![]() |
Cevap: Mavi Dem Gök_Yüzü gökyüzünden seyre daldım öyle dalmışım ki hayatlara çıkamadım aydınlığa efkarıma baka kaldım hangi şehrin uçurumdan bakıyorsun yüzüme hangi çukurların dibinden çekiyorsun bedenini hangi sözlerle kandırıyorsun geçmişi gök dedim gök çıktı hayat suyu az toprağı çorak okyanusun bağrında tahta parçası kurtuluş ya da yıllar sonra çürümüş elimi verdim eline gel kurtar gök hayatımda güneş ol uçurumdan uçurtma yap yüzüme bak gel gökyüzüm ol n.b(eLpis) ağustos-2007 |
Cevap: Mavi Dem SORDULAR Sordular yağmur dedim Yağmur gibi akarken gözümden Kar dedim, soğuk dedim Gittiğinde ayazda kalmış gibiydim Ayrılık benim çocuğum Sarıldığım, kokladığım Benden olan Senden kalan n.b (eLpis ) -2007- |
Cevap: Mavi Dem KESİŞME Mevsim yokluk Hıçkırığın yankısı Dağlarda Susmalı şehir Sevgiye aç toprağıyla Bir söz Bir yalanla Bir bakış İhanetin kucağında Bir gülüş Anı sayfasında Gel çevir çarkı Dönmüş dünya Zaman uzağımda Çukurlara düşmüş Bugün sevda Ağlama değil Akıyorsa yaş Ayrılık değil Gidiliyorsa Ayrılan yolda . . Kesişen hüzün sadece ......................... n.b (eLpis) 2007 |
Cevap: Mavi Dem Son Sürgün bir ömrün dayanılmaz vurgunu ’son’ lar mahkum eder yüreği Zaman akar ki gözümden Gözyaşım mührüm olur Hayat... Ne hüzün kokan şarkıların duyulur Ne sevdalı türkülerin Birileri üzülmeli Diğeri sevinirken Birileri ümit etmeli Diğeri yüreğini sökerken n.b(eLpis ) mayıs-2007 |
Cevap: Mavi Dem -Karalama 1- (Hiç bilmediğim bir dilde dinlediğim türküler gibisin,anlamasam da yüreğime düşen o sızı var ya işte sen oradasın ) Gözlerimin buğusunda Temmuzunda Ankara’nın Ellerinin sıcağında Ekiminde Urfa’nın Ruhunun arafında Haykırışlarım Döküldü güneş,ay,yıldızlar Yıldızlar döküldü taşa,toprağa,suya Döküldü bulut,rüzgar,yağmur Yağmur döküldü eve,yola,şehire Şehirde çocuk Elinde kırmızı araba Sorsan asker,polis,öğretmen olacak Olacakları bilse doğmayacak Doğum sancısı,böbrek sızısı Benzeri yok Ömrüme dökülen Ömrümden giden sen Avucumdaki terde Sesimdeki titremede Kendi kendime tebessümümde Adı başka Yolu aşka Ahvali bambaşka suretim Söküldü gözlerim,sözlerim,yüreğim Yüreğim söküldü ayazlara,karlara Söküldü ümitlerim,düşlerim,bekleyişim Bekleyişim söküldü harlara,yangınlara (Seni geçmişin yanılgılarından geçerek sevdim ,inancın ve sabrın gölgesinde güçlenerek ) N.B (eLpis) aralık-2011 |
Cevap: Mavi Dem Yaprak Avucumda silik Hayat çizgisi ölÜm birikti yürek ağır Senli cümleler kayıp Gitme Yaprak ol Savrul aşksız bu toprak Ruhumun evi sukut Bir bilmece Çözümü yok Dolanır beynim Kaçış yok Yaşam cellat Duvar yıkık Bir ferman Azrail sustu . . ..yaprak sona uçtu .. n.b (eLpis ) temmuz-2007 |
Cevap: Mavi Dem Düş Perisi Devrikliğinde zamanın Devrildim düşsüz uykuya Sancılar duydum Sol yamacımda Erken geldi bahar Yalanı Dökülen yapraklar Yedi aylık doğdu Elimde acılar Ağlama a çocuk yüzlü Geldiğin mekan Sevileri yıldız kayması yaşatan Dilek tut yüreğinde Mum yanmıştır Akıl denilen kuyuda Sen Ömrüme çalına düş perisi Hayallerimin rengi Kuyudaki taşta Uyan a masum bakışlı Daha yeni doğansın Peri sensin dilek sen Baharın başlangıcı Mumu yakan kibrit sen … Aşkı arama yaş değen kağıtlarda Kağıdın özü gözündeki ışıkta Sancılar ayrılıktaysa Gelişin ayrılık doğduğun zamana Kalkarken güneş dağların arkasından Kalktım yorgun yatağımdan Elimi uzattım bahar değen mevsime Yalandı düş perisi Yalancı baharda acıyla doğan n.b (eLpis) ağustos-2008 |
Cevap: Mavi Dem Bilirsiniz O Hissi Bilirsiniz o hissi, ilk defa dünyaya gözlerini açmış gibi; bir yerlerden düşmüş gibi toprağa; elin , kolun , bacağın senden değil gibi ;ne yapacağını nereye gideceğini bilmeden, öylece aidiyetsiz kalmak gibi.Bilirsiniz siz de o hissi… Böyle buyurmamıştı Zerdüşt… Oysa sevmek bin yıllık savaşın beyaz bayrağı çekmesiydi,insanların açlıktan ölmemesiydi.Oysa sevmek gülümseyebilmekti her yeni güne İyi insan olmayı denemekti,değişmeyi kabul edebilmekti.Umuda inanmaktı, mutsuz da olmayı göze alabilmekti… O alışılmış kimsesizlik çıka gelir bir gün,iliklerinize kadar üşütür.Mevsimin önemi yok,gözünü nereye açsan zemheridir.düğme mi küçük,ilik mi büyük bilinmez, bir türlü kavuşmaz Sensiz de yaşanır,nefes alınır,gülünür de eğlenilir de …giderken sen ,ağladığımda bile gözlerimde var olan ışığı aldın sevgili,içimdekileri anlatabileceğim kelimeleri aldın ,güzel günlere olan inancımı değil belki ,güzel günler için çabalayacak gücümü aldın… Oysa sevmek küfürler yağdırmak şimdi düşlere…’İyi ‘ nin anlamını sorgulamak Bilirsiniz o hissi; dün hiç yaşanmamış gibi,gözlerinizin arkasından bir başkası bakıyor gibi, Elinizi uzattığınızda yıldızlarla oynayacak gibi,güneşi üfleyince söndürebilecek gibi Bilir misiniz o hissi ? Gece iner,gece kara…Gülüşün düşer,gülüşünde gökkuşağı.Yedi renk olurum hüznün yüzünde,griye boyanırım.Gün biter,gün telaş…Dertlerin üstüne yenileri gelir,ah sevgili Üşüten bir sen değilsin ki,gidişine kahrettiğim tek değilsin ki.Ayrılığı öğreten hayat, ölümün de sızısını öğretir ve sözcüklerim yüreğe mühürlenir . Gece iner,gece ayaz…Sesin düşer,sesinde bahar.Çiçek bahçesi olurum acının yüzünde,karanfil kokarım .Gün biter,gün aciz…Bir şekilde geçer günler.Oysa sevmek El Cordobes gibi yokluktan yol bulup geleceğe düş kurabilmekti,oysa sevmek hiç olabilmeyi de bilmekti,anlayabilmek algılayabilmekti … Bilirsiniz o hissi,ciğerinize mesken tutmuş bir şey vardır,insanlar anılar olanlar değişir de ,acının adı değişir de o hep ordadır .Zor zamanlarda hatırlatır kendini yanan yürekle tutuşur,alev alır boğazına düğüm atar,çöz çözebilirsen .Siz bilmeyin o hissi… n.b (eLpis) 14 ocak-2012 |
