IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası

IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası (https://www.ircforumlari.net/)
-   IF Günlük (https://www.ircforumlari.net/if-gunluk/)
-   -   Mavi Dem (https://www.ircforumlari.net/if-gunluk/421081-mavi-dem.html)

Nigar 25 Aralık 2011 12:44

Cevap: Mavi Dem
 
Gök_Yüzü


gökyüzünden seyre daldım


öyle dalmışım ki hayatlara
çıkamadım aydınlığa
efkarıma baka kaldım

hangi şehrin uçurumdan
bakıyorsun yüzüme
hangi çukurların dibinden
çekiyorsun bedenini
hangi sözlerle
kandırıyorsun geçmişi

gök dedim


gök çıktı hayat
suyu az
toprağı çorak


okyanusun bağrında
tahta parçası
kurtuluş
ya da
yıllar sonra çürümüş

elimi verdim eline
gel kurtar


gök hayatımda
güneş ol
uçurumdan uçurtma yap
yüzüme bak


gel
gökyüzüm ol


n.b(eLpis)
ağustos-2007



Nigar 26 Aralık 2011 19:56

Cevap: Mavi Dem
 
SORDULAR

Sordular yağmur dedim
Yağmur gibi akarken gözümden
Kar dedim, soğuk dedim
Gittiğinde ayazda kalmış gibiydim
Ayrılık benim çocuğum
Sarıldığım, kokladığım
Benden olan
Senden kalan


n.b (eLpis )
-2007-



Nigar 27 Aralık 2011 19:48

Cevap: Mavi Dem
 
KESİŞME

Mevsim yokluk
Hıçkırığın yankısı
Dağlarda
Susmalı şehir
Sevgiye aç toprağıyla



Bir söz
Bir yalanla
Bir bakış
İhanetin kucağında
Bir gülüş
Anı sayfasında



Gel çevir çarkı
Dönmüş dünya
Zaman uzağımda
Çukurlara düşmüş
Bugün sevda



Ağlama değil
Akıyorsa yaş
Ayrılık değil
Gidiliyorsa



Ayrılan yolda
.
.
Kesişen hüzün sadece
.........................


n.b (eLpis)
2007

Nigar 02 Ocak 2012 02:28

Cevap: Mavi Dem
 
Son

Sürgün bir ömrün dayanılmaz vurgunu
’son’ lar mahkum eder yüreği
Zaman akar ki gözümden
Gözyaşım mührüm olur
Hayat...
Ne hüzün kokan şarkıların duyulur
Ne sevdalı türkülerin
Birileri üzülmeli
Diğeri sevinirken
Birileri ümit etmeli
Diğeri yüreğini sökerken


n.b(eLpis )
mayıs-2007

Nigar 03 Ocak 2012 21:54

Cevap: Mavi Dem
 
-Karalama 1-

(Hiç bilmediğim bir dilde dinlediğim türküler gibisin,anlamasam da yüreğime düşen o sızı var ya işte sen oradasın )

Gözlerimin buğusunda
Temm
uzunda Ankara’nın
Ellerinin sıcağında
Ekiminde Urfa’nın
Ruhunun
arafında
Haykırışlarım

Döküldü güneş,ay,yıldızlar
Yıldızlar döküldü taşa,toprağa,suya
Döküldü bulut,rüzgar,yağmur
Yağmur döküldü eve,yola,şehire
Şehirde
çocuk
Elinde kırmızı araba
Sorsan asker,polis,öğretmen olacak
Olacakları bilse doğmayacak
Doğum sancısı,böbrek sızısı
Benzeri yok
Ömrüme dökülen
Ömrümden giden sen

Avucumdaki terde
Sesimdeki titremede
Kendi kendime tebessümümde
Adı b
aşka
Yolu
aşka
Ahvali bamb
aşka suretim

Söküldü
gözlerim,sözlerim,yüreğim
Yüreğim söküldü ayazlara,karlara
Söküldü ümitlerim,düşlerim,bekleyişim
Bekleyişim söküldü harlara,yangınlara


(Seni geçmişin yanılgılarından geçerek sevdim ,inancın ve sabrın gölgesinde güçlenerek )

N.B (eLpis)
aralık-2011

Nigar 08 Ocak 2012 15:10

Cevap: Mavi Dem
 
Yaprak



Avucumda silik
Hayat çizgisi
ölÜm birikti
yürek ağır


Senli cümleler
kayıp
Gitme
Yaprak ol
Savrul
aşksız bu toprak


Ruhumun evi sukut
Bir bilmece
Çözümü yok
Dolanır beynim
Kaçış yok


Yaşam cellat
Duvar yıkık
Bir ferman


Azrail sustu
.
.
..yaprak sona uçtu ..


n.b (eLpis )
temmuz-2007



Nigar 13 Ocak 2012 20:03

Cevap: Mavi Dem
 
Düş Perisi

Devrikliğinde zamanın
Devrildim düşsüz uykuya

Sancılar duydum
Sol yamacımda
Erken geldi bahar
Yalanı
Dökülen yapraklar
Yedi aylık doğdu
Elimde acılar

Ağlama a çocuk yüzlü
Geldiğin mekan
Sevileri yıldız kayması yaşatan

Dilek tut yüreğinde
Mum yanmıştır
Akıl denilen kuyuda

Sen
Ömrüme çalına düş perisi
Hayallerimin rengi
Kuyudaki taşta

Uyan a masum bakışlı
Daha yeni doğansın
Peri sensin dilek sen
Baharın başlangıcı
Mumu yakan kibrit sen …

Aşkı arama yaş değen kağıtlarda
Kağıdın özü gözündeki ışıkta
Sancılar ayrılıktaysa
Gelişin ayrılık doğduğun zamana

Kalkarken güneş dağların arkasından
Kalktım yorgun yatağımdan

Elimi uzattım bahar değen mevsime
Yalandı düş perisi
Yalancı baharda acıyla doğan


n.b (eLpis)
ağustos-2008

Nigar 14 Ocak 2012 16:43

Cevap: Mavi Dem
 

Bilirsiniz O Hissi

Bilirsiniz o hissi, ilk defa dünyaya gözlerini açmış gibi; bir yerlerden düşmüş gibi toprağa; elin , kolun , bacağın senden değil gibi ;ne yapacağını nereye gideceğini bilmeden, öylece aidiyetsiz kalmak gibi.Bilirsiniz siz de o hissi…

Böyle buyurmamıştı Zerdüşt… Oysa sevmek bin yıllık savaşın beyaz bayrağı çekmesiydi,insanların açlıktan ölmemesiydi.Oysa sevmek gülümseyebilmekti her yeni güne
İyi insan olmayı denemekti,değişmeyi kabul edebilmekti.Umuda inanmaktı, mutsuz da olmayı göze alabilmekti…

O alışılmış kimsesizlik çıka gelir bir gün,iliklerinize kadar üşütür.Mevsimin önemi yok,gözünü nereye açsan zemheridir.düğme mi küçük,ilik mi büyük bilinmez, bir türlü kavuşmaz

Sensiz de yaşanır,nefes alınır,gülünür de eğlenilir de …giderken sen ,ağladığımda bile gözlerimde var olan ışığı aldın sevgili,içimdekileri anlatabileceğim kelimeleri aldın ,güzel günlere olan inancımı değil belki ,güzel günler için çabalayacak gücümü aldın…

Oysa sevmek küfürler yağdırmak şimdi düşlere…’İyi ‘ nin anlamını sorgulamak

Bilirsiniz o hissi; dün hiç yaşanmamış gibi,gözlerinizin arkasından bir başkası bakıyor gibi,
Elinizi uzattığınızda yıldızlarla oynayacak gibi,güneşi üfleyince söndürebilecek gibi
Bilir misiniz o hissi ?

