şeyi değiştirmiyor.
Sen yine sahnelerde esiyorsun, her göreni kendine hayran bırakıyorsun.
Yüzün, omuzların, kolların, o tekerlekli sandalyedeki duruşun yeter.
Kendini yere bıraktığında da, müthiş estetiksin.
Bir kadın olarak bak söylüyorum, hiç önemi yok dans ederken ayaklarının üzerinde durmuyor olman, sen, müzik içinde eriyorsun; müzikle, müziğin ritmiyle bir oluyorsun.
Sadece bedeninin üstüyle dans etsen bile, müthiş estetik görünüyorsun.
Sana bir hediye bahşedilmiş: Dans.
Senin onu hep icra etmen gerekiyor.
*
Seni arayıp, Yarım Kalan Hayatlar projesinden bahsetmek istedim.
“Teknosa’dan gelen 20 bin lira senindir Memet, şimdi dans edebilmen için gerekli tekerlekli sandalyeni alabilirsin” demek istedim.
Hani İngiltere’de sahneye çıktığında verdikleri, sonra geri aldıkları, senin de Türkiye’ye dönüp kendininkine oturunca, aradaki farkı, “Kamyon gibi ağırmış benimki” diye açıkladığın sandalyeyi.
Ama biliyorum, senin sorunların sandalye ile sınırlı değil, daha derin, sen bir iş arıyorsun, çalışmak istiyorsun, üretmek istiyorsun, bir işe yaramak istiyorsun.
Annene yük olmak istemiyorsun.
Allah’tan ümit kesilmez, o da olur, işi de bulursun inşallah.
Bak gazeteden bir kadının sana ilanı aşk edeceğini hiç aklına gelir miydi, bak oldu :-)
Demek ki daha neler olur. Ümidini hiç kaybetme, olur mu?


KİMDİR?

MEMET Sefa Öztürk...
“H”siz bir Memet o.
80 doğumlu.
O 31 yaşına çok şey sığdırmış biri.
İzmitli.
Derece sahibi bir yüzücü.
Ama dünyaya gelme sebebi dans.
O, dans etmek için doğmuş.
Sahnede müthiş.
Sahne üzerinde yeteneği ve ışığı ile parlıyor.
Sen de ağzın açık seyrediyorsun.
14 yaşında, aile dostlarının kızının bale gösterisini izlemeye gidiyor.
O zamana kadar baleyle pek alakası yok fakat Coppelia’yı izlerken, tarifi olmayan duygulara kapılıyor, ışıkların altında dans eden o insanlardan çok etkileniyor. Yeryüzünde yaşarken kendisini ifade edeceği şeyin ne olduğu keşfediyor: Dans.
Ver elini konservatuvar.
İstanbul Opera ve Balesi’nde okuyor. İyi öğrenci, çok iyi öğrenci. Hayatı o ana kadar mükemmel gidiyor. Hatta, mezuniyette hocaları bir konuşma yapıyor, sonra eve para almaya gidiyor, çünkü geceye devam edecekler ve yanında para yok. Arkadaşının motoruyla giderken, virajı hızlı alınca, direksiyon hakimiyetini kaybediyor, motorun üzerinden fırlayıp, yere çakılıyor. Omuriliği darmadağın. Ailesi, İzmit’ten iki buçuk üç saat sonra gelebiliyor, hastanede oğullarını komada buluyorlar, üzerinde bir kağıt: “Sahipsiz hasta.”
10 gün komada kalıyor, sonra ameliyata alınabiliyor.
Memet Sefa, hayata başlayacağı o mezuniyet gecesinde, umutlarını o hastanede bırakıyor. Tekerlekli sandalyeye mahkum oluyor. Kök hücre mucizesi gerçekleşebilirse bir gün, eski hayatına dönecek. Annesiyle İzmit’te yaşıyor, annenin emekli öğretmen maaşıyla geçiniyorlar.
Birkaç sene danstan uzak duruyor.
Ama...
Geçen yıl ocak ayında düzenlenen Dünya Bale Yıldızları Buluşma Gecesi’nde dans etmesi isteniyor. Ve o gece, Ruzimatov, Yulia Makhalina, Zelensky, Stepanenko ve Malakhov gibi dev yıldızların yanı sıra, yine dünyanın tanıdığı Kuznetsov, Dumchenko, Lobukhin, Makhateli, Marquez ve Shklyarov gibi genç yıldızlarla 1 ay kamp yapıp ardından, aynı sahnede gösteriye çıkıyor.
Yulia Makhalina ile düet yapıyor.
YouTube’dan izleyebilirsiniz.
Yerde yatıyor, sadece kollarını kullanarak dans ediyor.
Kulise giriyor ve ağlıyor, uzun uzun, böğüre böğüre, mutluluktan...
Ben de onu internette izlerken ağladım.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Böyle bir adam var Memet Sefa diye. Hiçbir yerden destek alamıyor. Parası yok. Orada İzmit’te yaşıyor, her yere başvurmuş, “Set amiri, gözetmen, asistan, neye ihtiyacınız varsa yaparım” diye, “Benim tutmayan sadece bacaklarım, ama hâlâ işinize yararım...”

