IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

Etiketlenen Kullanıcılar

33Beğeni(ler)

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Konuyu Değerlendir Stil
Alt 30 Kasım 2015, 19:21   #21
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (-1)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Karpuz kabuğuna yazılar yazmak...




Küçükken, deli olurdum yağmur yağdığı zaman. Hemen kendimi dışarı atıp, damlaların altında salak salak dolaşmak en büyük eğlencemdi. Ama annem neredeyse hiç izin vermezdi buna. O zamanlar çamaşır makinemiz yoktu ve annem için benim dışarı çıkmam ekstra ıslak ve çamurlu kıyafetler demekti. Gökgürültüsünü her duyduğumda Pavlov'un iti gibi koşullanır, kudurmuş bir şartlı refleksle bir cama koşar bir anneme yalvarırdım. Sonuçta izin alamayınca da camın önüne tüneyip boynumu büker, ağlamaklı gözlerle dinene kadar yağmuru seyrederdim... Neydi beni her yağmurda büyüleyerek dışarı çeken? Hiç bilmiyorum...

Yıllar geçti. Hayli büyüdüm. Çamaşır makinemiz var artık. Annem de karışmıyor hiç. Ve ben o günlerin esaretine inat ne zaman duysam gök gürlemesini ya da su sesini hemen atıyorum kendimi dışarı. Nerede olursam olayım. Saat kaç olursa olsun. Hele ciddi bir yağmursa yağan. En geniş su birikintilerine sıçrayarak atlıyor, ayakkabılarım su dolana kadar bu oyundan hiç vazgeçmiyorum. Bir tür intikam hissi mi acaba bu? Kimbilir...

Aradığım bir şey var yağmurda kesin. Ne olduğunu hala bilmediğim bir şey. Ama var. Bazen yağmur bana bütün sorunları çözecekmiş gibi geliyor. Yağmur altında yapılacak tek bir konuşma bütün yanlış anlamaları ortadan kaldıracak gibi geliyor bazen. Mecburiyetler, imkansızlıklar, kızgınlıklar... Yağmur değince üzerlerine hepsi, hepsi halledilebilecek gibi geliyor. O yüzden de bir umut diyerek belki de, yağan hiçbir yağmurun bensiz yağmasına tahammül edemiyorum...

Az önce başladı yağmur...

__________________
Vatan ne Türkiyedir Türklere, ne Türkistan Vatan, büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan."
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
Alt 30 Kasım 2015, 19:22   #22
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (-1)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Karpuz kabuğuna yazılar yazmak...




Yavaşça kanepeden kalkıp halıya oturdu. Sonra yavaş yavaş konuşmaya başladı, peşinden de yavaş yavaş ağlamaya. Küfürler ve kontrolsüz el hareketleri birbirini takip etti. Yavaşça sarılmak istedim ona. Yavaşça itti beni. Yavaş bir sinir krizi geçirmeye başlamıştı. Her şey çok yavaşlamış, zaman durma noktasına gelmişti. O an, o geçmeyen korkunç an banyoya gidip kendimi öldürmek istedim. Yapamayacağımı anlayınca da onu öfkesiyle başbaşa bırakıp yavaşça doğruldum, yavaş yavaş kapıya doğru gittim, usulca kapıyı açıp, dışarı çıkıp, sertçe kapatarak kendimi sokağa attım.

İnsanlar ve araçlar hızla geçiyordu her iki yanımdan. Yan yana yürüyen çiftler, hızlıca birbirlerine bir şeyler anlatıp telaşla bir yere yetişmeye çalışır gibiydiler. Herkesin ve her şeyin işi vardı da sanki, bir ben yakalanıp kovaya atılmış aptal bir balık gibi panik ve umutsuzluk içinde sağa sola bakıp duruyordum. Geri dönmek istedim bir an. Cesaret edemedim. Yavaş adımlarla geçidin oraya kadar geldim...

