IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası

IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası (https://www.ircforumlari.net/)
-   IF Günlük (https://www.ircforumlari.net/if-gunluk/)
-   -   Mavi Dem (https://www.ircforumlari.net/if-gunluk/421081-mavi-dem.html)

Nigar 23 Ekim 2011 19:05

Mavi Dem
 
Düşlerim...Düşüşlerim



Efkar zulamda,sırtımda körpe sevda…Yollar sınıra uzanıp vuslata an kalırken,umut takılır tellere,düşlerim düşüşlerim olur…

Yürek yağmalanmış çalınmış mutluluk haberim olmadan…

‘Gittin sevgili;güvenmekten,bağlanmaktan korktuğunu varsayarak,sevdiğini söyleyerek…Bu kaçıncı gitmeler ah…Bu kaçıncı parçalanış…’

Öznesi değişti cümlenin._di li geçmiş zamanlar şimdiyi kucakladı,

‘Gidiyorum sevgili………………………………………………………..’

Yüzleşma vakti zaman…Kaçmadan yakalamalıyım.Vicdanım lal,iyi hal için sebep arayışında.

Yüreğinin etrafına duvarlar örmüştün,hala küçük bir kızım ya,yaramazlık işte…Çıkmaya çalıştım duvarlarına,her seferinde düştüm…Düşlerim düşüşlerim oldu yine…

Sessiz sinemanın karşılıklı oyuncularıydık,sen geçmişi anlatıyordun.ben geleceği;sen hayatı deniyordun içinde,ben deneme yazıyordum içimden;ne ben derman olabildim geçmişine ne de sen umudum olabildin geleceğime….Biz sadece bugünü öldürdük…Bugünse ‘biz’ i ...

Sitem etme,bırak yazma..
Sadece;
Sadece geceyi yırt yüreğim,ışık saçılsın yollarıma…
temmuz-2007
(n.b)

Nigar 24 Ekim 2011 19:17

Cevap: Mavi Dem
 
Bir Sandal Seçtim Beynimin Okyanusunda





Bir sandal seçtim beynimin okyanusunda ve bağışladım kendimi,geçmişimi.Tebessümdür şimdi anılar,insanlar,aşklar…

gitmelere dair sözcükler biriktirdim saklı diye bilinen varlığından daha emin olamadığım kalbimin ücra köşelerinde...

Gitmek diyorum da aklıma ne valiz ne gözyaşı ne de sallanan bir el ya da hoşçakal geliyor.Gitmek diyorum da bir yerler sızlıyor bir yerlerde ağıtlar yakılıyor,duyuyorum…Hiç görmediğim hiç bilmediğim şehirlerden,insanlardan bahsediliyor.

İşte o zaman anlıyorum mekanlarda değilim ben,zamanları aşıp gelen bir hüznün,aynı isyanın aynı türkünün sözcüklerini beraber yazıyoruz;hiç görmeden varlığından bile emin olmadan,sadece hissederek…

Önce sakladım ne varsa,neyim kaldıysa yaşanan…Baktım,saydım,bağırdım hepsine teker teker…Sonra parçaladım geçer sandım yok edilince ,oysa yokluk nedir bilirdim,bilirdim sahip çıkmanın ısıttığını ruhun,kendimle inatlaşma mı bu bilemedim…

beyazın aydınlığından korkup denemekle bulunur diye karalıyorsak,kendi seçtiklerimize kızıyorsak yine de seçmeye devam ediyorsak,
Daha bir sarılırım hayata,daha da sorgularım kalp ile beyin arasındaki uçurumları…

Aynı gökyüzündeysek,aynı yıldız kayınca dilek tutuyorsa hala yürekler…

Tutarım sözcüklerimi,gitmeleri ertelerim…

Sesindeki tınıya hasret kulaklar…Sukutumdur çığlığım,benzemek düşer sen değil de sendeki ben olana…Gidiyorsun ya kimseler görmeden,adını asmadın boşluğa,doldurmadın cevapların içini,üç nokta kaldı geriye,/uzat/ dedin bir hayalin içinde,/uzat da gelirsin bir gün yanıma…/.

Gidiyorsun ya içtiğim suya gülüşünü katarak,geçiyorsun ya 40 yıl öncesinden kalma bir ağa edasıyla…dağlar delinir yürekte,yürekte toprak parçaları,geçtiğim yerlere senden de izler kalsın diye…

Benzemek düşer sen değil de sendeki bana…

Bir sandal seçtim şimdi ve bağışladım kendimi,geçmişimi,…
Tebessümdür şimdi anılar,insanlar,aşklar…
eylül-2007
(n.b)

Nigar 27 Ekim 2011 19:39

Cevap: Mavi Dem
 
Sağım Sağ/Solum Yara

Sevdanın kavgasındayız
gönül pusuda beklerken
ben aşk derim yanarken ruhum
bir türkü gelir aklıma gözlerime Deniz çöker
mavi olur avucum uzanır sana doğru
ben aşk derim
toprak kokusuna ,bölüşülen ekmeğe

acıyorsa yüreğim
vicdanımla savaşıyorsam geceleri
mayısda uçuyorsam semaya
haziranda yedi kat arza iniyorsam
eylülde kanım varlığını hissettiriyorsa
ben insanım hala

adım yok…memleketim,evim,eşim yok
yürürken düşmeyi öğenmişim daha üçümde
korkup başımı göğe çevirmişim
düşümde

şimdi beyaz sayfa[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]ar biriktirdim
martı kanatlarından atmak için
kan kokan toprağıma
elim değer mavi bulaşır beyaza
sözüm öz sesim gür olsun
özgür olsun adım
özgürlük koksun toprağım

buğulu sabahlara uyandık
aydınlık yüzümüz karardı
kapısı demir odalarda
bir efkar türküsü
rakı masasından kalma

anlaşılmaz değiliz kulaklara
özgür söylemlerle geldik baharlara

Yusufcuk konmuş pencereme
ağıt mı bu?
göğüm dört köşe…çizgili
modaya da uyduk yaşamda

sol yanım yardan kalma
sağım sağ…solum yara


n.b
eylül-2007





Nigar 29 Ekim 2011 10:43

Cevap: Mavi Dem
 
Gözlerinin İçinde

Kaç vapur geçti
Gözlerinin içinden
Kaç sandalla veda ettim
Yalancı maviliğinden

Ceplerimde saklı
Silinmiş
Uçuk renkli anılar

Ben senden feryat
Sen bende sığınak

Korunaklı düşlerin yamacında
Boğuldum zindan bakışlarınla
Tacir olmuş
Ezelden beri sevda

Kaç çöl yangını geçti
Gözlerinin içinden
Kaç testi kırdım
Dönerken toprağından

Çivilenmiş ruhuma
Kuşku eyle
Görkemli,donuk siluete

Ben sende dehşet
Sen bende hürmet

Tahrip olmuş uykulara
Nemli geceler nakışla
Küflensin
Tasvirsiz rüya

Kaç cinnet geçirdin
Gözlerinin içinde
Kaç sarsıntı oldun
Düşürdün beni de içine

n.b
subat-2008

Nigar 29 Ekim 2011 18:24

Cevap: Mavi Dem
 
...