Kültür Bakanı’na kadar gitmiş, netice yok.
Biz onunla ilgilenmiyoruz ama İngilizler ilgileniyor.
Candoca Dans Topluluğu’yla 2012 Londra Kültür Olimpiyatları kapsamında, İngiltere’deki bütün engelli okullarında gösterilmek üzere bir video çekiminde ondan yararlanıyorlar.
O ise kendi ülkesinde de değer görüp, işe yaramak istiyor.
Biliyorum bu ülkede insanın değeri yok, engellinin hiç yok ama yine de bir şey yapılamaz mı, yapamaz mıyız? Ben artık devletten yardım istemeyi filan bıraktım, biz kendimiz Memet’e yardımcı olamaz mıyız?

[YT]87L1B-pjKMk[/YT]

Böyle takdim ediyor, Ayşe ARMAN

Çok değil 2 gün sonra:

PAZARTESİ sabahı güne sizin maillerinizle uyandım.
Her yerden mail yağıyordu.
Hepsi de tekerlekli sandalyeye mahkûm balet Memet Sefa Öztürk için...
“Biz de varız” diyorlardı, “Elimizden ne gelirse yaparız...”
Nasıl sevindim anlatamam.
Bakalım Memet'in tepkisi ne olacak diye bekledim.
Ama ondan ses yoktu, tık yoktu...
Önce uyanmamıştır dedim. Ama bir gariplik vardı.
Saat 10 oldu, 11 oldu, 12 oldu, 1 oldu...
İzmit'teki evinde yok.
Cebi cevap vermiyor.
Haldun Dormen'i aradım, o da arıyordu Memet'i.
Sesi endişeli geliyordu, o da ulaşamıyordu.
Allah Allah yer yarılmış, içine girmişti sanki.
Teknosacılar da aynı anda arıyordu, hesap numarasını istemek için, “Parayı nereye yatıralım?” demek için...
Zaten Defne Joy Foster'ın da ölüm haberini de okumuşum, ben iyice çöktüm, “Yoksa bu oğlanın da başına bir şey mi geldi?” diye...
Her kafadan bir ses çıkıyordu, bizim sahnemizde gösteri yapabilir telefonları alıyordum ama Memet yoktu. Nasıl ulaşacağım hakkında en ufak bir fikrim de...
*
Çok sonra öğrendim.
Meğer o saatlerde, Memet Sefa Öztürk'ün omuriliğine pil takılıyormuş.
Ağrıları hat safhaya ulaştığı için ve artık morfin türü ilaçlarla ağrısını dindirmekten yıldığı ve bıktığı için, doktorlar ona böyle bir yol önermiş, Ankara İbni Sina Hastanesi'nde 4 saatlik bir ameliyata girmiş.
Ulaşamamamın sebebi buymuş.
Allah'a şükür ki ameliyat başarılı geçmiş, şu anda iyi, bir süre daha hastanede kalacak.
Yazıya, çok çok şaşırdı.
“Nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum” dedi.
“Etme” dedim, “Kimse senden teşekkür beklemiyor. Hayata asılmanı bekliyor, devam et, pes etme o kadar...”
*
Aynı gün başka bir şey daha oldu.
Müjdeli bir şey.
Ulaştırma Bakanlığı'ndan aradılar.
Danışman Nükhet Aşkın, “Memet Sefa'ya kabul ederse iş vermek istiyoruz!” dedi. Bakanlığın, “Ben de Varım” diye projesi varmış. Kaza ve hastalık nedeniyle yaşamlarını tekerlekli sandalyede sürdürmek zorunda kalanlar, Turk Telecom'un bilinmeyen numaralar servisinde çalışabiliyorlarmış. Evlerine bir sistem kuruluyormuş, böylelikle engelliler de iş sahibi olabiliyorlarmış.
