IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 20 Mart 2009, 21:34   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Karabük İli Hakkında Bilgiler




Karabük ekonomik yapısı
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
EKONOMİK YAPI

Tarım ve Orman Ürünleri İl ekonomisinde önemli bir paya sahiptir.
Yüzölçümü : 414.500 Ha
Tarım Alanı : 93.020 Ha
Orman Alanı : 271.403 Ha
Çayır ve Mera Alanı : 31.306 Ha
Yerleşim ve Diğer Alanlar : 18.771 Ha

İlimizin % 65,5'i orman, % 22,4'ü ise tarım alanıdır. 11.090 hektar sulanabilir alanın 2579,76 hektarında sulu tarım yapılırken, 89.976,91 hektarlık bir alanda ise kuru tarım yapılmaktadır. Tarım alanlarının yaklaşık 57.782,65 hektarı ekilirken 35.237,35 hektar ise nadasa bırakılmaktadır. Tarım potansiyelinin düşük olduğu İlimizde Seracılık özellikle vadı tabanlarında, iklimin izin verdiği ölçüde gelişmeye başlamıştır.

Ormancılık
İlimizin yaklaşık % 65.48'i ormanlık alanla kaplıdır. Buna rağmen orman ürünlerine dayalı imalat sanayi yeterince gelişmemiştir.

Karabük'ün Orman Varlığı
Toplam Orman Alanı 271.403Ha
Koru Ormanı : 237.878.5 Ha
Baltalık Alanı : 33.524,5 Ha
Koru Serveti : 35.555.780m3
Baltalık Serveti : 515.831m3
Ağaçlandırılan Alan : 13.754 Ha
Dikilen Fidan : 2.739.000 Adet
Bakım Çalışması : 1.899 Ha Orman Ürünleri
Tomruk : 106.329 m3
Maden Direği : 4.646 m3
Tel Direği : 553 m3
Sanayi Odunu : 9.601 m3
Kağıtlık Odun : 44.657 m3
Lif Yonga : 11.589 m3
Yakacak Odun : 26.490 m3
Yapacak Odun : 148.153 m3

Orman Ürünleri

Sanayi
Sanayi, Demir-Çelik sektörüne paralel olarak gelişmiştir. İl ekonomisinin tüm sektörleri için büyük önem arz eden Demir Çelik Fabrikaları kuruluşundan itibaren yüksek istihdam rakamlarına ulaşmıştır. 1941 yılında 3120; 1977 yılında 14.755 kişinin istihdam edildiği fabrikada şu an 4.111 personel mevcuttur. Karabük'te özel sektörce kurulan orta ve küçük ölçekli 45'in üzerindeki demir çelik tesisinin de istihdam içindeki payı önemli seviyelere ulaşmıştır.

Sanayi Sektörü İtibariyle İş Yerleri

İMALAT SANAYİ

1
Kimya
5
19

2
Çimento
2
40

3
Gıda
21+ fırınlar
411

4
Orman ürünleri
6
160

5
Giyim, Tekstil, Deri
24
3010

6
Demir Çelik

a. Kardemir
1
4111

b. Diğer
46
1659

7
Diğer İmalat Sanayi
32
1111

MADENCİLİK

1
Maden İşlt. Ocak
3
63


Toplam
140
10.584

Karabük'ün sosyo-ekonomik yapısını oluşturan faktörlerin içinde en önemlisi demir-çelik işletmeleridir. Karabük'ün geçmişini ve bugününü belirleyen unsur da demir-çelik fabrikalarıdır.

Kardemir 1992'de özelleştirildikten sonra 2 yıl kar ediyor. Ülke ekonomisindeki dalgalanmalar nedeniyle bir süre krize giren Kardemir, bugün bu sıkıntıyı aşmış ve yeni yatırımlara yönelmiştir. Hala Karabük ekonomisinin lokomotifliğini sürdürmektedir.

Kentin sosyo-ekonomik gelişiminde önem arzeden hususiyetlerden biri tekstil ve konfeksiyon sektörüdür. Bu alanda diğer Anadolu kentlerine bakıldığında Karabük'te de bu konuda büyük bir atılım olduğu görülmektedir. Üretilen malların tamamı yurt dışına ihraç ediliyor.

Bunun dışında orman envali gelirleri çok yüksek. Çünkü coğrafyanın 60'ı ve köylerimizin tamamı orman içi köy statüsünde. İlçelerimizin ekonomik yapısı daha ziyade ormana bağlıdır. Safranbolu ayrıca kültür ve turizmle de kalkınmaktadır. Ev pansiyonculuğu da ciddi ölçüde gelişmiştir. İlimiz kültür turizminden de payını almaktadır.