Cevap: Mavi Dem Patika Umut ikliminde bir papatya, Saymalı,dilek tutmalı aydınlıkta... Patika yollar dar, Yürümeli yolun sonuna kadar... Hüzün ikliminden geldim buralara, Ezdim umutları, Ezildim aşk altında... Bir ses duydum, Korktum sahipsiz çığlıklarla, İşaretler belirsiz, Kayboldum patikada... |
Cevap: Mavi Dem Kayboldukça hırçınlaşan bir hayvana döndüm acı kılık değiştirip çakma mutluluk oldu aklımın köşesine kıvrılıp sövgümle dalıyorum sensizliğe |
Cevap: Mavi Dem Gözlerini Düşünmeliydim Oysa Soluğunda kin birikmiş bedenlerin gölgesinde Doğrulmaya çalışan Yarı ayyaş,yarı yaralı,yarı yamalı şiirler döktüm geceye Gece ki talan edilen düşlerin cinayet emri Gözlerini düşünmeliydim oysa Eskimiş kaldırımlarda Lacivert akşamlarda Sardığımda üşüyen,dokunduğumda titreyen bu ömrün altyazına Açıklamalar biriktirdim Tut ki bilmek istersin Ruhumun arka bahçesinde saklanan 'sen' i Çapı dar gelen sevdalara bürünmüş Takvimsiz gençliğimizden geriye Dairesel başlangıçlar ve sonlar kaldı şimdi Ve hıçkırıyor sesimde duyamadığın arsız özlemim Ve sarsarak,ve hınçla,ve delercesine geceyi Çoğaldıkça eksilen,eksildikçe eriyen ömrüme ilişiyor Dilsiz lehçemde ismin Perdeleri sararmış evlerin sıralandığı bu kent Umudu tüketen,acıyı türeten Yüreklere tünemiş kahırlar Yürüdükçe kent düşüyor Yürüdükçe kent üşüyor Tetikte bekleyen gökten elime kar düşüyor Ömrüm üşüyor Oysa gözlerini düşünmeliydim Savruldukça anılardan öpüşlerin Karanlık çekilirken yüzümden gözlerini düşünmeliydim Trampetler çalıyor beynimde Toparlayamıyorum içimdeki 'sen'i Toparlanamıyorum içimdeki 'sen' ile Dinamit gibi aklımda gidişin Giyinmeyi unutmuş,nöbete durmuş yüreğim Anadan doğma hislerle geldim Koynumda aşınmış resmin Yarınsız,yarsız kimliğimizle Satırbaşlarında kalmış mağrur bakışlar kuşandı geceye Hayatın eşiğine konaklamış tutsaklık İçerisi bahar Dışarısı kar Doğrulmaya çalıştıkça devrilen,devinen sözcüklerimde İzmarit kokusu Aç midelere bölüştürülen Acımtırak dost hüzünleri Gözlerini düşünmeliydim oysa Sabahlarıma doğan yetim kimsesizliğinde Gözlerini düşünebilmeliydim oysa 16 Ocak-2012 |
Cevap: Mavi Dem Durma Git 1. Zülfü döküldü gecenin .. Bir tutam ateş,bir tutam kül Sekerek geçiyor usturaya vurulmuş hasretin Bir yanım su,bir yanım çöl.. Durma Git Diyeti ödendi günün İvmesi hızlanan kanımda raksediyor alkol İşgüzar hayalini odamdan al da git,durma… 2. Eksiliyor gamzelerine değen nefesim saçların gelincik bahçesi ellerin hala kekik kokar mı ? Gözlerin hala nemsiz ayaz geceler gibi mi? Ya yüreğin adını çoğullaştırılmış insanların bilmediği Anadolu nun küçük şehirleri gibi mi hala Sağanak sağanak düşüyorsun geceme önce ruhun ,sesin… gözlerini al da gel al da gel unutmaya çalıştığım neyin varsa al da gel memleket bakışlım anılardan gülüşünü ruhuma sar da gel 3. Merhaba diyor şehrimde dökülmemiş çöp bidonları Pas ve kir kokusu Rüzgar ıslık çalınca Halaya duran naylon poşetler Kavruk yüreklerin çatlamış elleri geliyor sonra Tasası içinde dilinde sigara siyah paltolu suretler geçiyor Şehrim güne hınzırca merhaba diyor 4. Penceremde menekşe susuz dün ,bugün ve dünden önceki gün Bedenim uykusuz Gör ki koy vermiyor adsız sürgünlüğüm Duygularımda kanser teşhisi Ölmeye yatmış dün,bugün ,bugünden sonra ki gün Ve Sonra ki günün sonrası Kapılar kapanmalı Kapanmalı kuyularına tomurcukken koparılan çiçekler Gün ışığında ölmemeli Ay ışığında kurulmuş hayaller 5. Sevdalı yanım,naçar kalanım Suskuyu giyin örtünsün gece Ayrı mevsimlere düştük aynı zaman dilimlerinde Sevenim ,ruhumu öksüz edenim Çekil git odamdan ,düşümden ,şehrimden Al da git suretini baktığım yerlerden Topla neyin varsa Önümde,ömrümde durma Git n.b 19 Ocak-2012 |
Cevap: Mavi Dem -Karalama2- 1. Öyle bakma gece Bu yaban karanlık Halimde bu zapt edilmez yalınlık Çığ düşüyor göğsüme katmer katmer Çığ oluyor sonra Ağrı'yanım,ağla'yanım 2. Gelsen Darmadağınık sözcükler bulacaksın Yalpalayan adımlarımda yoksulluk Şakaklarımda sınanan çığlıklar Ah gelsen... Migreni tutuyor gecenin Vesvesesi düşüyor beynime 3. Gün ve gece Zıttını doğuruyor yaşam Akrep yelkovan yarışında Unutuyorum nerdeyim Unutturuyor kimim Hangi mevsimde düşüyor soluğum boşluğa Aldatılıyor şiir Kendini bilmez kelamlarımda Naralarıma serpilmiş kısır düşler Elçileri geliyor gecenin Ruhumun coğrafyalarında savaşlar Can'ım firar 4. Çıktım Dolaştım Dolandı dilime gelecek bahar Usulca mırıldandım Annemden duyma aşklı şarkılar Bir kuş kanadında Kanatlanır belki yeni umutlar 5. Gün sabaha varmadan Varmadan yol denize Üşümek ve donmak gibi Yanmak gibi Ve uyanmak gibi 6. Katli vaciptir Varsın gece güne,gün geceye bulansın Bulansın beynim,seyrim bulansın Varsın ruhum,gönlüm bunalsın Giden gider Zaman geçer Ömür biter Varsın kıştır,bahardır Son aynı Toprak aynı Varsın giden gitsin,biten bitsin 23 ocak-2012 |
