IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 29 Kasım 2008, 17:27   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Bediüzzaman Said Nursi




Bediüzzaman Said Nursi
(Ocak-Mart 1878 - 23 Mart 1960)
Risale-i Nur Enstitüsü


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Gençliği ve Tahsil Hayatı: I. Meşrutiyet Devri

Bediüzzaman Said Nursi’nin doğduğu yıl Osmanlı Devleti, Balkanlar ve Kafkasya’da, Rusya’yla savaşmaktaydı. Osmanlı tarihçilerinin Rumi takvime göre ‘93 Harbi’ diye adlandırdığı 1877-78 Osmanlı-Rus savaşı, hem Osmanlı Devleti hem de Batılı Devletler için yeni bir dönemin başlangıcını teşkil edecek kadar önemlidir. Rusya’nın Sırpları kışkırtması ile Bosna-Hersek ve Karadağ’da başlayan isyanlar, Avrupa’nın yarısını ve Osmanlı Devleti’nin tamamını etkileyecek kadar büyük bir savaşa sebep olmuştu. Bu sırada Osmanlı Devleti, Meşrutiyeti ilan etmiş; siyasi, sosyal ve ekonomik alanlarda büyük değişikliklere yol açacak olan anayasal parlamenter sistemi yürürlüğe koymuştu. Nisan 1877’de, Rusya’nın savaş ilanıyla Kafkas ve Balkan Cephelerinde başlayan çarpışmalar, Osmanlı kuvvetlerinin sürekli olarak geri çekilmesi ile sonuçlandı. Ruslar, batıda Plevne’yi düşürdükten sonra Balkanları boydan boya istila ederek, İstanbul’a 18 kilometre uzaklıktaki Yeşilköy’e kadar gelmiş, doğuda Ardahan, Oltu, Kars’ı alarak Erzurum’a girmişti. Bu esnada, Osmanlı ülkesinde ekonomik kriz had safhada idi. Halk, fakirlik ve salgın hastalıklardan ayakta duramaz hale gelmişti. Parlamento, devam etmekte olan savaş yüzünden sağlıklı çalışamadığı, ülkenin acil olarak çözüm bekleyen sorunlarına pratik çözümler üretemediği için çalışmalarına ara vermişti. Savaşın sonunda Yeşilköy’de imzalanan Ayastefanos anlaşması ile Osmanlı, Balkanlarda ve Avrupa’daki topraklarının neredeyse tamamına yakınını kaybetmişti. Tuna Cephesinde Romanya, Sırbistan ve Karadağ bağımsızlığına kavuşmuş ve Bulgaristan prensliği kurulmuştu. Kafkas Cephesinde ise Batum, Kars, Ardahan ve Doğubeyazıt Ruslara bırakılmıştı. Osmanlı Devletinin ödemesi gereken ağır savaş tazminatı, uzun yıllar süren ekonomik çöküntüye yol açmıştı.
Anlaşmadan sonra terk edilen topraklarda yaşayan Müslüman ve Türk nüfusun her türlü zor şartlar altında başlayan göç dalgaları, ülkedeki durumu daha da ağırlaştırmıştı.
Bediüzzaman Said Nursi, yeni bir devrin başlangıcı sayılan bu gelişmeler yaşanırken dünyaya geldi. 1878’de1 Bitlis’in Hizan ilçesinin Nurs köyünde doğan Bediüzzaman, ilk eğitimini ağabeyi Molla Abdullah’tan aldı. Tağ Köyü’ndeki medresede öğrenim hayatına başladığında sekiz yaşındaydı. Beş yıl süren tahsil hayatı boyunca, bir çok medresede kısa sürelerle bulunarak ders aldı. Bu süre zarfında Kur’an’ı hatmetti ve medrese eğitiminin temeli olan sarf ve nahiv kitaplarını İzhar’a2 kadar okudu. Sonunda, Doğu Beyazıt’ta bulunan Şeyh Mehmet Celali’nin medresesinde üç ay süren bir eğitim gördü.3 Burada, medrese eğitiminde yer alan kitapların yanında pek çok başka kitabı da okudu. İcazetini4 alarak Doğubeyazıt’tan ayrılan Said Nursi, son derece hareketli geçen tahsil hayatında, çok genç yaşta iken klasik medrese eğitiminin sınırlarını aşan engin bir birikime sahip oldu.