Hızlı tren geçti sonra önümden. Son vagonu da kaybolunca gözden, adımlarımı sıklaştırdım. Daha da hızlandım sonra. Hızlandım hızlandım hızlandım ve koşmaya başladım. Kafayı yemiş bir Amok koşucusu gibi bir taraftan ağlıyor bir taraftan da şuursuzca koşuyordum. Cengiz Topel Caddesi boyunca, omuz attığım insanlara bir kez bile dönüp bakmadan koştum. Köprüden sağa dönüp Şair Fuzuli Caddesine, onun bitiminde sola kıvrılıp Atatürk Caddesine daldım. Stadyum civarına geldiğimde kesildi nefesim. Bankların yanındaki çimlere attıp kendimi kahkahalarla gülmeye başladım. Şehrin yarısına rezil olmuştum ama umurumda bile değildi. Bir taraftan körük gibi inip kalkan göğsümü elimle bastırmaya çalışıyor, diğer yandan da kahkahalarla gülüyordum...

Bir süre sonra etrafımdaki her şey ağırlaşmaya başladı. Araçlar, insanlar ve köpekler yavaşça ve amaçsızca hareket ediyor gibi oldular. O an, sanki benden başka hiç kimsenin işi yoktu. Geri dönmeliydim. Her ne yaşıyorsak beraber yaşamalı, neyin krizini geçiriyorsak beraber geçirmeli, o gece öleceksek eğer birbirimizi öldürmeliydik. Yapılacak tek doğru şey buydu ve bütün kainat benden bunu bekler gibiydi!

Tabi ben buna cesaret edemedim. Bütün korkaklar gibi! Karşıdaki tekel bayiine gidip beş kırmızı tuborg istedim. Saat on'u çoktan geçmişti. Yine de soru sormadan verdi biraları bayici. Nasıl görünüyorduysam artık o an?

Biraları içtikçe biraz sakinleşir gibi oldum. Alkol rehaveti! Onu, kendimi, zamanı falan düşünüp oyalandım bir süre. Cesaretim tamamen kırılmıştı. Mümkünü yok dönemezdim artık geri...

Bir ara başka her şeyden sıyrılıp zamanı düşünmeye başladım. Topu topu bir kaç saat içinde cinneti, deliliği, ağlamayı, gülmeyi, rezilliği, öfkeyi, çaresizliği ve şimdi aklıma gelmeyen bilumum duyguyu yaşamıştım. Ama o an, o bankta, elimde bira kutusuyla otururken, sanki az önce bunları yaşayan ben değilmişim de bir başkasıymış gibi, oturmuş olup biteni kronolojik sıraya dizmeye çalışıyordum... Komik buldum bir an. Gülmeye başladım yine. Bir önceki gibi değildi ama. Yavaş yavaş. Gülümser gibi. Ve biraz sesli...

İnsanlar ve araçlar iyice seyrelmiş, her şey her zamanki ritmine kavuşmuştu sanki. İyi miydim o an? Değildim. Kötü? Tam olarak öyle de değildim. Sanırım, tıpkı Saffet Semerci gibi ben de o gece, o bankta yavaş yavaş delirdim. O akşam şunu öğrendim. Biraz acı üzer, çok acı çok üzer, katlanılamayacak kadar büyük acı ise delirtir... Bazen tek gecede, bir bankta, yavaş yavaş delirtir...

__________________
Vatan ne Türkiyedir Türklere, ne Türkistan Vatan, büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan."
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 30 Kasım 2015, 19:29   #23
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (-1)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Karpuz kabuğuna yazılar yazmak...




Serin ve sakin bir akşam üstü... Etrafta her ne varsa, olması gereken yerde, ne yapması gerekiyorsa onu yapıyor. Amaçsız insanlar amaçsızca yürüyor, dolu kül tablası boşaltılmayı bekliyor, bozuk dekorasyon daktilosu bozuk bozuk, pervanesi kırık deniz feneri biblosu kırık kırık, garson uslu uslu, ben salak salak durmamız gereken şekilde duruyoruz bulunduğumuz yerde. Ve ben seni çok seviyorum...

