![]() |
![]() |
![]() | #1 | |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | AHLAKSIZ TOPLUM AYAKTA KALAMAZ TOPLUMDA AHLAKIN ÖNEMİ NEDİR? [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] AHLAKSIZ TOPLUM AYAKTA KALAMAZ TOPLUMDA AHLAKIN ÖNEMİ NEDİR? Ahlâklı olmaya mecburuz. İnsanları toplum halinde tutan güçlerden biri de ahlaktır. Ahlaksız yaşamak, ahlaksız ayakta durmak mümkün değildir. Tarih boyunca Cenab-ı Allah’ın affetmediği suçların başında ahlâksızlık ve müstehcenlik gelmiştir. Çok ciddi ahlâki bunalım geçiriyoruz. İnsanlık tarihi boyunca bütün Peygamberler ahlâksızlığı ve müstehcenliği yasaklamıştır. Ahlak konusunda sınır tanımayanlar, kendi sonlarını getirmiştir. Bugün bazı ülkeler cinsel özgürlükte sınır tanımadıkları için kaybettiklerini nasıl elde ederiz, nasıl geri getiririz diye çareler aramaktadır. Ahlâksızlğın özgürlüğü olmaz. Bugün cinsel özgürlük diyenler, kaybedecek bir şeyleri olmayanlardır. Onlar için her şey meşrudur. Utanç verici şekilde yaşamaktan çekinmezler ve utanmazlar. Evlenmeyi düşünmezler, ama evliler gibi yaşarlar. Bütün kirliliklerin sebebi ruh kirliliğidir. Ruh kirli olunca her şey kirli olur. Bir yerde ahlâk zayıflamış, müstehcenlik, zina yayılmışsa orada kötü şeyler olur. Müstehcenlik tuzaktır. Etrafa pis kokular yayar, birçok kötülüğü de davet eder. Fuhuş yayılır, tacizler artar, AIDS belâsı çoğalır. Ailelerimiz, ahlâksızlık bombardımanı altındadır. Ahlâksızlık dejenerasyonuna sebep oluyor, iyi namına ne varsa alt üst oluyor. Bu aileler ayakta nasıl dursun? Gayrimeşru ilişkiler nasıl körüklenmesin? Ailecek seyredilen yayınlar, eğlence programları aile üzerinde büyük yaralar açmaktadır, insanlar suça itilmektedir. Çocuklar suça itiliyor, aile fertleri nikâh dışı ilişkileri normal görüyor. Bu ailelerde yetişen çocuklar sağlıklı aile yuvaları kuramamaktadır. Televizyonun ahlâk tanımaz yayınları, milletimizin temelini teşkil eden, milletimizi ayakta tutan aile yapımıza büyük ölçüde zarar veriyor. Aileleri ayakta tutan ahlâk anlayışımıza ve inancımıza ters düşen yayınlar aile bağlarını zayıflatıyor. İhâneti körüklüyor, saygıyı, sevgiyi yıkıyor, nikâhı, evliliği, eşlerin birbirlerine bağlı kalmasını gereksiz gösteriyor. Ekrana özellikle seçilen kimseler çıkarılıyor, kasıtlı sorular sorulup, kasıtlı konuşması sağlanıyor. Bunlar çocuklarımıza gençlerimize örnek insan, model insan diye sunuluyor. Gençlik programları adı ile yayınlanan programlarda çocukların ana-babalarına isyan etmeleri için ne lâzımsa yapılıyor. Ana-babanın ilgisini baskı olarak gösterip, çocuklar evlerinden, ailelerinden koparılarak sokağa itiliyor. Kadınların güzel görünme arzularından yararlanarak, zaman zaman bilinen güçler tarafından düzenlenen güzellik yarışmalarının, müstehcenliğin yayılmasında büyük bir rolü vardır. Aslında güzellik yarışması derken çirkinliğin teşhiri yapılmaktadır. Kadını ticari bir mal durumunda gören istismarcılar, kadının sesinden, cinsiyetinden ve fiziğinden para kazanmaktadır. Bu kadını alçaltan bir alçaklıktır. Çünkü kadın, en mahrem yerine kadar, zerre miktarı utanmadan teşhir edebilmektedir. Bu, bütün insanlığın ayıbıdır. Milli mücadele yıllarında Yunan’ın, İngiliz’in, Fransız’ın kendilerini kirletmesine müsaade etmeyen Müslüman-Türk kadınları canlarına kıymış, namuslarının kirletilmesine müsaade etmemişlerdir. Yunan komutanının çağırdığı sokak kadını, üzerine dövdüğü sarımsağı sürmüş, kendisinin kovulmasını sağlamıştır. İlk güzellik yarışmasını 1930’da Cumhuriyet gazetesi düzenlemiştir. Naşide Saffet adında bir muallime hanım Türkiye güzeli seçilmiştir. Milli Eğitim Bakanı Esat Bey, Naşide hanımı öğretmenlik mesleğine yakıştıramamış ve görevinden almıştır. 1932’de Kerime Halis dünya güzellik yarışmasına katıldı. Müslüman Türk kadınını soyduk, soyunmaya alıştırdık diye sevinç gösterilerinde bulundular. 1920’de Afife Jale dış güçler tarafından birinci seçildi. İngiliz misyoneri Zavimer : “Bir bardak içki bir çıplak dansözün, Muhammed’in dinine uyanlarda yapacağı tahribatı, bin top yapamaz.” demiştir. (07.05.1996 Yeni Şafak) Kerime Halis’i güzel seçen Belçika’lı jüri başkanı şunları söylemiştir: Sayın jüri üyeleri, bugün Avrupa’nın Hıristiyanlığın zaferini kutluyoruz. 1400 senedir dünya üzerinde hâkimiyetini sürdüren İslâmiyet artık bitmiştir. Bir zamanlar sokağı bile kafes arkasından seyredebilen Müslüman kadınların temsilcisi Türk Güzeli Keriman, mayo ile aramızdadır. Onu kraliçe seçeceğiz. Ondan daha güzeli varmış, yokmuş bu önemli değil. Bu sene İslâm’ı yenmenin zaferini kutluyoruz. Avrupa’nın zaferini kutluyoruz. Bir zamanlar Fransa’da oynanan dansa müdahalede bulunan Kanuni Sultan Süleyman’ın torunu işte mayo ve sütyen ile önümüzdedir. Kendini bizlere beğendirmek istemektedir.” (05.07.1996 Yeni Şafak) Esas güzellik, yüz güzelliği değil, ahlâk güzelliğidir. Ahlâkı güzel olmayan güzel yüz, beş para etmez. Namuslu olan hiçbir kadın, soyunarak vücudunu sergileyemez. Kabak, hıyar, domates, patlıcan sergileyip yarıştırabilirsiniz, ama insanı yarıştıramazsınız, insanlık onuru ile bağdaşmaz. Atalarımız : “Kadın anadır, kadın namustur, kadın melektir, kadını şeytan yapan başındaki erkektir” demişlerdir. Güzellik yarışmalarına katılanların birçoğu kötü ölümlerle ölmüştür. Yanarak, akıl hastanesinde veya metruk yerlerde, yapayalnız evlerde kokarak ölmüştür. Bu hem bir ceza hem de ibret içindir. Gerçekten mu millete ne oldu ki; kendi namusunu sergiler ve teşhir eder hale geldi… Evinde ailecek müstehcenliği seyreder ve ailecek müstehcen giyinir hale geldi… Hz. Ali (r.a)a sormuşlar. Neden bu kadar edeplisin? Edepsizlerden edep öğrendim.” demiş. Edepli olmanın büyük faydaları vardır; Edepli kimse sözlerinden ve davranışlarından utanıp vicdan azabı çekmez. Yüzü kızarmaz. Hayat ölçüsü Kur’an ve sünnettir. Faydalı iş yapar. Başkalarına saygı gösterdiği için başkalarından saygı görür. Allah katında derecesi yüksektir. O Allah’ı sevdiği için Allah’da onu sever. Hayatını güzel yaşadığı için akıbeti ve ahireti hayr olur. Hz. Âli (r.a) böyle diyor: “Edepsiz olan kimsenin ayıpları çok olur. Edepsizin işi hep kötülüktür. İnsanlardan da utanmaz, Allahtan da korkmaz. Atalarımız: “Kork Allah’tan korkmayandan” demişlerdir. Bir de: “Allah’ı