IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası

IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası (https://www.ircforumlari.net/)
-   IF Günlük (https://www.ircforumlari.net/if-gunluk/)
-   -   Mutlusuzluk. (https://www.ircforumlari.net/if-gunluk/533583-mutlusuzluk.html)

Flora 21 Aralık 2016 15:40

Cevap: Mutlusuzluk.
 
...değişmek gerek oysa

büyümek gerek

düşlerimiz çocuk, kendimiz çocuk

kaç aşktan

kaç dostluktan

kaç oyundan kovulduk

ah istemeyerek, istemeyerek…

Murathan Mungan

Flora 22 Aralık 2016 01:23

Cevap: Mutlusuzluk.
 
Bazen tüm bunları düşünmüyormuş gibi yapıyorum,
Unutmuş gibi.
Hatırlamıyormuş gibi.
Acıtmıyor gibi.
Alışmış gibi.
Anlatsam sana her şeyi tekrardan,
İnanır mısın bana?
Hiçbir şey olmamışcasına?

Ahmet Yavuz - Beklentiler Üzer...

Flora 22 Aralık 2016 17:07

Cevap: Mutlusuzluk.
 
Ve işgalim,eşgalim,sevgilim...
Keşke diyorum bazen bu şehir yanlızca senden ibaret olsaydı...
- Mehmet Uzun

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Flora 23 Aralık 2016 20:07

Cevap: Mutlusuzluk.
 

Karlar eriyince, beyaz kalır mı gece?
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Ely 23 Aralık 2016 21:36

Cevap: Mutlusuzluk.
 
Bir çocuk minicik ellerinin arasına alıp salladı küçük dünyamı.Onun sallamasıyla başımdan aşağıya beyaz beyaz noktacıklar dökülmeye başladı.Uzun uzun seyretti bu manzarayı çocuk, beni ve küçük dünyamı. Son beyazlık da düşünce yere tekrar sallandı dünyam. Tekrar seyretti bu manzarayı çocuk büyük bir hayranlık ve merakla. Kim bilir ne kadar çok istiyordu bu kürenin içinde olmayı.

Kendi küresinin görünmez camları içerisinde yaşayan çocuk tabii ki bilemezdi benim küremde her şeyin ne kadar sahte olduğunu. Altında üşümek istediği kar sahte, üstüne tırmanmak istediği çam ağacı sahteydi ve kömürlerle üzerine düğmeler yapmak istediği ben sahteydim. Annesinden azar işitip de ağladığı zaman gözlerinin takıldığı gülümsemem de sahteydi ve en çok da o sahteydi aslında. Mutluluğu arayan insanların fabrikalarında büyük bir gülümseme yüzüme yapıştırılırken mutsuz olma hakkı verilmemişti bana çünkü. Yine de ağlardım ben gizlice, sahte karlar üzerimde dans ettiğinde. Oysa kimse üzülmezdi bir kar küresinin içindeki dünyayı izlerken. Bilmezlerdi çünkü içeride gülümseyen o kardan adamın aslında ağladığını.

Tek mevsimin yaşandığı bir dünyaydı benimkisi. İçinde sadece tek bir rengin olduğu bir dünya… Gülümsemeye zorlanmışlığımla, kendi dünyamın merkezine saplanmışlığımla ve tüm sahteliğimle içinde bulunduğum ve camlarını kırıp dışına çıkamadığım bir dünya… Keşke getirebilseydim buraya baharı. Arkamdaki çam ağacının dallarında kuşlar cıvıldasaydı,açsaydı rengarenk çiçekler, arılar bal yapsaydı. Ne kadar güzel olurdu baharı kendi küçük dünyama getirebilseydim. Hatta o kadar güzel olurduki gerçek olsam erirdim. Ama ne bahar uğradı buralara ne de ben gerçek olup eridim. Küçük çocuk yanımda oturmuş uçuşan sahte karlarımı izlerken, ben onun odasının penceresinden yüzümde gülümseme içimde yaşla yağan yağmuru seyrettim.


[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Ely 23 Aralık 2016 22:54

Cevap: Mutlusuzluk.
 