Gecenin ortasında bekleme
Karanlık ürkütmesin seni
Deniz sakin,yakomazda saklı yüzün

Eve git hadi,yatağına
Ben senin için geceyi sabah ederim
Dilimden şarkıları dökerim
Senin için

Eve git hadi
Yatağına
Ben seni sensizde severim


n.b
nisan-2007

Nigar 30 Ekim 2011 11:42

Cevap: Mavi Dem
 
Gecede



Duru sudur avucun nasırlarına değen
İyileşmemiş ağrılar duyar gecede
Gecede…
Bulut olur düşsel anılar dağ yamaçlarında
Kahramanı cellat şiirlere
Yitik dokunuş gözlerinden bakar
Yeşili elaya veren vadilerde

Koparılmış elinden gonca gü[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]ün
Bahar değmiş sokakta çığlık
Söz avaza kanar
Eyleme geçtiğim duraklarda
Beklemek ezelden tuzu çok suları

İp geçer boynuna hayatın yoğunluğunda
Başı eğik gölgeler doğar
Her yeni sabahta
Kararsızdır çoğu
Sağa düşer sola düşer
Gölge yarin yolundan geceye düşer

Duvarlar şahit yaşanan,yaşandıkça yaşlanana
Gök şahit nasırlardan akan ağrıya
Zaman şahit beklenene
Beklendikçe canda rutubet olana
Kuru öksürük duyulur gecede
Gecede…cellat şiiri çalar


n.b
eylül-2008



Nigar 31 Ekim 2011 19:15

Cevap: Mavi Dem
 
Avuçlarımdan bahar geçiyor
Ayalarımda yangın
Kastı ilişmiş yüzüme
Elmacığın ta dibine
Sondan gelse bahar
Aksa ömrüm ateşe


Avuçlarımdan bahar geçiyor
Ellerim zindanı oluyor gidenin
Kapı açık
Elim değmiyor elime
Bahar kaçağı oynuyor


Avuçlarımdan bahar geçiyor
Gözümde yaz yağmuru
Sarıya kin
Kısık,kısıtlı...


Avuçlarımdan bahar geçiyor
Bahardan yar...
Yar yüreğimden gidiyor


Avuçlarımdan bahar geçiyor
Bu mevsim bahara son diyor


Avuçlarımdan bahar geçiyor...

n.b


3.11.2008/01.04
ç.kale

Nigar 01 Kasım 2011 19:29

Cevap: Mavi Dem
 
TAN VAKTİ

tan vakti
ağarır ruhsuz bedenler

söz demirdir
ateşe atarsın canı yanar

eğilir bükülür söz
kızgınlıktan o da acıtır
utangaçtır oysa
değer söz sözün üstüne
izi kalır

yıldız bakışlım
gecenin gölgesiydi
sabaha vuran
soğukluk ondandır
demir buz keser
sözüm geri düşer

toplarım düşenleri de
düşenler benden
toplarım kendimi de

tersim dönmüş
yollarında katran karası yazım
demiri kesen sen
ezgiler tebessüme dönüşmüş
kestiğin ben
tan vaktinde ağaran beden...
benden...

tersim dönmüş
gitmeler uçmalara dönüşürken
ruhum yıldızlara
yıldız değince bakışlarına

tan vakti ağardım
kızıllığında kavuşmanın
kendimi geceye kattım


n.b
eylül-2007

Nigar 02 Kasım 2011 18:58

Cevap: Mavi Dem
 
Öfke




(Kendimden geriye
Düşümden gerçeğe
Usumdan yüreğe)


soluğum avucumda
hava aşk kesmiş
donuyor gözümden akan tuzlu sular
üşüyor anılarım aklımın zindanında
vedalara alışamamış sözcükler sol yanımda
kalbimi sıkıştırıyor …


ışığı umut bilmişken geceydi yaşadığım
elektriksizdi içimdeki köyler
mum gibiydim kendine hayrı olmayan
eriyen bir bedenim artık
dokunma senin de yanar yüreğin…
bakma ruhumun çocuk yanına
yolcusun yazılan kitapta


dağınık öfkeler vurdu suratıma
içimde bitmeyen hesaplaşma
sıyrılıp giden gururumdur karanlıkta
akışını şaşırmış dizeler
her telden çalarım kalemle
oyunum Ankara havası bu gece


tel kopuk, kalem kırık
türküler sustu,şiirde sancı var
kırıklığı yalancı…



akışını şaşırmış dizeler
bu gece Ankara havası dilimde…
havada kar
yürekte yara Ankara


(Durduğu yerde sancı
Sancılı özde söz yalancı)


n.b

subat-2009

Nigar 03 Kasım 2011 19:32

Cevap: Mavi Dem
 
Zor Gelir



Duvar soğukluğu tenimde
Aşamadığım taşlar değil oysa
Gökyüzünde elim
Yerin yedi kat altında
Yanıyor yüreğim

İki kutup
İki can
İki ayrı yol
Uzaklarda kalan bir türkü sesin

Biz sözleri gözlere yazmışken
Biz ölümü yar ın gidişinde bilmişken
Zor gelir şimdi
O türküyü başka seslerden dinlemek
O sözleri başka gözlerde okumak
Zor gelir şimdi
Her duvar çıktığında yoluma
Üşürken o soğuklukta
Taşların ardındakine can diyememek

Eylül geliyor
Nisan geçiyor
Temmuz susuyor
Aynı mevsim yaşanıyor her ay ..
Kuru öksürük ciğerimde
Ne zaman elim göğe yükselse
Ne zaman o ateşte yüreğim tutuşsa
Boğazıma kan doluyor

Ah kara gözlerinde canımı bulduğum
Bu mevsim insanı hasta ediyor

n.b
3.04.09

Nigar 04 Kasım 2011 19:24

Cevap: Mavi Dem
 
???

dilden düşen ah
yorgunluk yürekte
geceye kandiller yakarken
tutunur anda kalanlar
gelir bağrıma
sızlanır ahlar
lal olurum...

göze değen çiğsi
güneşsiz yollar
gidişlere ağıtlar yakarken
silinir göğümden
azrail karartısı
ahraz olurum...

düşen de
değen de
sen...

yazan da
yanan da
ben...

sona bakan bir veda
gitmeli şiir
yalnızlıkta yürek yanarken
dökülür saklımdan
geç vurur sevda
hücrem hücrelere bölünür
hiç olurum
.
.
bakan da
dökülen de
bölünen de
geride...
aşk...

n.b

agustos-2007


Nigar 05 Kasım 2011 17:55

Cevap: Mavi Dem
 
Görüş günleri

Görüş günleri başladı kalbimde
Temiz bir kıyafet getirmelisin
Yalnızlığım kirlenmiş

Bir de resmin olmalı
Özgürlüğüm prangalı
Uçmalı kahverengi gözlerinden
İnmeli kuytulara

Gidilmez yollar var
Labirentler açtım
Bekleme salonlarında

Bekledim...Bekledim

Gelseydin umut olurdu
Bir kadife bakışın

Gelseydin isyan bayrağı inerdi
Bahar olurdu karanlığım

Görüş günleri bitti

Hüzün duvarları ördüm kalbimde
Sensizliğe

n.b
temmuz-2007

Nigar 06 Kasım 2011 11:46

Cevap: Mavi Dem
 
merhaba

dalına kuş konuverirse bir gün
gözyaşını siliverirse yanağından
aç çocukları doyuran olursa bir gün
yoldaki kediye el açan olursa
merhaba diyen olursa sana sıcak gülümsemeyle
bil ki mutluluk kapının arkasındadır

n.b
eylül-2001

(on yıl geçmiş .. on yılda birikenler soluma acıtsa da sen hep böyle kal miniğim hep 15 inde ki gibi )

Nigar 08 Kasım 2011 22:03

Cevap: Mavi Dem
 
Hay....At


HAY dedi
AT dedi
Atıldım oyundan

OY dedim
UN dedim
Kıvamını tutturamadım

Önce...
Taş idi
Göz tene değince
Su idi
Ten göze değince
Ayarını bulamadım

Sonra...
Güz idi
Taş suya düşünce
Kış idi
Su taşa dönüşünce
Zamanını bilemedim

Adı BAŞtı hayata
Kırlangıçtı baharlarda
Kır.....dı,kırıldı...
LANGIÇ ı bana kaldı


n.b

kasım-2007

Nigar 09 Kasım 2011 13:23

Cevap: Mavi Dem
 
Bildiri

nefesin boşluğa düşmek istemediği an
o an elin titremesi tüm anlamların yitmesi
ne kadar kapı varsa çıkıp gitmek
beden aynı yere varmasın diye koşmak koşmak

ve gerçek,beynin odalarında yok sayılan
dilden çıkmayan çıksa dili değil yüreği yakacak
o acı

tahammülü yitik bir gülüşte kaldı yüreğin
bildiriler dağıttı susku,bildiremedi oysa yürek

ve şimdi kaç sönmüş yanardağ patlıyor damarlarımdan yüzüme
kaç sarsıntı oluyor ,kaç sel baskını yaşıyor gözlerim
hacmi dar geliyorken ruhuma
birinci tekile düşmüşken sözcüklerim
sonsuz küfürler yağdırıyorum geçmişe geleceğe

uyanmanın eşiğinde kaldı hayat
eşik değeri o an da kalan ,O'nda kalan

görmedim duymadım bilmiyorum
görmedin duymadın bilmiyorsun
göremedin
duyamadın
bildiremedim

ve gerçek,gittin
gelmediğinden gitmek nedir
bildiremedim

3:34
n.b
18nisanikibinonbir

Nigar 09 Kasım 2011 14:23

Cevap: Mavi Dem
 

*sabrın sunduğu huzur yüreği gözlerinde bir çocuktur düştüğü yerde dizi kanayan,acısı avucunda isyankar bir susuş,geleceği geçmiş bilen bir yılgınlıktır .yankılanır gecenin çığlığı adım attıkça ve düşlerim kalır yine karanlıktan al yüzlü sabahlara.hoşcakal demek isterdim pencereden el sallayan gençliğime ..

haziran 2010

*sussam can yanığı ruhumda,haykırsam kaybolur o ruh karanlıkta .hangisi daha çabuk öldürür adamı ,,toprağa suya havaya değil,yüreğe göze söze düştün bir kere bahar olup gelsen ya ..

ocak 2011

*geldi şafağı gecenin söküyor karanlığı,düğümlenmişlikler var ne boğazda ne duyguda ilmek ilmek düşüyor avuca ..

ocak 2011

*yokluğunda sustum mühür basılmışçasına,yokluğunda öğrendim 'ney' in neden bu kadar yüreği dağladığını,yokluğunda gördüm 'mey'in insanı nasıl hüzne bağladığını,yokluğunda bildim gecenin 'hey'heyleri nasıl getirdiğini ,yokluğunda sustum,'us' tum ..

haziran 2010

Nigar 10 Kasım 2011 19:29

Cevap: Mavi Dem
 
Gidelim




Arınmak istiyorum… Benzetmelerden uzağa,kelimelere yüklenmiş anlamların yükünden sıyrılarak gitmek istiyorum …Her başlangıç sanılan sonlarda kendimden uzak olsun diyorum sözler,boşluğa düşen ne varsa kulaklarımı onlara kapatıyorum.

Kendimi tekrarlıyorum her gitmek istediğimde.Kum saatinde sınırlı düşlerimin zamanı.Sen de savrul diyor kumu yerçekimine savuran elin sahibi.

Ey sahip!Çalma büyümeye yüz tutmuş anlarımı …Aksın zaman…Çıkmaz sokaklarda aratma, yüreğime ilişmesi gerekenleri.

Tekrarlıyorum…Bu anlar yaşandı,bu sözcükler yazıldı .Sil diyorum…Dur diyorum …Bu şehirde çocukluğum var,denizi görmeyen gözlerin deniz diye gördüğü dere var,dereye katılmış gülüşler ,gülüşü gören dostlar var…

Kendime kattığım farklı zamanlardan ‘ben’ ler var.Her ‘ben’ bir öncekinin devamı değil… Aynı zamanın farklı mekanlarından çalınmış eksik tamlamaları oluşturuyor ,uyuşmuyor,tek olamıyor.Kendim eksik kalıyor…Eksik kalınan gitmek istiyor farklı zamanın aynı mekanlarında uyuşan ‘ben’ lere…Sahip kızıyor sen değil onlar diyor,senden değil diyor.Fark denen söz sözlüğüme ekleniyor…Sahip kızıyor saati ters çeviriyor. Kuma düşmüş ‘ben’ lerden biri…Kendim savrulmaya mahkum kalıyor.

Farkın farkını anlamaya çalışan anlar birikiyor.Birikiyor kavuşamayan sevdalar,kavgalar,savaşlar…’Ben’ den değilsin…’Ben’ sen değilim …’Ben’ kimim? Sen kimsin? Sahip kim? Farkı fark yapan kim ? Gitmek istiyorum öznesi ‘ben’ değil çünkü ‘ben ‘sen değilim …

Kendim gitmek istiyorum ,farkı siliyorum. Silinmiş bir farkın varsa sen de at o nu kumlara gidelim arınarak kendimiz olan zamanlara …


n.b


Nigar 11 Kasım 2011 18:06

Cevap: Mavi Dem
 
Mabetimde Ağu


Kötürüm düşler içime dökülen
Ruhsatı alınmamış sevda
Eğreti durur beyanlarıma

Handa beşer
Nesil evvelki halde değil
Makber sardı hanı
Ahir umutlu değil

Hazandır ati
Adımlar felfecir
Ağu dolar ahuya
Katidir mabetimde dua

Sebattı cemale düşen
Esila zamanı geçti
Gecede mah
Gözyaşım isran değil

Zar olmuş anılar
Ah etmem mevlaya
Doğruma dostsan gel
Kusurumu meyletme
Sözünü ar bileceksen gel

n.b
mart-2008

Nigar 12 Kasım 2011 17:35

Cevap: Mavi Dem
 
Tezat Günler




Gitmelerinde çoğaldın içimde

Uysal meziyetlerim oldu

Kuruntulu gecelerimde



Acemi adımlarım takıldı sözlere

Asırlık şehirde

Akıl erdiremedim düşmelerime



Puslu camıydın gönlümün

Adını yazdım



Saçağında oturdum

Saltanatlı günlerimde

Servet dedim gözlere

İflas ettim kırık iskemlede



Söndü zaman

Cüssem eğik

Kırbacım özlem



Dışarısı soğuk

Ben dışardan soğuk

Puslanmıyor camım

Yazmıyor parmağım



Gidenlere alışmışım

Kalıyorum dedin ya

Gideni kendim yapmışım



Camıma can dedim

Dostluğu aşk eyledim

Soğuğu işitmedin

Sözümü taş eyledim

Canım kırık

Dostum kırık



Öyle çoktun ki içimde

Bugün yarını taşır sandım

Sandım...

Kendimi kendimle kandırdım



Fayda değil avuntum

İlletin ben oldum



Geldin sınırları aşarak

Aydınlıkta yarasam

Karanlıkta günışığın

Çarptın ışığa



Gittim ömrüne Eylül sabahı bırakarak

Şeytanı aldım

Ölümü bıraktım

Cennet olsun uyanmaların



Tezat günlerdeyim

Affedilmez düşlerdeyim...



(af dileyemem,yüreğimi asla affedemem)


n.b
mart-2008

Nigar 13 Kasım 2011 13:19

Cevap: Mavi Dem
 
Dem Zamanı



Gece vurulur dem zamanında
Bahtın mekanı viran
Ne yangınıdır
Ne siyahlığı hüsran

Asılır afiş umarsız bakışlara
Kireç tutar yüz
Yürek şafağında
Yücelik dağların
Yeli kalır geriye
Yazılası sözlerin


n.b
aralık-2007




Nigar 15 Kasım 2011 19:15

Cevap: Mavi Dem
 

Zaman Geçer

zaman geçer
yürek eskir

üstümde gece
örtülmeli ten
kan buz tutmuş
bir sağanak
gelme dur
yağma
zaten hasta bu yürek

dipsiz kuyular
içimde
uçurum sanma
atlama
bir dikili taş yok fazla
gömülmüş sevda
sol yanımda

gece kısa
ayaklarım ayaz

beden kalk
geceyi at
ruhunda gül bahçesi
nemli toprak üstünde

bir ürperti
gök kızgın
yatağım olma gayrı
yorganım olma
ağlama,akıtma suyunu
değmez bedene
kuraktır kuyum

zaman geçer
eskir yürek
bir kalabalık
görmez göz
geride umut kalır

n.b
temmuz 2007
-ilkinci-sayı;1


Nigar 15 Kasım 2011 21:10

Cevap: Mavi Dem
 
Benim Gibisin,Hayat Gibisin,Annem Hayat Gibi
(dostum 'a )

Kanayan yaralarımız vardı varlığını göremediğimiz,göremediğimiz için saramadığımız...Kanıyorduk ve her geçen gün sararıyordu yüzümüz.Gözündeki o hayata sarılmaya çalışan ışıltıdan tanıyordum seni.O ışıltıyı yaran sarılmadığı için acı çekip buğulandırdığın gözlerinden tanıyordum...Sen de benim gibiydin.hayat gibiydin...

Bir merhabayla başladık yolculuğumuza.Aynı oda içinde yaşayan,ayrı hayatların aynı ruhunu taşıyorduk.Bir odada aynı ruhla yaşamak göremediğimiz o yaraların acısını arttırıyordu,senin acıların bana değiyordu ve katlanmak zor geliyordu artık hayata...

Oysa kelimelerim gitmeliydi...Sustuğun anlarda kulağına değil tenine değmeliydi...

Benden farkında vardı elbet,sen bir bedende bulmuştun sevgiyi.Ayrılık zor geliyordu,duyuyordum her gece ağlayışlarını.Geceler uzadı,gündüzleri kucakladı yaşların.Bu sevgi hayata fazlaydı,biliyordum bir saniye bile onsuz nefes almanın senin için ölüm olduğunu...Sen ömrünü giymiştin sırtına,gözün pekti.Bu şehir ömrünü yollarda bırakmıştı.O yüzden daha bir sarılıyordun yorgana.Biliyorum,üşüyordun...

Bense yorgundum.Annem kokan hırkamı bir kere yitirmiştim.Hala arıyorum,yollardan vazgemiyorum.Uzak şehirlerde varlığımdan bile haberi olmayan insanlara soruyorum ve giymiyorum hırka.Ben üşümeyi artık seviyorum.Kanadıkça titriyorum...

Annem...Hayat gibiydi.O'nu anladığım gün hayatı da anlayacaktım...Bulursam bir gün hırkamı hayat kokacaktı,üstüm başım...

Şimdi gülüşümü giydirdim ayaklarıma.Attığım adımlarda bir kahkaha kopar yollarda.Duydukça sesi koşarım.Koşarım...Dağlarda yankılanır.Taşlar kopar dağlardan,dizlerime vurur,kanatır...Taşlar da sen gibidir,annem gibidir.Ait olduğu yeri bulmak için geçmişinden kopan,koptukça hiddetlenen,o öfkeyle kanatan ben gibidir...

Umudu yazdım kağıtlara,ekmek arasına koydum.Açlığımda sevgiye parça parça yedim.Dokundu mideme...Bilmeliydim kağıtları sindiremediğimi.Umudu yanlış yerlere ektim,ekledim...Şimdi geceler korkulu,uyanmalar mide ağrılı.

Uyanamadık oysa...'Girdabına düştüğümüz bu hayat bize ne öğretti?' diye sormuştun titrek sesinle.Alışmaya çalışıyordun,sevgi hücrelerindeydi,ama sen o sevgiye dokunmak istiyordun.Sevdiğinin yanında olmak istiyordun...Birşeyler yapmalıydım senin için.Sen,ben gibiydin,hayat gibiydin...Bazı günler yemek yemiyor,ağlamaktan kaskatı keiliyordun karşımda.Birşeyler yapmalıydım kendim için...

Saatlerce anlatırdım.Anlattıkça yaşamayı,umudu,direnmeyi kendimi anlardım...

Kelimelerim gitmeliydi...Bağrışlarında tenine değil kulağına değmeliydi.

Hüznü yazdım kağıtlara,içtiğim suya kattım düşerken yaş taneleri bardağıma...Çatlaktı yüreğim annemin elleri gibi...Titrerken gecenin ayazında .titredi dudaklarım 'anne' dedim,suyu yudumladım yavaşca...Boğazıma takıldı...Bilmeliydim kağıtların suda erimediğini.Hüznümü yanlış yerlere ektim,ekledim...