Sait Faik şey diyordu; "Yazmasaydım çıldıracaktım." Emrah Serbes ise "Yaza yaza çıldırdım" diyor. Benimse, afedersin ama sikimde bile değil. Delirerek doğdum ben galiba. Sana kadar... İyi olacaksam eğer bir gün, sen iyi edersin beni. Gerisi... Gerisini siktir et be kuzum...

Annem dün biraz kızdı bana. Yüzünü gören cennetlik dedi. Yazık... "Anne" diyesim geldi, "benim kendime hayrım yok şu ara, sıkılmaktan halıya katranlar dökecek yüzümü görüp de ne yapacaksın?" diyemedim. "Akşam gelirim, konuşuruz" diyebildim...

Akşam oldu. Gitmedim eve...
Son zamanlarda sık sık bir kuş görüyorum rüyamda. Kocaman kanatları olan bir kuş. Konuşabilen ama hiç konuşmayan bir kuş. Bir müddet süzüyoruz birbirimizi, sonra usulca eğilip sırtına alıyor beni. Evinizin kapısına kadar uçuruyor beni sırtında. Sonra inip zile basıyorum. Kimse açmıyor kapıyı. Israrla basıyorum. Açmıyor kimse. Geri döneceğim çaresiz. Etrafa bakıyorum. Kuş yok. Trenle dönüyorum mecburen. Çok gördüm bak bu rüyayı. Belki altı yedi oldu. Bari trenin makinisti olsan. Özlüyorum çok...

Hastaneden çıktım az evvel. Gürkan Abimin işi varmış eve gitti. Caner'i aramadım, galiba sıkıldı artık benden. Veysel zaten sallamaz. E sen de yoksun. Rakı var. Sıkıntı da. Ve özlemek. Ve bitsin. Ve gel...

__________________
Vatan ne Türkiyedir Türklere, ne Türkistan Vatan, büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan."
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 01 Aralık 2015, 23:48   #24
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (-1)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Karpuz kabuğuna yazılar yazmak...




Bir deniz kenarı düşlüyorum. Sakin, kıpırtısız ve huzurlu. Yönüm güneşe dönük. İnsanın Azrail bile gelse gülümseyerek karşılayabileceği kadar güzel her şey. Sonra birdenbire iri kara bir sinek biçimsiz vızıltısıyla önce kafamın üzerinde pike yapıyor, sonra da terli göbeğimin ortasına konuyor. Kovuyorum elime. Üşengeç in kalklardan başka bir işe yaramıyor bu hamle. Göbeğimden bacaklarıma, bacaklarımdan enseme, ensemden tekrar göbeğime... Kararlı hareketlerle kovmak değil öldürmek üzere hamle yapmaya başlıyorum bu kez. Beceremiyorum. O an fark ediyorum. İğrenç şekilde terliyim. Ve yalnızım. Sonra insan artığı pet şişeleri fark ediyorum. Plajın biçimsiz taşlarına takılıyor sonra gözüm. Deminden beri huzurla baktığım güneş cehennem zebanisi gibi görünmeye başlıyor artık. ***** kodumun sineği duruyor hala yerinde. Mücadele etmekten vazgeçtim. Sadece kalkmak istiyorum... Odama gitmek istiyorum...

Öyle işte... Ne zaman güzel bir şey düşlemeye kalksam saçma bir sinek musallat oluyor düşümün göbeğine. Kendi kafamda yarattığım sinekle bile mücadele edemiyorum. Hayal kırıklıkları, delirten özlemeler, üşenmeler ve can sıkıntısı ve can sıkıntısı ve hiç azalmayan can sıkıntısı. Hepsinin obsesif karşılığı sinek oluyor bende. Kafka'nın böceği varsa benim de sineğim var lan diyorum kendi kendime. Sebep olanların gözü kör olsun!

