IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Etiketlenen Kullanıcılar

338Beğeni(ler)

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Değerlendirme: Değerlendirme: Toplam 1 oy almıştır,  ortalama Değerlendirmesi 5,00 puandır. Stil
Alt 30 Haziran 2012, 18:43   #31
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (1)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Satır Aralarından Notlar




Uzun uzun anlatamam her şeyi, böyle olsun istemedim bende... Sakın kal deme bana, gidiyorum; alışamadım bu kente... * 'Hani bazen gitmek isteriz ya, boğar şehir bizi, renkleri, yansımaları, bir çocuğun gözlerinden bakarız, dokunuşlarımız sahipsizdir ve parmak izi vardır her tende ve her kez biraz ölüdür, gözlerimizde...... Siyah beyazdır şehir, çığlıktır sesler, cevap değildir nedenler ve gitme vakti, geldiğinde, gitmeli... mi... İnsan yalnız uyanıyorsa sabahları bir şeyler mutlaka eksiktir. Eğer geceye uyanırken de eksikse insan, belki
de gitmeli... ' …Bulutu olmayan bir yağmur tanesiyim.
Fırtınadan kaçıyordum aslında. Gök gürültüsünden korkuyordum ve kirpiklerin öyle uzun geldi ki ve gözlerin öyle güzeldi ki, sığındım. Kırgın mısın,
canın çok mu yandı, hayatta… Ne olur ağlama. Bulutum yok benim, toprakta yok olur biterim… Kirpiklerine sığındım, ağlarsan yaş olur giderim…
…Üstü başı çamurlu bir çocuğum ben, bayram şekerlerini çoktan yemiş bitirmiş. Karnımda ağrı gözlerimde naz… Şimdi gitmesen, biraz dizlerinde yatırsan… sonra uyutsan, ben uyurken sarılsan. ‘ Beni uyurken de sevmeyi öğrenebilir misin…’
…Annem gönderdi beni, kahve yapacakmış şekeri bitmiş. Ben sizin hayat komşunuzun, düş çocuğuyum. 40 yılın hatırı için buradayım. ‘Komşudan al’ dedi beni gönderdi… Yalnız mısın, istersen gelebilirsin benimle, gitmek yerine… Kahve falına bakarız, olmadı çocuk olursun sen oyunlar oynarız ve kimse ebe olmaz… 40 yılın hatırı için buradayım, şimdi gitsen de ben 40 yıl sende kalacağım…
…Aslında niyetim adres sormaktı, takip ettiğimden değil, yalnızsanız da bana ne, zaten benim sorunlarım fazla geliyor kendime. Bu sabah geç uyandım, işeme geç kaldım… Aslına bakarsan ben hayatında bir çok şeyi yarım bırakanlardanım… Eeee hani tavşan kanı derler ya, çay içebileceğim bir yer var mı bu şehirde,
sohbetiyle çayıma dem katacak bir sevgili bulabilirim beklide… Dedim ya niyetim adres sormaktı… sonrasında… gözlerim, gözlerinize takıldı… aklım, aklım sizde kaldı… Takip ettiğimden değil, peşinizden gelmedim beklide gidecektiniz, ben, tesadüf, yanınızda geldim… Hani tavşan kanı derler ya… yani… bunca
zaman kimin hayatını renklendirdiniz, yani sohbetinizle, yanı çay, tavşan kanı deminde, yani gitmeseniz…
benimle gelseniz…
Hani bazen gitmek istersin ya, GİTME …


*Yaşar Kurt

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Alt 26 Temmuz 2012, 02:06   #32
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (1)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Satır Aralarından Notlar




Bazen; Tek ihtiyacımız olan bir el ve bizi anlayacak bir yürektir.!

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 29 Temmuz 2012, 01:05   #33
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (1)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Satır Aralarından Notlar




Burda biri var. Sirkesi küpüne zarar, hiç durmadan seni arıyor...

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 01 Ağustos 2012, 19:44   #34
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (1)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Satır Aralarından Notlar




Karakter ağaç ise, şan ve şeref o ağacın gölgesi gibidir; biz hep gölgeyi düşünürüz oysa gerçek olan ağacın kendisidir.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 02 Ağustos 2012, 18:43   #35
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (1)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Satır Aralarından Notlar




Ben bilmem ucuz nasıl sevilir. Ama millet kelepir sevmelerin peşinde. Beni sevecekse birisi. Yüreğimin değerini bilecek. Kaç arşındır sevdanın boyu kaç hokkadır yüreğin ağırlığı bilecek... Bilmiyorsa öğrenecek... Çok yanmalarım oldu çok acılarım, ama SEVMEKTEN hiç korkmadım. Eğer ben sevdalardan kaçmıyorsam hakkım olanıda isterim.. YÜREĞİNİ... Sözün özü; benimsen benimsin... Yok değilsen; İŞİN GÜCÜN RASTGELSİN...!!