"Yirmi beş yaşındasın ve yirmi dokuz dişin, üç gömleğin, sekiz çorabın, artık okumadığın birkaç kitabın, artık dinlemediğin birkaç plağın var.
Başka şeyleri hatırlamayı canın çekmiyor: ne aileni, ne öğrenimini, ne aşklarını, ne dostlarını, ne tatillerini, ne de tasarılarını.
Yolculuklara çıktın ve dönüşte yanında hiçbir şey getirmedin. Oturuyor ve beklemek istiyorsun sadece, bekleyecek bir şey kalmayana kadar beklemek: Gece olsun, saatler vursun, günler geçip gitsin, anılar silikleşsin..."

Flora 24 Aralık 2016 02:55

Cevap: Mutlusuzluk.
 
Oturuyor ve beklemek istiyorsun sadece, bekleyecek bir şey kalmayana kadar beklemek: Gece olsun, saatler vursun, günler geçip gitsin, anılar silikleşsin..

evet, anılar silikleşsin..

Ely 24 Aralık 2016 13:56

Cevap: Mutlusuzluk.
 
Kumdan bir kale düşünün. Çevresine güzel su kanalları yapmış, hendekler kazmışsınız.

Yalnız öyle bir yere inşa etmişsiniz ki kalenizi, dalgalar güçlendikçe önce su kanalları doluyor, sonra heybetli surlarınız tuzlu suyun ellerinde giderek erimeye başlıyor.

Sizse elinizde küçük plastik kovanız, sahilden topladığınız kuru kumlarla surları onarmaya çalışıyorsunuz. Yaptığınız yamalar, bir sonraki dalganın darbesiyle çirkin şekiller almaya başlıyor.

Küçük plastik kovanızla habire koşturup duruyorsunuz. Kan, ter ve panik içinde!..

O kadar odaklanmışsınız ki “onarmaya”, bu yıkımın artık sizin kontrolünüzde olmadığını göremiyorsunuz.

Oysa bir dursanız, durup da yukarıdan baksanız kaleye, çamur haline gelmiş surlara ve dalgalara; onarmaya harcadığınız sürede yepyeni bir kale inşa edilebileceğini göreceksiniz. Denizin biraz ötesinde, yeni bir başlangıç yapabileceksiniz.

Yaşam da birçoğumuz için böyle geçip gidiyor.
“Alışmaya” çalışıyoruz. İncinen yerlerimize her gün küçük yamalar dikiyoruz.
Ertesi gün sökülüyor yamalarımız, yara bere içinde, delik deşik, yorgun argın dönüyoruz evlerimize.
Her şeyi bırakıp düşlerimizin peşinden gitmek, bir lüksmüş, şımarıklıkmış gibi görünüyor gözümüze. Öyle ki utanıyoruz da bazen, gitme düşlerimizden!

Bazen bir şeyi onarmak için, önce tamamen yıkmak gerekmez mi?

Hayatınızdaki bazı kumdan kaleler, denize karışmayı çoktan hak etmedi mi?

Ely 24 Aralık 2016 16:54

Cevap: Mutlusuzluk.
 
Kor bir yankıdan başka nedir ki taş?
Dünyada bir heves değil mi insan?


Yokluk ateşiyle tutunduk varlığa
çatladık,kırıldık
ağrıdık.
Sarıydı kum çünkü
gökyüzü sarı hatıra.


Yeryüzünün acı bilgisine uyandık,
şaşkınlığa.
Derin uçurumlardan doğrulup doruğa,
yollarda kabuklar soyunduk.


Dilsizmiş dağ,ses etmemiş bize
merhamet ettik bakıp halimize
-Ah boynumuz ağırdı bize
boyumuzdan büyük yükler edindik.


Çöl!
yetmez mi bunca ağrıdığımız
sarı zehir işte dört yanımız
Çöl! kaldır kumunu duy halimiz:


-Kaybolduk sende, nerde yolumuz?

Flora 24 Aralık 2016 22:16

Cevap: Mutlusuzluk.
 
o zaman bu da dursun burda,,

Yıllardır kendini Bulutlar da saklayan İllegal bir yağmurum
Bir yağsam pahalıya mal olacağım.
Ben bir bodrum kat kızıyım bayım
Yalnızlıktan başka imparator tanımaz bodrumum
Bir süredir plastik vazolar gibi hiç kırılmıyorum
Fakat korkuyorum........


@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] çok tatlısın biliyorsun değil mi?


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 21:53.

Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO
Copyright ©2004 - 2025 IRCForumlari.Net Sparhawk