Doğudaki ilim merkezlerine tek tek giden Said Nursi, o dönemin medrese alimleri arasında gelenek halinde olan ilmi münazaralara katıldı. Keskin zekası ve güçlü hafızasının yardımıyla bu münazaralardan başarıyla çıktı. Şarktaki medrese alimleri karşısında ilmi rüştünü fiilen ispatlamış olan Said Nursi’nin genç yaşta ulaştığı ilim seviyesi, herkesi hayrete düşürmüştü. Anlaşılması en zor konuları kolaylıkla anlaması ve mütalaa ettiği kitapları kolaylıkla ezberine alması gibi farklılıkları sebebiyle, zamanın alimleri ona “Bediüzzaman”5 lakabını uygun görmüşlerdi.
1893 yılında, Miran aşiret reisi Mustafa Paşa’yı, yöre halkına yaptığı baskı ve zorbalıktan vazgeçirmek için 6 Cizre’ye giden ve burada bir müddet kalan Said Nursi, 1894’te Mardin’e geldi. Mardin’de kaldığı süre zarfında her türlü sosyal faaliyetin içinde bulunan Bediüzzaman, burada karşılaştığı Şeyh Cemaleddin Afgani’nin bir talebesinden Afgani’nin siyasi fikirlerini tanıma fırsatı buldu.7 Siyasetle ilgilenmeye de ilk defa Mardin’de başlayan Bediüzzaman, tartışmalarda fikrini açıklamaktan geri durmuyordu. Bulunduğu topluluklarda tartışmalara neden olan Said Nursi’yi, Mardin Mutasarrıfı bir tedbir olarak il hudutları dışına çıkarmak zorunda kaldı. Bitlis’e gelen Bediüzzaman’ın ilmi vukufiyeti ve farklı kişiliği, Bitlis Valisi Ömer Paşanın dikkatini çekmiş ve Vilayet konağında kalarak çalışmalarına devam etmesi için ona bir oda tahsis etmişti. Konağın büyük kütüphanesi İslami ilimlere ait olan eserleri tamamen mütalaa ederek çalışmasına müsait zemin oluşturmuştu. Bitlis’te geçirdiği iki yıllık süre Bediüzzaman’ın İslami ilimlerde derinleşmesine vesile olmuş, ilmi üstünlüğü ulema ve nüfuzlu kimseler arasında ona, hatırı sayılır bir şöhret kazandırmıştı. Bu arada onun ulema ve halk arasındaki şöhret ve itibarından etkilenen Van Valisi Hasan Paşa, Van’a gelmesi için ısrarla davet ediyordu.
İki senelik Bitlis hayatından sonra Said Nursi, Vali Hasan Paşa’nın daveti üzerine gittiği Van’da on yıl kadar kaldı. Hasan Paşa’nın yerine tayin olunan İşkodralı Tahir Paşa da Said Nursi ile ilişkilerini devam ettirmiş ve aralarında samimi bir dostluk kurulmuştu. Bediüzzaman konağın kendisine ayrılan bölümünde uzun süre kalarak çalışmalarına devam etmişti. Çeşitli gazete ve dergilerin de zamanında bulunabildiği konağın zengin kütüphanesi, Bediüzzaman’a çeşitli konularda derinleşmesi için iyi bir imkan oluşturmuştu. Said Nursi, burada Paşa’nın kütüphanesindeki pozitif bilimlere ait kitapları da inceleyecek çalışma imkanını buldu. Bir yandan tarih, felsefe, coğrafya, matematik, kimya, jeoloji ve felsefe ile ilgilenirken, diğer yandan içinde yaşadığı toplum yapısını çok yakından inceleme ve tanıma fırsatına sahip oldu. Osmanlı cemiyetinin içinde bulunduğu sıkıntıların aşılmasında eğitime çok önemli bir rol düştüğünün farkındaydı ve medreselerde din ilimleriyle birlikte müsbet ilimlerin de okutulması gerektiği kanaatine vardı. Hatta bu yolda eğitim esasları ve yönetim şekliyle bir de üniversite projesi zihninde teşekkül etmiş, bundan sonraki hayatının en büyük iki gayesinden birini oluşturan idealindeki bu üniversiteye, “Medreset-üz Zehra” adını vermişti.8
Valinin konağında ilmi çalışmalarına devam ederken, bir yandan da kendine ait Horhor Medresesinde ders veriyordu. Tahir Paşa, bir gün ona, konağa getirilen gazetelerin birinde, İngiltere’nin Sömürgeler Bakanı Gladstone’un Avam Kamarasında yaptığı konuşmanın haberini okudu.
