![]() |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... BENDEDİR Ne azap, ne sitem bu yalnızlıktan, Kime ne aşılmaz duvar bendedir. Süslenmiş gemiler geçse açıktan, Sanırım gittiği diyar bendedir. Yaram var, havanlar dövemez merhem; Yüküm var, bulamaz pazarlar dirhem. Ne çıkar, bu yola düşmemiş gölgem; Yollar ki, Allaha çıkar, bendedir. Necip Fazıl KISAKÜREK (1936) |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Boş Dünya Gittiler...Bana dünyam Birdenbire boş geldi. Seçilmiş oldu eşyam. Odalarım loş geldi. Gözlerim müebbette, Günü gelir elbette... Gelir Melek nöbette, Safa geldi, hoş geldi. 1982 Necip Fazıl Kısakürek |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Canım İstanbul Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar; Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar. İçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim; O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim. Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur; Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur. Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale, Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale. İstanbul benim canım; Vatanım da vatanım... İstanbul, İstanbul... Tarihin gözleri var, surlarda delik delik; Servi, endamlı servi, ahirete perdelik... Bulutta şaha kalkmış Fatih'ten kalma kır at; Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat... Şahadet parmağıdır göğe doğru minare; Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare?.. Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet; Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet... O manayı bul da bul! İlle İstanbul'da bul! İstanbul, İstanbul... Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği; Çamlıca'da, yerdedir göklerin derinliği. Oynak sular yalının alt katına misafir; Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir. Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar, Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar... Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi? Cumbalı odalarda inletir "Katibim"i... Kadını keskin bıçak, Taze kan gibi sıcak. İstanbul, İstanbul... Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler! Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler... Eyüp öksüz, Kadıkoy süslü, Moda kurumlu, Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu. Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından. Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar; Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar... Gecesi sünbül kokan Türkçesi bülbül kokan, İstanbul, İstanbul... 1963 Necip Fazıl Kısakürek |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... AKŞAM Güneş çekildi demin, Doğdu bir renk akşamı. Bu, bütün günlerimin, İçime denk akşamı. Akşamı duya duya, Sular yattı uykuya; Kızıllık çöktü suya, Sandım bir cenk akşamı Necip Fazil Kisakurek |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Kader Kader, beyaz kağıda sütle yazılmış yazı; Elindeyse beyazdan, gelde sıyır beyazı!.. Necip Fazil Kisakurek Hani Ya Gözüne mil çekersen Görünür gerçek dünya Aynalarda sen, hep sen Dost, sevgili, hep riya..! Kaç, kurtul kelimeden Ağlamdan,gülmeden ! Hani ya sen ölmeden, Ölecektin, hani ya....? Necip Fazil Kisakurek |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... TABUT Tahtadan yapılmış bir uzun kutu: Baş tarafı geniş ayak ucu dar. Çakanlar bilir ki, bu boş tabutu, Yarın kendileri dolduracaklar. Her yandan küçülen bir oda gibi, Duvarlar yanaşmış, tavan alçalmış. Sanki bir taş bebek kutuda gibi, Hayalim, içinde uzanmış kalmış. Cılız vücuduma tam görünse de, İçim, bu dar yere sığılmaz diyor. Geride kalanlar hep dövünse de, İnsan birer birer yine giriyor. Ölenler