IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet odaları

>
+
Etiketlenen Kullanıcılar

1Beğeni(ler)
  • 1 Post By SpinoZi

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 18 Ocak 2024, 09:03   #1
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Çanakkale Lapseki Tarihi Geçmişi




Yaklaşık 2500 yıldan beri varlığını koruyan Lapseki’nin bu adının nereden geldiği ve nasıl oluştuğu bilinmemektedir. Lapseki adının kaynağı ile ilgili araştırmalarda iki rivayetten bahsedilmektedir; ilk rivayete göre, Lapseki’nin Anadolu’ya yapılan Helen göçleri öncesi varlığını sürdürdüğü ve Pityausa olarak anıldığı bilinmektedir. Kordos’un sülalesinden olan Foça’da doğmuş, Phoebus(Fobyus) ve Blebüsus isimlerindeki iki kardeş Pityausa’da hükümdar olan kral Mandrom’a hizmet ediyorlardı. Mandrom bu iki kardeşi Foça’lı göçmen kafilesini göndermek üzere görevlendirdi. Kafile Fobus’un nezareti altına girdi. Bu sırada adına Bebrykoslar denen ve bu bölgede yaşayan yerli halkın saldırısına uğrayan göçmenler tam öldürülecekleri sırada Kral Mandrom’un kızı Lampseke araya girmiş ve göçmenleri ölümden kurtarmıştır. Bu nedenle Helen göçmenleri Lampseke’ye bir tanrıça gibi tapmışlar ve sonradan ele geçirdikleri Pityausa kentine onun adını vererek şükran duygularını ifade etmişlerdir. İkinci rivayete göre, XVI. yüzyıl gezginlerinden Evliya Çelebi (1611-1682) yazdığı seyahatnamesinde Lapseki’den bu şekilde bahseder: "Deniz kenarından uzak bir bayır ve seki üzerinde incirli bir orman vardı. Türkler incire Löp derdi. İşte burada yapılan bu şehre de incirli seki anlamında Lapseki denilmiştir ki adı Löpsekiden gelir".



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Çok eski bir yerleşim olan ve Antik çağda Pityausa adı ile varlığını sürdüren Lampsakos daha sonraları Foçalıların ve ondan sonra da Miletosluların eline geçti. Miletoslular M.Ö. 670 yıllarında koloni kurmak için harekete geçmişler ancak Ege kıyıları daha önceleri koloniler haline geldiğinden daha uzaklara Marmara ve Karadeniz kıyılarına gitmek zorunda kalmışlardır. Çanakkale Boğazında Sestos’un karşısında Abydos’u (Nara Burnu) Kapıdağ Yarımadası'nda Kaykos (Erdek), Khios (Gemlik) ve Mirleia (Mudanya) şehirlerini koloni haline getirdikten sonra Lampsakos’u da (Lapseki) kolonileştirdiler. Bu dönemde Lampsakos’un özellikle şarabı çok ünlüydü. O kadar ki İran Şahları Darius ve Kserkes buradan şarap getirtirlerdi. Lapseki Marmara’nın girişinde, boğazın kilit noktasında bulunması ve Trakya ile Anadolu’nun geçiş güzergâhında olmasından dolayı tarihinin her devrinde ya işgale uğradı ya da şehrin düzenini bozan büyük göçlerin etkisi altında kaldı. Darius zamanında Anadolu'da Pers İmparatorluğu’na bağlı birinci derecede dört satraplık bulunmaktaydı.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Satraplıklardan Daskilion (Tirilye) şehrine bağlanan Lampsakos her yıl Pers İmparatorluğuna gümüş tazminatı vermeye mecbur kaldı. Perslerin bölgeden çekilmelerinden sonra Lampsakos, Yunan site devletlerinin doğrudan tesiri altında kaldı. Ege Denizi tarihinin klasik çağında (M.Ö. 479-334) Lampsakos’un surlarla çevrilmemiş olduğunu Thoukydides’den öğreniyoruz. Lapseki, Atina-Sparta Savaşları sırasında Atina’ya başkaldırıp Delos Birliği'nden ayrılmak istediği zaman, 24 gemiyle ayaklanmayı bastırmaya gelen Atinalı komutan surlarla çevrilmemiş bu kenti ilk saldırıda ele geçirmiştir. Atina birlikleri 409 yılında kenti tahkim etmişler ve üs olarak kullanarak boğazın kontrolünü ellerine geçirmişlerdir. Atinalıların Lapseki’yi ele geçirip boğazı kontrol altına almaları üzerine Spartalı Komutan Lysandros, donanması ile Çanakkale Boğazına gelerek Lapseki’yi ele geçirmek ve çevredeki şehirlere gözdağı vermek istemiştir. Bu durum karşısında hemen harekete geçerek önlem alan Atinalılar, donanmalarını Avrupa sahilinden Khios istikametine yola çıkardılar. Lysandros, Bugünkü Nara Burnu'na kurulmuş bir şehir olan Abydos’tan itibaren sahili izleyerek Anadolu kıyısındaki Lapseki’yi kuşattı. Şehre taarruz ederek şehri ele geçirdi. Spartalıları adım adım takip eden Atinalılar hiç vakit kaybetmeden erzaklarını alıp Lapseki’nin karşısına düşen Aigos-Potamoi’e (Cumalıdere) geldiler. Aigos-Potamoi muharebesi Spartalı komutan Lysandros’un zaferi ile sonuçlandı ve Lapseki uzun süre Spartalılar hakimiyetinde kaldı. Helenistik dönemde, Lampsakos şehrine ait bilgileri Pausanias’un yapıtlarından öğrenmekteyiz. Pausanias Yunanistan’da, Olimpia’ya dikilmiş komutanların heykelleri üzerine bilgi verirken, Lampsakos şehrine de değinmiştir. Burada, Büyük İskender’in Asya seferi sırasında Lampsakos’un önünden geçerek Biga istikametinde yoluna devam ettiği belirtilir. Bu olaylardan sonra Lapseki, Büyük İskender’in koruyuculuğu altında var olmaya devam etmiştir.