__________________
Vatan ne Türkiyedir Türklere, ne Türkistan Vatan, büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan."
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 01 Aralık 2015, 23:51   #25
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (-1)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Karpuz kabuğuna yazılar yazmak...




Çevremdeki herşeyin sıradanlaşmaya başladığını fark ettiğimde büyüdüğümü anladım. Çocukken her şey farklı gelirdi bana. Ota, boka, çiçeğe, uçağa, babamın çakmağına, ker*** evimizin toprak d*****... Her şeye şaşırır, hayretle bakar, bitmeyen sorularla etrafımda kim varsa bunaltırdım. Allah babamdan da mı büyük diye sormuştum bir keresinde dayıma, sanıyorum dört ya da beş yaşındaydım. Düşünün artık manyaklığımın boyutunu. O gün öyle asıldı ki Halil dayım kulaklarıma, acıyla birlikte bir şeyi çok iyi öğrendim. Her soru, her yerde, herkese sorulmaz. Daha az soru sormaya başladım o andan sonra, ama merakım ve şaşkınlığım hiç azalmadı. Okul girince hayatıma, sorularımın muhatabını buldum diye sevindim çocuk aklıma. Her şeyi bildiğini zannettiğim bir öğretmenim vardı artık. Ama ikinci haftada o da elimde patladı. Onun istediği soru soran değil, konuşmayıp tahtadaki aptal çizgileri sessizce defterine geçiren aptal bir maruldu. İstediğini verdim ben de, mecbur kalmadıkça sınıfta ağzımı bile açmamaya çalıştım. Düzen kurtuldu, tehlikeli sorularımla öğretmenimin ve sınıf arkadaşlarımın zamanını çalmam engellendi. Yaşasın eğitim..

Sonra başka okullarda, başka şehirlerde hep aynı şeyi yaşadım. Boyum biraz uzadı, biraz kilo aldım ve hep şu lafı duydum. Çok konuşma. Çok soru sorma! Ve ilahi tecelliye bakın ki, hayat başka bir bok olamayacağıma karar verip beni de Avukat yaptı sonunda. Sırf bunun için bile oturup ağlasam yeridir. Bütün eğitim hayatın boyunca okuldan nefret et, sonra kalk Avukat ol. Neyse, o sonraki mevzu. Üniversite mezunu bir Avukat olarak kısa dönem yaptığım askerlikte bile sorularım yüzünden dayak yemeyi becerebildim. Üç bin kişinin ortasında, Tümgeneral N. Çakır, neden sabah beşte kalkıyoruz diye kendi kendime mırıldandığımı duyup, tekme tokat girişti bana. Koskoca general lan! Ben olsam allahın onbaşısıyla muhatap bile olmam. Ama o oldu. Ağzımı burnumu dağıttı resmen..

Şimdi insanlar bana soruyor ara sıra. Neden bu kadar pisliğe, haksızlığıa, yolsuzluğa şaşırmıyorsun, sorgulamıyorsun diye. Şaşırmam kardeşim, soru da sormam, sorgulamam da. Dayımdan, babamdan, öğretmenlerimden, komutanımdan, polisten ittifakla aynı şeyi duydum ben. Çok konuşma, çok soru sorma! Peki dayıcığım, peki öğretmenim, peki komutanım. Susarım ben de. Kitaplarımı okur, oyuncaklarımla oynar, olup biten her şeye içimden şaşırır ve dışımdan da derim ki. Bana ne ulan ne bok yiyorsa yesin herkes!

__________________
Vatan ne Türkiyedir Türklere, ne Türkistan Vatan, büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan."
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 18 Aralık 2015, 15:37   #26
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Karpuz kabuğuna yazılar yazmak...




Ya onu bırak hadi bizle ilgilen


 
Alıntı ile Cevapla

Alt 30 Aralık 2015, 00:24   #27
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (-1)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Karpuz kabuğuna yazılar yazmak...




