![]() |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Alıntı:
Necip Baba burada dünyanın fani olduğunu... bir gün er yada geç herkesin bu dünyadan gideceğini ama gerçek Allah dostları ve mütefekkirler gibi nurlu olarak fani dünyadan göçmek istediğini .. Arkasında çok kıymetli hatıralar ve emanetler bırakanların unutulmayacağını anlatmak istemiştir... ;) |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... OLMAZ MI? Yön yön sarılmışım ne yana baksam; Sarılan olur da saran olmaz mı? Kim bu yüzü çizen sanatkar ressam; Geçip de aynaya,soran olmaz mı? Bir parçacığım ben,bütüne hasret; Zaman döne dursun,o güne hasret; Ruhumsa zamanın üstüne hasret; Ebediyet boyu bir an... Olmaz mı? Necip Fazıl Kısakürek Cenabı Allah'tan "Büyük Üstada" gani gani rahmet diliyorum. Rabbim mekanını cennet eylesin, inşallah. |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Kaldırımlar I Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında; Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum. Yolumun karanlığa saplanan noktasında, Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum. Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık; Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar. İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık; Biri benim, biri de serseri kaldırımlar. İçimde damla damla bir korku birikiyor; Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler... Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor; Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler. Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi; Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır. Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi; Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır. Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta; Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum! Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta; Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum! Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin; İki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler. Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin; Yolumun zafer tâkı, gölgeden taş kemerler. Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim; Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları! Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim; Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları. Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya; Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi. Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya, Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi... II Başını bir gayeye satmış bir kahraman gibi, Etinle, kemiğinle, sokakların malısın! Kurulup şiltesine bir tahtaravan gibi, Sonsuz mesafelerin üstünden aşmalısın! Fahişe yataklardan kaçtığın günden beri, Erimiş ruhlarınız bir derdin potasında. Senin gölgeni içmiş, onun gözbebekleri; Onun taşı erimiş, senin kafatasında. İkinizin de ne eş, ne arkadaşınız var; Sükût gibi münzevî, çığlık gibi hürsünüz. Dünyada taşınacak bir kuru başınız var; Onu da, hangi diyar olsa götürürsünüz. Yağız atlı süvari, koştur, atını, koştur! Sonunda kabre çıkar bu yolun kıvrımları. Ne kaldırımlar kadar seni anlayan olur... Ne senin anladığın kadar, kaldırımları... |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... n.f.k. Ey genç adam, bu düstur sana emanet olsun: Ötelerden habersiz nizama lânet olsun!.. |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında; Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum. Yolumun karanlığa saplanan noktasında, Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum. (Üstad) |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Üstad'ım mekanın cennet olsun... Allah(c.c.) rahmet eylesin... Arkadaşlar ruhuna lütfen bir fatiha okuyalım... Ayrıca Üstad sadece şair değil, Üstad dava adamıydı, bunu da unutmayalım... =) Son günüm olmasın çelengim top arabam Beni alıp götürsün tam dört inanmış adam... (NFK) |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Üstad'dan bir şiir... Bekleyen Sen kaçan ürkek bir ceylansın dağda Ben peşine düşmüş bir canavarım. İstersen dünyayı çağır imdada Sen varsın dünyada