Cevap: Mavi Dem -Karalama4- Düşünme Anıların belleği yoktur İtaatkar acılar dikte ediliyor kimliğimde Sağır-kör-topal kişiliğimde usdışı hayaller Ayrımsanıyor dünden kalan afyonlaşmış cennetin Benden yalıtılan sen kalıyorsun irem bahçelerinde Saç diplerimde aklaşan hediyelerini topluyorum Kızgınlığın şiddeti cinayete dönüşüyor parmak uçlarımda Bulaşıcı bir rituel sabahlarımda İçerdeki değil dışarıdaki benim aynalar Çokyüzsüzlükten geldim loncanıza Sağ köşenize iliştirilmiş siyah beyaz fotoğraflarda kaldı gülüşüm Alıkonulmuş cinnetim, kırık yanınızda Sevdayı üreten hayat Bulacı mıdır tenimi içerden kemiren hüzünlerin Yoksa yaş alınınca mı çoğalır hep alındaki çizgiler Kemikleşen o hüzünler kırılıyor göz bebeklerimden Kan üretemeyen bedenim sonbahar havasında Sevdayı tüketen hayat Trajik güzelliklerin estetik kılavuzu Kıskacında kaldı düşünsel söylemlerim Bir bağlaç yeterdi his evrenime Bir bağlaç yeterdi evrenimi ellerine birleştirmeye Yineleniyor gün Yüreklerde üzerlik otu Dışta kalsın iyiden farklı olan ne varsa Farkı, insanlıktan farklı ne varsa Erki sevdadır ömrün Ne sanıyorsan o dur baktığın,duyduğun Düşünme Anıların belleği yoktur Kimlikleri yak Hiç olabilmeyi bilenedir sevda Kimlikleri yak Kişiliktedir sevda 6 subat-2012 |
Cevap: Mavi Dem -Karalama3- 1. Yankısız Yakınsız Yakınır göğsümde gece Göz bakmaz,el tutmaz,duyulmaz hece Tutunmaz kış gününde Yürekteki cemre 2. Sevdayı kuşanır başımı yasladığım duvar Aşım kınında bekleyen umut kadar Çıkar güne,yüze yas tutar Kuşatılır duvarda başım Şahdamarıma gelir künyesi bozuk umutlar batar Kesilir kolum,yolum Kesilir solum 3. Ellerimi koynuma kenetlendiren el oğlu De oğul niye salarsın dertleri üstüme Vurdukça hayalin geceye Gözümün altında morlar birikir Vurdukça yüreğime Gözaltına alınan bir sevda yitirilir 4. Kök salan hayalini kesmek gerek Közleyen yanımı deşmek gerek Cehennem de olsan Yedi katında da yanmak gerek 5. Çağlayandan mı düştün geceye Sular bulanık Nedir bu yanıp duran ışıklar beynimde Uyanık tut beni gece Tut beni dalmadan sahipsiz denizlere 29 Ocak-2012 |
Cevap: Mavi Dem - ya şimdi susarsa kenti sarmalayan gecenin çığlığı ,dinerse içimdeki fırtına,akar mı göz bebeklerimde büyüyen okyanus..Seceresi günaydınsızlığıma serpilmiş bu ömür,ömür umuda gebe kalabilir mi ya şimdi ..Anlat dilimde dirilen yanım,elma şekerli çocuklara anlat ..Biz büyüdükçe büyüyen uçurumlar,biz düşündükçe düştüğümüz çukurlar,Biz sevdikçe..Ah sevmeleri anlat onlara,ve yıkımları anlat .. - Geçtiğin yollardan tanır seni hüzün Su içtiğin bardaktan ..Acının zerafeti gözlerin ..Ve ellerin ..Tutulası ellerin ..Uçurumlar ki dününden kalma,mezesiz hayatın sarhoşluğunda..Çatık kaşlarına gizlenen şevkat,öyle kızgın bakma..Bakma delercesine geceyi kat be kat .. - Seninle ben .. Paralel hayatların etkisiz elemanı ..Asal çarpanlarına ayırdığımız bu aşktan geriye,Bu tepkisiz değişen zaman kıskacında,geride hüzün geride mutsuzluk..Üssüne sabır eklesek,umut eklesek ne fayda..Ne fayda kopuyor işte fırtına..Sıkılan dişlerime çöreklenen sözlerim var,hiç yazmadığım bir şiir..Seni sevmelerim var.. Benden bile habersiz .. Nigar Baran (sözün gece vardiyası~) |
Cevap: Mavi Dem - Ruhumda tırnak izleri gözleri kanatan kırmızı ojeler midir doruğa ulaşan acılardan sıyrılıp kaçan ben gerdanında yurdumu bulan ben aşkına varlığımla soyunan ben soyuluyor şimdi kemiklerimden etim soyuluyor içimde biriktirdiğim gülümsemelerim hazzına ulaşan hüzünlerin üzerine yaktığım sigaralar yarım yarım kalan ne varsa yakıyor yanıyor ömrüm - 23 mayıs 2bin12 |
Cevap: Mavi Dem * Elim ekmeğim emeğim Adı konulmamış memleketim Tenim terim tekmilim Mülteci yanım sarmaladığım sahiplendiğim Nefesim hissim beklediğim Sesim sessizliğim .. haziran 2012 |
Cevap: Mavi Dem * her insan kendi miladını kendi yaratıyor .. istediğiniz kadar sabredin umut edin bazı şeyler değişmiyor .. kökü yoksa beklediğiniz yürekte, yeşermiyor aşk .. istediğiniz kadar kabullenmeye çalışın size acı veren şeyleri, yüzünüz gülse de ciğerinize kan bir kez oturuyor.. inanmaktı önce ,emek vermekti ,hatta değişmekti karsıdakini de olduğu gibi kabul edebilmekti .. binlerce yüz olsa da o yüze bakmak istemekti .. binlerce yürek olsa da ille de o diyebilmekti ..ve ben miladımı tam da su an da kendim yaratıyorum .. sevgimden değil belki o na dair umudumdan inancımdan güvenımden hayallerimden o na dair içimde olan tüm güzelliklerden tam da su an vazgeçiyorum .. 8 temmuz 2012 * çevrenizde ki kişiliksiz insanlar çoğaldıkça bazen 'benim burda ne işim var ' diyesiniz geliyor da ,kendi seçimlerinizin bedeli olduğu için belki de, sesiniz ve düşünceniz içinizde kalıyor,diyemiyorsunuz ... 30 temmuz 2012 |
Cevap: Mavi Dem bir söz [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] bir resim [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: Mavi Dem Öylesine 1. sesinde adı konulmamış bir baharın çığlığı var kalemine gömdüğün kapanmamış bir hikaye af diliyor yazdıkların daha yazmamış olduklarından sen maviyi severdin çocuk, perde aralığından gökyüzüne bakarken gidilecek kentler var,dinlenecek türkü tadında hayatlar var derdin kendine sen maviyi,daha tanışmadığın insanların varlığına inandırdığı için severdin bak yıllar geçti aradan aradan koskoca bir boşluk geçti doldurmaya yeltendiğin bir gençlik nefes alışı kadar kısa boğazında düğümlenmiş hüzünlerin arasından verdiğin nefes kadar uzun geçiyor sen gülümsemeyi severdin çocuk sen hayatı severdin tanımlanmamış bir yolun başındasın şimdi umudu giymek zordur, acılar dondururken parmak uçlarını ve çıkarma zamanı şimdi ,yüreğinin sözlüğüne düşen tüm kelimeleri beyninin bir köşesine konaklamış, hayatın dipnotlarını silme zamanı şimdi alnına düşen kakülleri saçına iliştirip ,gözlerini yoldan çevirip yolun ilerisine bakma zamanı şimdi sen sevmeyi de severdin çocuk uğrun uğrun,bağıra bağıra,sessizliğinde ağlaya ağlaya ... Nigar B . ... |
