[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Yaşlı, kimi mecnun, kimi meczup; inci gibi yan yana, evlat gibi koyun koyuna; üzerinde güneşin doğup güneşin battığı, mevsimlerin açıp mevsimlerin bittiği, kırağının düştüğü, cemrelerin karşıladığı bu insanlar bizim komşularımız. Açlığı ve açıklığı bizden sorulacak olan komşularımız.
Ne rüzgarların sokak kenarlarında biriktirdiği çöplerdir, ne de kaderin sahiline vurmuş mültecilerdir onlar. Rabbin hayat üflediği şerefli mahlukatlardır herkes gibi. Usul usul adımlarla geçeriz yanlarından. Usul usul adımlarla geçtiğimiz birçok şey gibi. Usul usul adımlarla kaybetmeden insanlığımızı. Usulca kendimize itiraf edelim. Her hayatın bir sahibi var ve hiçbir insan hayatlarımızın sahibi değildir. Günlük hayatın meşgalelerinden sıyrılıp çırılçıplak bir gerçeği deklare edelim aleme.
Şu mala mülke hükmedenler! Hiçbir zaman hükmedemeyeceğiniz hayatı size vermeyeceğiz. Bizim olan canımızı da sahibinden başkasına emanet etmeyeceğiz.
Tam 70 bin kişi, evsizler ordusu. Ve 70 milyonluk bir ülkede donarak ölüyorlar. Donarak ölen komşumuzdan nasıl helallik isteriz! Dünyanın bilmem kaçıncı ekonomisiymişiz! Donarak ölen bir insandan nasıl helallik istenir, bu sualimiz de ilim sahiplerine.
Onlar biçare, biz de bigane olmayalım. Bu bildiriyi duyan duymayana duyursun. El birlik olalım, hakkını savunamayacak kadar mahrum olanın hakkını savunmak şahit olana farzdır. Bu hak, yaşama hakkıdır, bu hakkı muhafaza etmek boynumuzun borcudur.
29 Ekim Cumartesi akşamı Saat 21:00 itibarı ile Taksim tramvay durağında sabahlamak için toplanacağız. “Birimiz Üşüyorsa Herkes Üşür” sloganıyla, bir nebze de olsa evsizlerin halini anlamak, anlatmak ve haykırmak için bir araya geleceğiz. Talebimiz; evsizler için 12 ay açık olan, nitelikli ve yeterli sayıda evsizler yurdu. Sesimiz ne kadar gür çıkarsa, o kadar iyi. Yetkililere yetkilerini hatırlatmak için, rahatlarını kaçırmak için…

Açlığı ve açıklığı bizden sorulacak olan komşularımız için.