birde ben varım Seni korkutacak geçtiğin yollar Arkandan gelecek hep ayak sesim Sarıp vücudunu belirsiz kollar Enseni yakacak ateş nefesim Kimsesiz odanda kış geceleri İçin ürperdiği demler beni an Deki odur sarsan pencereleri; Deki rüzgar değil odur haykıran Göğsümden havaya kattığım zehir Solduracak bir gül gibi ömrünü Kaçıp dolaşsan da sen şehir şehir Bana kalacaksın yine son günü Ölürsün kapanır yollar geriye Ben mezarla sırdaş olur beklerim Varılmaz hayale işaret diye Toprağında bir taş olur beklerim |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Bir gün Üstad'a sormuşlar: -Üstad özel arabanız yok mu? Üstad düşünmeden cevap verir: -Ona en son bineceğiz . . . :alkis: |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Aşk korkuya perdedir, korku da aşka perde; Allah'tan nasıl korkmaz insan O'nu sever de NFK |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... ŞÖHRET Bir baltada indirdin Ağacından dalımı Bana zehir yedirdin ........ İstemem ne dil ne mal Bana ne verdinse al Sazını kafana çal Ver bana kavalımı!... N.F.K. (1931) |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... BÜYÜK DOĞU MARŞI Allahın seçtiği kurtulmuş millet! Güneşten başını göklere yükselt! Avlanır, kim sana atarsa kement, Ezel kuşatılmaz, çevrilmez ebet. Allahın seçtiği kurtulmuş millet! Güneşten başını göklere yükselt! Yürü altın nesli, o tunç Oğuz’un! Adet küçük, zaman çabuk, yol uzun. Nur yolu izinden git, KILAVUZ’un! Fethine çık, doğru, güzel, sonsuzun! Yürü altın nesli, o tunç Oğuz’un! Adet küçük, zaman çabuk, yol uzun. Aynası ufkumun, ateşten bayrak! Babamın külleri, sen, kara toprak! Şahit ol, ey kılıç, kalem ve orak! Doğsun BÜYÜK DOĞU, benden doğarak! Aynası ufkumun, ateşten bayrak! Babamın külleri, sen, kara toprak!.. |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Toplam 1 Eklenti bulunuyor. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Bende bunu ekleyeyim bu sözünü çok severim. Emeğine sağlık @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Zindan iki hece, Mehmed'im lâfta! Baba katiliyle baban bir safta! Bir de, geri adam, boynunda yafta... Halimi düşünüp yanma Mehmed'im! Kavuşmak mı? .. Belki... Daha ölmedim! ZİNDANDAN MEHMED'E MEKTUP Necip Fazıl Kısakürek |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... "Anladım işi ; San’at ALLAH ı aramakmış, Marifet bu, gerisi yalnız çelik çomakmış" Mekanı cennet, bıraktıkları emanetimiz olsun. Kendisini rahmetle anıyorum. |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Böyledir de ölüme kimse inanmaz hâlâ ! Ne tabutu taşıyan , ne de toprağı kazan... Vefâtının 28. yıldönümünde üstâdı Rahmetle anıyoruz. "Ölüm güzel şey, budur perde arkasından haber, Hiç güzel olmasaydı ölür müydü peygamber?" Susmak degil söylemekti emelim.. Razıyım sükunete lakin "Kelime-i Şehadet" ten sonra gelsin ecelim..! |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... "Allah bir demektense ecel teri dökerken Ölüversem beklenmez anda Allah bir derken!" Hayatta var olma sebebini bu denli net anlatan kaç dize yazıldı ki bugüne kadar? Allah mekanını cennet eylesin.. ''biz bize gerici diyenlere deh demek için gerideyiz''. |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Yattığım Kaya Bu akşam o kadar durgun ki sular Gömül benim gibi kedere diyor. İçimde maziden kalma duygular Ağla geri gelmez günlere diyor. Ey gönül, gidenden ümidini kes! Kaçan bir hayale benziyor herkes, Sanki kulağıma gaipten bir ses Buluşmalar kaldı mahşere diyor. Enginden engine koşarken rüzgar, Bende bir yolculuk heyecanı var... Yattığım kayaya çarpan dalgalar Çıkıver bir sonsuz sefere diyor. Necip Fazıl Kısakürek |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Kelimenin bittiği yerde konuş ecelle, De ki bildiğim tek söz var: Allah Azze ve Celle... Üstad Necip Fazıl KISAKÜREK [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... SON SIGINAK Hayat perdenin arkasinda; Hayatin ote yakasinda. Su gaflet yuku insana bak; Kendinden varlik cakasinda. Ve asksiz yobaz... Isi gucu, Namazla Cennet takasinda. Tam dortasirdir Muslumanlik, Cansiz etiket markasinda. Ku'ran kalbi kör ezbercide, Din, üfürükçü muskasinda. Bati, Bati der cirpinirlar, Bati tükürük hokkasinda. Makine dimdik demirden