Habere göre Gladstone elinde bir Kur’an-ı Kerim ile kürsüye gelerek: “Bu Kur’an Müslümanların elinde bulunduğu müddetçe, biz onlara hakiki hâkim olamayız. Ne yapıp yapıp, bu Kur’an’ı sükût ettirip ortadan kaldırmalıyız. Yahut da Müslümanları ondan soğutmalıyız” demişti.9 Bu söz Said Nursi’nin dünyasında fırtınalar koparmış ve hayatının belki de en önemli kararını vermesine yol açmıştı. Gladstone’un sözüne karşılık olarak, “Ben de Kur’an’ın sönmez ve söndürülemez ebedi bir güneş gibi mucize olduğunu dünyaya ilân edeceğim” diyen Bediüzzaman, hayatının diğer bir gayesi olarak “Kur’an’ın bu asra bakan manevi mucizesi”ni insanlara ispat ederek gösterme kararını verdi.10
Van’daki uzun ikametinin neticesi olan bu karar ve Şarkta kurulmasını istediği üniversite fikri, Said Nursi’nin bundan sonraki hayatını şekillendiren en önemli iki hareket noktasıydı.
Van’ın, Said Nursi gibi bir deha için çok küçük olduğunu düşünen tecrübeli Osmanlı Paşası Van Valisi Tahir Paşa, onu İstanbul’a gitmesi için teşvik ediyordu. Ve nihayet Said Nursi, 1907 yılının başlarında İstanbul’a gitmeye karar verdi. Maksadı, fen ilimleriyle din ilimlerinin birlikte okutulacağı, idealindeki üniversite düşüncesini hükümete iletmekti. Tahir Paşa’nın Sultan Abdülhamid’e hitaben yazdığı referans mektubunu alan Bediüzzaman, önce karayoluyla Trabzon’a, oradan da gemiyle İstanbul’a gitti.11
İstanbul’da ilk önce Ferik Ahmed Paşa’nın evine yerleşti.12 İlk iş olarak, Doğu’da kurulmasını istediği üniversite ile ilgili bir dilekçeyi padişahın özel kalem dairesi olan Mabeyn-i Hümayun’a sundu. Ancak, hükümet dilekçenin konusu olan üniversite projesinin önemini kavrayamadı ve bunu gerçekleştirmek için hiçbir teşebbüste bulunmadı. Bediüzzaman, İstanbul’a gelişinden iki ay sonra Fatih’teki Şekerci Han’da kalmaya başladı.13 Burada odasının kapısına “Burada her suale cevap verilir, her müşkil hallolunur; fakat sual sorulmaz” diye bir yazı astı. İçerisinde alimlere ve aydınlara gizli bir meydan okuma da bulunduran bu davet, kısa sürede bütün İstanbul’a yayıldı.
İlim adamları, medrese hocaları, talebeler, siyasetçiler, herkes bu Şarktan gelen keskin zekalı ve garip kıyafetli adamı konuşmaya başladı. İnsanların yavaş yavaş bu genç alimin etrafında toplanmaya başlaması hükümetin evhamlanmasına sebep oldu. Birkaç kere tutuklandı ve serbest bırakıldı. Said Nursi’den kurtulmak isteyen hükümet, onu bir defa da Tımarhaneye gönderdi.14 Bunun muhalifleri sindirmek için başvurulan bir yol olduğunu bilen Said Nursi: “Akıllılık dediğinizin çoğunu ben akılsızlık biliyorum. O çeşit akıldan istifa ediyorum”15 diyerek kendisini susturmak isteyenlerle uzlaşmadı. Toptaşı Tımarhanesi doktorunun, “eğer bu adamda zerre kadar cünun varsa dünyada akıllı adam yoktur” diye rapor vermesiyle de serbest bırakmadılar ve tımarhaneden alarak hapishaneye gönderdiler.
Gözaltında iken Zaptiye Nazırı Şefik Paşa, kendisini ziyaret ederek Padişahın selamıyla birlikte İhsan-ı Şahaneden 1000 kuruşu takdim etmişti. Şefik Paşa, O’nun eğitim hakkındaki teklifinin Bakanlar Kurulunun gündemine alındığını, kendisinin de açılacak üniversiteye otuz lira maaşla rektör tayin edildiğini ve maaşının hemen başlayacağını da tebliğ etmişti. Bediüzzaman ise bunun bir sus payı olduğunu ifade ederek, kendisine takdim edilen makamı ve ihsanı reddetmiş ve derhal padişahla görüşmek istemişti. Hayretler içinde oradan ayrılan Şefik Paşa’dan ve hükümetten herhangi bir haber çıkmamış, Bediüzzaman da hapishanede kalmaya devam etmişti.16