'Yapma arkadaş!' dedin.'beni bu hoyrat gecelerde bir başıma bırakma ne olur.Issız sokaklarda çocukluğumu ararken ben,bir de sen bana sensizliği aratma ne olur.Yüzünü benden çevirme sakın.Derdimi yine boş duvarlara anlattırma bana.Bir de sen beni benimle bırakma ne olur.' dedin.

Dedin...Hayat koktu kelimeler.Balkonda saatlerce kendimizi anlatan biz...Cebindeki son parayı birleştirip ekmek alan biz...Gündüz geceye yattığında geceyi kaldıran biz...Başkalarından yemediği dayağı birbirimizden yiyen biz...Yüzümüzdeki parmak izine,kolumuzdaki tırnak izine bakıp kahkaha atan biz...Kabuslardan uyanıp sarılıp ağlayan biz....

Yoluma yoldaş,gönlüme gardaş,derdime sırdaş olan...O girdapta tek başınasın.Bu odadan çıkacağız bir gün.Sen hırkanı giyeceksin sırtına,ben düşeceğim yollara...Annem kokan uzak şehirlerde,varlığımı bilmeyen varlığını bildiğim insanlara soracağım yine...

Gülüşümü değil geçmişimi giydireceğim ayaklarıma.Dönüp baktığımda izler kalacak dağ yollarında.Yağmur yağacak annemin çatlak tenine.Ve izler silinecek zamanla...

Bu hayat bize tek başına bile yürürken ,gülüşün yüze yakıştığını öğretti.Umudu da,hüznü de kalbe yazmayı öğretti.

Yoluma ışıksın...Giderken sen ay asılacak geceme,gündüzüm olacaksın.'Aylin...' diyeceğim kelimeler hayat kokacak.

Ağlayacağım annemim çatlak ellerine,ağlayacaksın benim kanayan yüreğimle...Sen de benim gibisin,hayat gibisin...Hayat annem kokacak...Elbet bir gün ben de üşümeyeceğim...

n.b
ocak-2008

Nigar 16 Kasım 2011 19:21

Cevap: Mavi Dem
 
PAZARDI...

Bir yol hiç bu kadar ulaşılmaz olmadı.Yürek hiç bu kadar ağır gelmedi bedene,adımların gerisi hiç bu kadar ıslanmadı.Her gün geçtiğim,her gün umutla düşlediğim bu yol hiç bu kadar nefessiz,çaresiz bırakmadı beni...

Pazardı,hayat gibi değişen hava geceyi çoktan kundaklamıştı.Ninnisini ben yazdım gecenin.İçine buğulu gözler,sevdasız sözler bıraktım.Kim uyandırırsa geceyi lanetledim o yüreği.

Güvenme diyordu baba öğütleri,çok bağlanma diyordu anne sözleri.Eğitimin temeli değil miydi ’yaparak,yaşayarak öğrenme’.Yaşantılar bugunü de dün kılıyordu.Öğrendim...Geceden kaçarken gündüzlerde yaşadım hep.Kuraklaştı toprak...Tuttuğum dallar kırılmaya mahkum.Yanmaya,yanarken beni de yakmaya...

Kasımdı...Pazardı...Gök hiç bu kadar uzak,yer hiç bukadar yakın olmamıştı.İnsan suretleri uçarak üstüme geliyor.Gözleri,ağızları birleşerek yanımdan geçiyordu.Bir taş hiç bu kadar hayat dolu gözükmemişti.Oturdum,yer uzaktı...Üstüme yıldızlar çöktü,ay dolandı başımda.Uzakta ateş topu.Yuvarlandıkça büyüdü,büyüdü...Durdu önümde!Elimi uzattım,el değildi uzanan.Beş yıldız parmak uçlarında,avuç çinde ay.Kendime baktım aynaların uzağında,kendime baktım gecenin aydınlığında.Kalbimi gördüm,ruhuyla görmeyen gözlerin varlığında...İçinde kibrit çöpü.

Ateş soğuk,ateş hüzün...Bir yol hiç bu kadar ölüm,hiç bu kadar hayat değildi.Suçlusu ben değilim yaşananların.Daha doğarken konulmuş yanıma,yaradılana sevda...Gece,uyandı isyanla.

Sevmek...İlgileri,sözleri,gözler,yüreği...Sevilme hayalinden mi gelir sevmek.O eller değmeyecekse ellere,o sözleri duymayacaksa yürekler,sarmayacaksa kolları,gözleriyle ruhuna bakmayacaksa...Neyleyim böyle sevdayı diyorsan,bencillik değil midir sevgi?Somut olmalı herşey.Öyleki nüfus cüzdanına bile bakacaksın,kişiliğini kimliğinden arıyorsan.İspattır sözleri doğru yapan.

Yalandı yaşatılan,ömrümün en doğru yalanıydı yaşanışan...Kasımdı...Pazardı...Kepenklerini kapatmıştı umut satan dükkanlar.Bir söz hiç bu kadar haksız çıkarmamıştı,beni ben yapan yüreğimi.Haklıydı baba öğütleri,gerçekti anne sözleri.

Kasımdı...Pazardı...Her mevsim sonbahar,her gün pazar...Ömrümün en acı yalanıydı yaşatılan...
n.b
26 Kasım PAZAR_tesi 2007

Nigar 16 Kasım 2011 19:24

Cevap: Mavi Dem
 
Sukutunda Gizli Can



Etten,kemikten
Baksalar cam
Dokunsalar demir
Konuşsalar insan

Karanlıktı çağlar
Aradılar...
Basıldı evler,cadırlar
İnlerde saklı
Görmeyen gözlerin uçurumunda...
Günahların arafıydı yollar
Yollarda kanlı ayaklar

Çağlar boran olur
Geçer karda saklı anlar

Sancılı bakıştı saplanan
Yakılası ruhlara
Dön...
Dön ki sussun karanlık
Konuş...
Konuş ki çığlık olsun
Çınlasın köhne mekan

Küçüktü,görmediler
Döndü,sezmediler

Ne et,ne kemik kalan
Ne küçük,ne gizli bulunamayan

Sukut konuşur
Yürek dinler
Yürek konuşunca
Et kemiğe değer
Can gelir
Canan gider...

n.b
ocak-2008


Nigar 17 Kasım 2011 19:14

Cevap: Mavi Dem
 
Şaşkın Papatyalar

Yüreğimin kıyısına bir papatya kondurmuşum
Güneş batımında açıp,yıldızların arasına uzanan
..
Sevgi hedefimdir umuda giden yolda
Kavga kanımızda gezen duygu
Savaşmadan barış olur mu kanlı yollarda
Emeğini katmadan her anına
Mutluluk bulur mu seni dağlarda...
..
Ben toprağın çocuğuyum!
Ben çocuğun yüzündeki gülümsemede
Yaşlı teyzenin gözündeki hüzündeyim...
Ben karlar altında parlayan ayrılık şiirinde
Nazım’ın dizelerindeki memleket hasretindeyim...
..
Hadi!Bahtı kara,gönlü ak kızım
Gurbet türküsü söyleyiver
Kanayan kalbimize,görmeyen gözlerimize.
Belki uyanır içimizdeki insan
Belki duyar sesimizi şaşkın papatyalar...
..

n.b
30 Nisan 2002

Nigar 18 Kasım 2011 18:55

Cevap: Mavi Dem
 
Yoruldum...