put, Insanoglu ruh lackasinda. Hurriyet nerde soyleyeyim: Hakka esaret halkasinda. Zamanda hersey kopuk,kesik; Bickisi kader makasinda. Ey insan, sana son siginak, Son peygamberin hirkasinda! Necip Fazil, Cile 1982 |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Ve tekrar uyuyayım ve kalkayım ezanla! Yaşayadursun insan, hayat dediği zanla.. (nfk) "Bir kalbim var ki benim sevdiğinden burkulur Kahredenden ziyade sevilenden korkulur.." |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Yarın elbet bizim, elbet bizimdir; Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir! ...... Ey düşmanım, sen benim ifadem ve hızımsın Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın ....... Kader, beyaz kağıda sütle yazılmış yazı Elindeyse beyazdan, gel de sıyır beyazı.... "Beni kimsecikler okşamaz mâdem; öp beni alnımdan, sen öp seccâdem! " içimi sızlatan dizesi.... tohum saç bitmezse toprak utansın, hedefe varmayan mızrak utansın.. |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Aç Kapıyı Aç kapıyı haber var, Ötenin ötesinden. Dudaklarda şarkılar, Kurtuluş bestesinden. Biz geldik, bilen bilsin. Gönül gönül girilsin. İnsanlar devşirilsin, Sonsuzluk destesinden. Necip Fazıl Kısakürek |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Ne hasta bekler sabahı, Ne taze ölüyü mezar. Ne de şeytan, bir günahı, Seni beklediğim kadar. Geçti istemem gelmeni, Yokluğunda buldum seni; Bırak vehmimde gölgeni, Gelme, artık neye yarar… |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... "Gönlüm uçmak isterken semavi ülkelere, Ayağım takılıyor yerdeki gölgelere!..." Kime yâr dediysek ; o yâr açtı yarayı.. belli ki gerçek sevenimiz yoktur , Allah'dan gayrı...! Necip Fazıl Kısakürek |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... "Gönlüm uçmak isterken semavi ülkelere, Ayağım takılıyor yerdeki gölgelere!..." Cehennem dediğin yerde dal, odun, kibrit yoktur. Herkes ateşini Bu Dünyadan götürür. . . ! Necip Fazıl Kısakürek. |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... ..:::ZEHİR:::... Çocukken haftalar bana asırdı; Derken saat oldu,derken saniye... İlk düşünce beni yokluk ısırdı: Sonum yokluk olsa bu varlık niye? Yokluk, sen de yoksun, bir varsın bir yoksun İnsanoğlu kendi varından yoksun... Gelsin beni yokluk akrebi soksun! Bir zehir ki, hayat özü faniye... [--Necip Fazıl Kısakürek--] Son şiiri1983 |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... GURBET Dağda dolaşırken yakma kandili, Fersiz gözlerimi dağlama gurbet! Ne söylemez, akan suların dili, Sessizlik içinde çağlama gurbet! Titrek parmağınla tutup tığını. Alnıma işleme kırışığını Duvarda, emerek mum ışığını, Bir veremli rengi bağlama gurbet! Gül büyütenlere mahsus hevesle, Renk renk dertlerimi gözümde besle! Yalnız, annem gibi, o ılık sesle, İçimde dövünüp ağlama gurbet!. "üstad" |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Bekleyen Sen kaçan ürkek bir ceylansın dağda ben peşine düşmüş bir canavarım. istersen dünyayı çağır imdada sen varsın dünyada birde ben varım seni korkutacak geçtiğin yollar arkandan gelecek hep ayak sesim sarıp vücudunu belirsiz kollar enseni yakacak ateş nefesim kimsesiz odanda kış geceleri için ürperdiği demler beni an deki odur sarsan pencereleri; deki rüzgar değil odur haykıran göğsümden havaya kattığım zehir solduracak bir gül gibi ömrünü kaçıp dolaşsan da sen şehir şehir bana kalacaksın yine son günü ölürsün kapanır yollar geriye ben mezarla sırdaş olur beklerim varılmaz hayale işaret diye toprağında bir taş olur beklerim Necip Fazıl Kısakürek |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Buyuk usta ! kalemine saglık ... |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Alıntı:
|
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... nasıl gozel nasıl derin ... |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... Sevdalın şu dağı del dese, koşar, delersin! İş Allaha geldi mi, gücün yok, sendelersin! Üstad |