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Alt 29 Kasım 2008, 17:29   #2
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Bediüzzaman Said Nursi




Bediüzzaman Hangi Tarihte Doğdu?
Risale-i Nur Enstitüsü

Bediüzzaman Said Nursi hakkında yapılan biyografik çalışmalarda, henüz Miladi takvime göre ortak bir doğum tarihi ortaya konulamamıştır. Hatta biz bu araştırmamız esnasında gördük ki doğru tarihe hiç ulaşılamamıştır. Yani Miladi 1873’le başlayan farklı doğum tarihleri zinciri, düzeltilmek maksadıyla önce 1876 ve daha sonra da 1877 yılına çekilmiştir. Fakat, bizim Bediüzzaman’ın doğum yılı olarak ortaya koymaya çalıştığımız Miladi 1878 tarihine bu zamana kadar ulaşılamamıştır.

Takvim Sorunu
Said Nursi, yaşadığı dönem itibariyle üç ayrı takvimle muhatap olmuştur. Bunlardan ilki Hicri Takvimdir. Hicri Takvim, Hz. Peygamberin Mekke’den Medine’ye hicretini milat kabul eden, yani Miladi 622 yılında başlayan ve Müslüman Arapların ayın devrelerini esas alarak geliştirdiği bir takvimdir. Bir yıl—ayların gün sayısı toplamına göre—354 ya da 355 gündür. Türkler de İslam’ı kabul ettikten sonra, 1 Ocak 1926’ya kadar bu takvimi kullandılar.
İkincisi Rumi Takvim(Mali Takvim)’dir. Osmanlı Devletinde, Ay yılı ile güneş yılı arasındaki 11 günlük farktan kaynaklanan problemleri gidermek maksadıyla, 17. yüzyılın ortalarından itibaren kullanılmaya başlanan Rumi Takvim, mali ve idari işlerde ve yazışmalarda kullanılıyordu. Doğum tarihleri de bu tarihe göre kaydediliyordu. Rumi Takvim 1926’dan itibaren bütçe dışında bütün resmi işlemlerden kaldırıldı.
Üçüncüsü ise 1 Ocak 1926’dan itibaren kullanmaya başladığımız Miladi Takvim(Gregoryen Takvimi)’dir. Hz. İsa’nın doğumunu 0(sıfır) kabul eden ve 15 Ekim 1582 tarihinde son şeklini alan bu takvime göre yıl, 365 güne sabitlenerek takvimin doğru gitmesi sağlanmıştır.
Hicri, Rumi ve Miladi yıllar arasındaki gün farklılıkları ve artık yıllar nedeniyle, Hicri Takvime göre binikiyüzdoksanbeş (1295) ve Rumi Takvime göre binikiyüzdoksanüç (1293) olarak kayıtlı olan Bediüzzaman’ın doğum tarihini, bugün kullandığımız Miladi Takvime çevirmede yanlış sonuca ulaşmak kaçınılmaz olmuştur.1