“Eğer İstanbul'da hayatını sürdürebilirse, ona böyle iş teklif ediyoruz! Asgari ücret alacak, ama sigortalı olacak. Dansla ilgili ne yapmak istiyorsa yapsın ama ayrıca bunu da yapabilir...”
30 kişiyle başlamışlar şimdi 220 kişilik bir aile olmuşlar.
“Tamam müthiş haber bu” dedim, “İleteceğim kendisine...”
*
Ve sonra Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Rengin Gökmen aradı.
Ne kadar hoşuma gitti anlatamam.
Buradan, ona da binlerce teşekkürler.
O da bir müjde verdi.
Memet'e iş bulduklarını müjdeledi.
Meğer ilgisiz kalınmamış, bugüne kadar Devlet Opera ve Balesi'nde ona bir iş verebilmek için yol aranmış. Memet'i belli sınavlara sokmuşlar, bir tanesi repetetörlük, diğeri motatörlük (koreografinin kağıda dökülmesi) diğeri kondüvitlik...
Ama tabii Memet'in alanı olmadığı için bu sınavlarda başarılı olamamış.
Şimdi ise...
Sıkı durun...
İstanbul Modern Dans Topluluğu'nun sahne gerisinde bir iş vereceklermiş.
Rengin Gökmen'in boynuna atlamak istedim...
Telefonun kordonlarından geçerek...
Memet, MDT'nin sahne amiri olacak.
“10-15 gün içinde gerçekleşir” dedi Rengin Gökmen.
Israrla sordum, okurlara bunu müjdeleyebilir miyim?
“Tabii” dedi.
Beyhan Murphy ve Mehmet Balkan çeşitli eserlerde ondan yararlanmak istiyormuş.
İnşallah olur...
Bekleyip, görelim...
Ama sanki Memet Sefa için tekrar güneş açıyor...


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


MEMET'İN ANNESİ Ayşe ARMAN'a yazmış:

SENİ ve köşeni yıllardır takip ediyorum. Zaman zaman yazdıklarını uçuk-kaçık bulsam da seviyorum seni, deli kadın hallerini. Bugüne kadar yazdığın yazıların kimisini ağlayarak kimisini gülerek okudum, tekrar tekrar sevdim seni. Ama bu gece var ya bu gece, tam 12'den vurdun beni. Memet Sefa'yı yazmışsın, hem de ne duygulu, ne güzel. Bir de o gururlu, başı yukarda fotoğrafını da baş köşeye koymuşsun ya, nasıl bir destek veriyorsun o çocuğa ve annesine. İnan belki de bu desteğinin ne büyük olduğunun sen bile farkında değilsin. Lütfen bu desteğini sürdür. O pırlanta gibi aile buna gerçekten çok çok layık ve hak ediyor. Bu hale gelene kadar çok şeyler yaşadı Memet. Ama arkasında, yanında onu çok seven, her türlü fedakarlığı yapan bir anne var. Yılın annesi olur yaptıklarıyla. İnşallah Memet sahneye çıkar. Eşim, ben ve oğlum da orada olacağız, avuçlarımız patlayıncaya kadar alkışlamak için.




Hoşca paylaşımlar...

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
ben tek başıma temsil veremem ancak bir temsilin parçası olabilirim


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık