IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 26 Ekim 2011, 22:35   #11
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: SAMSUN İLi ARŞİV




Havza

Tarihi





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Havza'nın doğusunda yer alan Lerdüge tümülüslerinde yapılan arkeolojik araştırmalar ilçenin tarihinin MÖ. 100 yıllarına kadar uzandığını göstermektedir.
Havza'da Romalıların ve Bizanslıların yaşadığı da bilinmektedir. Eski tarihçiler ilçedeki şifalı suların o dönemlerde çok meşhur olduğunu hatta Romalıların buraya (Thermee) Phoseemeomitarem adını verdiklerini belirtmişlerdir.
Kasaba şifalı suları nedeniyle yıllarca büyük krallar ve beyler arasında el değiştirmiştir.
Adını 1156'da Amasya hükümdarı olan Kavz Han'dan almıştır. Kavz adının 1245 tarihinde Selçuklu hükümdarlarından Sadi Paşa tarafından Havza olarak değiştirildiği ileri sürülmektedir. Beylikler döneminde Havza Canik Beylerinden Taşanoğulları tarafından idare edilmiştir.
Osmanlılar ülkede birliğin sağlanması için beyliklerin kendi egemenliğine girmelerini amaçlamıştır. Bu amaçla Amasya valisi II. Murat, Yögüç Paşayı görevlendirerek, Taşanoğullarının egemenliğindeki Havza yöresini Osmanlı egemenliği altına almıştır. Böylece Havza 1430 tarihinde Osmanlı topraklarına katılmıştır.
Osmanlılar döneminde Amasya iline bağlı olarak yönetilen Havza 1882 tarihinde ilçe haline getiriliyor. 1926 yılında ise Samsun'a bağlanıyor.



Coğrafi Konumu




Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Samsun'a uzaklığı 86 km. olan ilçenin kuzeyinde Bafra Güneyinde Amasya'nın Suluova ve Merzifon , batısında Vezirköprü, doğusunda Lâdik ve Kavak ilçeleri yer alır.

Bu dağların etekleri yayla konumundadır. En önemli Akarsuları; Tersakan, Derinöz ile İstavruz'dur.




Sosyo - Ekonomik Yapısı



Havza'nın ekonomisinde tarım hakimdir. Buğday ve şeker pancarı tarımsal üretimde en ön sırayı alır.
İlçenin köylerinde hayvancılık yaygın olarak yapılmaktadır.
Dağlarla çevrili ilçede orman alanları geniş yer kaplar. Özellikle Orman köylerinde yaşayan halk geçimini büyük ölçüde orman ürünlerinden sağlamaktadır.
Havza ekonomisinde turizmde önemli bir yere sahiptir.
Ayrıca ilçede çok sayıda un fabrikası faaliyet göstermekte, elde edilen unlar çeşitli illere gönderilmektedir. Eski ve Yeni Çeltek denilen mevki de ise Linyit kömürü çıkartılan ocaklar vardır.

Ulaşım




Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Havza, Samsun-Ankara Devlet Karayolu üzerinde kurulmuş bir ilçemizdir. Samsun'a uzaklığı 86 km.dir. Samsun'dan Havza'ya ulaşım problemi yaşanmamaktadır. Her gün her saat araç bulmak mümkündür