Gece iner,gece kara…Gülüşün düşer,gülüşünde gökkuşağı.Yedi renk olurum hüznün yüzünde,griye boyanırım.Gün biter,gün telaş…Dertlerin üstüne yenileri gelir,ah sevgili
Üşüten bir sen değilsin ki,gidişine kahrettiğim tek değilsin ki.Ayrılığı öğreten hayat, ölümün de sızısını öğretir ve sözcüklerim yüreğe mühürlenir .

Gece iner,gece ayaz…Sesin düşer,sesinde bahar.Çiçek bahçesi olurum acının yüzünde,karanfil kokarım .Gün biter,gün aciz…Bir şekilde geçer günler.Oysa sevmek El Cordobes gibi yokluktan yol bulup geleceğe düş kurabilmekti,oysa sevmek hiç olabilmeyi de bilmekti,anlayabilmek algılayabilmekti …

Bilirsiniz o hissi,ciğerinize mesken tutmuş bir şey vardır,insanlar anılar olanlar değişir de ,acının adı değişir de o hep ordadır .Zor zamanlarda hatırlatır kendini yanan yürekle tutuşur,alev alır boğazına düğüm atar,çöz çözebilirsen .Siz bilmeyin o hissi…


n.b (eLpis)
14 ocak-2012

Nigar 16 Ocak 2012 20:47

Cevap: Mavi Dem
 
Patika

Umut ikliminde bir papatya,
Saymalı,dilek tutmalı aydınlıkta...
Patika yollar dar,
Yürümeli yolun sonuna kadar...
Hüzün ikliminden geldim buralara,
Ezdim umutları,
Ezildim aşk altında...
Bir ses duydum,
Korktum sahipsiz çığlıklarla,
İşaretler belirsiz,
Kayboldum patikada...

esekherif 16 Ocak 2012 20:52

Cevap: Mavi Dem
 
Kayboldukça
hırçınlaşan bir hayvana döndüm
acı kılık değiştirip
çakma mutluluk oldu
aklımın köşesine
kıvrılıp
sövgümle dalıyorum
sensizliğe

Nigar 17 Ocak 2012 00:23

Cevap: Mavi Dem
 
Gözlerini Düşünmeliydim Oysa

Soluğunda kin birikmiş bedenlerin gölgesinde
Doğrulmaya çalışan
Yarı ayyaş,yarı yaralı,yarı yamalı şiirler döktüm geceye
Gece ki talan edilen düşlerin cinayet emri

Gözlerini düşünmeliydim oysa
Eskimiş kaldırımlarda
Lacivert akşamlarda

Sardığımda üşüyen,dokunduğumda titreyen bu ömrün altyazına
Açıklamalar biriktirdim
Tut ki bilmek istersin
Ruhumun arka bahçesinde saklanan 'sen' i

Çapı dar gelen sevdalara bürünmüş
Takvimsiz gençliğimizden geriye
Dairesel başlangıçlar ve sonlar kaldı şimdi
Ve hıçkırıyor sesimde duyamadığın arsız özlemim

Ve sarsarak,ve hınçla,ve delercesine geceyi
Çoğaldıkça eksilen,eksildikçe eriyen ömrüme ilişiyor
Dilsiz lehçemde ismin

Perdeleri sararmış evlerin sıralandığı bu kent
Umudu tüketen,acıyı türeten
Yüreklere tünemiş kahırlar
Yürüdükçe kent düşüyor
Yürüdükçe kent üşüyor
Tetikte bekleyen gökten elime kar düşüyor
Ömrüm üşüyor

Oysa gözlerini düşünmeliydim
Savruldukça anılardan öpüşlerin
Karanlık çekilirken yüzümden gözlerini düşünmeliydim

Trampetler çalıyor beynimde
Toparlayamıyorum içimdeki 'sen'i
Toparlanamıyorum içimdeki 'sen' ile
Dinamit gibi aklımda gidişin
Giyinmeyi unutmuş,nöbete durmuş yüreğim
Anadan doğma hislerle geldim
Koynumda aşınmış resmin

Yarınsız,yarsız kimliğimizle
Satırbaşlarında kalmış mağrur bakışlar kuşandı geceye
Hayatın eşiğine konaklamış tutsaklık
İçerisi bahar
Dışarısı kar

Doğrulmaya çalıştıkça devrilen,devinen sözcüklerimde
İzmarit kokusu
Aç midelere bölüştürülen
Acımtırak dost hüzünleri
Gözlerini düşünmeliydim oysa
Sabahlarıma doğan yetim kimsesizliğinde
Gözlerini düşünebilmeliydim oysa

16 Ocak-2012

Nigar 19 Ocak 2012 20:31

Cevap: Mavi Dem
 
Durma Git

1.
Zülfü döküldü gecenin ..
Bir tutam ateş,bir tutam kül
Sekerek geçiyor usturaya vurulmuş hasretin
Bir yanım su,bir yanım çöl..
Durma
Git
Diyeti ödendi günün
İvmesi hızlanan kanımda raksediyor alkol
İşgüzar hayalini odamdan al da git,durma…

2.
Eksiliyor gamzelerine değen nefesim
saçların gelincik bahçesi
ellerin hala kekik kokar mı ?
Gözlerin hala nemsiz ayaz geceler gibi mi?
Ya yüreğin adını çoğullaştırılmış insanların bilmediği
Anadolu nun küçük şehirleri gibi mi hala
Sağanak sağanak düşüyorsun geceme
önce ruhun ,sesin…
gözlerini al da gel
al da gel unutmaya çalıştığım neyin varsa
al da gel memleket bakışlım
anılardan gülüşünü ruhuma sar da gel

3.
Merhaba diyor şehrimde dökülmemiş çöp bidonları
Pas ve kir kokusu
Rüzgar ıslık çalınca
Halaya duran naylon poşetler
Kavruk yüreklerin çatlamış elleri geliyor sonra
Tasası içinde dilinde sigara siyah paltolu suretler geçiyor
Şehrim güne hınzırca merhaba diyor

4.
Penceremde menekşe susuz dün ,bugün ve dünden önceki gün
Bedenim uykusuz
Gör ki koy vermiyor adsız sürgünlüğüm
Duygularımda kanser teşhisi
Ölmeye yatmış dün,bugün ,bugünden sonra ki gün
Ve Sonra ki günün sonrası
Kapılar kapanmalı
Kapanmalı kuyularına tomurcukken koparılan çiçekler
Gün ışığında ölmemeli
Ay ışığında kurulmuş hayaller

5.
Sevdalı yanım,naçar kalanım
Suskuyu giyin örtünsün gece
Ayrı mevsimlere düştük aynı zaman dilimlerinde
Sevenim ,ruhumu öksüz edenim
Çekil git odamdan ,düşümden ,şehrimden
Al da git suretini baktığım yerlerden
Topla neyin varsa
Önümde,ömrümde durma
Git

n.b
19 Ocak-2012

Nigar 24 Ocak 2012 02:12

Cevap: Mavi Dem
 
-Karalama2-

1.
Öyle bakma gece
Bu yaban karanlık
Halimde bu zapt edilmez yalınlık
Çığ düşüyor göğsüme katmer katmer
Çığ oluyor sonra
Ağrı'yanım,ağla'yanım

2.
Gelsen
Darmadağınık sözcükler bulacaksın
Yalpalayan adımlarımda yoksulluk
Şakaklarımda sınanan çığlıklar
Ah gelsen...
Migreni tutuyor gecenin
Vesvesesi düşüyor beynime

3.
Gün ve gece
Zıttını doğuruyor yaşam
Akrep yelkovan yarışında
Unutuyorum nerdeyim
Unutturuyor kimim
Hangi mevsimde düşüyor soluğum boşluğa
Aldatılıyor şiir
Kendini bilmez kelamlarımda
Naralarıma serpilmiş kısır düşler
Elçileri geliyor gecenin
Ruhumun coğrafyalarında savaşlar
Can'ım firar

4.
Çıktım
Dolaştım
Dolandı dilime gelecek bahar
Usulca mırıldandım
Annemden duyma aşklı şarkılar
Bir kuş kanadında
Kanatlanır belki yeni umutlar