Yüreğimde isyanlar var,gözlerim yaşlı,zor geliyor sevdayı arkada bırakmak.Oysa ki ne bedeller ödemiş nelerden vazgeçmiştim.’Seni sevdiğimi unut’ diyor SezeN Aksu.

Özlüyorum,en çok da kendimi.Kendimden sıkılmadığım,umutla bakabildiğim,içten gülebildiğim zamanları.Göz görse de gönülden,gönül durdu sevda için yürümek zorunda kalırken...
Yoruldum...Daha on dokuzken...Yoruldum;yüzlerden,gözlerden,seslerden. ..

Duvarlar,yüzler,sesler...
Çarpıyor yüreğim hepsine kırılıyor
Esaretim bedende değil
Gülüşler,susuşlar...
Benim değil
Huzur evrende değil
Gelmişim gidiyorum
Yollar tanıdık değil!
Duruyorum,bakıyorum
Gözler emin değil!
Geçmiş zaman olmuş sevdalar
Yüreğim yerinde değil!
Toprak değsin ayaklarıma
Ruhum karışsın herbir parçaya
Varlığım zamanda değil!

Varlık ve yokluk arasında yürürken ayakların götürür seni.Belki bir taşın peşinden ya da bir gülün...Taşa takılır düşersin yaraların gözükmez,güllerse çoktan solmuştur.Bu kadar umutsuz mu hayat?Öyle olmadığını sen de biliyorsun ama tam yoluna koymaya başlamışken hayatını;esiverir,kapını çalıverir hüzün.Kader mi,bilemiyorum...

Kutsal varlığım
Sevincim,hüznüm,kaderim
Damarlardan bu kan akarken
Sana yine geleceğim
Beynimde başlayıp bedenime yayılırken
Ve taşarken yüreğimden
Yine gideceğim...
Ait değilim kalıplara
Bedenim dursa da dünyada
Dünya durmuyor ruhumda
Kutsal varlığım
Sevincim,hüzüm,kaderim
Ya durdur beni
Ya da bırak bedenime gideyim...

Gitmek bir kaçışsa acı veriyor insana.Bir seçenekse umut ikliminde yeni bir sayfa açılıyordur.Yeniler korkuludur,umutludur.Cesareti olmayanlar yolun başında yorulur.
Yoruldum...daha on dokuzken...

Dibe çöküyoruz yavaş yavaş.Dünya dönüyor yavaş yavaş...Ve öyle kaptırmışız ki hayata kendimizi ne çöktüğümüzden ne de döndüğümüden haberdarız.

Ve gençlik!En dolu en çılgın zamanıızda bağlanıyoruz,tutuyoruz bir dalın ucundan.Küçük görülen yaşımızla,yaşımızdan büyük engellere direniyoruz.Bazen kolumuz bazen bacağımız kopuyor.Görüp de görmemeyi,duyup da söylememeyi öğreniyoruz.Bütünün bir parçası oluveriyoruz.

Sokakta kimseye aldırmadan bağırarak şarkı söyleyeilir misin? Karşıdakini umursamadan içinden geldiği gibi küfredebilir misin?Yakıştığına inandığın için rüküş gezebilir misin?Gurur kelimesini sözlüğünden çıkarıp sevdiğini söyleyebilir misin?İyiliği unutup ’hayır’ diyebilir misin?Sen sorumluklardan soyutlanarak,ne müdür ne amir dinlemeden her koşul altında kendin klalabilir misin?
Sen istediğinde zamanı durdurabilir misin?

Arayıp bulamıyor artık gözlerim
Sözlerim derin sukutta
Ben bir kuyuya düşmüşüm
Çıkamıyorum toprağa
Ne sesimi duyan var
Ne halimi bilen
Yıldızlar bile doldurmuyor artık gecelerimi
Geceyle gündüzü ayıramazken ben...
Zamanın durduğ yerdeyim
Taşların ağladığı
Umudun çaresiz kaldığı yerde...

’Bir şehri tam kalbinden,beyninden vurup gitmek’ diyor Teoman.Zor geliyor sevdayı arkada bırakmak...
Yolun ortasına durmuşum.Gitsem kaybolacağım,dönsem kahrolacağım...Birşey söyle,bari sen anla;anlatamadıklarımı,anlamını kavrayamadıklarımı.Söyle ki delirmeyim.Yüzünü neden saklıyorsun?Neden yanlışlığıma,yanmışlığıma bir yalnızlık da sen ekliyorsun?

Uçmak ister misin?Ya güneşin ilk doğduğu yere çıkıp son battığı yerden geceyi kucaklamak.Boğazındaki zincirleri çıkarıp özgür olmak...Sen,insan olmak ister misin?

Gökyüzü hani kederinden griliğe boyanır sonra da döker ya hüznünü yağmurla,ağlar ya derinden.Benimse gözlerime çoktan çöktü grilik.
Efkarlıyım bugün...

Yarınlar bizi bekler
Yarın diyarı hasret olur
Ben yarı bekler
Diyarın yolu bitmez olur.

Zor geliyor sevdayı arkada bırakmak.Zor geliyor yeni bir güne başlamak.’keşke’ ile başlayan cümleler kurmak...
Sevda ki yare değil sadece;taşadır,toprağadır.Sevda ki yarene değil sadece;kuşadır,böceğedir.Sevda ki beni yaşamak için ayakta tutanadır...

Annemi özledim,babamı,kardeşlerimi.Gece spor programlarını dörtgözle beklemeyi özledim.Memleketimim havasını,tozlu yollarını özledim.En çok da yiğenimi...
Ağlamak istiyorum.Yağmurdan sonraki gözküyüzü olmak...
Yoruldum...Daha on dokuzken...

Dostlarım vardı,düşlerim bir de sevgilim.Ama hatırlamıyorum,bilmiyorum neden kanıyor içim...Kanıyor ellerim kanıyor yüreğim.Tam kuyuya baktıklarında geç kalıyor dakikalar geç kalıyor hayat...

Emanet bana bu can
Boşunadır yüreğinden harcanan
Vedalar mıdır,ayrılıklar mı
Benı hayattan koparan
Artık renkler hep siyah
Zaman boşlukta
Ve emanetim kara toprakta...

Kara topaktır bir fidana hayat veren,onu besleyen.Yağmuru yağar güneşe yapraklarını döner sevgiyle.Sonra yine toprağa döner kış olunca.
Kış gedi buralara,en çok da yüreğime...Tanıdık bir yüz,bir koku...Nafile...Alışkın olmalısın sen ayrılıklara,arkada buğulu gözler bırakmaya.Ama neden akıyor bu yaşlar,gözden değil gönülden.Neden özlemin değişmiyor,bireylere değil birlikteliklere...
Kaçıyorsun insanlardan,onlarla konuşmaktan,içindekiler paylaşmaktan korkuyorsun.’Cesaret’ dediğin olguyu yanlış yerlerde kullanıyosun bile bile...Kendini kanıtlamak mı?Neye,kime karşı?Özüne zarar veriyorsun ki özün söylüyor sana gerçekleri.Onunla da yüzleşemiyorsun,diline gelenler acı veriyor sana.
Başkasına gerek yok,hataları kendin yapıp cezasını da sen veriyorsun kendine.Duvarlar çevirmişsin etrafına.Öyle de sağlamlar ki geleceği geçmiş sanıyorsun.

