![]() |
Cevap: Satır Aralarından Notlar Bir gün susmayı öğrendim. Öyle bir sustum ki belki sonsuza kadar susacaktım. Çünkü susmak benim küçücük dünyamda babamla kurduğum iletişim tarzıydı. Babam akşamları eve yorgun dönerdi. Ben bütün gün evde sıkılır, onun gelişini iple çekerdim. Daha o kapıdan girer girmez boynuna atılır onunla oynamak isterdim. Babam sarılır, öper sonra da, hadi odana git, derdi. Yemek hazırlanınca annem çağırır bu defa masada bir araya gelirdik babamla. Onlar annemle konuşurken ben araya girer, sesimi duyuramayınca da bağırırdım. Babam sinirlenir, 'Bütün gün insanlara kafa patlatmaktan bunaldım, birde sen kafamı ütüleme!' derdi. Annem de 'Bütün gün zaten seninle uğraştım, bir çift laf da mı konuşturmayacaksın babanla?' diye çıkışır, beni odama gönderirdi. Çaresiz bir şekilde boynumu büker odama yani hapishaneme doğru yol alırdım. Babam arkamdan, 'Bizim bir odamız bile yoktu, her şeye sahip, hâlâ ne istiyor anlamadım.' diye bağırmaya devam ederdi. 'Keşke benim de bir odam olmasaydı, keşke bizim de evimiz bir odalı olsaydı da hep birlikte otursaydık' derdim içimden; ama yüksek sesle söylemeye cesaret edemezdim. Yemekten sonra babam kanepeye uzanır, eline kumandayı alır, televizyon seyrederdi. Beni yanına çağırır biraz severdi. Onun izleyeceği önemli bir şey varsa beni adeta yerimden bile kıpırdatmazdı. Azıcık hareket edip koşup oynamaya çalışsam oda hapsim yeniden başlardı. Bir gün anladım ki susunca babamla daha iyi anlaşıyoruz. Bu defa susarak yapabileceğim oyunlar geliştirmeye başladım. Önce resim yaparak başladım işe. Babam çizdiğim resimleri çok beğeniyor; 'Bak, böyle uslu uslu oyna işte.' diyordu. Babam bazen göz ucuyla bakıyor, resimle ilgili bir şey sorsam afallıyordu. Ama bana kızarak beni artık odama göndermiyordu. 'Son günlerde ne de akıllandı benim oğlum.' diye komşulara anlatıyordu annem halimi. Resimlerim arttıkça ortalık dağılmaya başladı. Annem 'Odanı topla!'diye odama kapattığında işe nereden başlayacağımı bilemiyordum. Ben bunlarla uğraşırken zaman geçiyor; ama odamı toparlamayı beceremiyordum . Annem odama gelip 'Bak sana resim yapmayı yasaklayacağım. ' dedi bir gün. Susuyor olmamı usluluk olarak değerlendiren ailem resim yapmayı da elimden alırsa ben ne yapacaktım? Bu düşüncelerle bir aile tablosu yaptım. Babam eve gelince uygun zamanı kolladım. Her zamanki gibi yemekler yendi, odaya geçildi. Babam oturur oturmaz çizdiğim resmi getirdim. Babam baktı. Hım, dedi 'Çok güzel olmuş. Bu adam benim herhalde.' dedi. Ben 'Hayır o adam değil, bu çocuk sensin.'dedim. O 'Hayır, bu adam benim, bu çocuk sensin, bu küçük kız da arkadaşın.'dedi. Ben yine 'Hayır, o büyük adam benim, bu küçük adam sensin, bu küçük kız da annem.' dedim. Babam benimle uğraşmaktan vazgeçip: 'Peki neden bizi küçük çizdin?' dedi. Heyecanla başladım anlatmaya. Ben büyüyüp adam olacağım. İş bulup çalışacağım. Siz yaşlanıp küçüleceksiniz. Beliniz bükülecek, komşumuz Ahmet amca ile Ayşe teyze gibi küçücük kalacaksınız. Ben işten geldiğimde yorgun olacağım. Siz benimle konuşmaya çalıştığınızda iş yerinde kafam şişmiş olacağından sizi duymayacağım bile. Siz benimle bir şeyler paylaşmak istediğinizde 'Hadi odanıza çekilin de kafa dinleyeyim.' diyeceğim. Ve bir de bağıracağım 'Her şeylerini alıyorum. Sıcacık odaları da var, daha ne istiyorlar' diye. Annemle babamın gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Duyduklarına inanamıyorlardı... Bana sarılıp beni öyle içten bir okşayışları vardı ki sonsuza kadar konuşsam hiç bıkmadan dinleyecekler gibiydi. Farkında' Olmalı İnsan... Aynı evde, aynı odada olmalarına rağmen Babasız büyüyen çocuklar var lütfen daha duyarlı ve daha hassas olalım inşallah.! farkında olmanın Kendisinin, Hayatın Olayların, Gidişatın Farkında Olmalı. Ömür Dediğin Üç Gündür, Dün Geldi Geçti Yarın Meçhuldür, O Halde Ömür Dediğin Bir Gündür, O Da Bugündür. |
Cevap: Satır Aralarından Notlar O kadar zamandan sonra yazmak.. Çok iyi geldi.. Okul bir yandan.. İş bir yandan... Oradan oraya koşturmalarım bir yandan... Ama bu satırlar bana iyi geldi.. Çok sevip, durmaksızın dinliyorum... Paylaşmıştım tekrar paylaşmak isterim... Çok sevin.. Çok gülün... Çok mutlu olun... Hop bir var, bir yokuz... |
Cevap: Satır Aralarından Notlar Ne kadar farklı olursa olsun ; Sana ait olmayana tenezzül etme, ve ne kadar basit olursa olsun senin olandan vazgeçme..!! |
Cevap: Satır Aralarından Notlar Bir kadına ne verirseniz verin, onu daha da büyük hale getirir. Ona bir ev verirsiniz, size bir yuva verir. Ona sebze verirsiniz, size yemek verir. Ona bir gülücük verirsiniz, size kalbini verir. Kendisine verileni,çarpıp çoğaltarak geri verir. Bu yüzden ona çamur atarsanız, Karşılığında bir bataklıkta boğulmaya hazır olun... |
Cevap: Satır Aralarından Notlar Terk eden birisine "hayat nasıl gidiyor ?" diye sorulmaz. Çünkü zaten tek sorun hayatın devam ediyor olmasıdır. |
Cevap: Satır Aralarından Notlar Bazen dayanmaktır sevmek; hayat nereden vurursa vursun ayakta durabilmek… Bazen yaşamaktır sevmek; soluksuz ciğer gibi sevgisiz kalbin duracağını bilmek… Bazen ağırdır sevmek; sevdiğine layık olabilmek… Ve bazen hayattır sevmek; birini çok uzaktayken bile, yüreğinde taşıyabilmek… |
Cevap: Satır Aralarından Notlar Ne zor, yazarak anlatmaya çalışmak sustuklarını..... |
Cevap: Satır Aralarından Notlar Özgüven iyidir, fazlası kibirdir.! |
Cevap: Satır Aralarından Notlar |
Cevap: Satır Aralarından Notlar Bugün kara bir gün... Türkiye Büyük Usta'sını... Ben sevdiğim şarkılarını.... Rahat uyu Kayahan Abi.... Unutulmayacaksın.... Başımız sağolsun.. |
Cevap: Satır Aralarından Notlar O kadar çok şey var ki, Dünya kadar. Ne yazmakla, Ne çığlık çığlığa bagirmakla biter.. |
Cevap: Satır Aralarından Notlar Karanlığımın örselenmiş.. Ve tükenmiş kimliğinden yazıyorum.. Merhaba çocuk.. Kaldırım taşlarına baktığımız.. Esmer Ankara’nın yüzümüzü kavurduğu.. Dudaklarımızı çatlattığı.. Gözlerimizi doldurduğu.. Birçok gidisin ardına yaşanan.. Ağlanan bir gecenin hapsinden yazıyorum.. Gidişinle mi başlayacaktı.. Kalbimin yeniden kanaması?.. Ve özlemin beni böyle çırılçıplak.. Bir yangının ortasına mı bırakacaktı?.. Öyle çok yoruldum ki çocuk.. Bu kaçıncı sensiz gece?.. Saymadım, adını koymadım.. Ve öylesine değiştim ki.. Görsen hem kaçar hem ağlarsın.. Ben bu ayrılığı anlamadım çocuk.. Hala karanlık odamı aydınlatan.. Bir elmanın yarısı sen yarısı ben olan.. Siyah beyaz bir hatıranın fotoğrafı bas ucumda.. Cebimde burnunu sildiğin o üç kuruşluk peçete.. Yakut misali yanıp duruyor kalbimin üstünde.. Ve ben kalemi kâğıdı elinde hasrete pervane.. Seninde dediğin gibi yaramaz bir sairim yine.. Dizlerine başımı koymayı.. Başını dizlerime koymanı özledim.. Öyle çok özledim ki. Özlemden öte.. Aslini sorarsan kalbini kırmak değil.. İncitmek seni asla.. Yemin ederim niyetim ağlatmak değil.. Bütün sözlerim çıkmazlara sokan yokluğuna.. Bu karanlık odanın içine bırakan hatıralarına.. Ve dahası bir kere sesini duyamayışımadır.. Öfke değil nefret değil.. Benimkisi hüzün sadece sevdiğim.. Sigaramın katranında boğuluyorum Senden benden arta kalan o mum yarasına. Dudaklarımı gömüyorum.. Sonra acı içinde geceye sönüyorum.. Yoksun ya gelmiyorsun ya Uzaksın ya. Yokluğunun ağır bedeli DARBEDİR.. Hayata dair o gidişinle acılan büyük çukur.. DEVRİMDİR KALBİMDE.. Seni söylerim seni söylerim.. Böylesine yalnız ANKARA gecelerine.. Saat on ikiye beş var.. İdamımı vermişim.. Asmışım kendimi yalnızlığına.. Az sonra kapım çalacak.. Ve son arzun diyecek Azrail.. Bir yudum su diyeceğim.. Nerden bileceksin sevdiceğim.. Gelmezsen öleceğim.. Simdi kirik ezgiler yankılanır odamda Hatta malum olur kalbimin olum marşları.. Bir sessizlik olur sonra sallanır başım. Yakar senide sallanışım o batasıca İstanbul’da. Adi diyorum adi batasıca İSTANBULDA. ölesim tek geçmiş bir kaç satırda.. Gelse bitsin diyeceğim.. Yoksun be sevdiceğim.. simdi ağlarım.. Dokunsan kanarım.. simdi nasilsin desen.. Volkan olur PATLARIM.. Sorma ne haldeyim neredeyim?.. Ben kimim?.. Kimliğimi tarif eden.. Yüzümü gösteren.. O kahrolasıdaki yüzümü diyorum.. Aynalardan uzaktayım sevdiğim.. Karanlığın içine ince yaram daha duştu.. Sen yoktun kar beyazım her yan kırmızıya dondu.. Görmezdin sezmezsin bilmezdin ki. Herkes gitti yine o rutubetli odamda.. Kafam sigara dumanı içerisinde.. İçime sensizliği sindirmeye çalışıyorum Ve biliyor musun bunu yapamayacağımı bile bile.. Seni içimden silip atmaya çalışıyorum.. Seni seviyorum seni seviyorum seni seviyorum.. Hoşcakal iki gözüm saat on iki.. Murat İnce - On iki |
Cevap: Satır Aralarından Notlar Sabahın Sahibi var ; Kral demirciyi çağırtıp "yarına kadar bin tane çivi yapmazsan asılacaksın" demiş. bir günde bin tane çivi yapılamayacağını bilen demirci hiçbir endişe duymadan çivi yapmaya başlamış. Yakınları ağlayıp sızlarken o çalışmaktan ağlamaya zaman bulamazmış. Kaygısızlığını hatırlatanlara da "Sabahın sahibi var" dermiş. Şafak yaklaşırken saraydan bir adam koşarak gelir. Yakınları ağlamayı hızlandırır. Saraydan gelen adam "Ne kadar yaptınsa hemen ver. Kral öldü tabutuna çakacağız" der. |
Cevap: Satır Aralarından Notlar Gece yarısı buluşmak varmış. Gün batımlarında ağlaşmak Tan yerine sevdalık Bir garip düşünce kaldırmak farzmış. Birde adamlık ,Birde ortada kalmak ve tokat ağlatan acı sözler varmış. Naylon aşklar kaldı bize, İki yüzlü gün kaldı, Katran sarılmış geceler Bir yüzü hep sahte günler, Ay ışığı vurmuş caddeler kaldı bize .. |
Cevap: Satır Aralarından Notlar Yalanlara prangalanmış bir yüreğin esirisin sen Ve canı burnunda bir adamın ölüm sebebisin sen Hiçbir şey yokmuş gibi davranan Sustukça susan vurdukça vuran Kaçtıkça kaçan alçaldıkça alçalan Kalleş bir yüreğin puslu gözlerisin sen Dağlasan da her vakit yaramı Sanma sana durup durup ağlarım Bağlasan da bütün yollarımı Sanma döner sana koşarım Kalemim kırıldıysa yüreğinden Bir daha yazmayacaksa ellerinden Görmeyecekse gözlerinden Sanma vurulurum sanma yıkılırım Merak etme sevmelerimden Dağılmam gönül hücremde ben Haram kokulum özledimse özledim Yalan soylum sevdimse sevdim Yumrukladıysam duvarları kanattıysam parmaklarımı Çıkmaz yolum sana ne kime ne Delik deşik uykuların içinde ve kan ter düşlerin peşinde Ulan tükendimse tükendim geberdimse geberdim Vicdan harbinde koma hain yüreğini Sevmek senin sendeyim.com neyine Görmek gözlerine pus olmuşken böyle Ben ölmüşüm kalmışım sana ne Bir akrep zehridir öldürür sevdan Yüreğim yaralı dillerim suskun Sızlana sızlana dağlar gönlümü Yüreğim yanar da közlerim suskun Off yüreğim yanar da közlerim suskun Bu tarih böyle devam etmeyecek Yaşanan tarih böyle gitmeyecek Bir gün sen yazacaksın Denizdin kalbimde güneştin gözlerimde Çok söylemek istemiştim de söyleyememiştim diye Haykıracaksın buzdan yüreğini taştan taşa çalacaksın Kafanı kırk bin parçaya ayıracak Aklını fikrini yitireceksin Görmek için gözlerimi bir defa daha tutmak için ellerimi Kalan varını vermek isteyeceksin Ne varın ne varlığın güldürecek Hiçbir şey kar etmeyecek Bu takas bir daha olmayacak Sevgimin katresine muhtaçlığın Mahşer gününe kadar sürecek Ama asla yüzün gülmeyecek Ben bir gönül mahkumuyum Ben bir kader mahkumuyum Yanık bir gönül eskisi Darda kalmış bir yüreğin gözleri yakan acı iniltisiyim Ben bir gönül mah sendeyim.com kumuyum Hasretin asıl ismi kavuşamayan kavuşsa da asla buluşamayan Kan revanda kalan bir yüreğin sevgi işçisiyim Ben bir gönül mahkumuyum Ben bir kader mahkumuyum Tespih çekerim volta döverim Parmaklık sayarım ömür sayarım gün sayarım yıl sayarım Ben bir gönül mahkumuyum Sen görmesen de hiç gelmesen de Yattığım ranzada gördüğüm mahpusluğumda bin defa öldüğüm Rüyalarımda tek sendeyim.com gördüğümsün Aldırma vur şimdi aldırma kır kalemi şimdi Sanma eğilirim bükülürüm Sanma ölmekten geri gelirim Çek o kara gözlerini sık kalbime kalbime Bir adım kıpırdarsam namerdim Hercai vefasız yare varılmaz Diken diken sevdam sarsan sarılmaz Bin eza etse de yare darılmaz Yüreği yaralı dilleri suskun Ooff yüreği yaralı dilleri suskun�� |
Cevap: Satır Aralarından Notlar Siyah üstü beyaz umutlar Çalkalanır yüreğimde yarınlar Mahcup sevdalar kaldı bize, Mahzun yürekler, Ateş dolanmış şeker pamuğu yalanlar, Saçak kenarı ıslak sokaklar kaldı bize Dilimizden düşmeyen şarkılar, Yalan yanlış hatıralar, Kırık dökük bu satırlar, Keşkeler kaldı bize, Birde yara kaldı, birde dert kaldı bize Gece yarısı buluşmak varmış, Gün batımlarında ağlaşmak, Tan yerine sevdalık, Bir garip düşünce, kaldırmak farzmış Birde adamlık, Birde ortada kalmak, Ve tokat ağlatan, acı sözler varmış Naylon aşklar kaldı bize, İki yüzlü gün kaldı, Katran sarılmış geceler, Bir yüzü hep sahte günler, Ay ışığı vurmuş caddeler kaldı bize Yüreğimizde tükenmeyen dostlar, Hatırı sayılır arkadaşlar, Birlikte pişti dediğimiz mekanlar, Hayaller kaldı bize, Birde ahlar, birde tühler kaldı bize Uzakmış, yakınmış, Gitmek koşmak varmış, Sarp yamaçlarda vuruşmak, Cana can varmış Cepteki üç kuruşu paylaşmak, Birde kardeşlik, Birde kardeş kurşunu yemek varmış, Ve kurşun öldüren pusular varmış Sahte kullar kaldı bize, Posta pusu kuranlar, Kuzu postlu kurtlar, Bir yanı hep çorak, Güneş açmamış bozkır tarlalar kaldı bize Siyah üstü beyaz umutlar, Çalkalanır yüreğimde yarınlar Güneş değmemiş bozkır tarlalar, Ve kurşun öldüren pusular varmış Ay ışığı vurmuş caddeler, Saçak altı ıslak sokaklar, Yara kaldı, dert kaldı bize, Ve tokat ağlatan acı sözler kaldı Bir de ahlar, bir de tühler kaldı bize |
Cevap: Satır Aralarından Notlar Doğru olanı yaptığımda kaybettiğim kim varsa... "Yolu Açık olsun.!" |
Cevap: Satır Aralarından Notlar H ayatıma anlam katan A radığımı bana sunan K imse alamaz yerini inan A şığım sana, ayırma beni kollarından N e yaparım aşkım sen olmadan |
Cevap: Satır Aralarından Notlar Vayy kim yazdı annem mi:=) |
Cevap: Satır Aralarından Notlar Alıntı:
|
Cevap: Satır Aralarından Notlar Memlekette birbirini al aşağı etmek isteyen okadar çok kişiliyetsiz varki , tek işleri milletin sinirini bozup sabrını zorlamak. Bazen düşünüyorum da millet boşuna birilerini gırtlaklamıyor. Kim bilir neyle sabır zorluyorlar... |
Cevap: Satır Aralarından Notlar Alıntı:
|
Cevap: Satır Aralarından Notlar Yollar hep düz olmaz, arada virajlar , kasisler , engeller , taşlar olur. Önemli olan düz yollarda cirit atmak değil , engebelerden en az hasarla geçmek |
Cevap: Satır Aralarından Notlar Stratejileri yerin dibine girsin |
Cevap: Satır Aralarından Notlar onların anlamadığı şey arada basamak var onlar bi iki ego inip 5 kalite çıksınlar da stratejileri işler belki yetişebilirlerse kimse için sinir olmaya değmez @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Cevap: Satır Aralarından Notlar İnsanın yaşadığı süre içinde nerelere vakit harcadığını hep merak etmişimdir. Beni bu meraktan kurtarmak isteyen İngiliz Bilim Adamları, bu konuda geniş bir araştırma yapmışlar. Bende bu araştırmayı sizlerle paylaşmak istedim. İngiltere’de yayınlanan Daily Mail gazetesinin haberine göre; İngilizler, insan ömrünü ortalama 75 yıl olarak baz almışlar. Gerçi bizim yaş ortalamamız daha oralara ulaşmadı ama... İngiliz bilim adamlarına göre 75 yıllık ömrün bilançosu şöyle; - Evet, dünyadaki en zeki varlık olarak gösterilen ve düşünebilen hayvan olarak tanımlanan insanoğlu, ömrünün 115 gününü; çekici bulduklarını gözetlemekle geçiriyormuş. - Ve yalnızca 115 gün gülüyormuş, Ne kadar az değil mi Oysa insan ömrünün yarısı gülmekle geçse, herhalde insan ömrü en az ikiye katlanır! İngiliz uzmanlara göre; ortalama bir insanın yaşamını nasıl geçirdiği konusunda yapılan araştırmanın devamında: - Ortalama 75 yıl 27 bin 375 gün yaşayan bir insan hayatının bir yılını işten ya da okuldan kaytararak geçiyormuş. Bu rakam bizde daha fazladır. Şöyle ikiyle çarparsak! - Sıradan bir insan hayatının üçte birinden fazlasını yani 26 yılını uykuda geçiriyormuş. İşin daha garipi, 7 yılını da uykuya dalmaya çalışarak harcıyormuş. - Kadınlar hayatları boyunca 3 yıl bulaşık yıkıyormuş! Bulaşık Makinesi icat oldu, mertlik bozuldu! - Temizlik, süpürme, cam silme, toz alma ve evi toparlama gibi faaliyetler genellikle kadınların ömründen 5.5 yıl çalıyormuş. Üretmeden, hep tüketime yönelik hareketler! - Tam 5 ay, evet, yanlış okumadınız. Ömrümüzün tam 5 ayı, bir şeylerden şikâyet ederek ziyan oluyormuş. Niye her şeyden şikâyet ederiz ki? - Daha fazla yapmamız gerekenleri bir türlü yapmayıp, sadece 115 gün gülerek ve kahkaha atarak geçiyormuşuz. Gerçi bazıları o kadar da gülmüyordur! Hele bizim ülkemizde! Bu ekonomik kriz içinde insanlar nasıl gülsün? Bu bir değil, üç değil beş değil! Krizden bahsediyorum. Tabi ki teğet geçenlerden değil! - Ömrün yaklaşık bir yılı bekleme halinde harcanıyormuş. Bu rakam bizde daha fazladır. Biliyorsunuz, bizde her yerde kuyruk var! İngilizlere göre; bu sürenin 6 ayı çeşitli kuyruklarda, 27 günü otobüs duraklarında ve 20 haftası da telefonda santral operatörlerinin bağlamasını beklerken harcanıyormuş. Demek ki İngilizlerin hepsinde daha cep telefonu yok! Oysa İngilizlerin cep telefon devi gelip bizim toplumumuzu birbiri ile görüştürüyor. - Kadınlar hayatının 136 gününü dışarıya çıkmak için kıyafet seçip giyinmek, makyaj yapmak ve genel olarak kendilerine bakım yaparak geçiriyormuş. Bu sürenin az olduğunu düşünüyorum. - Buna karşılık erkekler yaşamları boyunca 46 gün gece dışarıya çıkmak için hazırlanıyormuş. Bu rakamında çok olduğu kanaatindeyim. - Erkekler ise yaşamları süresince 3 bin saat traş oluyormuş. İşte bu yüzden sakal bırakmayı düşünüyorum! Takkede takacak mısın dediğinizi duyar gibiyim. Aslında hiç fena olmaz! Devir onların devri! - Tüm cilt kanseri uyarılarına rağmen ortalama bir insan hayatının 2 bin 170 saatini güneşlenmeye ayırıyormuş. Bizim buralarda ömrün dörtte ikisine yakını zaten güneşlenerek! geçiyor. - Sigara tiryakileri, gün boyunca aldıkları sigara molalarına hayatlarından 160 gün ayırıyormuş. Ne yapsam? Yeniden sigaraya mı başlasam? - Erkekler yaşamlarının 1 yılını çekici buldukları kadınları gözetlemekle geçiriyormuş. Bu da günde 43 dakika süresince yaklaşık 10 kadını “gözlemek” anl***** geliyormuş. Boşuna söylenmemiş bir lafı sizinle hemen paylaşalım. “Güzele bakmak sevaptır”. Sevap işlemek isteyenler, iş başına! - Diğer yandan kadınlar toplamda 6 aylarını beğendikleri erkeklere bakarak harcıyormuş. Ama bu haksızlık! - Hayatın yalnızca 1 ayı, sevdiğiniz insana sarılmak, güneşin batışını izlemek ve sevgilinizle başbaşa yemek yemek gibi romantik aktivitelerle geçiyormuş. Çok az! - Ortalama bir genç hayatının 5 yılını internete ayırıyormuş. Şimdilerde daha fazla olmalı. Gelecekte ne kadar olur? İnsan ömrünün yarısı internette mi geçer? Yaşarsak göreceğiz. - Ömrün 19 yılı iş yerinde çalışarak, 6 yıl da yiyerek ve bir şeyler içerek geçiyormuş. - 6 yıl ise yollarda seyahat ederek harcanıyormuş. - Öte yandan ömrün yaklaşık 11 yılı televizyonun karşısında pinekleyerek harcanıyormuş. Tabi bu madde herkes için değil! Bizde seviyeli birliktelik yaşayanlar, televizyon seyretmez, seyredenler için poz verirler! Şimdi bu yazıyı okuyarak yeterince bilgi sahibi oldunuz. mevcut yaşantınıza devam edin. herşeyi olduğu gibi bırakın. değişiklik için savaşmayın. |
Cevap: Satır Aralarından Notlar İnsanları, içine fikir yürüterek girmedikleri bir durumdan, fikir yürüterek çıkaramazsınız. |
Cevap: Satır Aralarından Notlar Söylediklerinize dikkat edin, düşüncelere dönüşür… Düşüncelerinize dikkat edin, duygularınıza dönüşür… Duygularınıza dikkat edin, davranışlarınıza dönüşür… Davranışlarınıza dikkat edin, alışkanlıklarınıza dönüşür… Alışkanlıklarınıza dikkat edin, değerlerinize dönüşür… Değerlerinize dikkat edin, karakterinize dönüşür… Karakterinize dikkat edin, kaderinize dönüşür… |
Cevap: Satır Aralarından Notlar Satır arasından bir not ; Hergün kötü haberler almaktan,okumaktan,görmekten,duymaktan sıkıldım mı?, bıktım mı? bilmiyorum. Cümlenin sonundaki yükleme nasıl bir kelime bulunabilir ondan da emin değilim. Kötü dünya'nın birer ferdi olarak kendimizi ne kadar daha savunabilip kollayabiliriz bilmiyorum. Dünya'ya getirdiğimiz ve onların geleceği için mücadele ettiğimiz nesliminiz devamları, geleceğin parlak çocuklarına ne kadar kötü bir yaşam bıraktığımızın farkında olan kaç kişi var bilmiyorum. Düzeltmek için kaç kişinin çabası olduğunu