yeniden doğarmış; gerçek! Tabut değildir bu, bir tahta kundak. Bu ağır hediye kime gidecek, Çakılır çakılmaz üstüne kapak ? |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Beklenen Şiiri'nin Hikayesi Üstad Necip Fazıl Kısakürek henüz genç bir delikanlı iken voleybol oynayan genç bir kıza aşık olur. Kızın maçlarını hiç kaçırmaz ve bir süre sonra kıza açılmaya karar verir. Bunu bir şiirle yapmaya karar verir sonra o meşhur şiirin ilk dört mısrasını bir kâğıda yazarak kızın eline tutuşturur; Ne hasta bekler sabahı, Ne taze ölüyü mezar. Ne de şeytan, bir günahı, Seni beklediğim kadar. Voleybolcu kız diğer gün öğleden sonra Üstad'ın yanına gelir ve O'ndan hoşlandığını ancak bir kişinin daha olduğunu söyler. Üstad hayatında sevdiği kimse kalmayınca kendisini arayıp bulmasını söyler. Aradan aylar yillar geçer ve kız Üstad'ı bulur. Artık sadece sevdiği kişinin O olduğunu söyler. Bunun üzerine Üstad cebinden iyice eskimiş olan bir kağıdı çıkarır ve şiirin son dört mısrasını okuyup uzaklaşır oradan; Geçti istemem gelmeni, Yokluğunda buldum seni; Bırak vehmimde gölgeni Gelme, artık neye yarar? |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... ÇAN SESLERİ Odamda yanan mumu üfledi bir çan sesi. Gözlerim halka halka gördü bu uçan sesi. Önümden bir hız geçti , aktı ateşten izler ; Açıldı kıvrım kıvrım toprak altı dehlizler. Şimşekler yanıp söndü , şimşekler sönüp yandı; Derindeki sarnıçta durgun sular uyandı. Sağa sola sallanıp , dan , dan , dan, çaldı çanlar ; Durmadan çaldı çanlar , durmadan çaldı çanlar , Sular ürperdi , eşya ürperdi , tunç ürperdi ; Çanlar, kocaman çanlar , korkunç korkunç ürperdi . Gördüm ki , adım adım gölge gölge keşişler , Ebedî karanlığın mahzenine inmişler... |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim; Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları! Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim; Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları. _________________________________ Bu nasıl bir dünya hikâyesi zor; Mekânı bir satıh, zamanı vehim. Bütün bir kâinat muşamba dekor, Bütün bir insanlık yalana teslim. Necip Fazil Kisakurek |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... İŞİM ACELE! Gökte zamansızlık hangi noktada? Elindeyse yıldız yıldız hecele! Hüküm yazılıyken kara tahtada İnsan yine çare arar ecele! Gençlik... Gelip geçti... bir günlük süstü; Nefsim doymamaktan dünyaya küstü. Eser darmadağın, emek yüzüstü; Toplayın eşyamı, işim acele! Necip Fazıl Kısakürek |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Üstad'ım mekanın cennet olsun... Anne girdin düşüme. Yorganın olsun duam; Mezarında üşüme. Anlamam, anlatamam. Düşen düştü peşime, Artık vadeler tamam... |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Diz çök ey zorlu nefs, önümde diz çök! Heybem hayat dolu, deste ve yumak. Sen, bütün dalların birleştiği kök; Biricik meselem, Sonsuza varmak... Ruhun şad olsun ÜSTAD.. |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Bu yağmur, bu yağmur, bu kıldan ince, Nefesten yumuşak, yağan bu yağmur. Bu yağmur, bu yağmur bir gün dinince, Aynalar yüzümü tanımaz olur. |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Alıntı:
Burada üstadımızın demek isteiği ana fikir : Yağnur diinince (Yani ömür bitince) yaşın sonuna gelince herkes buruşur inceden çirkinleşir da, kimse yüzüme bakmadı tanımaz oldu demek istemiş mana olarak... Ama onu rabbi hepimizden iyi tanıyor ELHAMDULİLLAH... ;) Umarım ana fikir ve açıklamam güzeldir... Şiir ve hadis yorumlamaktan biraz anlarım nacizane ... :) |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Alıntı:
Eline sağlık yorumladığın için teşekkür ediyorum. Şiirinde anlatmak istediği duygularını resim çizer gibi cümleleriyle çok güzel betimlemiş. |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Zindan iki hece. Mehmed'im lafta! Baba katiliyle baban bir safta! Bir de geri adam, boynunda yafta... Halimi düşünüp yanma Mehmed'im! Kavuşmak mı?..Belki ..Daha ölmedim! Avlu... Bir uzun yol... Tuğla döşeli, Kırmızı tuğlalar altı köşeli. Bu yol da tutuktur hapse düşeli... Git ve gel... Yüz adım...Bin yıllık konak Ne ayak dayanır buna , ne tırnak! Bir alem ki, gökler boru içinde. Akıl almazların zoru içinde Üstüste sorular soru içinde. Düşün mü, konuş mu, sus mu, unut mu? Buradan insan mı çıkar, tabut mu? Bir idamlık Ali vardı, asıldı Kaydını düştüler, mühür basıldı. Geçti gitti, birkaç günlük fasıldı Ondan kalan, boynu bükük ve sefil; Bahçeye diktiği üç beş karanfil... Müdür bey dert dinler, bugün "maruzat"! Çatık kaş...Hükumet dedikleri zat... Beni Allah tutmuş kim eder azat? Anlamaz; yazısız, pulsuz, dilekçem... Anlamaz! ruhuma geçti bilekçem! Saat beş dedi mi, bir yırtıcı zil Sayım var, maltada hizaya dizil! Tek yekun içinde yazıl ve çizil! Insanlar zindanda birer kemmiyet; Urbalarla kemik, mintanlarla et. Somurtuş gibi bıçak, nara gibi tokat; Zift dolu gözlerde karanlık kat kat... Yalnız seccademin yönünde şefkat Beni kimsecikler okşamaz madem Öp beni alnımdan, sen öp seccadem! Çaycı getir ilaç kokulu çaydan! Dakika düşelim, senelik paydan! Zindanda dakika farksız aydan Karıştır çayını zaman erisin Kopuk kopuk, duman duman erisin! Peykeler, duvara mihli peykeler Duvarda, başlardan yağlı lekeler Gömülmüş duvara, bas bas gölgeler... Duvar, katil duvar yolumu biçtin Kanla dolu sünger... Beynimi içtin Sukut... Kıvrım kıvrım uzaklık uzar Tek nokta seçemez dünyada nazar Yerinde mi acep, ölü ve mezar? Yeryüzü boşaldı habersiz miyiz? Güneşe göç var da ,kalan biz miyiz? Ses demir, su demir ve ekmek demir... İstersen demirde muhali kemir. Ne gelir ki elden, kader bu, emir... Garip pencerecik, küçük daracık; Dünyaya kapalı, Allah'a açık Dua, dua eller karıncalanmış; Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış Gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış Bir soluk, bir tütsü, bir uçan buğu İplik ki incecik, örer boşluğu Ana rahmi zahir, şu bizim koğuş Karanlığında nur, yeniden doğuş.... Sesler duymaktayım; Davran ve boğuş! Sen bir devsin, yükü ağırdır devin! Kalk ayağa, dimdik doğrul ve sevin! Mehmed'im, sevinin, başlar yüksekte! Ölsek de sevinin, eve dönsek de! Sanma bu tekerlek kalır tümsekte! Yarın elbet bizim, elbet bizimdir! Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Kaldırımlar 2 Başını bir gayeye satmış kahraman gibi, Etinle, kemiğinle, sokakların malısın! Kurulup şiltesine bir tahtaravan gibi, Sonsuz mesafelerin üstünden aşmalısın! Fahişe yataklardan kaçtığın günden beri, Erimiş ruhlarınız bir derdin potasında. Senin gölgeni içmiş, onun gözbebekleri; Onun taşı erimiş, senin kafatasında. İkinizin de ne eş, ne arkadaşınız var; Sükût gibi münzevî, çığlık gibi hürsünüz. Dünyada taşınacak bir kuru başınız var; Onu da, hangi diyar olsa götürürsünüz. Yağız atlı süvari, koştur, atını, koştur! Sonunda kabre çıkar bu yolun kıvrımları. Ne kaldırımlar kadar seni anlayan olur, Ne senin anladığın kadar, kaldırımları... |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Kaldırımlar 3 Bir esmer kadındır ki, kaldırımlarda gece, Vecd içinde başı dik, hayalini sürükler. Simsiyah gözlerine, bir ân, gözüm değince, Yolumu bekleyen genç, haydi düş peşime der. Ondan bir temas gibi rüzgar beni bürür de, Tutmak, tutmak isterim, onu göğsüme alıp. Bir türlü yetişemem, fecre kadar yürür de, Heyhat, o bir ince ruh, bense etten bir kalıp. Arkamdan bir kahkaha duysam yaralanırım; Onu bir başkasına râm oluyor sanırım, Görsem pencerelerde soyunan bir karaltı. Varsın, bugün bir acı duymasın gözyaşımdan; Bana rahat bir döşek serince yerin altı, Bilirim, kalkmayacak, bir yâr gibi başımdan... Necip Fazıl Kısakürek |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Vasiyetnamesinin son maddesi böyle; — Beni de Allah ve Resul aşkının yanık bir örneği ve ardından birtakım sesler bırakmış divanesi olarak arada bir hatırlayınız! Bir yanda Çile,bir yanda Sakarya….Unutmak ne mümkün.. Mekanı cennet olsun…. |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Minarede ölü var diye acı bir: sala !! Er kişi niyetine saf saf namaz: ne ala, Böyledir de ölüme inanmazlar hala, Ne tabutu taşıyan nede mezarı kazan. ( N.F.K.) Mekanın cennet olsun büyük Üstad |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Suriyeli bir gazeteci ile diyaloğu şöyledir: - Necip Bey Osmanlı bizi sömürmedi mi? Osmanlı Suriye'yi yüzyıllarca sömürmedi mi, hala neyi savunuyorsunuz? - Osmanlı sizi sömürseydi bana bu soruyu Fransızca sormazdın.. |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Güzel Şey Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber, Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber? ölümü bu kadar kısa ve öz bir şekilde anlatan ve sevdiren başka bir şiir yazılamaz herhalde... mekanı cennet olsun... |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Sual = ey veli, insan nasıl olmalı, söyle! Cevap = son anda nasıl olacaksa hep öyle Yahudi mi dediniz?onlar yumurtalarini pisirmek icin dunyayi atese vermekten cekinmeyen LANETLILERDIR!!! (N.F.K.) |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... bu akşam o kadar durgun ki sular gömül benim gibi kedere diyor içimde maziden kalma duygular ağla geri gelmez günlere diyor. . ey gönül gidenden ümidini kes kaçan bir hayale benziyor herkes sanki kulağıma gaibden bir ses buluşmalar kaldı mahşere diyor .. enginden engine koşarken rüzgar bende bir yolculuk heyacanı var yattığım kayaya çarpan dalgalar çıkıver bir sonsuz sefere diyor. necip fazıl... bu şiiri o kadar çok seviyorum ki... |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... DESTAN Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak! Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak: Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden, Çatırtılar geliyor karanlık kubbemizden, Çekiyor tebeşirle yekun hattını afet; Alevler içinde ev, üst katında ziyafet! Durum diye bir laf var, buyurun size durum; Bu toprak çirkef oldu, bu gökyüzü bodrum! Bir şey koptu benden, şey, Her şeyi tutan bir şey. Benim adım bay Necip, babamın ki Fazıl bey, Utanırdı burnunu göstermekten sütninem, Kızımın gösterdiği, kefen bezine mahrem. Ey tepetaklak ehram, başı üstünde bina; Evde cinayet, tramvay arabasında zina! Bir kitap sarayının bin dolusu iskambil; Barajlar yıkan şarap, sebil üstüne sebil! Ve ferman, kumardaki dört kralın buyruğu: Başkentler haritası, yerde sarhoş kusmuğu! Geçenler geçti seni, uçtu pabucun dama, Çatla Sodom-Gomore, patla Bizans ve Roma! Öttür yem borusunu öttür, öttür, borazan! Bitpazarında sattık, kalkamaz artık kazan! Allah'ın on pulunu bekleye dursun on kul; Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul. Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa; Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa! Kubur faresi hayat, meselesiz, gerçeksiz; Heykel destek üstünde, benim ruhum desteksiz. Siyaset kavas, ilim köle, sanat ihtilaç; Serbest, verem ve sıtma; mahpus, gümrükte ilaç. Bülbüllere emir var: Lisan öğren vakvaktan; Bahset tarih, balığın tırmandığı kavaktan! Bak, arslan hakikate, ispinoz kafesinde; Tartılan vatana bak, dalkavuk kefesinde! Mezarda kan terliyor babamın iskeleti; Ne yaptık, ne yaptılar mukaddes emaneti? Ah! küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap; Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılap! |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... ARALIK KAPI Bu dünya bir kuyu, havasız çömlek; Daralıyorum! Kelime, manayı boğan bir gömlek! Paralıyorum! Allah ismi varken lûgat ne demek! Karalıyorum! Kapımı, buyursun diye o Melek; Aralıyorum! 1982 |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... RUH Ya bin yıl, ya bin asır sonra o gün gelecek. Koklarken küllerimi mezarımda bir böcek O kadar yanacak ki, bir yüksüklük toprağım, Yerden bir damar gibi kopup fışkıracağım! Ve birden bakacağım, her tarafım bitişmiş, Başım, toprak altında bir maden gibi pişmiş. Nefesten daha ince bir ipek kumaş derim; Fosfordan daha parlak, ince uzun ellerim. Dalacağım kendimin hayran hayran seyrine, Diyeceğim: Bu dönen şeyler eski yerine, Benim diye baktığım şeyler miydi bir zaman? Külümün rüyası mı yoksa gördüğüm?.. Aman! Başımda açılacak fânilerin seması, Ve onların toprağa gerçek diye teması, Bir tatlı vehim gibi içimi bayıltacak; Toprağın, koşacağım, üzerinde yalnayak; Şehrin, dolaşacağım kuş gibi etrafında; Bir beyaz hayaletin upuzun çarşafında, Gezeceğim, doğduğum evin odalarını. Geceleyin, koskoca şehrin lambalarını, Bir keskin üfleyişim söndürmeye yetecek; Korku, şehrin çelikten sesini tüketecek. Herşey susacak o ân, çalınacak kapılar; Kiremitleri yaprak yaprak alan bir rüzgâr, Ağzımdan haykıracak, uzun, gizli, çapraşık... Erişilmez fikir ki, düğüm düğüm dolaşık... Sarıldıkça boşanan yumak, çözülen demet; Başı görünmez hayâl, sonu gelmez nedamet... |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Aynalar (Necip Fazıl Kısakürek) Aynalar, bakmayın yüzüme dik dik; İste yakalandık, kelepçelendik! Çıktınız umulmaz anda karsıma, Başımın tokmağı indi başıma. Suratımda her suç bir ayrı imza, Benmişim kendime en büyük ceza! Ey dipsiz berraklık, ulvi mahkeme! Acı, hapsettiğin sefil gölgeme! Nur topu günlerin kanına girdim. Kutsi emaneti yedim, bitirdim. Doğmaz güneşlere bağlandı vade; Dişlerinde, köpek nefsin, irade. Günah, gunah, hasad yerinde demet; Merhamet, sucumdan aşkın merhamet! Olur mu, dünyaya indirsem kepenk: Gözyaşı döksem, Nuh tufanına denk? Çıkamam, aynalar, aynalar zindan. Bakamam, aynada, aynada vicdan; Beni beklemeyin, o bir hevesti; Gelemem, aynalar yolumu kesti. |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... BEKLENEN Ne hasta bekler sabahı, Ne taze ölüyü mezar. Ne de şeytan, bir günahı, Seni beklediğim kadar. Geçti istemem gelmeni, Yokluğunda buldum seni; Bırak vehmimde gölgeni, Gelme, artık neye yarar? |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... ZİNDANDAN MEHMED'E MEKTUP Zindan iki hece Mehmed'im lâfta! Baba katiliyle baban bir safta ! Bir de, geri adam , boynunda yafta... Halimi düşünüp yanma Mehmed'im! Kavuşmak mı?.... Belki....Daha ölmedim! Avlu... Bir uzun yol .. Tuğla döşeli, Kırmızı tuğlalar altı köşeli. Bu yolda tutuktur hapse düşeli... Git ve gel... Yüz adım..... Bin yıllık konak. Ne ayak dayanır buna, ne tırnak! Bir alem ki, gökler boru içinde ! Akıl, olmazların zoru içinde. Üstüste sorular soru içinde: Füşün mü, konuş mu , sus mu , unut mu ? Buradan insan mı çıkar, tabut mu? Bir idamlık Ali vardı, asıldı; Kaydını düştüler , mühür basıldı. Geçti gitti, bir kaç günlük fasıldı. Ondan kalan , boynu bükük ve sefil; Bahçeye diktiği üç beş karanfil.... Müdür Bey dert dinler, bugün "maruzât"! Çatık kaş...Hükümet dedikleri zat... Beni Allah tutmuş kim eder azat? Anlamaz; yazısız , pulsuz, dilekçem.... Anlamaz! ruhuma geçtim bilekçem! Saat beş dedi mi, bir yırtıcı zil; Sayı var, maltada hızaya dizil! Tek yekûn içinde yazıl ve çizil! İnsanlar zindanda birer kemmiyet; Urbanlarla kemik, mintanlarla et. Somurtmuş ki bıçak, nâra ki tokat; Zift dolu