Geçmişteki sıkıntılarının sebebi olan,bedeller ödedeğin,içindeki birçok şeyi kaybettiğin,acı çekip acılarından ders aldığın bir an kendinden bile vazgeçtiğin amacın artık içindesin.Sen artık üniversitelisin.Hem de istediğin gibi yaşadığın şehirden uzakta bir deniz kenarında...

Ne güzeldir o muhabbetler,hafif çakır keyf olmuşsundur.Dökülür dilinden şiirler,eski sevgililere tebessümle bakılır.Hele de aşıksan o an(ki değilsen de olursun),arabeksleşirsin biraz.Ne güzeldi o muhabbetler...

n.b
çkale-2005

Nigar 19 Kasım 2011 17:00

Cevap: Mavi Dem
 
Umut

Umudun çocuklarıyız biz
Geleceğin parlak yıldızları
Umudun olmadığı yerde de
Kederin çocuklarıyız
..1999...
Umuda 33 kurşun
Bilinir...Söylenmez
Değer de kurşun yüreğe
Umutları tüketemez
Hadi,masum yüzlü çocuğum
Sıra sende,devir sende,söz sende...
..2005...
Umudu öğrendik geçmişten,aileden
Ne umut kaldı yürekte,ne sabır
Bilirim değecek biri yüreğime
Umudumu da geri verecek elime
..2007...


n.b

Nigar 20 Kasım 2011 10:07

Cevap: Mavi Dem
 
kendini tanımlama çabaları
düşüncelerimde dolanan

eylül kapıda
ben balkonda
biraz puslu
göz
soğuk iliğimde
yine…
yine aynı şarkı dilimde

bu titreme bu ayaz kokusunu
özlemişim
özlemişim geceyi güneşin firarisi yapmayı

sorular dolanır…Dolanır…
cevap korkulu
düşse damla yere
sel olacak şehrimde

ben…
geçtiğini sandığım
hayatın hep saattleri geri aldığı
zamandayım
olduğunu sandığım
daha olamadığım yaştayım

ben…
kör sabahlarda,gidişlerdeyim
ağlama dersin içinden de
için dinlemez

ah eylül sevmeli mi seni


n.b
eylül-2006

Nigar 21 Kasım 2011 19:10

Cevap: Mavi Dem
 
Anneme...

Sevgi bir güneş gibi yüreğinde hiç eksik olmasın.

Sevgi değişiyor bu boşlukta
Beynimdeki kanlar çekiliyor
Gözlerim dalıyor uzaklara
Nerdesin anne
Çıkmaz bir yoldayım
Kendimi arıyorum hayat denen kargaşada
Geceleri korkuyorum
Ellerini uzat anne
Büyümek ne zor şeymiş
Yalanlarla beslenmiş kalpler
Acımasızca harcanmış hayaller
Kurtar beni...
Böylemi olacaktı herşey
Yaşamaktan bıkmak
İçindeki güneşi söndürmek
Neden kıyıyorlar bize?
Çiçeklerimizi kendi ellerimizle
Suladık, büyüttük
Şimdi de solduruyoruz
Umut tohumları saç yüreğime
Güneşimi bana geri ver
Bir gün pişman olursam ki
Olurum...
Beni affet!
Üç günlük dünyada
Sevgi dolu yüreğini aç
Ellerimi hiç bırakma anne!

n.b - Mayıs 2001

Nigar 22 Kasım 2011 19:41

Cevap: Mavi Dem
 
Fırtına Öncesi

Bir fırtınaydı sesın
Ülkemin kırık dökük sokaklarında yankılanan
Bir bardak sudan
Okyanus yapardık her yudumda
Kurumuş bir fidandan
Ormanlar kurardık bastığımız her toprakta
Gozyaşlarımız akamazdı kederli yüzümüze
Bağıramazdık, kızamazdık bu hayata
Kalbimiz anılarımızın, özlemlerimizin, umutlarımızın mezarıydı
Ve içimıze akıttığımız yaşlar
Besliyordu açmayı bekleyen solgun karanfili
Yeni zamanlarda, yeni iklimlerde
Yeni bakışlar keşfediyorduk
Biraz masum, biraz ürkek, çocuksu belkide
Her yeni bakış kor olan sevdamıza
Bir kibrit daha yakıyordu
Duman olan ruhumuz döndürüyordu başımızı
Anlayamıyorduk elbette
Yanıp kül olacağımızı
Ve biz bir köşede alevler içinde tutuşurken
Ardına bakmadan gidiyordu o masum bakışlar
Kulaklarımız duymuyor, gözlerimiz görmuyor, ellerimiz tutmuyordu
Tutunamıyorduk bir dala
Bir fırtınaydı sesin
Zamanda kayboluyordu
Türküler duymak istiyordun
Engin denizlerden, aşılmaz çöllerden, bilinmez diyarlardan gelen
Ağlıyordun, yaş içine akıyordu yine
Ve karanfilin kan kırmızıydı bu sefer

n.b -
ocak 2000

Nigar 27 Kasım 2011 19:17

Cevap: Mavi Dem
 
Rüya




(Kitap biter gider kahraman
Ömür dediğin tek sayfalı roman)

Sen kimsin dedim
Aynadaki sen’im dedi
Taklitçisin dedim
Taklidi yapan sen’sin dedi

Duvarda asılı bir resim
Susmayı deneyin
Yıllardır susup bu anı yaşıyorum dedi
Sen kimsin dedim
Güldüğün andaki sen’im dedi

Adımın yalın hali kulağımda çınlayan
Hep yek dedim
Kapı alırsın dediler
Kapı değil pencere lazım dedim
Fırladı al bümden bir çocuk
Sen kimsin dedim
Camlara top atan yedi yaşındaki sen’im dedi
Kızdı aynadaki
Kızdı duvardaki
Ağladı al bümdeki

Ben kimin dedim
Şaştı kimlikteki
Paranoya dedi
Kendini bize sorma
İçinde bir sen var
Bizlerden fazla
Bizlerden uzak

Uyanmalıyım dedim
unutma bizi dediler
Unutmam dedim
Gülümsediler…

(Rüya biter gider ben’ler
Duyduklarım tek kişiden sesler)

N.B
subat-2009

Nigar 03 Aralık 2011 08:58

Cevap: Mavi Dem
 
Felek

(Solgun resimlerde bakıştık seninle,bencildi yüreğim zaaflarını kapatmak istercesine)

Sinemde aciz zamanlar
Azrail solukları
Öksüz dokunuşlar
Nabzım biçaredir

Gam kokulu uykuların baharında
Yaslı gecelerde ateş böceği
Med_cezirlerinde tuttum geceyi