Yanlış Tarihler
Doğum tarihiyle ilgili ilk yanlış bilgi 1957 yılında Bediüzzaman’ın talebeleri tarafından neşredilen Tarihçe-i Hayat isimli eserde verilmiştir. Bu eserde doğum tarihi Hicri(H)1290-Miladi(M) 1873 olarak yer almaktadır.2 Hicri 1290’ın Miladi karşılığı 1873 olmakla birlikte3 H. 1290 tarihine başka hiçbir yerde rastlanılmamaktadır.
Bediüzzaman’ın doğum yılı olarak Hicri 1295’in doğruluğundan şüphe yoktur. Zira hem Bediüzzaman’ın beyanına göre resmi makamlarca doldurulan kimlik belgelerinde4 doğum yılı olarak bu tarih yer almaktadır, hem de pek çok yerde5 geçen Rumi(R) 1293 tarihinin Hicri karşılığı 1295’tir.6 Yani R. 1293 ile H. 1295 arasında sağlama yapılmıştır. Bu iki tarih de doğrudur.
Said Nursi’nin doğum yılı olarak şimdiye kadar yapılan çalışmalarda ulaşılan ikinci yanlış sonuç ise M. 1876’dır.7 Bediüzzaman’ın kronolojik olarak hayatının anlatıldığı en önemli kaynaklardan olan, Necmeddin Şahiner’in kaleme aldığı, Bilinmeyen Taraflarıyla Bediüzzaman Said Nursi isimli eserde yer alan bu yanlış, Rumi Takvimden Hicri Takvime yapılan tarih çeviriminden kaynaklanmıştır. Zira, Rumi tarih 1293 olarak verilmektedir ki, bu M. 1876’yı karşılamamaktadır.8
Doğru tarih nedir peki? Elimizde doğumu gün ve ay olarak gösteren bir bilgi olmadığına göre kabaca, yıldan hareketle doğru tarihi yakalamak durumundayız. Bu konuda ulaşılan bir çok kaynak Rumi olarak 1293’ü göstermektedir. Bunlardan en önemlileri Bediüzzaman’ın 26 Eylül 1337 yani 26.09.1921 tarihinde aldığı Hüviyet Cüzdanı9 ve yine 17 Teşrin-i evvel 1337 yani 17.10.1921 tarihinde kendi beyanıyla doldurulup Darü’l Hikmeti’l İslamiye reisliğine sunulan özgeçmişidir.10 Ayrıca Bediüzzaman’ın talebesi Müküslü Hamza’nın11 ve yeğeni Abdurrahman’ın(Nursi)12 yazdığı tarihçelerde de R. 1293 tarihi zikredilmektedir. Yine Said Nursi kendi eserleri olan Lem’alar13 ve Şualar’da14 doğum tarihini 1293 olarak ifade etmektedir. Tarih Çevirme Kılavuzuna baktığımızda Rumi 01.I.1293 ile 19.X.1293 arasındaki zaman dilimi, Miladi 1877 tarihine karşılık geliyor. Yani R. 1293’ün ilk on ayı M. 1877 yılının içinde yer alıyor. Bu noktadan hareketle doğum tarihini 1877 olarak kabul etmek doğru gibi gelebilir. Ki, bunu bazı eserlerde görüyoruz.15