Roma İmparatorluğu Dönemi:

Büyük İskender’in ölümünden sonra; Makedonya Kralı V. Filippos, Yunanistan’ı hakimiyeti altına almaya çalışırken Seleukos İmparatoru III. Antiochos’da donanması ile Ege kıyılarını ve Çanakkale Boğazındaki, Lampsakos’u zapt etti. Lampsakoslular, Anadolu şehirleri içinde bir ilk olarak Roma’ya gönderdikleri heyetle kendilerinin kurtarılmalarını ve yardım edilmesini (M.Ö. 197) istediler. Roma ile Selevkoslular arasında yapılan savaş sonunda M.Ö. 188 yılında Apamea Kibatos, şehrinde barış antlaşması yapıldı. Lapseki ve Boğazlar Romalıların müttefiki Bergama Kralı Evmenes’in koruyuculuğuna bırakıldı. Sonraki dönemlerde Roma İmparatorluğu Anadolu üzerindeki hakimiyetini daha da arttırarak Bergama ve Bitinya Krallıklarını da ortadan kaldırdı ve böylece bölgede tek güç olarak kaldı. Lapseki de kesin olarak Roma hakimiyeti altına girdi.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Bizans Dönemi:

Roma İmparatorluğu'nun doğu ve batı diye ayrılması ve Konstantinopolis’in Doğu Roma’nın başkenti olması ile beraber Gelibolu’nun Bizans Dönemi'nde ticaret ve liman bakımından önem kazanması dolayısı ile Lapseki’nin eski durumunu muhafaza etmesine imkân kalmadı. M.S. 471 yılında Justinianus’un Gelibolu’yu boğazın kontrolü için tahkim etmesi, tersaneler kurması bu şehrin bölgede yeni bir merkez olarak ortaya çıkmasını sağladı. Lampsakos’un eski parlak durumunu koruyamamasının bir nedeni de, yakınlarında bulunan Abydos(Nara Burnu) kentinin, Bizans döneminde Piskoposluk merkezi olması ve gümrük teşkilatının kurularak ticareti kontrol etmesi gösterilebilir. Bugünkü Lapseki şehrinde eski devirlere ait eserler tam olarak gün ışığına çıkmamıştır. 19. yüzyılın sonlarında (özellikle mermer direkli) Antuvan Devri'ne ait eserler bulunmuştu. Çıkan buluntuların büyük kısmı Roma egemenliği döneminden kalmadır. Bir ilk çağ kenti Akropolisinin, burada olduğu tahmin edilmektedir. Sözü edilen yerde sur izleri ile toprağa karışmış bol sayıda çanak çömlek kırıkları görülmektedir. Lampsakos şehri zamanla diğer küçük site devletleri gibi eski durumunu kaybetmiştir. Bu devirlerde küçük şehir devletleri hemen hemen her vakit düşman olan tarafın tuzağına düşerek ortadan kalkarlar, aradan kısa bir süre geçince ya kendileri ya da kendilerine yardıma gelen müttefikleri sayesinde tekrar özgürlüklerine kavuşurlardı.