5.
Gün sabaha varmadan
Varmadan yol denize
Üşümek ve donmak gibi
Yanmak gibi
Ve uyanmak gibi

6.
Katli vaciptir
Varsın gece güne,gün geceye bulansın
Bulansın beynim,seyrim bulansın
Varsın ruhum,gönlüm bunalsın
Giden gider
Zaman geçer
Ömür biter
Varsın kıştır,bahardır
Son aynı
Toprak aynı
Varsın giden gitsin,biten bitsin

23 ocak-2012

Nigar 06 Şubat 2012 22:01

Cevap: Mavi Dem
 
-Karalama4-

Düşünme
Anıların belleği yoktur
İtaatkar acılar dikte ediliyor kimliğimde
Sağır-kör-topal kişiliğimde usdışı hayaller
Ayrımsanıyor dünden kalan afyonlaşmış cennetin
Benden yalıtılan sen kalıyorsun irem bahçelerinde

Saç diplerimde aklaşan hediyelerini topluyorum
Kızgınlığın şiddeti cinayete dönüşüyor parmak uçlarımda
Bulaşıcı bir rituel sabahlarımda
İçerdeki değil dışarıdaki benim aynalar
Çokyüzsüzlükten geldim loncanıza
Sağ köşenize iliştirilmiş siyah beyaz fotoğraflarda kaldı gülüşüm
Alıkonulmuş cinnetim, kırık yanınızda

Sevdayı üreten hayat
Bulacı mıdır tenimi içerden kemiren hüzünlerin
Yoksa yaş alınınca mı çoğalır hep alındaki çizgiler
Kemikleşen o hüzünler kırılıyor göz bebeklerimden
Kan üretemeyen bedenim sonbahar havasında
Sevdayı tüketen hayat
Trajik güzelliklerin estetik kılavuzu
Kıskacında kaldı düşünsel söylemlerim
Bir bağlaç yeterdi his evrenime
Bir bağlaç yeterdi evrenimi ellerine birleştirmeye

Yineleniyor gün
Yüreklerde üzerlik otu
Dışta kalsın iyiden farklı olan ne varsa
Farkı, insanlıktan farklı ne varsa
Erki sevdadır ömrün
Ne sanıyorsan o dur baktığın,duyduğun
Düşünme
Anıların belleği yoktur
Kimlikleri yak
Hiç olabilmeyi bilenedir sevda
Kimlikleri yak
Kişiliktedir sevda

6 subat-2012

Nigar 08 Şubat 2012 19:03

Cevap: Mavi Dem
 
-Karalama3-

1.
Yankısız
Yakınsız
Yakınır göğsümde gece
Göz bakmaz,el tutmaz,duyulmaz hece
Tutunmaz kış gününde
Yürekteki cemre

2.
Sevdayı kuşanır başımı yasladığım duvar
Aşım kınında bekleyen umut kadar
Çıkar güne,yüze yas tutar
Kuşatılır duvarda başım
Şahdamarıma gelir künyesi bozuk umutlar batar
Kesilir kolum,yolum
Kesilir solum

3.
Ellerimi koynuma kenetlendiren el oğlu
De oğul niye salarsın dertleri üstüme
Vurdukça hayalin geceye
Gözümün altında morlar birikir
Vurdukça yüreğime
Gözaltına alınan bir sevda yitirilir

4.
Kök salan hayalini kesmek gerek
Közleyen yanımı deşmek gerek
Cehennem de olsan
Yedi katında da yanmak gerek

5.
Çağlayandan mı düştün geceye
Sular bulanık
Nedir bu yanıp duran ışıklar beynimde
Uyanık tut beni gece
Tut beni dalmadan sahipsiz denizlere

29 Ocak-2012

Nigar 14 Nisan 2012 09:30

Cevap: Mavi Dem
 
-
ya şimdi susarsa kenti sarmalayan gecenin çığlığı ,dinerse içimdeki fırtına,akar mı göz bebeklerimde büyüyen okyanus..Seceresi günaydınsızlığıma serpilmiş bu ömür,ömür umuda gebe kalabilir mi ya şimdi ..Anlat dilimde dirilen yanım,elma şekerli çocuklara anlat ..Biz büyüdükçe büyüyen uçurumlar,biz düşündükçe düştüğümüz çukurlar,Biz sevdikçe..Ah sevmeleri anlat onlara,ve yıkımları anlat ..

-

Geçtiğin yollardan tanır seni hüzün Su içtiğin bardaktan ..Acının zerafeti gözlerin ..Ve ellerin ..Tutulası ellerin ..Uçurumlar ki dününden kalma,mezesiz hayatın sarhoşluğunda..Çatık kaşlarına gizlenen şevkat,öyle kızgın bakma..Bakma delercesine geceyi kat be kat ..

-

Seninle ben .. Paralel hayatların etkisiz elemanı ..Asal çarpanlarına ayırdığımız bu aşktan geriye,Bu tepkisiz değişen zaman kıskacında,geride hüzün geride mutsuzluk..Üssüne sabır eklesek,umut eklesek ne fayda..Ne fayda kopuyor işte fırtına..Sıkılan dişlerime çöreklenen sözlerim var,hiç yazmadığım bir şiir..Seni sevmelerim var.. Benden bile habersiz ..

Nigar Baran
(sözün gece vardiyası~)

Nigar 23 Mayıs 2012 22:49

Cevap: Mavi Dem
 
-
Ruhumda tırnak izleri
gözleri kanatan kırmızı ojeler midir
doruğa ulaşan acılardan sıyrılıp kaçan ben
gerdanında yurdumu bulan ben
aşkına varlığımla soyunan ben
soyuluyor şimdi kemiklerimden etim
soyuluyor içimde biriktirdiğim gülümsemelerim
hazzına ulaşan hüzünlerin üzerine yaktığım sigaralar yarım
yarım kalan ne varsa yakıyor
yanıyor ömrüm
-
23 mayıs 2bin12

Nigar 19 Haziran 2012 20:19

Cevap: Mavi Dem
 
*

Elim ekmeğim emeğim
Adı konulmamış memleketim
Tenim terim tekmilim

Mülteci yanım sarmaladığım sahiplendiğim
Nefesim hissim beklediğim
Sesim sessizliğim
..

haziran 2012

Nigar 31 Temmuz 2012 19:31

Cevap: Mavi Dem
 
*

her insan kendi miladını kendi yaratıyor .. istediğiniz kadar sabredin umut edin bazı şeyler değişmiyor .. kökü yoksa beklediğiniz yürekte, yeşermiyor aşk .. istediğiniz kadar kabullenmeye çalışın size acı veren şeyleri, yüzünüz gülse de ciğerinize kan bir kez oturuyor.. inanmaktı önce ,emek vermekti ,hatta değişmekti karsıdakini de olduğu gibi kabul edebilmekti .. binlerce yüz olsa da o yüze bakmak istemekti .. binlerce yürek olsa da ille de o diyebilmekti ..ve ben miladımı tam da su an da kendim yaratıyorum .. sevgimden değil belki o na dair umudumdan inancımdan güvenımden hayallerimden o na dair içimde olan tüm güzelliklerden tam da su an vazgeçiyorum ..

8 temmuz 2012

*
çevrenizde ki kişiliksiz insanlar çoğaldıkça bazen 'benim burda ne işim var ' diyesiniz geliyor da ,kendi seçimlerinizin bedeli olduğu için belki de, sesiniz ve düşünceniz içinizde kalıyor,diyemiyorsunuz ...