Çaresizliklerin en büyüğü bir yalana yalan olduğunu bile bile inanmak, inanmak zorunda kalmak ya da inanır gibi yapmaktır. Yalanı ortaya çıkarmak kolaydır aslında. Zaten er geç ortaya çıkar. Hangi yalan sonsuza kadar devam edebilir ki? Bazen sorulacak tek bir soru, edilecek tek bir laf gerçeği bütün çıplaklığıyla seriverir ortaya. Ama sen ne o lafı edebilir ne de o soruyu sorabilirsin. Çünkü duyacağın şey bellidir. Ellerinle kurduğun ve yoktan var etmeye çalıştığın iki kişilik dünyanın o an başına yıkılacağını çok iyi bilirsin. Susarsın o yüzden. Yalan olduğunu bile bile inanırsın..

__________________
Vatan ne Türkiyedir Türklere, ne Türkistan Vatan, büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan."
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 30 Aralık 2015, 22:01   #28
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (-1)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Karpuz kabuğuna yazılar yazmak...




Sen Aralığa duyarlısın kış dendi mi üşürsün
Ben panik yaparım hemen dünyayı yakmaya kalkarım
Bahar gelir sonra gidersin unutulur bütün girişimlerim
Sevgilim aslında iç çekmelerimiz bile yalan
Bir yalanın üstüne yatarken göz göre göre
Yalansız bir öpüşmeden daha soylu ne olabilir?
Görmezden gelirim dert değil daha epey var bahara
Tek sen üşüme sevgilim bütün karlar bana yağsın
Arka cebimde konyak var iç bir yudum ısınırsın..

__________________
Vatan ne Türkiyedir Türklere, ne Türkistan Vatan, büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan."
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 24 Ocak 2016, 21:56   #29
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (-1)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Karpuz kabuğuna yazılar yazmak...




Eskiden sevmediğim bir şeyi sevmeye başladığımda bunu çok zor kabulleniyorum. Tadının güzel olduğundan emin olduğum ama bir şekilde bir zamanlar hoşlanmadığım bir yemek olabilir bu mesela. Yok lan güzel değil ki bu yemek sevmiyorum ben bunu diyorum. Aylarca yememek için direniyorum, lafı geçerse ya da bir yerde karşıma çıkarsa yok ben sevmem bunu diyorum. Tabii sadece yemek değil, ne bileyim bir insan olabilir, bir oyun olabilir, bir şarkı olabilir her şey için geçerli. Tutucu muyum manyak mıyım neyim anlamadım..

__________________
Vatan ne Türkiyedir Türklere, ne Türkistan Vatan, büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan."
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 30 Ocak 2016, 00:09   #30
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (-1)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Karpuz kabuğuna yazılar yazmak...




Nedir o zaman gerçek? Gerçek, gerçekte işimize gelmeyendir. Dışımızdaki hiçbir dayatmaya itiraz edemeyen zavallı ruh halimizin sorumlusudur. Gerçek bizi körleştirir ve köleleştirir, irademizi ortadan kaldırır. Bu yüzden gerçek, diğer insanların, eşyanın ve tabiatın saplantılarından ibarettir. Mutlak gerçeğe sadece deliler, çocuklar ve sarhoşlar ulaşabilir. Çünkü sadece onlar kendi gerçeklerini yaratma cesaretine sahiptirler..

__________________
Vatan ne Türkiyedir Türklere, ne Türkistan Vatan, büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan."
 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
kabuğuna, karpuz, yazmak, yazılar


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil Konuyu değerlendir
Konuyu değerlendir:

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Var
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Var
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Kaplumbağa kabuğuna nasıl kavuştu? Zen Bilim Dünyasından Son Haberler 0 04 Ağustos 2013 17:03
Kabuğuna Sinmiş Adam - Anton Çehov Liaaa Ne Okumalıyım? 0 20 Mart 2012 12:49
Karpuz - Karpuz Nedir - Karpuz Yetiştiriciliği YapraK Türkiye'nin Coğrafi Bölgeleri 0 14 Mart 2010 21:33