IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
1Beğeni(ler)
  • 1 Post By PySSyCaT

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 10 Ocak 2016, 22:02   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Ömer Muhdar Bin Abdurrahman




Evliyânın büyüklerinden. İsmi, Ömer el-Muhdâr bin Abdurrahmân es-Sekkâf’dır. Doğum târihi bilinmemektedir. 1429 (H.833) senesinde Terîm denilen yerde, öğle namazının secdesinde iken vefât etti. Zenbil Kabristanına defnedildi. Fevkalade hâller sâhibi olup, çok kerâmetleri görüldü. Tarla ve bahçesindeki mahsûlü korumak için bir bekçi bulundurmazdı. Kendisinden izinsiz olarak kim bir şey aldı ise, hayvan olsun, insan olsun, derhâl başına bir belâ gelirdi. Bir karga gelip, ona âid olan hurma ağacına konup, hurmalardan yedi. Sonra da uçtu gitti. Çok geçmeden geri döndü ve orada öldü.

Ömer Muhdâr, talebelerinden birine, içinde para olan bir küp verdi. O talebe, âilesi için kendilerine yetecek kadarını alıp, ihtiyaçlarına sarfetti. Bu durum, aylarca devâm etti. Bir gün hanımı merakla, içinde olan parayı saymaya kalktı. Birkaç gün sonra talebe gidip, küpte para kalmadığını arzettiğinde, Ömer Muhdâr buyurdu ki: “İçindeki altınlar sayılmasaydı, daha nice seneler size yeterdi.”

Ömer Muhdâr sevdiklerinden birisine, canının arzu ettiği şeyi sordu. O da tâze hurma istediğini söyledi. Mevsim kış olup, hurma zamânı değildi. Ömer Muhdâr, o kimse ile kabristana gidip, ziyârette bulundu. O esnâda yanına birisi geldi ve bir müddet onunla görüştü. O kişi; “Bu, arkadaşının yiyeceğidir” diyerek birşey verdi. Ömer Muhdâr onu aldı ve sevdiği kişiye dönüp; “Bunu alınız” diyerek, canının arzu ettiği tâze hurmaları verdi. Sevdiği kişi çok şaşırdı. Hocasının kabristanda görüştüğü kişiden ve tâze hurmalardan bir şey soramadı.

Ömer Muhdâr, kırk gün süren hac yolculuğunda bir şey yiyip içmedi. Yürümekden hiç yorulmadı ve kuvvetinden hiçbir şey kaybetmedi.

Ömer Muhdâr, tek bir nefesde, Allahü teâlânın el-Latîf ism-i şerîfini bin defâ, el-Hafîz ism-i şerîfini de aynen bin defâ okudular.

Birisi Ömer Muhdâr’a bir eziyet ve sıkıntı verdiğinde, mutlaka üç gün sonrasında başına bir musîbet gelir, cezâsını görürdü. Ancak, tövbe ettiğinde bu musîbetten kurtulurdu.

Ömer Muhdâr’ın duâsı müstecâb olup, kabûl olurdu. Nice kimseler gelip duâ istediler ve maksadlarına kavuştular. Hasta birisi gelip duâ istedi. Çok geçmeden hastalıktan kurtulduğu görüldü. Bir kadıncağız, şiddetli bir baş ağrısına tutuldu ve hiçbir ilâç fayda vermedi. Ona haber gönderip duâ istedi. Âfiyetle duâ ettiğinde, kadıncağız derhâl iyileşti, ağrıdan eser kalmadı.

Birisi gelip para kesesini kaybettiğini ve kazancının gittiğini söyleyip duâ istedi. “Onu alanı görüyorum. Falan yerde sana verecek” buyurdu. Dediği gibi oldu.

Talebesi anlatır: “Amcamın bir kızı vardı. Bâzı kimseler gelip onu istediler. Fakat o, kimseyle evlenmeyi kabûl etmedi. Bu durumu gidip hocam Ömer Muhdâr’a anlattım. Buyurdu ki: “Doğrudur. O, kimseyle evlenmeyecek. Ancak, seninle evlenecek ve bir oğlunuz dünyâya gelecek.” Ben fakir bir kimse olduğum için, hocamın buyurduğu evlilik işine ihtimâl vermeyip, uzak gördüm. Aradan çok geçmeden kız benimle evlenmek istedi, onunla evlendim. Bir oğlumuz dünyâya geldi.”

Birisi gelip, hanımının zînetlerinin çalındığını Ömer Muhdâr’a bildirdi. O da; “Kim çaldı ise üç güne kadar getirsin. Yoksa ölecek” diye nidâ etmesini söyledi ve ayrıca; “Bu üç gün içinde zînetler getirilmezse, ölenin elbisesinde hanımının zînetlerini bulacaksın” buyurdu. O kişi, denileni yaptı. Üç gün sonra birisi öldü. Cebine baktıklarında zînetleri buldular.

Ömer bin Ali isminde birisi, Şahar vâlisi Abdullah bin Ahmed el-Hebî’nin zulmettiğini Ömer Muhdâr’a söyleyip, şikâyette bulundu. O da; “İbn-ül-Hebî, Şahar’dan sırtında bir gömlekle çıkacak. Bütün malı zorla elinden alınacak, yerine Yemen’den bir başkası geçecek” buyurdu. Çok geçmeden azledildi. Bir gömlekle şehirden çıkarılıp, Aden’e sürüldü.

SEMİZLENMİŞ KESİLİR

Çöldeki köylülerden bir grup, Ömer Muhdâr’a âit bir deveyi çalıp, üzerindeki yiyeceği gasbettiler. Ömer Muhdâr, onların reisine haber gönderip, deveyi üzerindeki eşyâ ile birlikte göndermesini söyledi. Reis deveyi gönderdi, fakat eşyâ ve yiyecekleri göndermedi. Bunun üzerine Ömer Muhdâr buyurdu ki: “Yiyecekleri zorla alan o kimseyi iyi tâkib ediniz. Biz zayıf olanları değil, iyice semizleşmiş olanları keseriz. Yâni kötülüklere bulaşıp, başkalarına zararı çok olan ve artık cezâyı hak etmiş olanlara cezâ veririz. O kişi yatsı vakti öldürülür.” Aynen buyurduğu gibi oldu.

1) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c.2, s.222
2) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c.12, s.371

__________________
#MustafaKemaLAtatürkTorunuyum..ღ ❦

{22~02~`22..∞}
{09~09~`22..ღ}
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
abdurrahman, bin, muhdar, Ömer


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Hz. Ömer’in faziletleri - Hz. Ali ve Hz. Ömer’in dostluğu Seyra İslamiyet 1 19 Şubat 2022 23:46
Abdurrahman Şen Desmont Şairler / Yazarlar 0 22 Ocak 2015 20:54
Abdurrahman Kadrizade Desmont Şairler / Yazarlar 0 22 Ocak 2015 20:53
İnsanlık Ömer ve Ömer’lerini Arıyor Lcia İslamiyet 0 01 Kasım 2014 17:08
Ömer Laçiner Kimdir - Ömer Laçiner Biyografisi Liaaa Edebi Şahsiyetler 0 27 Ocak 2012 11:05