Alıntıdır

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Alt 20 Mart 2009, 21:35   #2
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Karabük İli Hakkında Bilgiler




Karabük Adının Kaynağı
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]Karabük, adını üzerinde yaşadığı coğrafi ortamdan almıştır. “Kara” ve “Bük” sözcükleri, kara çalılık yer anlamında, Karabük adının oluşumuna kaynaklık yapmıştır. Bu topraklarda yaşayan Türkmen toplulukları, Karabük cemaati adını bu biçimde almışlardır. Türkiye’de 14 yer ve mevki adının bugün Karabük şeklinde geçmesi, cemaatlerin bu topraklardan diğer yerlere göç ettiği görüşünü kuvvetlendirmektedir.[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Alıntıdır

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 03 Nisan 2009, 04:24   #3
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Karabük İli Hakkında Bilgiler




Karabük Halk Kıyafetleri

Giyim: Karabük ve ilçelerinde tarih boyunca çeşitli kavimlerin yaşadığı araştırmalarla saptanan tarihi, kültürel değer ve unsurlarından anlaşılmaktadır. Bu kültürel zenginlikler göz önünde bulundurulduğunda, halk oyunları giysilerinde çeşitli örneklere rastlamak mümkündür. Giysileri;
Başa giyilen giysiler
Gövdeye giyilen giysiler
Ayağa giyilen giysiler
Aksesuarlar, olarak belirtmek gerekir.

Erkekler genelde; çuha kumaştan yapılan ve mavi rengin hakim olduğu şalvar, cepken, keten(Diril) gömlek, yerli tezgahlarda dokunan kuşak, yerli yünden yapılan keçe külah, yün çorap ve Safranbolu yöresine özgü yemeniler giyer, yine dokuma ile elde edilen keçe külahı üzerine bağlanan ve kök boya ile renklendirilen renkli sarık ile kıyafet tamamlanır.
Keçe Külahı (Fes): Yerli kuzu yününden kafaya uygun bir şekilde tas veya benzer araçların içine sıkıştırılarak yapılırdı. Bu keçe külahları dikişsizdir. Keçe külahları üzerine bağlanan ve kök boya ile renklendirilen kentli sarıklar bağlanırdı. Bağlama biçimi ise yöre geleneklerine göre yapılırdı.
Cepken : Mavi çuha kumaştan uzun kollu bel kemerine kadar uzanan üzerleri yöreye özgü motiflerle ekonomik durumlarına göre sim veya diğer renkli ipliklerle yaka, kol ağızları ve sırt kısmı süsleme yapılarak işlenen ve yöreye özgü bir dikim biçimi verilirdi.
Şalvar : Mavi çuha kumaştan yöreye özgü bir şekilde kesimi yapılır. Belden uçkurlu, geniş ağlı, ayak bileklerinde cepken motiflerine uygun bir şekilde ayak bilekleri ve cep ağızları sim ve diğer ipliklerle işleme yapılır. Yerli dokunan uçkurla bağlanırdı.
Gömlek : Keten (Diril) kumaştan, hakim yaka(yakasız), uzun kollu, bilekten düğmeli, yöreye özgü kesimle yapılır. Çizgili kumaş hakimdir.
Kuşak : Renkli ipliklerle el tezgahlarında dokunan kuşaklar bele bağlanarak giysiye çok güzel bir görünüm kazandırırdı.
Yemeni : Eskiden giyilen kısa konçlu, hafif erkek ayakkabısı, çoğunlukla sarı yada siyah renkte Sahtiyandan yapılırdı. Alçak ölçekli, sayası oldukça küçük olurdu. Tulumbacıların giydiği yemenilerin yüzü en ince sahtiyandan(deri), tabanı da çok ince köseleden yapılırdı. Sarayda kullanılan yemeniler sırmayla işlenir, değerli taşlarla süslenirdi.
Yün Çorap: Yerli yünden dokunan yün çoraplar giyilirdi. Erkeklerde beyaz renk takım, kadınlarda daha desenli ve renkli biçimler hakimdi. Aksesuar olarak, köstekli saat, ağızlık, tütün tabakası ve kama ile süslenirdi.
Tütün Kesesi: Sağ yana takılır. Boncuk işlemeli ipek saçaklıdır. Yürürken baldırını dövecek şekilde sallanır.
Köstek : Boyundan aşırmalı gümüş savatlıdır. Beline aşağı sallanır.
Çevreler (Kama): Kınından yarı beline kadar sıyrılmış kabzası ile kını arası sırma işlemelidir.