Cevap: Necip Fazıl Kısakürek (Büyük Üstadın) şiirlerinden seçmeler... -Kaç yaşındasın nine? -71… -Demek İstiklal Savaşı’nda 20-21 yaşlarındaydın… -Öyle zahir… -O günden beri çıkmadın mı köyünden? -Çıkmadım. -50 yıldır çıkmadın ha? -50 yıldır… -O gün bu gün dünya çok değişti… -Öyleymiş… -Bir daha da evlenmedin öyle mi? -Öyle… -Seni ardı arkası gelmeyen sorularla sıkıyorum değil mi? -Estağfurullah… -Ne yapayım sen anlatmıyorsun ki dinleyeyim… Niçin anlatmayı sevmiyorsun?... -Sevmem! -Ne seversin? -Okumayı… -Ne okursun?.. -Kur’an okurum. -Okuman yazman var mı? -Yok! Yalnız Kur’an okurum. -Kim öğretti sana Kur’an okumayı? -Babam… -Peki Kur’an okuyan eski harflerle başka şeyleri okuyamaz mı? -Ben okuyamam. Allah’ın Kelâmı bana kolay gelir. Öbürleri çetin kargacık-burgacıklar… -Baban da kocan gibi zeybek miydi? -Babam köy imamıydı. Hem zeybek diye ayrı bir cins yoktu ki… Burada her mert delikanlı bir zeybekti zamanında… -Ya şimdi… -Şimdi herkes bebek… -Ne oldu nerede öldü baban? -Seferberlikte (I.Dünya Savaşı) Hicaz taraflarına gitti bir daha dönmedi. -Ne kaldı babandan sana?.. -Şu köşede gördüğün yeşil ipek kaplı Kur’an kaldı. Bir de söz… -Nasıl söz?.. -“Kur’an’dan ayrılma!...” -Sen o zaman 14-15 yaşlarında bir kızdın… -Öyleydim… -Sonra evlendin… -Beni 19 yaşımda dayımın oğluna verdiler. Evlendim. -Tam da Yunanlıların İzmir’e çıktığı yıl… -Çok geçmeden Yunanlı bu tarafa geldi bir taburuyla bizim köye yerleşti. -Anlat anlat! -Ne anlatayım?.. Sen sor ben söyleyeyim!.. Zaten her şeyi öğrenmişsin dışardan… -Evet ama senin ağzından dinlemek istiyorum. Halk bir şeyi renkten renge sokar gerçek diye bir şey kalmaz ortada… -Doğru!.. Kimbilir benim için de neler uydurmuşlardır! -Sen tek başına bir tabur Yunan askerini köyden kaçırmışsın!.. -Yok canım o benim kuvvetim değil Kur’an’ın gücü… -Kur’an’ın gücü mü? -Ne sandın ya; koynumda Kur’an olmasaydı hiç o işi becerebilir miydim ben? -Kur’an’ın tüfek gibi top gibi bir gücü olabilir mi? -Yüzbin top O’nun tek harfine denk olamaz!.. -Kuzum nine söyle nasıl oldu? -Üç aylık kocamı cami avlusunda kurşuna dizdiler. -Sebep? -Kızlara saldıran bir Yunanlıyı bıçaklayıp öldürdü diye… -Sonra?.. -Kalktım Yunan kumandanına gittim. Sırtıma örtümü çektim koynuma Kur’anımı aldım gittim. -Eeee? -Yunan kumandanı meydan yerindeki eski jandarma karakolunda bir masa başında çizmeli ayaklarını masanın üzerine uzatmış oturuyordu. Yanında da İzmir’in yerlisi bir Rum… Tercüman… -Nasıl cesaret edebildin aralarına girmeye? -Cesaret Kur’an’ın emri… Kumandan “ne istiyorsun?” diye sordu. “Kocamın kanını dava ediyorum!” dedim. “Kime karşı?” dedi. “Sana karşı!” dedim. Kahkahayla güldü. Ayaklarını masadan çekerek doğruldu. Alaycı bir yılışıklıkla “ne yapmamızı emir buyuruyorsunuz?” dedi. Ellerimle koynumdaki Kur’an’ı sımsıkı kucaklayarak… -Ne cevap verdin? -“Hemen taburunuzu alıp buradan çıkmanızı istiyorum!” dedim. -Hayret!.. -Evet kumandan hayretinden ne diyeceğini bilemedi. “Nedir o koynundaki sımsıkı kavradığın şey?” diye bağırdı. Ben de bağırdım: “Dünyanın en güçlü silahı! Hepinizi tuz-buz etmeye yeter!..” -Müthiş!.. -Tam o anda tercüman avaz avaz “bomba!” diye bastı çığlığı… -Akıl alabilecek gibi değil… -Daha neler var bu dünyada aklın alabileceği gibi olmayan… -Devam et! -Kumandan dehşetle irkildi yan yana yürümeye başladı; gözleri bende ve koynumdaki gizli silahta arkasıyla çıktı meydan yerindeki askerlerine doğru yürüdü. Tercüman da iki büklüm ardında… -Nasıl oldu da üzerine atlayıp bomba sandıkları şeyi koynundan almadılar?.. -Sıkı mı ya onu yere bırakıp da karakolu havaya uçuracak olursam?.. -Sonrası?.. -Sonrası kumandan askerlerine Rumca bir takım emirler verir ve onları toplarken birdenbire müezzinin gür sesi işitildi. Öğle ezanı… Kocamın tabutu da musalla taşında… O anda bir yaylım ateş… Olanları haber alan çeteler bir tepeciğin üstünden kuru-sıkı ateş ediyor. Yunalı askerler kaynaştı. Ne yapacaklarını bilemediler. Ben tam o an kollarım sımsıkı koynumdaki silahı kavramış kapıdan çıktım meydan yerinde göründüm. Kumandan haykırdı. Rumca bir kumanda… Yunanlılar köy dışına doğru kaçmaya başladılar. Gidiş o gidiş… -Demek Kur’an silahtan üstün geldi İstiklal Savaşı’nda… -O savaşı Kur’an’ın gücü kazandı!... (Mart 1971) *Necip Fazıl KISAKÜREK, Hikayelerim, s:301 – 305. (Üstadı saygıyla ve rahmetle anıyoruz) |
Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 22:49. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO
Copyright ©2004 - 2025 IRCForumlari.Net Sparhawk