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 07 Ağustos 2012, 02:59   #36
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (1)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Satır Aralarından Notlar




RUH ÖLÜMSÜZDÜR..
Zaman ve mekân dışı bir varlık olan ruh, duyularımızla anlaşılamaz ve anlatılamaz. Çünkü o elle tutulan, gözle görülen bir şey değildir.
Bu bakımdan ruh için yapılabilecek her türlü tarif, eksik ve yetersiz kalacaktır.
Ruh ancak etki ve tezahürleriyle bilinebilir.
Bir örnek verirsek, elektriğin kendisini göremeyiz ama onun ısı ve ışık şeklindeki etkilerini biliriz.
Ruhu da göremeyiz ama onun bedene can ve şuurluluk veren etkilerini biliriz.

Ruh, Tanrı tarafından mükemmel bir “öz” olarak yaratılmıştır. Ölümsüzdür.
Tanrısal bilgiye sahiptir ama Tanrı değildir. Tanrı’nın bir yansımasıdır.
Özü bakımından sonsuz güç sahibidir; bu güç asla azalmaz ve yok edilemez.
Şuur, irade ve tahayyül (imajinasyon) ruhun özellikleridir.
Ruh, beş duyu ile sınırlı olmayıp, sonsuz duyulara ve yeteneklere sahiptir.

Bizim bir “Öz ruh”, bir de “Eren ruh” tarafımız vardır.

Öz ruh; Tanrısal olan tarafımızdır. Mükemmeldir. Öz ruhta akıl vardır. Ve devamlı bilgi biriktirerek gelişir.

Eren ruh ise; Tekâmül etmesi gereken tarafımızdır.
Bu tarafı başlangıçta nefis (ego) olarak görebiliriz.. Bencilce istek ve arzuların, duyguların bulunduğu yer.

Esas amaç, öz ruhta bulunan gelişmiş akılla, eren ruhu terbiye ederek onu gönül’e dönüştürmektir.
Öz ruh, Eren ruhu iyice olgunlaştırıp gönül haline getirdiği zaman ikisi bir olmaktadır.
Buna aklımızla gönlümüzü bir etmek de diyebiliriz.
Gönülle beraber dengede çalışan bir akıl, ruhsal gelişim için çok önemlidir.

Ruhun amacı, maddi ve manevi âlemlerde tekâmül ederek, yani kendini geliştirerek, kendi özüne doğru yol almaktır.
Sonuçta, Tek Olan’a, Bir Olan’a, Yaradan’a kavuşmaktır.

Ruh, kendini yönetebildiği gibi, maddeyi de yönetir.
Maddesel evren, ruhun eseridir.
Ruh sonsuz faaliyette bulunmak zorunda olan bir varlıktır.
İrade ve güç sahibi olan ruh, sürekli olarak maddeye şekil verir ve onu dağılmaktan korur.
Beden de ruhun eseridir.
Ruh bütün bu işleri belirli evrensel kanunlara uyarak yapar.
Tanrı yaratır, ruh ise, yaratılana şekil verir.

Ruh dünya gelmeden önce öte âlem veya ruhlar âlemi denilen yerde bulunur.
Bu âlemin kendine özgü maddesel bir yapısı vardır.
Orası kabadan inceye doğru değişen enerjilerden meydana gelen bir yapıdadır.
Ruh varlıkları öte âlemde kendi enerji titreşimlerine uygun olan ortamlarda bulunurlar.
Biraz açarsak, her ruh varlığı kendi olgunluk derecesine göre bu âlemde yerini alır.
Bu âlemin zamanı ve maddesi kendine göredir.
Ruh varlıkları tekâmüllerine burada da devam ederler. Oradaki yaşam dünyadakinden farklıdır.
Bu ortamda imajinatif faaliyet geçerlidir.

Tekâmül etmek için dünyaya inmeye (enkarne olmaya) karar veren bir ruh,
bütün programını bu âlemde hazırlar.
Ruh yaptığı programla kendisini geliştirecek en uygun ortamı seçerek dünyaya gelir.

İnsan dediğimiz varlık, ruh ve beden’ den meydana gelmiştir ve bir bütünlük arz eder.
İnsan bu sebeple hem maddesel, hem de ruhsal özellikler taşır.
İnsanın üstün ve her şeye hâkim olan yönü ruhudur, beden ise sadece geçici bir araçtır.
Bedeni canlı tutan ve yöneten ruhtur.
Bir örnek verirsek, ruhu bir arabanın şoförüne, bedeni de arabaya benzetebiliriz.
Ruhun etkisi olmazsa, beden hiçbir şekilde çalışmaz.
O halde insan, ruh sahibi bir beden değil, beden sahibi bir ruhtur.
Ayrıca ruh, ne bedenin içinde nede onun dışındadır.
Ruh, bedeni dolduran mekanizmadır ve enerjisi ile bedeni yönetir.
Her an iletişim içindedirler.
Ruhun amacı, maddi ve manevi âlemlerde birçok deneyimler yaparak bilgisini arttırmak, dolayısıyla olgunlaşmaktır.
Dünya da bir olgunlaşma yeridir. Bunun için bir beden kullanır.

Bedenimiz ve dolayısıyla beş duyumuz, ruhun dünyaya açılan pencereleridir.
Ruhsal gelişme bedenin ve ruhun uyumu ile olur.
Onun için beş duyuyu çok iyi kullanmak gerekir.
Çünkü bedendeki beş duyu ile alınan bütün izlenimler, zihin aracılığı ile ruha gönderilir.
Ayrıca ruhtan gelen bütün emirler de zihin aracılığı ile bedene ulaştırılır.
Birçok insan, zihnini, ruh olarak düşünür.
Zihin kesinlikle ruh değildir.
Çünkü zihindeki düşünceleri yönlendiren, değiştiren bir şey vardır.
O da ruhun kendisidir.
Sonuçta zihin ve beden ruhun ifade aracıdır.

Ruh, bedeni kullanarak, dünyadaki bilgilenmesini ve görevlerini yapar.
Sonra bedeninden ayrılarak, tekrar öte âleme, (ruhlar âlemine) geri döner.
Ruh ve beden ilişkisinin kesin olarak kopmasına da ölüm denir.
Ölüm, doğum kadar olağan bir doğa kanunudur ve sadece beden için geçerlidir.
Ruh için değil. Çünkü ruh ölümsüzdür.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 12 Ağustos 2012, 19:14   #37
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (1)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Satır Aralarından Notlar




Gevezeliği bilgi, susmayı cehalet ve yapmacıklığı sanat zannedenlerden uzağım.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 12 Ağustos 2012, 19:16   #38
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (1)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Satır Aralarından Notlar




-------------------------------------------------------------------------------
Acıyan yerlerini öpecek biri varsa hayatında;
Önemli olmaz düştüğün yerler, atıldığın kuyular, aldığın yaralar, yalan çıkan bildiğin tüm doğrular..
İşittiğin tüm kötü sözlerin yeri bile çabuk iyileşir o zaman..
Nasihat etmeden, küçümsemeden dinleyen, anlatırken bile geçecekmiş gibi gelen, yuva sıcaklığında bakışlarıyla içini ısıtan,
Seni olduğun gibi kabul eden, değiştirmeye çalışmayan,
İstediğin kalıplara uymasan da seni sevmekten vazgeçmeyen biri varsa eğer;
Korkma incinmekten!
Bırak sıyrıklar olsun dizlerinde.
Öper ve geçer...

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 12 Ağustos 2012, 19:29   #39
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (1)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Satır Aralarından Notlar




Daha önce hiç söylenmemiş sözler fısıldamak isterdim.
Ne kelime kaldı ne söz halimi anlatmaya.....

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 02 Kasım 2013, 02:35   #40
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (1)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Satır Aralarından Notlar




Uzun zaman olmuş yazmayalım. iki satır karalamayalı yıllar olmuş. Yıllar.... yıllar ne çabuk geçiyor. ömrümüzün her anında yaşamın ne kadar hızlı aktığını düşünüyorum şimdi, eskiden olduğu gibi..

Yapılanlar ve yapılacakların yanında, yapmak isteyip te yapamadıklarımıza "keşke" demekle geçiriyoruz zamanımızı.

Zaman ; Zaman zaman yapılanlara gülüp geçiyorum bu fani zamanda. Bazen gülüyorum, bazen sessizce dalıyorum akıp giden zamana.

Kendimi dinliyorum şimdi. Hem kendimi, hem çevremi. Gece gece kendime şaşıyorum, bu vakitte bunları yazıyorum. yazdıklarıma bende mana veremiyorum.
- Olsun be diyip geçiyorum şimdi. iyi ki yazmışım...

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
defterimin, hakan erarslan, kenarından, notlar, satır, sözler, yazılar


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Var
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Var
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
İşte satır satır Başbuğ'un ifadeleri Lucifer Haber Arşivi 0 06 Ocak 2012 09:18
Dosyadan satır satır okuma kod bloğu Fonzerelli Java 0 11 Kasım 2010 14:43