olmayanın ahlakı olmaz” demişlerdir. İbniMâce de nakledilen bir hadiste Peygamber (s.a.v)Efendimiz şöyle buyurmuştur:” Allah bir kulu helak etmek istediğinde, ondan hayâyı alır. Hayâ ondan alınınca, onu en fena ve nefret edilen bir insan bulursun. Onu en fena bir insan bulunca, ondan emanet de alınır. Ondan emanet alınınca, onu en hâin kimse bulursun; onu en hâin bulunca, ondan rahmet çekilip alınır. Ondan rahmet alınınca, onu kovulmuş ve lânetlenmiş bulursun. Onu kovulmuş lânetlenmiş bulunca da, İslam bağı ondan alınır. İslam’la ilişkisi kesilir.” (Seçme hadisler.56/72) İşte edepsizliğin sonu bu! Her hayrın, her iyiliğin kaynağı dindir. Bize filozofların tavsiyeleri, görüşleri değil, Allah’ın elçisi Hz. Muhammed Mustafa(s.a.v)’nın sözleri ve kurtuluş reçetesi Kur’an-ı Kerimin emirleri, yasakları gerek. Ahlakı ve utanmayı Kur’an ve sünnet öğretir, emreder. İyilik yapana, hayâlı davranana mükâfatvaat eder. Her faydasız, her zararlı olanı yasaklar. Kötü iş yapana da ceza göreceğini bildirir. Ahlakını, edebini yitirmiş kimsenin de “Belhümedal” buyurarak hayvanda da aşağı olduğunu bildirir. İnsanın ahlakını, iffetini, namusunu ve şerefini din muhafaza eder. Kanunlar emretmez. Örf âdet ve gelenekler “Yap, yapma!” demez. Ceza ve mükâfat vermez. Kural koyan dindir. Din günah, haram helal ölçülerini koymuştur. Hz. Ömer (r.a)ı değiştiren cahiliye toplumundan cennetlik insanlar çıkarıp asr-ı saadet yaşatan İslam dini değil midir?Ashab-ı Kiramı bu hale getiren Kur’an’a ve Hz. Peygambere bağlı kalmalarıydı. İnanç ve Allah korkusu insan üzerinde en etkili güçtür. İnsanı nefsine ve menfaatine göre değil, hak ve doğruluk üzerine hareket ettirir. Bunun örnekleri çoktur. Meselâ; Hz. Ömer(r.a) zamanında anasının ısrarı üzerine süte su kattırmayan o kızın inancı ve Allah korkusudur. “Ömer görmüyorsa, Allah da mı görmüyor ana!” demiştir. Genç çoban Hz. Ömer(r.a)’in ısrarına rağmen efendisinin bir tek kuzusunu satmamış “Efendine kurt yedi, kayboldu, öldü…. Dersin” sözü üzerine “O na öyle derimde ya Allah’a ne derim” cevabını vermiştir. Hiçbir gücün insana yaptıramadığını din yaptırır. Meselâ; 18saat oruç tutturur, malından zekât, sadaka verdirir. Ahiret için yatırımlar yaptırır. Dünya nizamını, din sağlayabilir. Önce insanı düzeltir, sonra dünya kendiliğinden düzeliverir. Edebin, kaynağı dindir. Huzur ve kurtuluş İslam’dadır. Müslüman kadınların edebi ise şöyledir: Evvela ırzını, namusunu koruyacaktır. (Nur Suresi,31) Örtülmesi gereken yerlerini örtecektir. Giyimi Kur’an’a sünnete ve edebe uygun olacaktır. Cahiliye kadınları gibi ses çıkaran ayakkabılarla, açık saçık, kokular, boyalar sürünerek ortalıkta dolaşmayacaktır. Müslümansa İslam’ı temsil edecektir. Müslüman kadının görevi; evde kedi köpek ve çiçek yetiştirmek değil, çocuk yetiştirmektir. Evini günah evi olmaktan çıkarıp, meleklerin eğleştiği, sevap işlenen ev haline getirmektir. Evlerde misafirliklerde karma karışık değil, herkesin birbirini öptüğü, geliş-gidişler değil, mahremiyete riayet etmektir. Giyim kuşam ve yaşam tarzı, modacıların icadı değil, İslam’ın belirlediği şekil olmalıdır. Yabancılarla konuşurken edep sınırlarının aşılmaması gerekir. Göz göze, sarmaş dolaş, sırıtarak ilişkilerden kaçınılmalıdır. Edep, insanı, insana ait değerleri korur. Örtü, kadını kötü mesaj vermekten, tacizden, tecavüzden, kötü gözle bakılmaktan, incitici sözlerden korur. Cenab-ı Hak bu maksatla kadının örtünmesini emretmiştir. Onun bunun dediği değil, âlemlerin rabbine diyor o önemlidir. Kadın iffetli, hayalı olmadıkça, evler dejenere olur. Edepli hayâlı nesiller yetişmez. Edebe, adaba uygun olmadan yapılan hiçbir hayırlı iş, fayda vermez. Ebu Talip, Peygamber(s.a.v)Efendimizin hamiliğine yapmış, ona verilecek zararları önlemiş ama sonunda yaptıkları ona fayda vermemiştir. Edep insanın süsüdür. Ona çok şey kazandırır ve onu başkalarından farklı kılar. İnsanın hayatı, evi, işi, edep ile nizam bulur. Bir yerden edep giderse, o yere edepsizlik gelir. Cenab-ı Hak, ilk insan Âdem (a.s) ile Havva(r.anha) validemizi yarattı. Onları cennetine koydu. Ve onlara edep yerlerini örtünmelerini emretti. Şeytan onlarla uğraşıyordu. Çünkü Allah’a isyan ettirmek için yemin etmişti. Bir yolunu bulup Âdem’le Havva’ya yaklaştı. Onları aldattı, edep yerlerini açtırdı. Böylece onların cennetten kovulmalarını sağladı. Bu durumu Cenab-ı Hak,bize şöyle bildirip bizi de şeytanın kandırmaması için uyardı: ‘‘Ey Ademoğulları! Şeytan ana ve babanızı, ayıp yerlerini kendilerine göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi sizde aldatmasın. Onlar sizi göremeyeceğiniz yerden görürler. Biz şeytanları inanmayanların dostları kıldık.’’ (A’rafSuresi,27) Âdem’le Havva’dan doğan insanlar medenileştikçe daha çok örtündüler. Gene de insanlar edep yerlerini tam olarak örtmüyorlardı. Cenab-ı Hak, İslam dinini gönderdi. Kur’an-ı vahyetti. Kur’an’da Allah inananların tam olarak örtünmelerini istiyor ve şöyle emrediyordu.‘‘O nerden çıktı? Kur’an’da örtünme yok,’’ diyenler, bakın Allah ne diyor: ‘EyÂdemoğulları! Size ayıp yerlerinizi örtecek elbiseler yarattık.’’ (A’rafSuresi,26) ‘‘…ziynet yerlerini el yüz müstesna açmasınlar. Başörtülerini omuzlarına indirsinler…’’ (NurSuresi,31) ‘‘…açılıp saçılıp sokağa çıkmayın.’’ (AhzapSuresi,33) ‘‘Müslüman kadınlar örtülerini sımsıkı örtsünler.’’ (AhzapSuresi,59) ‘‘Nikâha ümitleri kalmayan hayızdan, çocuktan kesilmiş kadınlar ziynet yerlerini göstermesinler.’’buyuruyor.(NurSuresi,60) Ne yazık ki son zamanlarda geri gidiş cahiliye devrine dönüş başladı. Örtünmek, canlılar arasında insana mahsus bir özelliktir. Allah hayvanları tüyleri ile örtmüştür. Bir kesim, kendine güvensizlik ve zaafları yüzünden, güzel görünme arzusuyla açılıp-saçılmaktadır. Kadını açmak için modacılar elinden geleni yapıyor. Müslüman Türk kadınını açmak, aileyi, ahlakı ve nesli bozmak için düşman boş durmuyor. Düğünler, davetler, gezmeler, açınmak ve soyunmak için bahane oluyor. Hele yaz mevsimi, oluyor günah mevsimi. İsteyen, istediği kadar açınma hürriyetine sahip Ama eşarp hürriyeti yok. Eşarbı beline, boynuna takmak moda başına bağladığın zaman simge, irtica alameti sayılıyor. Yıllarca cennet vatanımızda suç sayıldı, niceMüslüman kızlarımız mağduredildi. Şükür bugün serbest oldu ama,bu seferde başını örtüp, başka yerlerini açan çoğaldı. Âdeta Allah’ın emriyle dalga geçer olundu. Bu gidiş hayra alamet değildir. Biran evvel tövbe edip kendimize çeki düzen vermeliyiz. Başörtüsü, inanan kadının dinî sembolüdür. Allah şöyle emrediyor.