30 temmuz 2012

Nigar 09 Ağustos 2012 19:14

Cevap: Mavi Dem
 
bir söz


[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]



bir resim



[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Nigar 13 Ağustos 2012 16:41

Cevap: Mavi Dem
 
Öylesine

1.

sesinde adı konulmamış bir baharın çığlığı var
kalemine gömdüğün kapanmamış bir hikaye
af diliyor yazdıkların daha yazmamış olduklarından

sen maviyi severdin çocuk, perde aralığından gökyüzüne bakarken
gidilecek kentler var,dinlenecek türkü tadında hayatlar var derdin kendine
sen maviyi,daha tanışmadığın insanların varlığına inandırdığı için severdin
bak yıllar geçti aradan
aradan koskoca bir boşluk geçti
doldurmaya yeltendiğin bir gençlik nefes alışı kadar kısa
boğazında düğümlenmiş hüzünlerin arasından verdiğin nefes kadar uzun geçiyor
sen gülümsemeyi severdin çocuk
sen hayatı severdin

tanımlanmamış bir yolun başındasın şimdi
umudu giymek zordur, acılar dondururken parmak uçlarını
ve çıkarma zamanı şimdi ,yüreğinin sözlüğüne düşen tüm kelimeleri
beyninin bir köşesine konaklamış, hayatın dipnotlarını silme zamanı şimdi
alnına düşen kakülleri saçına iliştirip ,gözlerini yoldan çevirip
yolun ilerisine bakma zamanı şimdi

sen sevmeyi de severdin çocuk
uğrun uğrun,bağıra bağıra,sessizliğinde ağlaya ağlaya

...

Nigar B .

...

Nigar 09 Eylül 2012 16:47

Cevap: Mavi Dem
 
İçimdeki Kadın

-
Gündüze vuran ışığı topla kızım
Sen beyaz ol
rüzgar vurunca saçlarından dağılsın renklerin cümbüşü
sen bahar ol kızım
sen de açsın yediverenler ,arılar yüreğinde bal yapsın
aşka hürmet et ,
bin bir parçaya dağılıp dizlerinden çok umutların kanadığında bile
bilirim ağlayacaksın küfür gibi diline yapışacak çaresizlikler
o an toprağa bak kızım
al avuçlarına,kapa gözlerini

*
Vurdum kendimi sonu görünmez yollara
Vurulmuşum oysa kendi yolumda
Kalk dedi kadın ,
gözleri ben ,yüzü benden
Sesi içimde ki sesten
Gitti kadın ,kokusu gelecekten

-
Aynıdır insanlar kızım ,mutluluğu bekler cinayet işlerken
Çalarken kendi olmayanları, kendine görelikleri vardır
Görelikleri öyle gördük deyişleridir
Farklıdır insanlar kızım ,biri zambaktır biri buğday ..
Biri çakıldır biri kum ..
Sen toğrağın denizle kavuşması ol kızım

*
Ağladım ,giderken sevgili bu yangın akşamında
Karlar karıştı yaşlarıma ,eriyen umudumda boğulurken
Ağlama dedi kadın ,gülümsedi
Kimsin diye soramadım karda kaybolurken
Sen de gitme diyemedim içimi kör bıçaklar delerken

-
Şimdi kendine bir mum yak kızım
Bir ağaç dik ,çiçekleri sula
Sevdiğin bir şarkıyı mırıldan
Sevdiklerini ara
Bir fincan kahve yap kendine
Yürüyüşe çık kedileri sev kızım
Komşuna bir tabak kek yap
Al eline bir kitap yüreğine basarak oku
Haykır kızım ,bağır bağırabildiğin kadar
Hayatı seviyorum diye
Sen sev ki seni sevmeyenleri de
Sen sev ki yaralarını
Sen sev ki varolan her şeyi
Toprak huzur versin sana ,rüzgar huzur versin kızım

*
Gülümsedim yeni doğan güne
Kadını bir daha hiç görmedim
Öncekilerden daha derin sızılarım oldu
Nefesim kesildi bazen
Ölmek gibiydi
Aslında yaşamak gibiydi
Hayat gibiydi
Ve ben biliyorum ki
Kırıldıkça güçleniyor
Sabrında huzur buluyorum
Hayat seni seviyorum

Nigar B.

Nigar 03 Kasım 2012 17:09

Cevap: Mavi Dem
 
Kırmızı Bir Gece/lik

Gün batımlarına dolanan renk
Kırılanlardan gözün gördüğü
Yanakta tohum
Aşkta şarap
Kesikte kan
Yediden bir
Acı aşındırdıkça
Yürekte yedi hep bir
Yanmak ve sonra
Sonra mühür ertelenmiş zarflara


Gün doğurdu geceyi
Üşümek bundan
Kesik kesik duyulan çığlık
Bir şiirde
Bir ezgide
Kıpırdayan hüzün bundan
Düşleri uyutan ağıt doğumdan

Parmak izleri alınlarda
Soluklanmış hayatın yorgunluğunda
Asfaltları adımlarken gülümseyen yüzler
Sek sek çizen küçük bedenler
Arşivlenmiş yenilmişliğe inat
Serum etkisidir gelecekte geleceklere

Mevsimler karışır berrak görüş alanlarında
Bizi bizden alan yaşanmışlık çatar kaşlarını
Çatılır birikenler bir bakışın yüreğe kibrit çakımında
Duman olur
Isı olur ıssızlıkta
Yardım çağrısıdır oysa
Gök çağlayan olur
Göz ağlayan olur

Cılız adımların cılız sesleridir rüzgar
İç çekiştir ötelere
Kıpırdarsa o ağaçta o dal
İnfazdır dala tutunan yaprağa
Çiğner de geçerler
Kurudukça sevinçleri damarlarında
Parçalanıp da yiterler

Rengi aynı gecenin
Kırmızı gözlü bir dev
Karartmak ister kendi gibi
Biçimi aynı gecenin
Evreni içine alan kara bir delik
Çekmek ister kendine
Ayırmak ister
Akıl ve yüreği
Beden ve ruhu
Sağır kulaklara söyler mi bir gün biri
Geceyi büyüten kim

Nigar B.
18 Ekim-2012

Nigar 04 Kasım 2012 17:17

Cevap: Mavi Dem
 
Kendine Dönük Gece



Kendine dönük bir gece,kalp asılmış gökyüzünde,aydınlığı yolda yürüyenlere sadece.

Dağ yollarında giderler bazen,geçmişte anılara gömdükleri hazineleri bulma ümidiyle.Bazen şehrin en kalabalık yollarına gider yolcular,aynalarda görmeye tahammül edemedikleri benliklerini bir gece de olsa unutmak için.Bazen dost sofralarına atarlar kendilerini,akıtamadıkları gözyaşlarını kahkahalara boğmak için.Dönüş geceyedir ve bekler yastık başında gecenin celladı.

Aylardan Eylül,günlerden eskimiş bir Pazar,saati yolcuya kırılmış bir zaman.Beyinde gezinen düşünceleri avuç avuç duvarlara fırlatmış bir mekan.Işık sızıyor gecenin karasında bir pencereden,yerde oturmuş bir beden.Anılar geceye boyandığı andan itibaren sallanıyor bir ileri bir geri.Pazar geçiyor,Eylül bitiyor,beden sallanıyor bir ileri bir geri.Fırlıyor yerinden o beden,atıyor kendini çamurlu,taşlı yollara.Duyamıyor ardında bağıran sesi;’Gitme..’diye geceyi inleten geridekini.

Her gidişte bir yıldız düşer gecenin kuyusuna ve zaman geldiğinde asılı bir yürek kalır geride,gökyüzünde…

Gözlerindeki renk kahve,saçları haki,teni buğday delikanlı bir kız çevirmiş yüzünü sakin denize.Deniz korkmuş kızın gözlerinde ki fırtınalardan,vuramamış kıyılara dalgalarını.Rüzgar bile kımıldatamıyor saç tellerini genç kızın ,sanırsın bakan bir heykel.Yanıyor şehrin ışıkları birer birer,birer birer çekiliyor kendi içine söylenememiş sözcüklerden yüreğe yapışan keşkeler.Kopuyor ruhun damarlarından bir ip,gözlere sığınmış gemiler sallanıyor,genç kızın bedeninde görünmez depremler kopuyor.Koşuyor,koşuyor ardına bakmadan ,göremiyor cebinden düşen resmi,göremiyor resmin arkasında ‘ben de seni sevdim…’ yazan cümleyi .