kendime soruyorum ama sağlıklı bir cevap bulamıyorum malesef. İsyan etmekten isyankar olduk çoğu zaman. Onuda biliyorum isyan etmek iyi birşey değil ama yaşamın güzelliklerini yaşamak arada bir ağlamak varken hergün kötülüklerden başka bir haber alarak yüreğimizin bir kenarını bağlamak..... Hakikaten bazen cümleler bitip boğazına düğümlenir derler ya.. Kendimi cümle kurmaya zorlayıp klayenin tuşlarına zorla basmak istemiyorum... |
Cevap: Satır Aralarından Notlar Benim modumda gördüm bitanem seni hayırdır! |
Cevap: Satır Aralarından Notlar Alıntı:
|
Cevap: Satır Aralarından Notlar Satır arasından notlarım ; Yine Senenin son günleri. Heyecanlı telaşlar, yıl sonunda bitmek bilmeyen ve her sene tekrar eder gereksiz bir sürü iş. Hayatı zorlaştırmak için var gücüyle tepişen varlıklar dört bir yanda. Tepişen insanların tepişmelerinin sonunda alacakları, ceplerine indirecekleri primler ( aslında o primlerin dil kuvvetiyle alındığı.. ) v.s v.s .. Hayat işte. Nasıl istesende malesef istediğin gibi olmuyor işler.. Hep "umarım" cümleleri ile başlayıp ummadığımız şeylerin olduğu bir dünyanın , etrafında yaşamak zorunda olduğumuzun kanımsanması.. İngilizlerin dediği gibi " bullshit" |
Cevap: Satır Aralarından Notlar Hiç ayrılmayacak gibi önce, sonra hiç kavuşmayacak gibi, sımsıkı güldüler birbirlerine. Biri uzağa gitti, biri hep uzaklara baktı geceleri. |
Cevap: Satır Aralarından Notlar Muhabbet ve merhamet insanlığın; hiddet ve şehvet de hayvanların sıfatlarıdır. |
Cevap: Satır Aralarından Notlar Başkalarının kusurlarını tartarken, parmağıyla terazinin kefesine bastırmayan insan pek enderdir. |
Cevap: Satır Aralarından Notlar Aşkın mahremiyeti kaçtı. "Love is not private anymore" |
Cevap: Satır Aralarından Notlar Sefer mahfettin bizi bee. |
Cevap: Satır Aralarından Notlar Şimdi anlıyorum insanların bir anda hayattan / kişilerden nefret edip gözlerini kapattığını.. |
Cevap: Satır Aralarından Notlar Yolun sonu bizim için... Önce sen git ben dağıtmadan Ardına bakma benim için... Git Bu yangın beni yakmadan Şimdi Yalnız Yürüme Zamanı Unut gitsin her güzel anı Ben sararım yalnız yaramı sen git Yaşlarım akmadan git artık Şuramda kor ateşler yanmadan O masum anıları ortalığa saçmadan git Artık yüreğimi daha da çok kanatmadan Bilirsin yapamam sağa sola çatmadan Şimdi yalnız yürüme zamanı Unut gitsin her güzel anı Ben sararım yalnız yaramı sen git yaşlarım akmadan. |
Cevap: Satır Aralarından Notlar Sevgili Günlük ; Hedefin yoksa sahip olduğun potansiyelin hiçbir anlamı yoktur. Barajı olmayan bir akarsuyun suları faydasızca akar gider. Eğer hayatın efendisi olmak istiyorsan hedeflerinin bir listesini yap, bunları bir kağıda dök hatta hayallerinin rengarenk resimlerini çiz. |
Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 09:53. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO
Copyright ©2004 - 2025 IRCForumlari.Net Sparhawk