‘‘Mü’min kadınlar ziynetlerini, (Ziynet taktığı yerlerini) teşhir etmesinler. Başörtülerini yakalarının üzerine kadar örtsünler.’’ (NurSuresi,31) Bugüne kadar incilin emrini yerine getirdi diye cezalandırılan hiçbir Hristiyan yoktur. Fakat inancı gereği başını örttü diye görevine son verilen, eşi görevden alınan, okuma hakkı elinden alınan, en tabi haklarından mahrum edilen hakaret edilen, mağdur edilen, sağlık hizmeti bile alamayan bir çok Müslüman kadını vardır. Yasaklarla kadının inancı, onuru çiğnenmiştir. Yasak yüzünden kızlarımız dış ülkelere okumaya gitmişlerdir. Başı açık olan bir kadını örtünmeye zorlamak ne kadar kanunsuz ve ahlaksızca bir iş ise, başı örtülü bir kadını da başını açması için zorlamak o kadar kanunsuz ve o kadar ahlaksızlıktır. İnanç ve hayat tarzına dayatma olmaz. Hiç unutmadığım şeyler var. Kızlarımızın okul kaplarındaki ağlamaları, 65 yaşında yazar Afet Ilgaz’ın Türk Müziği konserine alınmaması, başı örtülü diye yaşlı bir kadının hastaneye alınmaması, öldükten sonra peruklu fotoğrafının hali… Süleyman Demirel’in: ‘‘Başörtülüler Arabistan’a’’ demesi, koskoca rektörlerin dersleri bırakıp başörtüsü ile uğraşmaları… Seçimden seçime bazı partilerin çarşaf açılımı yapıp, çarşafı ayaklarına dolamaları. Okulda birinci geldiği halde sahneye çağrılmayan, ödülü verilmeyen başarılı kızlarımız, başı örtülü diye kütüphane kapısında ağlayan yavrularımız… Aklımdan hiç çıkmıyor. Merve Kavakçı’nın TBM Meclisinden utanç veren kinle kovulması, bu milletin hafızasında taptaze durmaktadır. Şair ‘‘Alma Mazlumun ahını çıkar aheste aheste’’demiştir. Hiçbir zulüm ebedi değildir. İslâm tarihinde de ilk savaş başörtüsü yüzünden çıkmıştır. Olay söyle olmuştur: Bir Müslüman kadını bazı şeyler satmak ve almak için Yahudilerin pazarına gitmiştir. Malını satar ve bir Yahudi’nin kuyumcu dükkânına alışveriş için girer. Orada Yahudi kuyumcu kadının başörtüsünü çekip alır ve yırtar. Kadın feryat eder. Oradan geçmekte olan bir Müslüman kuyumcuyu öldürür. Oradaki Yahudilerde o Müslümanı öldürür. Bunu duyan peygamberimiz(s.a.v). O Yahudileri yakalatır ve Medine’den sürüp çıkarır. Millî mücadelemizde, başörtüsüne el uzatan Fransız askerine Sütçü İmamın sıktığı kurşunla başlamıştır. Mehmet Akif diyor ki: Kızımın iffeti batmakta rezilin gözüne, Acırım tükürüğe billahi, tükürsem yüzüne!’’ Arif Nihat Asya da şöyle haykırıyor: Ne demekmiş yasak! İşiniz mi kalmadı yapacak! Ne diye karışırsınız saçımıza başımıza! Siz bizden değilsiniz. Tanımıyoruz hiçbirinizi. Çekin başımızdan ellerinizi. Ninemizin başında taşıdığı hatırasıdır bu.
__________________ Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. | |
| ![]() |
![]() | #2 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: AHLAKSIZ TOPLUM AYAKTA KALAMAZ TOPLUMDA AHLAKIN ÖNEMİ NEDİR? Emeğine sağlık paylaşım için Teşekkürler.