Yörede kadın giysileri Bindallı entari, Üçetek Entari, Tepebaş, Sırmalı Kadife, Şeteriye, Fistan(uzun entari), Pamuklu Entari, Uzun Pazen Don(Setüklü), Oyalı Yazma, Silimli Çevre, Tepelik, Çorap, Dolak, Çarık, Zelgerde ve takılardan oluşurdu.
Başa giyilen : Bayanlarda yandan inen Zülüfler(avruka) kadının güzelliğini daha da bütünleştirir. Oyalı yazmalar topuzun çevresine bağlanır. Başta serbest bir şekilde başa örtülürdü. Kare şeklinde desenli, etrafı oyalıdır.
Bindallı : Bazı bölgelerde, hazır olarak kutu içinde satıldığından kutu içi entari adıyla anılan elbiseler XIX. Asrın başlarından itibaren giyilmiştir. Bu entarilerde çoğunlukla kadife, nadiren atlas kumaşlar kullanılmıştır. Boy entarisi şeklinde olan bu elbiseler bindallı tarzında sırma ile işlenmiştir. Bu sebeple bu elbiselere bazı bölgelerde “Bindallı” da denilmiştir. Topuklara kadar tamamıyla düz inen bu entarilerde eteğe bolluk vermek maksadı ile koltuk altından itibaren yanlarına birer ikişer peş konulmuştur. Peşli entari ismi ile de anılmıştır. Yaka bazılarında yuvarlak, bazılarında kare şeklindedir. Yuvarlak olanlar önden bele kadar, kare olanlar ise yandan göğse kadar açık ve parçalıdır. Kolları hafifçe bol ve uzundur. Kol ve yenleri bazılarında dilimli, bazılarının yaka, kol ve kenarları iki parmak genişliğinde beyaz dantellidir.
Bu elbiselerle başa yemeni ve krep örtülüp bele gümüş kemer takılırdı. Çoğunlukla mor kadifeden, üzerine kabartma olarak sırma ile çeşitli bitki motifleri işlenen ve bindallı adıyla adlandırılan elbise çeşidi gelinlerin ve törenlerin en sevilen ve en değerli kıyafetlerindendi. Yörede bindallının dışında kadınlar, yöreye özgü Üçetek, Şalvar, Entari gibi giysiler giyerlerdi.
Üçetek Entari: Üç etek denilmesinin sebebi, eteğin üç ayrı dilim biçimde yapılmasındandır. Arkası tek parça, ön tarafı ortadan iki parçaya ayrılmış biçimdedir. Eteğin üç parça oluşu kişiye hareket kolaylığı sağlamaktadır. Öndeki iki parça kaldırılarak beldeki kuşak yada kemere takılarak da kullanılmaktadır. Üç etek entari içine şalvar giyilerek de kullanılmaktadır. Üç etek entariler daha sonraları yan ve ön parçaları birleştirilerek entari olarak da kullanılmıştır.
Ayağa giyilen: Ayakta hafif topuklu, tonguraklı kundura veya mesler giyilmiştir. Orta yaşlılar yandan açmalı kancalı “sümsüm” adı verilen mesler tercih etmişlerdir.
Takılar
Kaplama (Kebe), Ön Zinciri, Koltuk Zinciri, Beşibirlik, Sorguç ve Enteşe’den ibarettir .

Ön Zinciri: Bir takımı 20’lik ve 30’luk 200 mahmudiye altınından ibaret, zincir üzerine sıralanmış ve “kebe” nin üzerinden geçmek suretiyle boyuna asılmıştır. Bir ucu yine aynı şekilde yapılmış ve göğüsten çapraz olarak koltuk altından geçirilip koltuk zincirine bağlanmıştır.
Beşibirlik: Boyuna takılan, on taneden aşağı olmaz. 20-30 sıradan ibaret ufak inci sıraları da bir araya getirilerek kalınlaştırılır ve boyuna bağlanır.
Koltuk Zinciri: Altın dizelerinin koltuk ve boyundan geçirilmiş şeklidir.
Toka: Som altın veya gümüş işlemeli ve savatlı bir kemerdir.
Entese: Altın veya gümüş savatlı enlice bilezik, iki bileğinde süsüdür.
Sorguç: Alnın ortasına iliştirilen el kadar elmastan yapılmış tamamlayıcı bir takıdır.

Alıntı.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 03 Nisan 2009, 04:25   #4
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Karabük İli Hakkında Bilgiler