Her gidişte daha da canlı yanar gökyüzünde asılı yürek,ve zaman geldiğinde yakar kendini de gökyüzünden yere düşerek.

İsimleri Ayşe’dir,Ömer’dir,Ebru’dur,Ahmet’tir…i sme lüzum yok hepsi burada yolcudur.Yollar bekler onları;yürütmek,yordurmak,koşturmak,düşürme k için.Yollar bekler onları;yorulup da durduklarında,düşüp de oturduklarında başlarını o an a değil geriye de bakabilsinler diye.Ve yollar bekler onları;asılmış bir yüreğin aydınlığında kendi aydınlık diyarlarına gidebilsinler diye.Kaçış olsa da görünen aslında bir yere varıştır yol.Kimisi kapıyı çaldığında kapıyı açan eşinin gülen yüzüne gider,kimisi elinde valizlerle annesinin kokusuna gider memleket bildiği yere,kimisi hayallerine,kimisi işine,kimisi sevdiğine…Herkes bir yerlere gider,Kaçış ya da varış…

Kendine dönük bir gece de sen de bak yüreğine,bak yüreğinin içindekilere ...

Nigar B.

Nigar 05 Kasım 2012 19:57

Cevap: Mavi Dem
 
Gözlerine Ay Düşmüş


gözlerine ay düşmüş
geceye sal aklın güneşe küskün ışıklarını
küstüğün bahardır
baharlar ağlatır

Bazen diyorum ,kökünden söksem yüreğimdeki kuru otları .Ah yabanılaşan tarlam benim.Yabancılaşıyor iç sesim ,ben kendimi dinlemeyi bıraktığımda.Bıraktıklarım aldıklarımdan fazla ritmi bozuk hayatta .Şimdi çıkıp gitsem bir dağ başına ,seyre dalsam yıldızları,dalsam geçen temmuzda Ankara’da bıraktığım gözlerine ,dalsam geçen yılın ağustos sabahına.Babamın sesini duysam,bilirim kızar yine sigara içtiğimi görünce. Şimdi harman yeridir yürek …Yer gökte,gök evrende,evren beynimde …Yanıp bitip küle dönerse ya.

ruhumda tırnak izleri
gözleri kanatan kırmızı ojeler midir
doruğa ulaşan acılardan sıyrılıp kaçan ben
gerdanında yurdumu bulan ben
aşkına varlığımla soyunan ben
soyuluyor şimdi kemiklerimden etim
soyuluyor içimde biriktirdiğim gülümsemelerim
hazzına ulaşan hüzünlerin üzerine yaktığım sigaralar yarım
yarım kalan ne varsa yakıyor
yanıyor ömrüm

Aşkı mı yazmalı … Hayır, hayır yazsam eksilir içimdeki anlamı .

Buzdolabının kapağını süsleyen resim bana bakıyor,ilk defa yazıyorum sana yarı çekingen halim ile . Çocukken de çatık mıydı kaşların,bilmiyorum …Kimse duymasın ama ben seni çok özlüyorum ve biliyorum yankılanmasada çığlıkları evdekiler de seni çok özlüyor …Konuşacak ne kadar çok şeyimiz olacaktı kim bilir ,ilk gençliğimin asiliğinden çıkarken belki bir rakı sofrasında anlatacaktım sana,belki sen de anlatacaktın bana 60 yılın derdini .Üzgünüm seni anlamakta geç kaldım,geç kaldım sana doya doya sarılmakta.İnsan bir sabah birden büyüyormuş anladım ve anladım yaş düşmeden de hıçkıra hıçkıra ağlayabiliryormuş insan .Üzgünüm geç kaldım senli zamanları yaşamaya …

Demli bir çay gerek ve müzik,keman sesi olmalı yoksa kopacak boğazımda nöbete durmuş şimşek .Derin bir nefes gerek …

Özlediklerimin hacmi çoğalırken dostlar düşüyor gecede aklıma,kilometreler düşman oluyor özleyip de başını o omuzlara koyamadıkça.Ne kadar herkesle anlaşan kişiliğiniz olsa da,ki saygıdandır kızdığınızda sesinizi içe gömüp ‘ya sabır ‘ demek,anlatılmıyor içinizde patlamaya hazır sesler.Ve öğrendim işin stresini 18:00 olduğunda işçi çıkış kartıma basarken orda bırakmayı.Öğrenemediklerimi ise sormayın …Bakmayın öyle …

Yarım kalan ne varsa yakıyor
Yanıyor ömrüm

Kuruldu yine aklımda ki mahkeme ,af diliyorum kendimden,af diyorum hakimken.
Güzellikten yana olmalı oysa gülüşler gibi söyleyişler de .Oysa bazen de yazmamalı,sorgusuzca kendi içimizdeki denize atlarken .

Gözlerine ay düşmüş
Geceye sal aklın güneşe küskün ışıklarını
Küstüğün bahardır
Baharlar yeniden hayata doğmaktır

Nigar B.
-2012-

Nigar 06 Kasım 2012 21:54

Cevap: Mavi Dem
 
ya da


Toprağın ayasına ağlayan göz
Boğulan su şimdilerde
Aynı gökten inen damlalar
Düştüğü ne okyanus
Ne beton çukurlar ne de dereler

Düştüğü yerde rengini alıyor tüm boğulmalar
Toğrağın mayasına karılmış kına
Beşi bir yerde takılı tüm boyunlarda
Ucunda çatallanan not dipleri
Şişelerde hapsolunmuş hayaller
Hapislerde solunmuş hayatlar kadar gerçek

Attık hepsini sulara
Boğduk suyu kendi yolunda
Bir öpücüğün zerafeti geride
Beş parmak izi
Şimdi suyun üzerinde

Kesik kesik öksüren toprak
Savrulan tozları kaçmış ciğerine hayatın
Virgülleri kayıp hikayede
Özneye görünmez çelmeleri takandır şimdilerde

Boğazı geçmekle başladı asıl hikaye
Zengin yürek fakir düşleri sevdi evvel zaman içinde
Kaçırıldı bohçasıyla düşler kalbur saman içinde
Öksürdü toprak
Boğazda takıldı sözcükler
Su verdiler
Sırta vurdular
Sularda boğulduk
Sırttan vurulduk
Özneyi kötü yapan ya bizdik
Ya hikaye baştan yanlıştı
Ya da ...

Avcun ters tarafında parlayan
Serçe parmağa komşu
Komşuya bakmış da huy kapmış yeni
Serçe kadar kırılgan serçe kadar duygulu
Tavşanı yiyen olmuş yalanları yediği kadar
İnandıklarından yaralandığı kadar
Avcun ters tarafında parlayan
Bu halka da neyin nesi
İçinde ki not dipleri
Çatallanan düşler düşüyor
Hayır hayır düşler değil şimdilerde
Düşler suları boğuyor
Kayan halkada soğukluk
Bir bakmışsın toprak hapşırıyor

Eğildi dallar
Sustu dallarda yaşayanlar
Bülbül mü Kabil gül mü Habil
Zaman mı bıçak rüzgar mı bıçak
Mevsimsel bir enfeksiyonun belirtileri mi tüm sanrılar
Yoksa toprak mı zanlı suda mı kabahat
Boş ver bak sular yükseliyor yine
Yükseliyor yine topraktan ayaklar
Ya zamanı geldiyse
Ya sular da intikam çoğaldıysa
2 Hayat 1 Olguda birleştiyse,boğuluyorsak...
Ya da ...
Boş ver, bak yok oluyoruz işte