Bediüzzaman’ın Doğum Yılı İçin Doğru Tarih 1878’dir
Ancak, yukarıda zikrettiğimiz M. 1877’yi karşılayan Rumi on ay içinde, Hicri 1295’i bulamıyoruz. H. 1295, tam da R. 1293’ün içindeki M. 1877 tarihinin bitiminden beş gün sonra başlamaktadır.16 Yani belgelerle sabit olan R. 1293 ve H. 1295 tarihlerinin Miladi olarak kesiştikleri yıl 1878’dir.17 Bir başka ifadeyle Hicri 1295 yılının başladığı 01 Muharrem (R. 24 Kanun-ı evvel 1293) ile Rumi 1293 yılının bittiği 28 Şubat (H. 08 Rebiü’l evvel 1295) tarihlerinin kesiştiği Miladi dönem, 05 Ocak 1878 ile 12 Mart 1878 arasıdır.18 Bu durumda Bediüzzaman Said Nursi’nin doğum yılı, her halükarda 1878’dir. Yani Bediüzzaman Said Nursi, 5 Ocak 1878 ile 12 Mart 1878 tarihleri arasında bir günde dünyaya gözlerini açmıştır.
Umarız bundan sonra yapılacak olan yayınlar bu bilginin ışığı altında Bediüzzaman’ın doğum tarihini doğru bir şekilde yazarlar. Ve yine umarız bu küçük araştırma akademik disiplin altında yapılacak olan biyografi yada tarihçe-i hayat çalışmaları için bir başlangıç olur.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 29 Kasım 2008, 17:31   #3
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Bediüzzaman Said Nursi




Belgelerle Bediüzzaman


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

MALİYE NEZARETİ, EVRAK-I NAKDİ VE LEVAZIM MÜDÜRÜYETİ
ŞURA-YI DEVLETİN GAYR-I DEVAİRDEN MESALİH-İ ŞAHSİYEYE
DAİR VERİLEN MAZBATAYA MAHSUS VARAKADIR
Kıymeti Beş Kuruştur
DEVLET-İ ALİYE-İ OSMANİYE TEZKERESİDİR
İsim ve şöhreti: Bediüzzaman Said Efendi.
Pederi ismiyle mahall-i ikameti: Müteveffa Mirza Efendi.
Validesi ismi: Müteveffiye Nuriye Hanım.
Tarih ve mahall-i veladeti: 1295(bin iki yüz doksan beş) ve 1293(bin iki yüz doksan üç). Hizan Kazası, Nurs Karyesi.
Milleti: Müslim.
San'at ve sıfat ve intihab selahiyeti: Darü'l-Hikmeti'l-İslamiye azasından.
Müteehhil ve zevcesi olup olmadığı: Mücerred.
Derecat ve sınıf-ı asliyesi: -
EŞKALİ, SİCİL-İ NÜFUSA KAYID OLUNAN MAHALLLİ
Boy: Orta. - Göz: Ela. - Sima: Buğday.
Alamet-i farika-i sabite: Tam.
Vilayeti: İstanbul. - Kazası: Beyoğlu, Rumeli, Boğaziçi.
Mahalle ve Karyesi: Sarıyer. - Sokağı: Fıstıklı Bağlar.
Mesken Numarası: 18/11. - Mesken Nev'i: Yabancı.
Esas kaydı: Bitlis Vilayeti, Hizan Kazası, Nurs Karyesi.
Balâda isim ve şöhreti, hal ve sıfatı muharrer olan Bediüzzaman Said Efendi,
Devlet-i Aliye-i smaniye tebaiyetini haiz olup ol suretle
ceride-i nüfusta mukayyed olduğunu mü'şir işbu tezkere ita kılındı.
— 26 Eylül 1337 —
Nezaret-i Umur-ı Dahiliye

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 29 Kasım 2008, 18:06   #4
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Bediüzzaman Said Nursi




Resimlerle Bediüzzaman


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Bediüzzaman Said Nursi (1878-1960)


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Bitlis'te Hizan'a bağlı Nurs Köyü'ndeki dünyaya geldiği ev



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Bediüzzaman'ın ilk tahsilini yaptığı, Nurs köyü yakınlarındaki Tağ köyü medreseleri



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Siirt'in Tillo kasabasında Kamus-u Okyanus'u Sin harfine kadar ezberlediği türbe



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Bediüzzaman Said Nursi'nin, gençlik yıllarında minaresinin şerefesindeki korkuluklarında yürüdüğü Mardin'deki Cami.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Bediüzzaman'ın Miran Aşireti Reisi Mustafa Paşa'yı ziyareti esnasındaki gençlik hali.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

1907'de İstanbul'a geldiğinde kaldığı Şekerci Han. (Fatih)



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Şekerci Han'ın 80'li yıllardaki hali



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

1908'de hükümet tarafından gönderildiği Toptaşı tımarhanesi (Üsküdar)




Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Bediüzzaman'ın düşerek hayati tehlike atlattığı Van Kalesindeki mağaraların görünümü.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 29 Kasım 2008, 18:14   #5
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Bediüzzaman Said Nursi




Resimlerle Bediüzzaman


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

1911'in kışında bir Cuma günü kalabalık bir cemaate hitap ettiği Şam'da Emeviye Camii



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Birinci Dünya Savaşı esnasında gönüllü alay komutanı iken çekilen fotoğrafı



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Bediüzzaman'ın Bitlis'te yaralı olarak içinde 30 saat beklemek zorunda kaldığı ve esir edildiği su arkının ağız kısmı tahta ile kapalı halde. 1971'de CENTO yolu yapılmadan önceki hali.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Bediüzzaman'ın Bitlis'te yaralı olarak içinde 30 saat beklemek zorunda kaldığı ve esir edildiği su arkının ağız kısmı tahta ile kapalı halde. 1971'de CENTO yolu yapılmadan sonraki hali



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Rusya'daki esaretinden İstanbul'a dönerken Alman resmi makamları tarafından çekilen fotoğrafı



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

1918'de Dârü'l-Hikmetü'l-İslâmiye azası iken yeğeni Abdurrahman ile çektirdiği fotoğraf



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

1926'da hükümet tarafından Barla'ya sürgün edildiğinde ilk olarak kaldığı Muhacir Hafız Ahmed'in evi



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin Barla'ya ilk geldikleri zaman hükümetin isteği üzerine çekilen ve Ankara'ya gönderilen fotoğrafı.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

1926'dan itibaren Barla'da 8,5 sene kaldığı ve "Nur'un ilk medresesi" olarak kabul ettiği ev.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Nur'un ilk medresesi" olarak kabul edilen evin bir başka açıdan görünüşü

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 05 Mart 2009, 06:50   #6
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Bediüzzaman Said Nursi




Emeğine sağlık

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 15 Mart 2009, 22:00   #7
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Bediüzzaman Said Nursi




Konuyu hortlattığım için kusura bakmayın. Bu zat alim değil, cumhuriyete karşı olanlardan birisidir. Gerçek ismi Said Kürdi'dir.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 15 Mart 2009, 22:36   #8
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Bediüzzaman Said Nursi




atmaca27 Nickli Üyeden Alıntı
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Konuyu hortlattığım için kusura bakmayın. Bu zat alim değil, cumhuriyete karşı olanlardan birisidir. Gerçek ismi Said Kürdi'dir.

atmaca27 önce edebinle yorum yapmayı öğren. İkincisi saidleri karıştırıpta burada böyle edebsizlikler yapma! saygısızlığın lüzümu yok git önce tarih araştır ondan sonra gel buraya yorum yap. cahilliğinle milleti güldürme ..

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 15 Mart 2009, 22:49   #9
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Bediüzzaman Said Nursi




Saidleri karıştırmadım. Edepsizlikte saygısızlıkta yapmadım olan neyse onu yazdım. Cahil olanlar gerçek alimler varken bu zatın peşinden gidenlerdir. Bana diyeceğine tarihi sen araştır bakalım kimmiş bu adam? Haydi eyvallah.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 15 Mart 2009, 22:52   #10
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Bediüzzaman Said Nursi




önce yukarıda yazdıklarını doğrulayacak bir kanıt koy bende bir sürü şey yazayım senin hakkında örneğin senin adın kürdi kürttür şimdi senin adın bu itirazın varmı ?

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
bediüzzaman, nursi


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Hür Adam Bediüzzaman Said Nursi Film Müzikleri 2015 PySSyCaT Albüm Tanıtımları 0 24 Ocak 2015 16:46
Bediüzzaman Said Nursi'ye Göre Mehdi Neden Gelecek? Burce Kuran-ı Kerim 1 14 Temmuz 2014 03:02
Bediüzzaman Said Nursi'nin Kayıp Mezarının Sırrı - Necmeddin Şahiner Liaaa Kitap Tanıtımları 0 27 Haziran 2012 14:42
Bediüzzaman'dan Kalemzede İslamiyet 0 25 Temmuz 2011 14:21