Osmanlı İmparatorluğu Dönemi:

Osmanlılar, Bursa dolaylarında devletleşme yolunda adımlar attığı sırada Çanakkale Boğazı’nın, Anadolu ve Rumeli yakaları da Bizans toprakları içindeydi. Aydınoğulları'ndan Umurbey, Melik İshak, Halil Ece, Saltık Bey; Karesioğulları'ndan Yahşi Bey ve Alaaddin Beyler Anadolu yakasındaki birçok yeri hakimiyetleri altına almışlardır. Bu esnada Gelibolu, Bizanslı Tekfur Kantakuzen’in elinde bulunuyordu. Osman Bey zamanında bir aşiret görünümdeki Osmanlı Devleti, Orhan Bey zamanında devlet hüviyetine sahip olmuş ve kuvvetleri ile Karesioğulları ve Saruhanoğulları Beylikleri'ni ortadan kaldırdıktan sonra Lapseki ve çevresini de ele geçirmişti. Orhan Gazi zamanında Süleyman Paşa önderliğindeki Osmanlı ordusu Rumeli’ye geçmeden az önce Lapseki’yi fethetmek için yürümüştür. O zaman Bizans’ın elinde bulunan Lapseki’ye padişahın fermanını götürmek için al (kırmızı) renkli atlara sahip üç tane Osmanlı süvarisi görevlendirilmiştir. Süvariler Lapseki’nin tam güneydoğu istikametine geldikleri zaman ilçeye bir kilometre mesafede küçük bir tepe üzerindeki Bizanslılar tarafından şehit edilmişlerdir. Şehitlerden bir tanesinin cesedi bulunamamıştır. Diğer iki askerin gömüldüğü yer halk dilinde İki Al Atlı şeklinde söylenegelmiştir.[3] Bu şehitler için aynı yerde iki adet mezar mevcuttur. 1356 yılında ise Orhan Bey’in oğlu Şehzade Süleyman Paşa, Ece Bey, Hacı İlbey, Gazi Fazıl Bey ve Evrenos Bey; Güreci ile Lapseki arasına gelerek ilk defa fetih amacıyla Gelibolu’ya geçtiler. Bu arada Orhan Bey Umurbey’deki kiliseyi camiye çevirdi. Gazi Süleyman Paşa’da, Lapseki’de bugünkü camiyi yaptırdı.

Kurtuluş Savaşı'nda Lapseki:

I. Dünya Savaşı'nda kendi topraklarında ve diğer cephelerde çarpışan Türk orduları 30 Ekim 1918'de Mondros Ateşkesi'ni imzalamak zorunda kalmıştı. Bu antlaşmanın kendilerine verdiği yetkilere dayanarak işgal devletleri Anadolu'nun değişik noktalarına asker çıkarmaya ve gerekli gördükleri stratejik konumda olan yerleri işgal etmeye başlamışlardır. Boğazlar da işgalde ele geçen yerler arasında kalmıştı. Lapseki, Yunanların işgal yürüyüşleri sırasında 22 Haziran 1920′de toplu saldırıya geçen Yunanlar tarafından ele geçirildi. Bu sırada Trakya Bölgesi'nde Kuvâ-yi Milliye teşkilatı tam örgütlenmemişti. Biga ve Lapseki dolaylarında da yeterli bir teşkilat yoktu. Amaç, Fransızların kontrolündeki Gelibolu Akbaş İskelesi depolarında bulunan silah cephane ve mühimmatı Lapseki yoluyla, Kuva-yi Milliye Birliklerine göndermekti. Bu mühimmat, Fransızlardan kaçırılmak suretiyle gönderilmiştir. Olaydan haberdar olup Lapseki’ye gelen Fransız harp gemisinin olayın önüne geçmek uğruna çabaları boşa gitmiş, sadece mühimmatın kaçırılması sırasında esir alınarak Lapseki’ye getirilmiş olan 20 kişilik Fransız müfrezesi Kuvâ-yi Milliye birliklerinden teslim alınmıştır. İçinde bulunulan olağanüstü koşullar nedeniyle elde edilen bu başarının önemi çok büyüktür.

tr.wikipedia.org'dan alıntıdır.


Konu SpinoZi tarafından (18 Ocak 2024 Saat 09:06 ) değiştirilmiştir. Sebep: İçerik düzenlendi.
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları Sorf bizimmekan
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Çanakkale Eceabat Tarihi Geçmişi SpinoZi İl ve İlçelerimizin Tarihçesi 2 18 Ocak 2024 09:35
Çanakkale Gökçeada Tarihi Geçmişi SpinoZi İl ve İlçelerimizin Tarihçesi 0 18 Ocak 2024 09:01
Çanakkale Gelibolu Tarihi Geçmişi SpinoZi İl ve İlçelerimizin Tarihçesi 1 18 Ocak 2024 08:28
Çanakkale Ezine Tarihi Geçmişi SpinoZi İl ve İlçelerimizin Tarihçesi 1 18 Ocak 2024 08:28
Çanakkale Çan Tarihi Geçmişi SpinoZi İl ve İlçelerimizin Tarihçesi 1 18 Ocak 2024 08:27