3 Kasım-2012
Nigar B .

Nigar 07 Kasım 2012 19:55

Cevap: Mavi Dem
 
Böyle Devam Ederse


uçması bir kuşun ağaca
düşmesi bir dalın ağaçtan
parçalara ayırması o dalı bir karıncanın
götürmesi o dalı toprak altına karıncaların

ve rüzgar köprüler kurdukça
savruldukça bahçede kuruyanlar
kapanan pencere
kararan geceye gebe
perdesi çekilmiş evde
çekilmiş ruhu,oturanların da o evde
taştan binaların içinde
taşlanan insanların kibrinde

masa başlarında akınca terler,ocak başlarında vurulunca kadehler
ay başlarında gerilince sinirler,yıl başlarında öpüşünce düşler
yatak başlarında sönünce avizeler,baş başa verince gönüller
baştan başlar söndüğü yerden tüm vesveseler

böyle devam ederse
devamı kabusa dönerse
irkilince beden rüyadan
dalar rüyaya asıl uyumayan
böyle devam ederse
atmosferi kırılırsa ruhun
kutupları bükülürse ömrün
kararırsa kuzeyde ve güneyde ışıkları gidilen bu yolun
kalkanları kalkıyor işte
tüm savunmalar çöküyor adım adım
böyle devam ederse
hidrojen oksijeni sevmezse
nitrat kürtaj edilirse
yüreğini çevrelediğin tabakalara vurdukça iyimserlikler
sen şimşeği kusarsın tüm sevmeleri o yolda yakarak
böyle devam ederse
insan dengeyi bozarsa
ertelerse sevmeyi

silkin taşların arasında taşlaşan
silkin rüzgarı pencereye vuran dallardan hisseden
silkin toprak altında da üstünde de yuvaları yıkan
silkin kendini kendi yok eden
böyle devam ederse
yok yok bu devam edemez böyle

4 kasım-2012
Nigar B .

Nigar 11 Kasım 2012 15:17

Cevap: Mavi Dem
 
Gelsem Sana


Aman vermez
Haldan bilmez
Zulada mapusluk var
Yüreği çevirmiş dört duvar

Gayrı kelebek ömürlü umutlar
Gayrı kulak sesi unutmuş
Unutulmuş hayat

Bağdaş kurulmuş dizlerde
Yaslanmıyor yarin cemali
Kesseler o dizleri
Kesseler yare yazılmayan dizeleri

Kış geliyor
Sokaklardan kaçmış kalabalıklar
Kasvet düşmüş şehirlerde kasketli insanlar

Bağdaşmıyor suretin şehre yar
sen bahara yakışan yeşilim
adın çıkarsa dilden gözlerde donar okyanus

solan çiçeklerse sararan bir mevsimim
esen rüzgarsa savrulan bir zerreyim
hasretlik düşer şu ömre
vuslat düşmez bir cemre şu ömürde

gelsem sana yırtsam karanlığı yollardan
kırsam duvarları
ah eder mi yürek

içimdeki yangınsa bu üşümek niye
atsalar cehennemin dibine
yandım der mi senden ayrı düşmüş ben
zincire vursalar bileklerimi
acır mı sana kavuşamayan ben

gelsem sana
bağışlar mı beni senden uzak düştüğüm zaman
yıkılsın bedenim
yıkılsın ruhum
sana gelmeyecekse kırılsın ayaklarım,ellerim

bu hasret niye
bu sınama niye

duvarlar yükselir gece çöker
çöker gözlerim sularda boğulurum
gayrı avaz avaz içime düşer ses
gayrı dermanı kalmaz sözün

Nigar B.
15 Ekim 2012

Nigar 12 Kasım 2012 19:48

Cevap: Mavi Dem
 
adsız


Bir bahar daha geçirebilir mi
Toprağında ki tüm tohumları denize atmış olanlar
Yürekteki kayaya vuruyor bu baharda hırçın rüzgar

Dört mevsimden fazlasını geçirdi içimde ki şehir
Şehir diyorum da bakmayın gelenler önce güneşi alıp gidiyor
Sonra çiçekleri topluyorlar
Geride kutupda kalmış karanlık sokaklar
Geride sokaklara dağılmış dikenli anılar
Sonra da vurdukça o rüzgar
Parçalanıyor o yürek
Dikenlere eşlik ediyor çakıl taneleri çoğalarak
Çoğalanlarım var evet
Ama biliyor o yürek
Çoğalan o taneler azalan bir bütünden geliyor
Ya azalanlarım,azaldıkça ağlayamadıklarım
Ağlamak diyorum da bu bahar çocuklar gibi olmak isterdim
Sevgimi kırdılar anne diye haykırıp ağlayabilmek
O zaman bu zehir zıkkım günlerde hafifler miydi
O yürek…
İstediklerimizi yakın anlamlara büründürerek
Yahut yan yana durduğunda anlamsız olanlara
Kelimelerden köprüler kurarak istemeyi öğrettiler
Seni seviyorum herkes gibiydi
Seni özledimi sıradan diyerek farklı anlatmayı denedik hep
Öyle ki aşk bile dilimizden çıkmayanlardandı
Yanılmışız anne
Anlattık zannettiklerimizi anlatamamışız
Giden bir yerlerde başka zamanlarda
Bir başkaları için gelen oluyor
Sevinmeliyiz evet
İnsanlık adına
Ama bugün imgelerden kopartıyorum birikintilerimi
Birikinti demişken
O karanlık yollarda o birikintilere hep düşüyorum ben
Benim güneşimi aldılar
Ay bile doğmuyor yürüdüğüm içimdeki şehirde
Öfkem dalgalara vuruyor
Sesler şiddetle çarparak bir birine
Var olduğunu bilmediğim volkanı patlatıyor
Şimdi elim yüzüm gönlüm ömrüm
Yangınlarda…
Çıkarsa dilimden bir söz
Bilirim yakar çıktığı yeri de
Yandığımız süt olsaydı
Üflediğimiz yoğurtla sınırlı kalırdı
Belki …
Belki susmak en iyisidir
Belki öfkeyi kusmak da iyidir
Başlangıçlar gibi bitişler de iyidir
Belki …
Acılar olgunlaştırır diyorlar
Çürümenin bir nedeni de fazla olgunluktan değil midir
Bilmiyorum anne
Ben artık hiçbir şey bilmiyorum
Geçer mi,gider mi,biter mi,diner mi bilmiyorum
Farklı yılın aynı mevsiminde aynı şekilde
Bir öncekinden de beter biçimde
Üstelik bu sefer inancımı da attıysam denize
O kemik aynı yerden kırılabiliyorsa
Kırılıyorsa şehrin fay hatları da gök hatları da yol hatları da
Toparlansa ne olur dağılanlar
İyileşse ne olur kabuk bağlayamadan kanayan yaralar
Umut diye haykırsa ne olur akılda bir yerler

Artık
Geçmese de bir
Geçse de bir

Nigar B .
ekim-2012

Nigar 13 Kasım 2012 19:35

Cevap: Mavi Dem
 
Gün Doğar

Ayakkabıları tavana asılmış yalın ayaklı yığınlar
Dirsekleri pencere kenarlarında çürümüş kayıtsız bakışlarla
Dil uzatılsa uykulu biçimlerine
Sokağın başından kaplar göğü beklenmedik sis
Sıçrayıp da karanlıktan mintanlara bulaşan bu tekinsizlik nedir
Hükmeden ses duyulur zifire karışır yıldızlar
Mırıldanır dalda ahraz kuş
Kanat çırpan ne varsa kamburundan vurulur
Eller ellere yabancı ,gözler gözlere
Neredeyse yitik bir ülke herkes kendi derininde
Ter dökmeden terk edilmez güvensiz ülke
Gel gitlere ayarlanmış yüzyıllardır saatler
Zamana yönelen soru işaretleri güneşe orak
Bu sokak var oluştan beri çorak
Öyleyse benek benek yerlere düşenleri toplamalı
Dinginliğinde uykunun beyaz bir uçurtma yapmalı
Boğazı sıkan ne varsa o uçurtmaya bağlamalı
Toplamalı sokağı da sise atmalı
Ayakkabıları tavana asılmış yalın ayaklı yığınlar
Dirsekleri yerlerde çürümüş kekeleyen çığlıklarla
Açılır göğün göz kapakları
Uyanan bir ülkede yeni bir gün doğar

Nigar B.
16 Ekim-2012

Nigar 14 Kasım 2012 19:16

Cevap: Mavi Dem
 
Gençliğimiz




Gençliğimiz ayakları uyurken açıkta kalmış bir beden;eller birbirine kenetlense de ömrümüz soğuk algınlığında.Mevsimsel öksürükler ki kısık kısıktır,sigara etkisi gibi.