Cevap: Mavi Dem İçimdeki Kadın - Gündüze vuran ışığı topla kızım Sen beyaz ol rüzgar vurunca saçlarından dağılsın renklerin cümbüşü sen bahar ol kızım sen de açsın yediverenler ,arılar yüreğinde bal yapsın aşka hürmet et , bin bir parçaya dağılıp dizlerinden çok umutların kanadığında bile bilirim ağlayacaksın küfür gibi diline yapışacak çaresizlikler o an toprağa bak kızım al avuçlarına,kapa gözlerini * Vurdum kendimi sonu görünmez yollara Vurulmuşum oysa kendi yolumda Kalk dedi kadın , gözleri ben ,yüzü benden Sesi içimde ki sesten Gitti kadın ,kokusu gelecekten - Aynıdır insanlar kızım ,mutluluğu bekler cinayet işlerken Çalarken kendi olmayanları, kendine görelikleri vardır Görelikleri öyle gördük deyişleridir Farklıdır insanlar kızım ,biri zambaktır biri buğday .. Biri çakıldır biri kum .. Sen toğrağın denizle kavuşması ol kızım * Ağladım ,giderken sevgili bu yangın akşamında Karlar karıştı yaşlarıma ,eriyen umudumda boğulurken Ağlama dedi kadın ,gülümsedi Kimsin diye soramadım karda kaybolurken Sen de gitme diyemedim içimi kör bıçaklar delerken - Şimdi kendine bir mum yak kızım Bir ağaç dik ,çiçekleri sula Sevdiğin bir şarkıyı mırıldan Sevdiklerini ara Bir fincan kahve yap kendine Yürüyüşe çık kedileri sev kızım Komşuna bir tabak kek yap Al eline bir kitap yüreğine basarak oku Haykır kızım ,bağır bağırabildiğin kadar Hayatı seviyorum diye Sen sev ki seni sevmeyenleri de Sen sev ki yaralarını Sen sev ki varolan her şeyi Toprak huzur versin sana ,rüzgar huzur versin kızım * Gülümsedim yeni doğan güne Kadını bir daha hiç görmedim Öncekilerden daha derin sızılarım oldu Nefesim kesildi bazen Ölmek gibiydi Aslında yaşamak gibiydi Hayat gibiydi Ve ben biliyorum ki Kırıldıkça güçleniyor Sabrında huzur buluyorum Hayat seni seviyorum Nigar B. |
Cevap: Mavi Dem Kırmızı Bir Gece/lik Gün batımlarına dolanan renk Kırılanlardan gözün gördüğü Yanakta tohum Aşkta şarap Kesikte kan Yediden bir Acı aşındırdıkça Yürekte yedi hep bir Yanmak ve sonra Sonra mühür ertelenmiş zarflara Gün doğurdu geceyi Üşümek bundan Kesik kesik duyulan çığlık Bir şiirde Bir ezgide Kıpırdayan hüzün bundan Düşleri uyutan ağıt doğumdan Parmak izleri alınlarda Soluklanmış hayatın yorgunluğunda Asfaltları adımlarken gülümseyen yüzler Sek sek çizen küçük bedenler Arşivlenmiş yenilmişliğe inat Serum etkisidir gelecekte geleceklere Mevsimler karışır berrak görüş alanlarında Bizi bizden alan yaşanmışlık çatar kaşlarını Çatılır birikenler bir bakışın yüreğe kibrit çakımında Duman olur Isı olur ıssızlıkta Yardım çağrısıdır oysa Gök çağlayan olur Göz ağlayan olur Cılız adımların cılız sesleridir rüzgar İç çekiştir ötelere Kıpırdarsa o ağaçta o dal İnfazdır dala tutunan yaprağa Çiğner de geçerler Kurudukça sevinçleri damarlarında Parçalanıp da yiterler Rengi aynı gecenin Kırmızı gözlü bir dev Karartmak ister kendi gibi Biçimi aynı gecenin Evreni içine alan kara bir delik Çekmek ister kendine Ayırmak ister Akıl ve yüreği Beden ve ruhu Sağır kulaklara söyler mi bir gün biri Geceyi büyüten kim Nigar B. 18 Ekim-2012 |
Cevap: Mavi Dem Kendine Dönük Gece Kendine dönük bir gece,kalp asılmış gökyüzünde,aydınlığı yolda yürüyenlere sadece. Dağ yollarında giderler bazen,geçmişte anılara gömdükleri hazineleri bulma ümidiyle.Bazen şehrin en kalabalık yollarına gider yolcular,aynalarda görmeye tahammül edemedikleri benliklerini bir gece de olsa unutmak için.Bazen dost sofralarına atarlar kendilerini,akıtamadıkları gözyaşlarını kahkahalara boğmak için.Dönüş geceyedir ve bekler yastık başında gecenin celladı. Aylardan Eylül,günlerden eskimiş bir Pazar,saati yolcuya kırılmış bir zaman.Beyinde gezinen düşünceleri avuç avuç duvarlara fırlatmış bir mekan.Işık sızıyor gecenin karasında bir pencereden,yerde oturmuş bir beden.Anılar geceye boyandığı andan itibaren sallanıyor bir ileri bir geri.Pazar geçiyor,Eylül bitiyor,beden sallanıyor bir ileri bir geri.Fırlıyor yerinden o beden,atıyor kendini çamurlu,taşlı yollara.Duyamıyor ardında bağıran sesi;’Gitme..’diye geceyi inleten geridekini. Her gidişte bir yıldız düşer gecenin kuyusuna ve zaman geldiğinde asılı bir yürek kalır geride,gökyüzünde… Gözlerindeki renk kahve,saçları haki,teni buğday delikanlı bir kız çevirmiş yüzünü sakin denize.Deniz korkmuş kızın gözlerinde ki fırtınalardan,vuramamış kıyılara dalgalarını.Rüzgar bile kımıldatamıyor saç tellerini genç kızın ,sanırsın bakan bir heykel.Yanıyor şehrin ışıkları birer birer,birer birer çekiliyor kendi içine söylenememiş sözcüklerden yüreğe yapışan keşkeler.Kopuyor ruhun damarlarından bir ip,gözlere sığınmış gemiler sallanıyor,genç kızın bedeninde görünmez depremler kopuyor.Koşuyor,koşuyor ardına bakmadan ,göremiyor cebinden düşen resmi,göremiyor resmin arkasında ‘ben de seni sevdim…’ yazan cümleyi . Her gidişte daha da canlı yanar gökyüzünde asılı yürek,ve zaman geldiğinde yakar kendini de gökyüzünden yere düşerek. İsimleri Ayşe’dir,Ömer’dir,Ebru’dur,Ahmet’tir…i sme lüzum yok hepsi burada yolcudur.Yollar bekler onları;yürütmek,yordurmak,koşturmak,düşürme k için.Yollar bekler onları;yorulup da durduklarında,düşüp de oturduklarında başlarını o an a değil geriye de bakabilsinler diye.Ve yollar bekler onları;asılmış bir yüreğin aydınlığında kendi aydınlık diyarlarına gidebilsinler diye.Kaçış olsa da görünen aslında bir yere varıştır yol.Kimisi kapıyı çaldığında kapıyı açan eşinin gülen yüzüne gider,kimisi elinde valizlerle annesinin kokusuna gider memleket bildiği yere,kimisi hayallerine,kimisi işine,kimisi sevdiğine…Herkes bir yerlere gider,Kaçış ya da varış… Kendine dönük bir gece de sen de bak yüreğine,bak yüreğinin içindekilere ... Nigar B. |