Boynu bükük sonsuzlukta
Göçmen oldum uykularla
Hayran tavırlar
Aşinası yalnızlığın

Etiketim zanlı
Elim yaralı
Uğraşım sen
Başım ağrılı

Gece gündüze devşirir
Mahşer olur uykular
Ben günahkar
Ben tutuklu
Sen
Çemberini kaybetmiş
Oyun bozan felek

(Resimlerden ben bana bakarken değidi yüreğime bir dize,çiçek tazeliğiyle)

N.B
subat-2008

Nigar 04 Aralık 2011 12:08

Cevap: Mavi Dem
 
Tebeşir Kokan Kayıplar


dur
dinle

arkanda yaşanan günler
gerçek yaşamı haykırır
kaçışların saklandığın düş
koşarken takılır ayağın

tebeşir tozu
tahtada
yolda çocuklarla
sınırlar çizer hayata
basarsın üstüne yanarsın
çıkarsın oyundan
yıllar geçer
büyürsün
büyür ayakların
kutular hala aynı
çizgiler aynı
oynarsın
daha başlamadan
kaybedersin
kutu dar gelir sana

şimdi
başka oyunlar bulmak lazım
ayaklara göre


önünde yaşanacak günler
umudu hatırlatır bugüne

tebessümü al
hatta sevinçlerini
kırgınlıklarını
acılarını
ipe diz sırasıyla
kurut güneşte
kışa sakla
aynı tazelik içinde


kayıp dolapları arttı odalarda
anahtarlar çoğaldı
karıştı birbirine
en büyüğü hariç
kendime sakladım onu
bulunur muyum
bilinmez

koydum şimdi kendimi
kayıp dolabına

dur
bak
ve unut
kayboldum ben


n.b
ağustos-2007



Nigar 10 Aralık 2011 14:07

Cevap: Mavi Dem
 
ADI UMUT

Cevapsız soruların içinde
İşkence odalarında
Dar ağacında
Adı umut
Saklı,yalnız

Ayazında sabahın
ufuğu yakalayan
yüreğinde
Güneşin ilk doğduğu
tepede
son battığı gecede
Adı umut
Sessiz,durgun

hüzünle örülü şehrim
feryadım sanadır
duvarların ker---
kırıldı fay hatları
hüzün depremleri doğdu
giderken sevgili

Direnç çiseleyen toprağım
feryadım sanadır
gözlerinden yaş yerine
kan damlayan çocukları görünce
İçim zemheri
Gecem zifiri oluverir

yokluk türküsü yaşam
halaylarla çoşturup
kına gecelerinde ağlatan
gidenlere ağıt yaktırıp
kalanlara acı çektiren

bir şarkı dilimde
adı umut
dolanır diyar diyar
diyarı
hayat yapar


n.b
temmuz-2007



Nigar 11 Aralık 2011 10:18

Cevap: Mavi Dem
 
Kırılsın Camlar

Bir pencere camıydım
Kırıldım,parçalandım
Parçalarımın üstüne bastım
Kanadım
Rüzgar giriyor şimdi odama...

Saat sabah beklemesinde
Uykular hüzne gebe
Karanlık bulaşmış ellerime
Kan damlıyor şimdi bastığım yerlere...


Anıları yaktım
Odamda sıcaklık
Aldandım...
İçimde şeytan
Cehenneme dadandım...

Dar sokaklar bekleyin beni
Çığlığım yankılansın
Kırılsın camlar...
Bulunur elbet ki parçalar...


n.b
haziran 2007

Nigar 15 Aralık 2011 19:24

Cevap: Mavi Dem
 
Yitiriş

alacalı bir yürek
kayıp sevdalar
dünden kalmış
bir yitik gülüş
anlam suskun
dil kesik

aşk deme
vurgun adı
su değil yerim
topraktır düştüğüm
bağrımda acı

sızlanması duyulur
kabul etmez anılar
siliktir ömür
yokluğa karışmış ad

n.b
temmuz 2007

Nigar 17 Aralık 2011 11:48

Cevap: Mavi Dem
 
Al Sözümü

al sözümü sakla,sat ya da at
ne farkeder
sözüm sen olduktan gayrı

sahipsizdi cümleler
kırılgandı değdikleri yerler

sözün içinde öznesin şimdi
kaçsan da yakalanırsın
noktayla virgül arasına

yüklemler yüklenirken omuzlarına
tutunursun başa
devrilir cümle
devrilir sevda

al sözümü sakla,sat ya da at
ne farkeder

n.b
temmuz-2007

Nigar 18 Aralık 2011 16:03

Cevap: Mavi Dem
 
Şüpheli Zaman Vicdanı



Şüphesinde zamanın
Sızılı güller bıraktık
Zırhı sökük
Sefil hayatları yaşadık

Uçarı gönülde esaret
Gönül fanusta kefalet
Şevkati ceza
Tesellisi yara

Beyazında matem maskesi
Rütbesi düşük hasretli
Edası mahmur
Kalemi kırık

Telaşında dinginlik
Yürüdüğü yol öfke
Öfke yolda körebe
Tüccarı zorba
Hükmü sahte

Vicdanında zamanın
Gülleri dost eyledik
Eli öptük
Alnı söz eyledik
Bedeni Ganj’da
Ruhu terk eyledik

n.b (eLpis)

ocak 2008

Nigar 22 Aralık 2011 19:02

Cevap: Mavi Dem
 
Suretinde Hevesli Yangın




Suretinde çukurlar
Enkazını bırak
Bulunmaz kayıplar

Hevesidir sancılı
gülüşün
Har eyler
Döşünde bıcak
Zaman gelir
Heves geçer
Harı da kor eyler

Yokladım göğü
Yüreği yırtık...
Güneşi buhran...
Yağmuru körpe...
Avuntusu kalır geriye

Suretinde yangın
Külü gider,tozu kalır
Gök yüze değer
Yağmur iner
Yüze, güneş değer


n.b (eLpis)
ocak-2008



Nigar 24 Aralık 2011 11:33

Cevap: Mavi Dem
 
Berduşum

Berduşum
Sarapın sonu
gözükür
Yol başlar
Kalanın gönlüne
Sarhoşluğun yaşı dökülür
Sözün özü yanar
Aşk
Gidenin ağzına
Mühür basar


Viran duyguların ecri
Dağlanmış gönül
Güneş kıskanır da
Tene değmez
Gizli sehrim
Yelin gelir sızımı vurur


Uğramışsın
geçerken
Geldiğin
siyah
Gittiğin beyaz
Hadi seyyahım
Kalırsan
araf


Gökte kızıl toz
Berduşum kızar
Seyyahı gri uğurlar


Titretme arzı
Güneşin de sende kalsın
Bereket diye inende
Bana bade yeter



Yanmış gönlüm
Yaş dolmuş bağrım
Yolumun yolcusu
Gizli bildiğimde inleyen efkarım

n.b (eLpis)
ağustos-2008




Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 07:47.

Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO
Copyright ©2004 - 2025 IRCForumlari.Net Sparhawk