Gençliğimiz evden uzak odalarda,kendini tanımaya tamamlaya çalışan yüreklerin omuz omuza değil belki,onur onura tüm yanlışlıklara karşı doğru olma çabası.

Gençliğimiz ömründeki tüm yapboz parçalarını,gün be gün yerlerini değiştirerek doğru parçayı doğru yere koyma uğraşı.

Gençliğimiz genlerinde taşıdığı kalıtsallığa rağmen kendi özgür düşüncelerini yaşatma süreci.

Ve sevinçle karşılanan yaş günleri yerlerini kaygıya bırakır adım adım.Hoş bakışlarda yürek bir adım geri çeker kendini.Popüler kültürün dayatmasından sıyrılarak müzikte de özgündür tercihi.

Susmalar çoğalır...Akıldan çıkan kararnameler yürekte değiştirilir,karartılmasın aşka dair nameler.Aşk ki üç harften çok üç nokta ömürde .Karartılmasın aşka dair nağmeler.Aşk ki sol(un) anahtarı ömürde.

Çoğalır sesimize yapışan sızılar.Sızı ki boyacı çocuğun ‘abi boyayım mı' demesi.Sızı ki bizden çok yaş almış insanların elinde ki buruşukluk.Sızı ki ömründeki tek sosyal aktivite evde televizyon izleyebilmek olanların,eve ekmek alabilme telaşı;alamazsa kendi ekmeğini kendi yapma çabası,un var ise ...Sızı ki çocuklarını arkadaşlarının yanında başını eğdirmemek için ,elde avuçta yok demeyip ‘şükür bu günümüze de ‘ diyebilenlerin gözünde.Ve gerçek şükür denilse de elde avuçta olmadığıdır,gerçek çeşitli oyunlarla yoksul olanların daha da yok olunmasıdır.Gerçek yok olmaya yüz tutmuşların bilinçsizleştirilmesidir,birileri varlıklarını daha zengin yaşayabilsinler diye.Birileri egolarını dünyanın hakimi sanabilsinler diye .Peki hesap günü geldiğinde kim kaçabilecek...Sızı ki kendi sesini kendi duyduğunda gözleri dolabilenlerde ...

Sorma genç,sorgulama,düşünme,düşündürttürme,anlatma,açık lama,yargılama,sesini çıkarma.
Gençliğimiz kader diye yazılandan farklı.Sıyrıl da gel ,haykır da gel,inadına inan da gel.Emperyalizmin çıkarları için dayatılanı ömrümden çıkar da gel.Gel ki bahardır ömür,sen gel ki aşkla...Gençliğimiz soracaktır,düşünecektir ve okula başladığında öğretilen o şarkının sözlerini duymayanlara tekrar tekrar söylecektir;

‘' Oynaya oynaya gelin çocuklar
El ele, el ele verin çocuklar.

Bir vatan bırakın biz çocuklara
Islanmış olmasın göz yaşlarıyla.
Bir bahçe bırakın biz çocuklara
Göklerde yer açın uçurtmalara.

Oynaya oynaya gelin çocuklar
El ele, el ele verin çocuklar.

Bir barış bırakın biz çocuklara
Ulaşsın şarkımız güneşe ve aya.

Oynaya oynaya gelin çocuklar
El ele, el ele verin çocuklar.

Bir dünya bırakın biz çocuklara
Yazalım üstüne sevgili dünya
Oynaya oynaya gelin çocuklar
El ele, el ele verin çocuklar.

(Adnan ÇAKMAKÇIOĞLU) ‘'


Nigar B.
7 Ekim 2012

Nigar 18 Kasım 2012 16:28

Cevap: Mavi Dem
 
Elma Kokusu



Gözler alacasında zamanın
Ne ağlar ne gülümser
Bir kemençe sesi
Ney olur sızı akar gökten
Bağlamanın telleri kopar
Elma kokusu kalır avuçlarda

Rengini yitirmiş mevsimler
Bakılan siyah mı
Görünen bu karanlık
düştüğün zamanın uzaklığından mı

ardında gelenler var
sesini sesine katanlar var
sen koşarsın dolu dizgin
çocukluktan kalma bir oyunun aktörü olur
kovalayan ne varsa kovmak istersin
sonra gün batar
batar ciğerine yalnızlık

yazıp yazıp parmaklarının arasında bükülen kağıtlar gibi
bükülüyor belin
kağıtların kırışıklığı yüzüne vurmuş
bak kırışıyor yazdıkça tenin

cefaları koynuna iliştir
göğsünde uçmaya hazır kuşlar yurtsuz
yurdunda yurtsuz isimler,şiirler,şarkılar
yurdunda yurtsuz tekil birliktelikler
anılar ayağına takılmış sendeliyor ağırlığından
bak o gidiyor
gidiyor koynunu da alarak
gözlerinde ki feri alarak
mevsimlerin rengini çalarak
gidiyor

ne istanbuldur burası
tarih kokmaz sokakları
kız kulesi yoktur
adına yazılmış şiirleri yoktur
aşk kokmaz sokakları
ne izmirdir burası
denizi de yoktur
kordonda el ele gezen sevgilileri de yoktur
geniş düşüncelerle bakmaz insanları
ne ankaradır burası
karanfilde dostlarla karşılaşıp bir bira içmezsin
ayazına inat denizsizde sevmezsin burayı
vefalı da değildir insanları
burası büyük değildir
oysa yürekleri büyük insanları vardır
öyle ki bu küçük şehre sığmaz yürekleri

hadi gel susalım seninle
biz konuştukça şehre dolan hüzünler ağıt yakmasın halimize
sen o küçük şehirde
ben bu küçük şehirde
sessizce ağlayalım yalın halimize

ya gözler
ya bu bakışlar
göğsümüze vuran sızılar
susar mı çığlıkları
bak elma kokusu var yine
bak kendin gittin de
hayalin de gidiyor sendeleyerek yine
koynunu aldın ya
bak bu sefer yüreğimde ki seni de alıp gidiyorsun işte
renklerimi,düşlerimi,umutlarımı da alıp
gidiyorsun işte …
bak zaman siyah
mevsim karanlık
bak göğsümde ölü kuşlar var uçmayı öğrenemeden daha
bak
ya da bakma
boş ver
sen bu yürekte gidensin hep

Nigar B.
18 kasım-2012

Nigar 27 Nisan 2013 01:20

Cevap: Mavi Dem
 
Sarı Gök

vurur göğsüme suya düşen yaprağın yansıması
vurulur göğsümde bahar
kanat çırpamadan düşer ayak uçlarıma
sarı umutlar
leylalığımı bir yaprağa hediye ettim
bu bahar
tüm sular zehir
tüm soluklar boğulmak

haydan geldi sevinçler
tırnakların arası kum
dağ yüreklim
huya gitti sevinci taşıyanlar
ve kırgın şimdi sarılmalar
dağlandı sarı gökte
tüm dokunmalar

fırtına sonrası bağıran anılar
zamanın bağrına akrep sokulmalar
üşüyen titreyen titrettikçe ağrıtan
kıştan kalmış, ruhumda hala kışlayan sızılar
hepiniz düşün suya bu bahar
soframda az gelmiş zıkkımı mezenin
kadehler doyulmaz sohbetlere eşlik ederken
uzaklardan gelen ses
çığlık çığlığa sohbeti keserken
ve bahar
sarı bahar
cinayet mahalini yüreğime çizerken
hepiniz düşün suya
açılmazken düşlerin kapısı
çilingir bu baharda da sofrada eksik kalırken
her bahar düşün suya hepiniz

maviye çal sen beni bahar
sür beni gözlerine
sür beni gitmem gereken yerlere
varsın üzgün olsun sürgün olsun adım
maviye çal sen beni bahar
ve ağla aylarca yıllarca
düşeyim gözlerinden
düşeyim bir daha
mavi gökten

nigar

Nigar 27 Nisan 2013 01:21

Cevap: Mavi Dem
 
Günlük Hesabı


Farkındalık arıyorum bu zamanlarda. Hayatın monontonluğuna kapılmış, kapılmayı seçmiş, önceden yazılmış rolleri oynamaya çalışırken çoğu insan, bir ses geliyor uzaklardan. Saatlerdir çalışan bilgisayarımın fan sesi sanıyorum, hayır hayır daha derinden, sanki bir kuyunun içinden yakarış gibi.Neydi bu ses derken kendi kendime, yalnızlığım cevabı veriyor ‘ney' dir duyduğun ses uzaklardan dünyaya düşmüş ruhunun yakarışıdır. Mevlana'yı bir kez daha saygıyla anıyorum gecenin ikisinde. Saate de bakınca not düşüyorum gecenin 3 ünde Fikret Kızılok dinlemem gerek diye.