Cevap: Mavi Dem Gözlerine Ay Düşmüş gözlerine ay düşmüş geceye sal aklın güneşe küskün ışıklarını küstüğün bahardır baharlar ağlatır Bazen diyorum ,kökünden söksem yüreğimdeki kuru otları .Ah yabanılaşan tarlam benim.Yabancılaşıyor iç sesim ,ben kendimi dinlemeyi bıraktığımda.Bıraktıklarım aldıklarımdan fazla ritmi bozuk hayatta .Şimdi çıkıp gitsem bir dağ başına ,seyre dalsam yıldızları,dalsam geçen temmuzda Ankara’da bıraktığım gözlerine ,dalsam geçen yılın ağustos sabahına.Babamın sesini duysam,bilirim kızar yine sigara içtiğimi görünce. Şimdi harman yeridir yürek …Yer gökte,gök evrende,evren beynimde …Yanıp bitip küle dönerse ya. ruhumda tırnak izleri gözleri kanatan kırmızı ojeler midir doruğa ulaşan acılardan sıyrılıp kaçan ben gerdanında yurdumu bulan ben aşkına varlığımla soyunan ben soyuluyor şimdi kemiklerimden etim soyuluyor içimde biriktirdiğim gülümsemelerim hazzına ulaşan hüzünlerin üzerine yaktığım sigaralar yarım yarım kalan ne varsa yakıyor yanıyor ömrüm Aşkı mı yazmalı … Hayır, hayır yazsam eksilir içimdeki anlamı . Buzdolabının kapağını süsleyen resim bana bakıyor,ilk defa yazıyorum sana yarı çekingen halim ile . Çocukken de çatık mıydı kaşların,bilmiyorum …Kimse duymasın ama ben seni çok özlüyorum ve biliyorum yankılanmasada çığlıkları evdekiler de seni çok özlüyor …Konuşacak ne kadar çok şeyimiz olacaktı kim bilir ,ilk gençliğimin asiliğinden çıkarken belki bir rakı sofrasında anlatacaktım sana,belki sen de anlatacaktın bana 60 yılın derdini .Üzgünüm seni anlamakta geç kaldım,geç kaldım sana doya doya sarılmakta.İnsan bir sabah birden büyüyormuş anladım ve anladım yaş düşmeden de hıçkıra hıçkıra ağlayabiliryormuş insan .Üzgünüm geç kaldım senli zamanları yaşamaya … Demli bir çay gerek ve müzik,keman sesi olmalı yoksa kopacak boğazımda nöbete durmuş şimşek .Derin bir nefes gerek … Özlediklerimin hacmi çoğalırken dostlar düşüyor gecede aklıma,kilometreler düşman oluyor özleyip de başını o omuzlara koyamadıkça.Ne kadar herkesle anlaşan kişiliğiniz olsa da,ki saygıdandır kızdığınızda sesinizi içe gömüp ‘ya sabır ‘ demek,anlatılmıyor içinizde patlamaya hazır sesler.Ve öğrendim işin stresini 18:00 olduğunda işçi çıkış kartıma basarken orda bırakmayı.Öğrenemediklerimi ise sormayın …Bakmayın öyle … Yarım kalan ne varsa yakıyor Yanıyor ömrüm Kuruldu yine aklımda ki mahkeme ,af diliyorum kendimden,af diyorum hakimken. Güzellikten yana olmalı oysa gülüşler gibi söyleyişler de .Oysa bazen de yazmamalı,sorgusuzca kendi içimizdeki denize atlarken . Gözlerine ay düşmüş Geceye sal aklın güneşe küskün ışıklarını Küstüğün bahardır Baharlar yeniden hayata doğmaktır Nigar B. -2012- |
Cevap: Mavi Dem ya da Toprağın ayasına ağlayan göz Boğulan su şimdilerde Aynı gökten inen damlalar Düştüğü ne okyanus Ne beton çukurlar ne de dereler Düştüğü yerde rengini alıyor tüm boğulmalar Toğrağın mayasına karılmış kına Beşi bir yerde takılı tüm boyunlarda Ucunda çatallanan not dipleri Şişelerde hapsolunmuş hayaller Hapislerde solunmuş hayatlar kadar gerçek Attık hepsini sulara Boğduk suyu kendi yolunda Bir öpücüğün zerafeti geride Beş parmak izi Şimdi suyun üzerinde Kesik kesik öksüren toprak Savrulan tozları kaçmış ciğerine hayatın Virgülleri kayıp hikayede Özneye görünmez çelmeleri takandır şimdilerde Boğazı geçmekle başladı asıl hikaye Zengin yürek fakir düşleri sevdi evvel zaman içinde Kaçırıldı bohçasıyla düşler kalbur saman içinde Öksürdü toprak Boğazda takıldı sözcükler Su verdiler Sırta vurdular Sularda boğulduk Sırttan vurulduk Özneyi kötü yapan ya bizdik Ya hikaye baştan yanlıştı Ya da ... Avcun ters tarafında parlayan Serçe parmağa komşu Komşuya bakmış da huy kapmış yeni Serçe kadar kırılgan serçe kadar duygulu Tavşanı yiyen olmuş yalanları yediği kadar İnandıklarından yaralandığı kadar Avcun ters tarafında parlayan Bu halka da neyin nesi İçinde ki not dipleri Çatallanan düşler düşüyor Hayır hayır düşler değil şimdilerde Düşler suları boğuyor Kayan halkada soğukluk Bir bakmışsın toprak hapşırıyor Eğildi dallar Sustu dallarda yaşayanlar Bülbül mü Kabil gül mü Habil Zaman mı bıçak rüzgar mı bıçak Mevsimsel bir enfeksiyonun belirtileri mi tüm sanrılar Yoksa toprak mı zanlı suda mı kabahat Boş ver bak sular yükseliyor yine Yükseliyor yine topraktan ayaklar Ya zamanı geldiyse Ya sular da intikam çoğaldıysa 2 Hayat 1 Olguda birleştiyse,boğuluyorsak... Ya da ... Boş ver, bak yok oluyoruz işte 3 Kasım-2012 Nigar B . |
Cevap: Mavi Dem Böyle Devam Ederse uçması bir kuşun ağaca düşmesi bir dalın ağaçtan parçalara ayırması o dalı bir karıncanın götürmesi o dalı toprak altına karıncaların ve rüzgar köprüler kurdukça savruldukça bahçede kuruyanlar kapanan pencere kararan geceye gebe perdesi çekilmiş evde çekilmiş ruhu,oturanların da o evde taştan binaların içinde taşlanan insanların kibrinde masa başlarında akınca terler,ocak başlarında vurulunca kadehler ay başlarında gerilince sinirler,yıl başlarında öpüşünce düşler yatak başlarında sönünce avizeler,baş başa verince gönüller baştan başlar söndüğü yerden tüm vesveseler böyle devam ederse devamı kabusa dönerse irkilince beden rüyadan dalar rüyaya asıl uyumayan böyle devam ederse atmosferi kırılırsa ruhun kutupları bükülürse ömrün kararırsa kuzeyde ve güneyde ışıkları gidilen bu yolun kalkanları kalkıyor işte tüm savunmalar çöküyor adım adım böyle devam ederse hidrojen oksijeni sevmezse nitrat kürtaj edilirse yüreğini çevrelediğin tabakalara vurdukça iyimserlikler sen şimşeği kusarsın tüm sevmeleri o yolda yakarak böyle devam ederse insan dengeyi bozarsa ertelerse sevmeyi silkin taşların arasında taşlaşan silkin rüzgarı pencereye vuran dallardan hisseden silkin toprak altında da üstünde de yuvaları yıkan silkin kendini kendi yok eden böyle devam ederse yok yok bu devam edemez böyle 4 kasım-2012 Nigar B . |