__________________ Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. |
| ![]() |
![]() | #3 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: AHLAKSIZ TOPLUM AYAKTA KALAMAZ TOPLUMDA AHLAKIN ÖNEMİ NEDİR? Enteresan ya yorum yazıyorum yazıyorum gitmiyor Bu kesin gider şimdi Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Baya uzun şeyler yazmıştım aynısını tekrar yazamıcam Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Konu AftieL tarafından (19 Aralık 2021 Saat 13:18 ) değiştirilmiştir. |
| ![]() |
![]() | #4 |
Çevrimiçi ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: AHLAKSIZ TOPLUM AYAKTA KALAMAZ TOPLUMDA AHLAKIN ÖNEMİ NEDİR? Toplum olarak çok fazla bozulduk.. Ve Çoğunluk istiyor ki, Türkiye'de fuhuş, zina, içki, kumar, faiz, müstehcenlik serbest olsun ama biz mutlu olalım? Bu çoğunluk yine bildiğini okuyacak çünkü bazılarımız değerlerini kaybetmişler.. Konuyu ele aldığın için teşekkürler eline sağlık. |
| ![]() |
![]() | #5 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: AHLAKSIZ TOPLUM AYAKTA KALAMAZ TOPLUMDA AHLAKIN ÖNEMİ NEDİR? Cocuklukta ogretilmeli. Nasil yetistirilirse, ne gorurse.. buyuyunce cocuk onu uygular. Fazla serbest, aile duzeni, sevgisi ve kurallari gormeyen insan, bas edilemeyen, suca yonelen insanlar olur. Sonra ne yaparsan yap, gectir. Ahlak, saygi ve sevgi ailede ogretilir. Emegine saglik.
__________________ Ey Türk Bayrağım,Vatanımın sembolu,Namusum ! Korkma yılma senin yanında bizler varız Vatanımızın sembolü. Bayragim. Bizler Osmanli Torunlariyiz. Senin yanındayiz asla yılma korkma. Sen daima dalgalanacaksın Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. |
| ![]() |
![]() | #6 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: AHLAKSIZ TOPLUM AYAKTA KALAMAZ TOPLUMDA AHLAKIN ÖNEMİ NEDİR? Bu özellik aile egitimden gecer .. kücüklükten ogreteceksin iyi kotuyu ..
__________________ Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. Ve görüyorsun ki .. Alnımıza yazılanla ..Gönlümüze kazınan bir olmuyor… |
| ![]() |
![]() | #7 |
Çevrimiçi # Forum Dedesi # ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: AHLAKSIZ TOPLUM AYAKTA KALAMAZ TOPLUMDA AHLAKIN ÖNEMİ NEDİR? Güzel bilgiler ve güzel düşüncelerdi eline sağlık..
__________________ Yahudi mi dediniz? onlar yumurtalarini pisirmek icin dunyayi atese vermekten cekinmeyen LANETLILERDIR!!! Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. |
| ![]() |
![]() | #8 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: AHLAKSIZ TOPLUM AYAKTA KALAMAZ TOPLUMDA AHLAKIN ÖNEMİ NEDİR? Toplumumuzda halaksızlık saygısızlık diz boyu çok güzel bir konu emeğinize sağlık hanımefendi
__________________ ''Zamanın Eli Değdi Bize Artık Aynı Değiliz İkimiz de'' Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. |
| ![]() |
![]() |
Etiketler |
ahlak, edep, haya |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
![]() | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
DİLİN ÖNEMİ NEDİR? | PySSyCaT | Yabancı Diller | 0 | 28 Ekim 2014 14:30 |
İSLAM DÜNYASINDA TÜRKLERİN ÖNEMİ NEDİR? | Lcia | Merak Ettikleriniz | 0 | 23 Ekim 2014 16:25 |
AHLAKIN ÖNEMİ VE ARINDIRMAYA ELVERİŞLİ OLMASI | Spacely | Genel İslami Konular | 0 | 27 Eylül 2014 23:46 |
İsrail'den Yunanistan'a AHLAKSIZ TEKLİF ! | Yunus | Haber Arşivi | 0 | 20 Eylül 2011 08:16 |
DTP'den AHLAKSIZ iftira! | Julw | Haber Arşivi | 0 | 12 Kasım 2007 12:05 |