Karabük'te Doğum Gelenekleri

Yaşamın başlangıcını oluşturan doğum üzerine, yörede pek çok gelenek ve inanış bulunmaktadır. Bir kısmı halen uygulanan doğum gelenekleri, hamile kadının yapması gerekenlerle başlayıp, çocuk doğum ve bakımını da kapsar.
Hamile kadının yerine getirmesi gereken sorumlulukları üzerine inanışlar şu şekildedir.
Anneye gebe iken hiç haram yememesi öğütlenir. Eğer haram yerse çocuğun hırsız, söz dinlemez olacağına inanılır. Gebe kadına yaramaz, kötü huylu çocukları eleştirmemesi öğütlenir. Böyle çocukları eleştirirse doğan çocuğun da onlar gibi kötü huylu, haylaz olacağına inanılır. Balık gibi çocuk da elde avuçta durmaz diye gebe kadına balık eti yedirilmez. Çocuğun dudağı yirik olur diye gebe kadına tavşan eti, çocuğun vücudunda benekler çıkar diye ciğer yedirilmez. Gebe kadına acayip hayvanlara bakmaması öğütlenir. Kadın gebe iken yılan ve gelincik görürse kirlendiği inancıyla yıkanır.
Doğacak çocuğun cinsiyetini belirlemek üzere de bir takım inanışlar mevcuttur. İnanışa göre, kadının oturması için sedir üzerine iki minder koyarlar, minderlerden birinin altına makas, diğerinin altına da bıçak yerleştirilir. Kadın makas olan mindere oturursa doğuracağı çocuk kızdır, bıçak üzerine oturursa doğuracağı çocuk erkektir.
Doğuma ilişkin inanış ve gelenekler de şu şekildedir: Loğusa evi, komşuların teklifsiz girip çıktığı bir yerdir. Büyük küçük herkes yardıma koşar. Doğum, köylerde birbirine el verme suretiyle yetişen pratik ebeler tarafından yapılır. Ebelere çok hürmet edilir, onların, büyük küçük herkesin yanında analık vasfı vardır. Bayramlarda ilk defa ebe ananın eli öpülür.
Heyecanla beklenen doğumun neticesi erkek olduğu takdirde derhal babasına haber verilir, kız ise fazla sevinilmez, haber vermekten çekinilir. Çocuk doğunca sesi çıkmazsa, çocuğun tepesinde tef çalar gibi sahan çalınır. Çocuk soğuk suya sokulur. Doğduktan sonra çocuğun her yanı tuzlanır. Yine doğduktan sonra çocuğun hemen göbeği kesilir ve kızsa kulağı delinir. Göbeği kesildikten sonra kesilen parça, çocuk hoyrat, serseri olmasın diye ahıra atılır. Çocuğun ilk pisliği yıkanmaz bezi ile birlikte tavana atılır. Çocuk doğar doğmaz beyaz bir beze sarılır, bir müddet bekletildikten sonra hazırlanan leğende yıkanır, tekrar hazırlanan örtüye sarılarak babasına götürülür, doğumu müteakip lohusa da yıkanır ve yatar.
Durumu iyi olanlar yedi gün sonra mevlit okuturlar. Çocuğun bezleri kırk gün dışarı asılmaz. Aynı günlerde doğum yapan kadınlar birbirlerini kırk gün görmemeye dikkat ederler. Eğer görürlerse çocukları kırk basarlar diye yıkarlar. Doğumdan üç gün sonra çocuk adı verme merasimi yapılır. Hısım akraba davet olunur. Çocuğun babası yoksa yakınlarından biri çocuğun kulağına ezan okuyarak adını koyar. Adı koyan kişi, çocuğun kulağına üç defa ismini seslenir. Çocuğun adı böylece verilmiş olur.
Doğumdan sonra ilk kırk gün içinde her on günde bir olmak üzere anne ve bebek kırklanır. Son kırklama kırkını bastırmayalım diye 38. veya 39. gün yapılır. Kırklama şöyle yapılır; Pınardan (çeşmeden) arkaya bakılmadan yeni su getirilir. Getirilen sudan kırkar kaşık su iki bakır tasa ayrılır. Bu suların içine altın yüzük bir tarak bir de şişe atılır. Anne ve bebek yıkandıktan sonra ayrılan bu sular “Kırk Allah, kırkbir Allah” diyerek başına dökülür. Genellikle anne daha önce kırklanır. Bu kırklama evde yapılır. Eğer çocuk büyümez ve gelişmezse kırk bastı diye ocağa götürülür. Bu durumda çocuk ocakta kırklanır.

Alıntı.

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
bilgiler, hakkinda, ili, karabuk, karabÜk


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Karabük Eflani Halk Eğitim Merkezi Hakkında Bilgi PySSyCaT Karadeniz Bölgesi 0 04 Kasım 2014 19:12
Karabük Eskipazar Halk Eğitim Merkezi Hakkında Bilgi PySSyCaT Karadeniz Bölgesi 0 04 Kasım 2014 19:11
Karabük Merkez Halk Eğitim Merkezi Hakkında Bilgi PySSyCaT Karadeniz Bölgesi 0 04 Kasım 2014 19:08
Karabük Ovacık Halk Eğitim Merkezi Hakkında Bilgi PySSyCaT Karadeniz Bölgesi 0 04 Kasım 2014 19:08
Karabük hakkında geniş bilgi Ecrin Karadeniz Bölgesi 0 03 Aralık 2011 10:49