Cevap: Mavi Dem Gelsem Sana Aman vermez Haldan bilmez Zulada mapusluk var Yüreği çevirmiş dört duvar Gayrı kelebek ömürlü umutlar Gayrı kulak sesi unutmuş Unutulmuş hayat Bağdaş kurulmuş dizlerde Yaslanmıyor yarin cemali Kesseler o dizleri Kesseler yare yazılmayan dizeleri Kış geliyor Sokaklardan kaçmış kalabalıklar Kasvet düşmüş şehirlerde kasketli insanlar Bağdaşmıyor suretin şehre yar sen bahara yakışan yeşilim adın çıkarsa dilden gözlerde donar okyanus solan çiçeklerse sararan bir mevsimim esen rüzgarsa savrulan bir zerreyim hasretlik düşer şu ömre vuslat düşmez bir cemre şu ömürde gelsem sana yırtsam karanlığı yollardan kırsam duvarları ah eder mi yürek içimdeki yangınsa bu üşümek niye atsalar cehennemin dibine yandım der mi senden ayrı düşmüş ben zincire vursalar bileklerimi acır mı sana kavuşamayan ben gelsem sana bağışlar mı beni senden uzak düştüğüm zaman yıkılsın bedenim yıkılsın ruhum sana gelmeyecekse kırılsın ayaklarım,ellerim bu hasret niye bu sınama niye duvarlar yükselir gece çöker çöker gözlerim sularda boğulurum gayrı avaz avaz içime düşer ses gayrı dermanı kalmaz sözün Nigar B. 15 Ekim 2012 |
Cevap: Mavi Dem adsız Bir bahar daha geçirebilir mi Toprağında ki tüm tohumları denize atmış olanlar Yürekteki kayaya vuruyor bu baharda hırçın rüzgar Dört mevsimden fazlasını geçirdi içimde ki şehir Şehir diyorum da bakmayın gelenler önce güneşi alıp gidiyor Sonra çiçekleri topluyorlar Geride kutupda kalmış karanlık sokaklar Geride sokaklara dağılmış dikenli anılar Sonra da vurdukça o rüzgar Parçalanıyor o yürek Dikenlere eşlik ediyor çakıl taneleri çoğalarak Çoğalanlarım var evet Ama biliyor o yürek Çoğalan o taneler azalan bir bütünden geliyor Ya azalanlarım,azaldıkça ağlayamadıklarım Ağlamak diyorum da bu bahar çocuklar gibi olmak isterdim Sevgimi kırdılar anne diye haykırıp ağlayabilmek O zaman bu zehir zıkkım günlerde hafifler miydi O yürek… İstediklerimizi yakın anlamlara büründürerek Yahut yan yana durduğunda anlamsız olanlara Kelimelerden köprüler kurarak istemeyi öğrettiler Seni seviyorum herkes gibiydi Seni özledimi sıradan diyerek farklı anlatmayı denedik hep Öyle ki aşk bile dilimizden çıkmayanlardandı Yanılmışız anne Anlattık zannettiklerimizi anlatamamışız Giden bir yerlerde başka zamanlarda Bir başkaları için gelen oluyor Sevinmeliyiz evet İnsanlık adına Ama bugün imgelerden kopartıyorum birikintilerimi Birikinti demişken O karanlık yollarda o birikintilere hep düşüyorum ben Benim güneşimi aldılar Ay bile doğmuyor yürüdüğüm içimdeki şehirde Öfkem dalgalara vuruyor Sesler şiddetle çarparak bir birine Var olduğunu bilmediğim volkanı patlatıyor Şimdi elim yüzüm gönlüm ömrüm Yangınlarda… Çıkarsa dilimden bir söz Bilirim yakar çıktığı yeri de Yandığımız süt olsaydı Üflediğimiz yoğurtla sınırlı kalırdı Belki … Belki susmak en iyisidir Belki öfkeyi kusmak da iyidir Başlangıçlar gibi bitişler de iyidir Belki … Acılar olgunlaştırır diyorlar Çürümenin bir nedeni de fazla olgunluktan değil midir Bilmiyorum anne Ben artık hiçbir şey bilmiyorum Geçer mi,gider mi,biter mi,diner mi bilmiyorum Farklı yılın aynı mevsiminde aynı şekilde Bir öncekinden de beter biçimde Üstelik bu sefer inancımı da attıysam denize O kemik aynı yerden kırılabiliyorsa Kırılıyorsa şehrin fay hatları da gök hatları da yol hatları da Toparlansa ne olur dağılanlar İyileşse ne olur kabuk bağlayamadan kanayan yaralar Umut diye haykırsa ne olur akılda bir yerler Artık Geçmese de bir Geçse de bir Nigar B . ekim-2012 |
Cevap: Mavi Dem Gün Doğar Ayakkabıları tavana asılmış yalın ayaklı yığınlar Dirsekleri pencere kenarlarında çürümüş kayıtsız bakışlarla Dil uzatılsa uykulu biçimlerine Sokağın başından kaplar göğü beklenmedik sis Sıçrayıp da karanlıktan mintanlara bulaşan bu tekinsizlik nedir Hükmeden ses duyulur zifire karışır yıldızlar Mırıldanır dalda ahraz kuş Kanat çırpan ne varsa kamburundan vurulur Eller ellere yabancı ,gözler gözlere Neredeyse yitik bir ülke herkes kendi derininde Ter dökmeden terk edilmez güvensiz ülke Gel gitlere ayarlanmış yüzyıllardır saatler Zamana yönelen soru işaretleri güneşe orak Bu sokak var oluştan beri çorak Öyleyse benek benek yerlere düşenleri toplamalı Dinginliğinde uykunun beyaz bir uçurtma yapmalı Boğazı sıkan ne varsa o uçurtmaya bağlamalı Toplamalı sokağı da sise atmalı Ayakkabıları tavana asılmış yalın ayaklı yığınlar Dirsekleri yerlerde çürümüş kekeleyen çığlıklarla Açılır göğün göz kapakları Uyanan bir ülkede yeni bir gün doğar Nigar B. 16 Ekim-2012 |