gözlerde karanlık kat kat... Yalnız seccademin yününde şefkat; Beni kimsecikler okşamaz madem; Öp beni alnımdan , sen öp seccadem! Çaycı getir, ilaç kokulu çaydan! Dakika düşelim, senelik paydan! Zindanda dakika farksızdır aydan. Karıştır çayını zaman erisin; Köpük köpük, duman duman erisin ! Peykeler , duvara mıhlı peykeler; Duvarda, başlardan, yağlı lekeler, Gömülmüş duvara, baş baş gölgeler... Duvar , katil duvar, yolumu biçtin! Kanla dolu sünger... Beynimi içtin! Sükût...Kıvrım kıvrım uzaklık uzar; Tek nokta seçemez dünyadan nazar. Yerinde mi acep, ölü ve mezar? Yeryüzü boşaldı, habersiz miyiz? Güneşe göç var da , kalan biz miyiz ? Ses demir, su demir ve ekmek demir.... İstersen demirde muhali kemir, Ne gelir ki elden, kader bu ,emir... Garip pencerecik, küçücük ,daracık; Dünyaya kapalı Allah ' a açık. Dua , dua , eller karıncalanmış; Yıldızlar avuçta , gök parçalanmış. Gözyaşı bir tarla , hep yoncalanmış... Bir soluk, bir tütsü, bir uçan buğu; İplik ki, incecik, örer boşluğu. Ana rahmi zâhir, şu bizim koğuş; Karanlığında nur, yeniden doğuş... Sesler duymaktayım: Davran ve boğuş! Sen bir devsin, yükü ağırdır devin! Kalk ayağa , dimdik doğrul ve sevin! Mehmed'im , sevinin , başlar yüksekte! Ölsek de sevinin, eve dönsek de ! Sanma bu tekerlek kalır tümsekte! Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir! Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir! Necip Fazıl Kısakürek Üstadı saygı ile anıyorum... |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... SAKARYA TÜRKÜSÜ İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya: Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya. Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak; Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak. Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir: Oluklar çift, birinden nur akar, birinden kir. Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kainat: Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat! Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne? Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine: Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için. Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin? Rabb'im isterse, sular büklüm büklüm burulur. Sırtına Sakarya'nın, Türk tarihi vurulur. Eyvah, eyvah, Sakarya'm, sana mı düştü bu yük? Bu dâvâ hor, bu dâvâ öksüz, bu dâvâ büyük!.. Ne ağır imtihandır, başındaki Sakarya! Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya? İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal; Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal, Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan: Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan! Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân; Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an! Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu? Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu? Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna? Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna? Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir? Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir! Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler; Sakarya, kandillere katran döktü geceler. Vicdan azabına eş kayna kayna Sakarya. Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya! İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su: Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu. Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek: Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek? Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl! Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl! Sakarya, saf çocuğu, mâsum Anadolu'nun, Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun! Sen ve ben, gözyaşıyla ıslanmış hamurdanız; Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız! Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader; Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider! Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz: Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber kılavuz! Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya: Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya! Necip Fazıl Kısakürek |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... ŞEHİRLERİN DIŞINDAN Kalk, arkadaş, gidelim! Dereler yoldaşımız, Dağlar omuzdaşımız. Dünyayı seyredelim, Şehirlerin dışından. Esmerden, sarışından, Kaçalım, kurtulalım! Haydi yürü, bulalım; Kat kat çıkmış evlerin, O cam gözlü devlerin Gizlediği âlemi! Bir tüy gibi yel alsın, Bir dal gibi sel alsın, Bizden, menhus elemi. Attığımız nâralar, Yol açsın karanlıkta. Çeksin bizi mağaralar, Bir derin ormanlıkta. Öttürüp sert bir ıslık, Yılanları çağralım. Peşinden çığlık çığlık, Çakallara bağralım, Ötelim baykuşlarla. Kızıl akşamüstleri, Hicret eden kuşlarla, Sema, deniz ve yeri, Çepçevre, iklim iklim, Dolaşalım, gezelim! Yollar bizden bir izdir, Ne duysak sesimizdir, Ne görsek benzer bize. Hiç şaşmayan bir saat Gibi işler tabiat, Uyarak kalbimize Mevsimler boğum boğum, Zamanın ipliğinde. Başı görünmez doğum, Sonu ölçülmez hayat... Hayvan, nebat ve cemat, Hepsi ilk gençliğinde. Ölen ölür, yıpranmaz; Giden gider, aranmaz. Böyle geçer ömrümüz, Bir gün gelir, ölürüz. Haberimiz olmadan. Ve o zaman, o zaman, Hayat neymiş görürsün Bırak, keyfini sürsün, Şehirlerin, köleler! Yeter bizi tuttuğu! Tükensin velveleler! Kalk arkadaş, gidelim! İnsanın unuttuğu Allah'ı zikredelim; Gül ve sümbül hırkamız, Sullar, kuşlar, halkamız... Necip FAZIL Ruhun Şâd olsun... |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Ağaçtan Düşen Yaprak Nasıl 'Kurumaya' Mahkumsa; Gönülden Düşen İnsan da 'Unutulmaya' Mahkumdur... |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... ''Ne görsem ötesinde hasret çektiğim diyar, Kavuşmak nasıl olmaz madem ki ayrılık var?'' Neler Kaybetti İnsan Kul'a Kulluk Uğruna... Ah Bir Erebilseydik , ''KUL'' Olmanın Şuuruna... Mekanı cennet olsun... |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... SERSERİ Yeryüzünde yalnız benim serseri, Yeryüzünde yalnız ben derbederim. Herkesin dünyada varsa bir yeri, Ben de bütün dünya benimdir derim. Yıllarca gezdirdim hoyrat başımı, Aradım bir ömür, arkadaşımı. Ölsem dikecek yok mezar taşımı; Halime ben bile hayret ederim. Gönlüm ne dertlidir, ne de bahtiyar; Ne kendisine yâr, ne kimseye yâr, Bir rüya uğrunda ben diyâr diyâr, Gölgemin peşinden yürür giderim... Necip Fazıl KISAKÜREK |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Şarkımız Kırılır da birgün bütün dişliler, Döner şanlı şanlı çarkımız bizim. Gökten bir el yaşlı gözleri siler. Şenlenir evimiz barkımız bizim. Yokuşlar kaybolur çıkarız düze. Kavuşuruz sonu gelmez gündüze. Sapan taşlarının yanında füze, Başka alemlerle farkımız bizim. Kurtulur dil,tarih,ahlâk ve iman. Görürler nasılmış neymiş kahraman. Yer ve gök su vermem dediği zaman, Her tarlayı sular arkımız bizim. Gideriz nur yolu izde gideriz. Taş bağırda, sular dizde, gideriz. Birgün akşam olur, biz de gideriz. Kalır dudaklarda şarkımız bizim. Necip Fazıl Kısakürek |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Alıntı:
Gideriz nur yolu izde gideriz. Taş bağırda, sular dizde, gideriz. Birgün akşam olur, biz de gideriz. Kalır dudaklarda şarkımız bizim. 👏 |
Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 00:35. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO
Copyright ©2004 - 2025 IRCForumlari.Net Sparhawk