Eksiklik var yürüdüğümüz bu yolun bir yerlerinde yoksa yalnızlığı yüksek sesle telaffuz etmeyi düşünmezdim bir çok şeyin yolunda olduğuna inanmaya çalışırken. Eksiklikten midir farkındalığı aramam ya da kelimelerin anlam çekiciliğinden midir bilinmez ... Çıkarılması da gerekiyor düşüncemde var olan fazlalıklar. Ağır geldiğinden değil oysa, maksat uykulara yer açılsın. Oyun değil de 4 işlemin bir parçasıysa hayat, çıkarma işlemi dönemindeyim sanırım. Farkındalığı sonuca ulaştırabilmek için. Belki sonuç yanlış olacak ama puan alabilirim gidiş yolumdan .

Farkındalık diyorum da harfler çıkarılıyor sayfamda. Farktan fa ya indirgeniyor, nasıldı o nota. Komşulardan çekinmesem en son lisede kullandığım flütümü elime alıp gecenin bu saatinde çalacağım, sol elimin serçe parmağı yemek yerken bile hala havada hep. Tebessüm düşüyor yanağıma,müzik öğretmenim Hülya hanımı hatırlayınca. Nasıldı o nota, beş çizginin en alt boşluğunda, çizgiyi geçememiş utangaçlığından. Ne ince ne kalın bir ses, tokum ben diyor hayatın acıları tokmak gibi yüzünüze değil de göz altlarınıza vurunca. Tok'um doydum hayat, güneşini göster artık diye isyan da ediyor olabilir.

‘a' da gidiyor yavaş yavaş, yollarımda aaaaaa lar, şaşırmış belli ...'f' kalınca geriye hele de hayatınızın çarpma(ya da çarpılma) döneminde uzun ince bir adam sevmişseniz, hak veriyorsunuz ilhan berk in benzetmesine.

‘f' yi de çıkarıp boşluğa bakmak olmaz, sayfaya ‘sevmek' diye bir kelime düşmüşken yazmak olmaz. Hele de saat 0.3 e gelmişken Fikret Kızılok un şarkısını açmışken, düşüncelerimdeki fazlalıkları çıkarıp, yalnızlığın farkına varıp anılara sitem etmek olmaz.

nigar

Nigar 27 Nisan 2013 01:22

Cevap: Mavi Dem
 
Bir Hayale


rüzgarın izleri yol kenarlarında
sıyrılıp gitmekte dağın ötesine
kaldırım taşlarına çığlık çığlığa döşenmiş kelimeler
inceden
kızıl yağmurun ıslaklığı dökülmekte yüzüme

eğilişi yaprağın yer çekimine
baş kaldırışı başağın tüm çekmelere
çekinen bakışlarınla çevirişin yüzünü
yaprak gibiyim göz bebeklerinin kahvesinde
ve başak gibiyim el sözlerine

kırkladım senden kalma öpüşü
senden kalma gülüşü
yüzümden içime kor gibi düşen yağmur
kızgınlığın niye
kızıllığın kime

dönüyor bastığım yerler
sudan sebepleri içtiğim zamanlarda
anılar dönüyor eli belimde
sarılma diyorum o ellere
senin ellerin dönüyor sonra
değiyor bedenime
bir bakıyorum rüzgar geliyor
omzuna çarpıyor
kırılan kollarının ucunda ellerin
ellerin rüzgarla gidiyor
ve sonra nedendir aklım gidiyor yağmura
yağınca hıncıyla
yağmalanıyor anılar aklımın sen odasında

dönmüyor epeydir başım
toprak yerli yerinde
suya seni katarak içmiyorum epeydir
epeydir aklım başımda,yüreğim solumda
huzur desen
yas tutanağı yastıktan
ve gece devriyelerinde düşüncelerin
çalınmakta sessizce

seni bırakarak odamda kilitlemeden kapıyı
çıkıyorum yine sokağa
usulca çıkıyorsun sen de
hava soğuk üşümüşsün belli
sokuldun aklımdaki yerine
yüreğimle ört üstünü rüzgardan hızlı koşarım ben
yağmura inat ruhumla kaparım başımı
üşüme sen

adımlarım geç kalmışlığın sancısı
gittikçe ağırlaşan
ağırlaştıkça saçlara aklar saçan
adımlarımla eziliyor kaldırımlara döşenmiş kelimeler
onlar ezildikçe sana söyleyemediklerim kanıyor
onlar kanadıkça yağmura kızıl bulaşıyor

koşar adım yollarda
koşar adım yıllarda
koşar adım aşklarda
sağımda rüzgar
solumda yağmur
her yer kızıl
her yer yaşamak
ve her yer yaşlanmak

koşar adım adımlarda
adın kazındı soluğuma
ve soluğum kesildi ruhumda

nigar

Nigar 27 Nisan 2013 01:22

Cevap: Mavi Dem
 
-Karalama 5-


1.
gökyüzünde yıldızlar
gece görmek istemediklerime siyah çalmış
yıldızlarda ışıklar
gece çocuk yanıma umut salmış

2.
doğdu bir çocuk kentte
yüzünde sarı perde
öldü bir çocuk diğer kentte
üstünde beyaz perde

3.
ey benim halden anlamaz halimi yazanım
hali sormayıp kahkaha atanım
ey benim zeybeğe duran gururum
horon tepen 17 yaşım
çifte telli isteyen aşk yanım
20 sinde havayı roman sananım
ey benim ağıt yakan maaşım
ve gömülmeden toprağa
27 sinde havayı yürekte uzatan naaşım

4.
güneş vurmuş da yüze
hala don sevincim,içim güzde
ben bu günlere bahar demem
mayıs gelmeden
yeşeremem

5.
hatır ettim hatrı kalmasın
gelmişe
geleceğe
gelmemişlere
gelmeyeceklere
acı kahve söyledim
sen gündüz ol ben gece
sen cümle ol ben hece
hatır ettim de geçtim başa
40 yıl kavuşmayız daha
kavuşmadan yazılmaz bu ara

6.-

7.
gökyüzünde yıldızlar
yüzümde gök elmacıklar
kentte kendimsizlik
o çocuğun da kedisi yok sezen
o çocuğun da kendisi yok
mayıs gelmedi daha kente

8.
ey benim gündüzde geceyi yaşayan yanım
kalp atışlarında kalbi aşktan dışarı atanım
ey benim suskunluğun sesi elim
nasırlı
yaralı
kalem yakışmaz dersin
yakıştırmazlar gülün dalına dikeni
ey benim işsiz düşlerim
ey benim mayısım,baharım
gel
düşümde ki kent seni beklemekte

nigar

Nigar 03 Ocak 2016 22:46

Cevap: Mavi Dem
 
-düşleri yüreklere bağlayan göbek bağı kesilmeli
ve bilincin altı üstüne getirilmeli
bulunmalı köstebek
gözü nerede kaldıysa
alınıp geri verilmeli-


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 01:06.

Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO
Copyright ©2004 - 2025 IRCForumlari.Net Sparhawk