Cevap: Mavi Dem Gençliğimiz Gençliğimiz ayakları uyurken açıkta kalmış bir beden;eller birbirine kenetlense de ömrümüz soğuk algınlığında.Mevsimsel öksürükler ki kısık kısıktır,sigara etkisi gibi. Gençliğimiz evden uzak odalarda,kendini tanımaya tamamlaya çalışan yüreklerin omuz omuza değil belki,onur onura tüm yanlışlıklara karşı doğru olma çabası. Gençliğimiz ömründeki tüm yapboz parçalarını,gün be gün yerlerini değiştirerek doğru parçayı doğru yere koyma uğraşı. Gençliğimiz genlerinde taşıdığı kalıtsallığa rağmen kendi özgür düşüncelerini yaşatma süreci. Ve sevinçle karşılanan yaş günleri yerlerini kaygıya bırakır adım adım.Hoş bakışlarda yürek bir adım geri çeker kendini.Popüler kültürün dayatmasından sıyrılarak müzikte de özgündür tercihi. Susmalar çoğalır...Akıldan çıkan kararnameler yürekte değiştirilir,karartılmasın aşka dair nameler.Aşk ki üç harften çok üç nokta ömürde .Karartılmasın aşka dair nağmeler.Aşk ki sol(un) anahtarı ömürde. Çoğalır sesimize yapışan sızılar.Sızı ki boyacı çocuğun ‘abi boyayım mı' demesi.Sızı ki bizden çok yaş almış insanların elinde ki buruşukluk.Sızı ki ömründeki tek sosyal aktivite evde televizyon izleyebilmek olanların,eve ekmek alabilme telaşı;alamazsa kendi ekmeğini kendi yapma çabası,un var ise ...Sızı ki çocuklarını arkadaşlarının yanında başını eğdirmemek için ,elde avuçta yok demeyip ‘şükür bu günümüze de ‘ diyebilenlerin gözünde.Ve gerçek şükür denilse de elde avuçta olmadığıdır,gerçek çeşitli oyunlarla yoksul olanların daha da yok olunmasıdır.Gerçek yok olmaya yüz tutmuşların bilinçsizleştirilmesidir,birileri varlıklarını daha zengin yaşayabilsinler diye.Birileri egolarını dünyanın hakimi sanabilsinler diye .Peki hesap günü geldiğinde kim kaçabilecek...Sızı ki kendi sesini kendi duyduğunda gözleri dolabilenlerde ... Sorma genç,sorgulama,düşünme,düşündürttürme,anlatma,açık lama,yargılama,sesini çıkarma. Gençliğimiz kader diye yazılandan farklı.Sıyrıl da gel ,haykır da gel,inadına inan da gel.Emperyalizmin çıkarları için dayatılanı ömrümden çıkar da gel.Gel ki bahardır ömür,sen gel ki aşkla...Gençliğimiz soracaktır,düşünecektir ve okula başladığında öğretilen o şarkının sözlerini duymayanlara tekrar tekrar söylecektir; ‘' Oynaya oynaya gelin çocuklar El ele, el ele verin çocuklar. Bir vatan bırakın biz çocuklara Islanmış olmasın göz yaşlarıyla. Bir bahçe bırakın biz çocuklara Göklerde yer açın uçurtmalara. Oynaya oynaya gelin çocuklar El ele, el ele verin çocuklar. Bir barış bırakın biz çocuklara Ulaşsın şarkımız güneşe ve aya. Oynaya oynaya gelin çocuklar El ele, el ele verin çocuklar. Bir dünya bırakın biz çocuklara Yazalım üstüne sevgili dünya Oynaya oynaya gelin çocuklar El ele, el ele verin çocuklar. (Adnan ÇAKMAKÇIOĞLU) ‘' Nigar B. 7 Ekim 2012 |
Cevap: Mavi Dem Elma Kokusu Gözler alacasında zamanın Ne ağlar ne gülümser Bir kemençe sesi Ney olur sızı akar gökten Bağlamanın telleri kopar Elma kokusu kalır avuçlarda Rengini yitirmiş mevsimler Bakılan siyah mı Görünen bu karanlık düştüğün zamanın uzaklığından mı ardında gelenler var sesini sesine katanlar var sen koşarsın dolu dizgin çocukluktan kalma bir oyunun aktörü olur kovalayan ne varsa kovmak istersin sonra gün batar batar ciğerine yalnızlık yazıp yazıp parmaklarının arasında bükülen kağıtlar gibi bükülüyor belin kağıtların kırışıklığı yüzüne vurmuş bak kırışıyor yazdıkça tenin cefaları koynuna iliştir göğsünde uçmaya hazır kuşlar yurtsuz yurdunda yurtsuz isimler,şiirler,şarkılar yurdunda yurtsuz tekil birliktelikler anılar ayağına takılmış sendeliyor ağırlığından bak o gidiyor gidiyor koynunu da alarak gözlerinde ki feri alarak mevsimlerin rengini çalarak gidiyor ne istanbuldur burası tarih kokmaz sokakları kız kulesi yoktur adına yazılmış şiirleri yoktur aşk kokmaz sokakları ne izmirdir burası denizi de yoktur kordonda el ele gezen sevgilileri de yoktur geniş düşüncelerle bakmaz insanları ne ankaradır burası karanfilde dostlarla karşılaşıp bir bira içmezsin ayazına inat denizsizde sevmezsin burayı vefalı da değildir insanları burası büyük değildir oysa yürekleri büyük insanları vardır öyle ki bu küçük şehre sığmaz yürekleri hadi gel susalım seninle biz konuştukça şehre dolan hüzünler ağıt yakmasın halimize sen o küçük şehirde ben bu küçük şehirde sessizce ağlayalım yalın halimize ya gözler ya bu bakışlar göğsümüze vuran sızılar susar mı çığlıkları bak elma kokusu var yine bak kendin gittin de hayalin de gidiyor sendeleyerek yine koynunu aldın ya bak bu sefer yüreğimde ki seni de alıp gidiyorsun işte renklerimi,düşlerimi,umutlarımı da alıp gidiyorsun işte … bak zaman siyah mevsim karanlık bak göğsümde ölü kuşlar var uçmayı öğrenemeden daha bak ya da bakma boş ver sen bu yürekte gidensin hep Nigar B. 18 kasım-2012 |
Cevap: Mavi Dem Sarı Gök vurur göğsüme suya düşen yaprağın yansıması vurulur göğsümde bahar kanat çırpamadan düşer ayak uçlarıma sarı umutlar leylalığımı bir yaprağa hediye ettim bu bahar tüm sular zehir tüm soluklar boğulmak haydan geldi sevinçler tırnakların arası kum dağ yüreklim huya gitti sevinci taşıyanlar ve kırgın şimdi sarılmalar dağlandı sarı gökte tüm dokunmalar fırtına sonrası bağıran anılar zamanın bağrına akrep sokulmalar üşüyen titreyen titrettikçe ağrıtan kıştan kalmış, ruhumda hala kışlayan sızılar hepiniz düşün suya bu bahar soframda az gelmiş zıkkımı mezenin kadehler doyulmaz sohbetlere eşlik ederken uzaklardan gelen ses çığlık çığlığa sohbeti keserken ve bahar sarı bahar cinayet mahalini yüreğime çizerken hepiniz düşün suya açılmazken düşlerin kapısı çilingir bu baharda da sofrada eksik kalırken her bahar düşün suya hepiniz maviye çal sen beni bahar sür beni gözlerine sür beni gitmem gereken yerlere varsın üzgün olsun sürgün olsun adım maviye çal sen beni bahar ve ağla aylarca yıllarca düşeyim gözlerinden düşeyim bir daha mavi gökten nigar |
Cevap: Mavi Dem Günlük Hesabı Farkındalık arıyorum bu zamanlarda. Hayatın monontonluğuna kapılmış, kapılmayı seçmiş, önceden yazılmış rolleri oynamaya çalışırken çoğu insan, bir ses geliyor uzaklardan. Saatlerdir çalışan bilgisayarımın fan sesi sanıyorum, hayır hayır daha derinden, sanki bir kuyunun içinden yakarış gibi.Neydi bu ses derken kendi kendime, yalnızlığım cevabı veriyor ‘ney' dir duyduğun ses uzaklardan dünyaya düşmüş ruhunun yakarışıdır. Mevlana'yı bir kez daha saygıyla anıyorum gecenin ikisinde. Saate de bakınca not düşüyorum gecenin 3 ünde Fikret Kızılok dinlemem gerek diye. Eksiklik var yürüdüğümüz bu yolun bir yerlerinde yoksa yalnızlığı yüksek sesle telaffuz etmeyi düşünmezdim bir çok şeyin yolunda olduğuna inanmaya çalışırken. Eksiklikten midir farkındalığı aramam ya da kelimelerin anlam çekiciliğinden midir bilinmez ... Çıkarılması da gerekiyor düşüncemde var olan fazlalıklar. Ağır geldiğinden değil oysa, maksat uykulara yer açılsın. Oyun değil de 4 işlemin bir parçasıysa hayat, çıkarma işlemi dönemindeyim sanırım. Farkındalığı sonuca ulaştırabilmek için. Belki sonuç yanlış olacak ama puan alabilirim gidiş yolumdan . Farkındalık diyorum da harfler çıkarılıyor sayfamda. Farktan fa ya indirgeniyor, nasıldı o nota. Komşulardan çekinmesem en son lisede kullandığım flütümü elime alıp gecenin bu saatinde çalacağım, sol elimin serçe parmağı yemek yerken bile hala havada hep. Tebessüm düşüyor yanağıma,müzik öğretmenim Hülya hanımı hatırlayınca. Nasıldı o nota, beş çizginin en alt boşluğunda, çizgiyi geçememiş utangaçlığından. Ne ince ne kalın bir ses, tokum ben diyor hayatın acıları tokmak gibi yüzünüze değil de göz altlarınıza vurunca. Tok'um doydum hayat, güneşini göster artık diye isyan da ediyor olabilir. ‘a' da gidiyor yavaş yavaş, yollarımda aaaaaa lar, şaşırmış belli ...'f' kalınca geriye hele de hayatınızın çarpma(ya da çarpılma) döneminde uzun ince bir adam sevmişseniz, hak veriyorsunuz ilhan berk in benzetmesine. ‘f' yi de çıkarıp boşluğa bakmak olmaz, sayfaya ‘sevmek' diye bir kelime düşmüşken yazmak olmaz. Hele de saat 0.3 e gelmişken Fikret Kızılok un şarkısını açmışken, düşüncelerimdeki fazlalıkları çıkarıp, yalnızlığın farkına varıp anılara sitem etmek olmaz. nigar |
Cevap: Mavi Dem Bir Hayale rüzgarın izleri yol kenarlarında sıyrılıp gitmekte dağın ötesine kaldırım taşlarına çığlık çığlığa döşenmiş kelimeler inceden kızıl yağmurun ıslaklığı dökülmekte yüzüme eğilişi yaprağın yer çekimine baş kaldırışı başağın tüm çekmelere çekinen bakışlarınla çevirişin yüzünü yaprak gibiyim göz bebeklerinin kahvesinde ve başak gibiyim el sözlerine kırkladım senden kalma öpüşü senden kalma gülüşü yüzümden içime kor gibi düşen yağmur kızgınlığın niye kızıllığın kime dönüyor bastığım yerler sudan sebepleri içtiğim zamanlarda anılar dönüyor eli belimde sarılma diyorum o ellere senin ellerin dönüyor sonra değiyor bedenime bir bakıyorum rüzgar geliyor omzuna çarpıyor kırılan kollarının ucunda ellerin ellerin rüzgarla gidiyor ve sonra nedendir aklım gidiyor yağmura yağınca hıncıyla yağmalanıyor anılar aklımın sen odasında dönmüyor epeydir başım toprak yerli yerinde suya seni katarak içmiyorum epeydir epeydir aklım başımda,yüreğim solumda huzur desen yas tutanağı yastıktan ve gece devriyelerinde düşüncelerin çalınmakta sessizce seni bırakarak odamda kilitlemeden kapıyı çıkıyorum yine sokağa usulca çıkıyorsun sen de hava soğuk üşümüşsün belli sokuldun aklımdaki yerine yüreğimle ört üstünü rüzgardan hızlı koşarım ben yağmura inat ruhumla kaparım başımı üşüme sen adımlarım geç kalmışlığın sancısı gittikçe ağırlaşan ağırlaştıkça saçlara aklar saçan adımlarımla eziliyor kaldırımlara döşenmiş kelimeler onlar ezildikçe sana söyleyemediklerim kanıyor onlar kanadıkça yağmura kızıl bulaşıyor koşar adım yollarda koşar adım yıllarda koşar adım aşklarda sağımda rüzgar solumda yağmur her yer kızıl her yer yaşamak ve her yer yaşlanmak koşar adım adımlarda adın kazındı soluğuma ve soluğum kesildi ruhumda nigar |
Cevap: Mavi Dem -Karalama 5- 1. gökyüzünde yıldızlar gece görmek istemediklerime siyah çalmış yıldızlarda ışıklar gece çocuk yanıma umut salmış 2. doğdu bir çocuk kentte yüzünde sarı perde öldü bir çocuk diğer kentte üstünde beyaz perde 3. ey benim halden anlamaz halimi yazanım hali sormayıp kahkaha atanım ey benim zeybeğe duran gururum horon tepen 17 yaşım çifte telli isteyen aşk yanım 20 sinde havayı roman sananım ey benim ağıt yakan maaşım ve gömülmeden toprağa 27 sinde havayı yürekte uzatan naaşım 4. güneş vurmuş da yüze hala don sevincim,içim güzde ben bu günlere bahar demem mayıs gelmeden yeşeremem 5. hatır ettim hatrı kalmasın gelmişe geleceğe gelmemişlere gelmeyeceklere acı kahve söyledim sen gündüz ol ben gece sen cümle ol ben hece hatır ettim de geçtim başa 40 yıl kavuşmayız daha kavuşmadan yazılmaz bu ara 6.- 7. gökyüzünde yıldızlar yüzümde gök elmacıklar kentte kendimsizlik o çocuğun da kedisi yok sezen o çocuğun da kendisi yok mayıs gelmedi daha kente 8. ey benim gündüzde geceyi yaşayan yanım kalp atışlarında kalbi aşktan dışarı atanım ey benim suskunluğun sesi elim nasırlı yaralı kalem yakışmaz dersin yakıştırmazlar gülün dalına dikeni ey benim işsiz düşlerim ey benim mayısım,baharım gel düşümde ki kent seni beklemekte nigar |
Cevap: Mavi Dem -düşleri yüreklere bağlayan göbek bağı kesilmeli ve bilincin altı üstüne getirilmeli bulunmalı köstebek gözü nerede kaldıysa alınıp geri verilmeli- |
Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 01:06. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO
Copyright ©2004 - 2025 IRCForumlari.Net Sparhawk