Tarihi ve Kültürel Değerleri



Lerdüge Tümülüsleri : Havza'nın 21.km doğusunda Lerdüge köyünde beş tümülüs saptanmıştır. 1946yılında başlatılan çalışmalarda çıkan buluntular Ankara Arkeoloji Müzesine gönderilmiştir.
Ortaya çıkartılan yapının, mimari tekniği ve diğer buluntulardan MÖ. 100- MS. 200 yılları arasında kullanıldığı anlaşılmıştır.
Mustafa Paşa Cami : Havza'nın imaret mahallesindedir. 1256 yılında yapılmıştır. Mustafa Paşa Türbesi: 1429 yılında yaptırılmıştır.
İmaret : Havza ilçe merkezinde imaret mahallesindedir. Amasya emirlerinden Atabeyzade Mustafa Beyin damadı Yörgüç Paşazade Mustafa Bey tarafından 1429 yılında yaptırılmıştır.
Kurt Köprüsü : Havza ilçesine bağlı Kayabaşı (Tahna) köyündedir. Kesin yapılış tarihi bilinmeyen köprünün Roma döneminde onarıldığı tahmin edilmektedir.
Gazi Konağı : M. Kemal Atatürk'ün Milli Mücadele yıllarına Havza'da ikamet ettiği, o günkü adıyla Mesudiye Oteli'dir. Atatürk 25 Mayıstan 12 Haziran tarihine kadar burada kalmıştır.
İstasyon Binası : İki katlı olan yapı kesmetaştan inşa edilmiş olup çatısı Marsilya kiremiti ile örtülüdür.
Büyük Hamam (Vakıf Hamamı) : İmaret mahallesi, Hamam sokağında bulunan tarihi kaplıca; Bizans döneminde yapılmış olan eski yapı yıkılarak yerine yeniden inşa edilmiştir. Adeta Havza'nın sembolü haline gelen bu tarihi hamam vakıf kayıtlarına göre 1256 yılında Selçuklu sultanı II. Mesud tarafından yaptırılmıştır.
Küçük Hamam (Şifa Kaplıcası) : 1429 yılında Amasya Emiri Mustafa bey tarafından büyük hamama ilave olarak yaptırılmıştır. Bir havuzu olan bu hamam 50 kişi kapasiteli olup devamlı erkeklere açıktır.
Maarif Hamamı : İmaret mahallesi Hamam sokağında Büyük hamamın 50 m. batısında yer almaktadır. II. Abdülhamit'in son dahiliye nazırı Maznun Paşazade Mehmet Memduh Paşa tarafından Sivas Valisi iken 1890-1894 tarihleri arasında yaptırılmıştır. Üstünde bulunan özel banyolar ve otel kısmı yenidir.

Kaplıcalar




Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Yazılı belgelere göre tarihi 2500 öncesine değin uzanan Karadeniz Bölgesinin şifa yurdu; Havza Kaplıcaları,kaplıca suyunun kimyasal özellikleri ve şifalı olduğu hastalıkların çokluğu bakımından bölgemizin en önemli Sağlık Turizmi merkezlerinden biridir. Her yıl on binlerce kişi tarafından günü birlik yada bir günle bir ay arasında değişen sürelerle konaklamak suretiyle ziyaret edilen Havza Kaplıcarı, volkanik kaynaklı (Jüvenil) olup zayıf mineralizasyonlu,sodyum bikarbonatlı,Hipertermal (56 C),Hipotetik (14.5 milimol/lt) ve Oligometalik (643.17 mg.) bir maden suyudur. Renksiz,berrak ve kokusuzdur. Sıcak suyun rezervuar kayacı;Jura-Alt Kretase kireçtaşıdır. Yüzeyden kireçtaşı kırık ve çatlakları boyunca derinlere süzülen su,jeoteknik gradyan etkisiyle ısınmakta ve kireçtaşları içinde depolanmaktadır. Sıcak su daha derinlerdeki Paleozoyik mermerleri ve Permiyen kireç taşlarından faylar boyunca çıkarak yer yer Jura-alt Kretase kireç taşlarına nufus etmektedir. Rezervuar kayacından üretilen sıcak su daha ön ce kaynaklar boyunca çıkarken şimdi yalnız açılan sondajlardan çıkmaktadır.
Havza Kaplıcalarının Şifalı Olduğu Hastalıklar :
1936 yılında TC Yüksek Ziraat Enstitüsü tarafından görevlendirilerek Havza'ya gelen Prof. Dr. Kerim Ömer ÇAĞLAR buradaki kaplıca suları ile ilgili bir dizi bilimsel tahliller yapmış,Havza Kaplıcaları'nın şifa özelliklerini içeriğindeki etkili maddeler bakımından değerlendirerek şu tespiti yapmıştır. Havza kaplıca suyu: 1.Arsenikli 2.Çelikli 3.Silisli 4.Bikarbonatlı 5.Radyoaktif bir kaplıca suyu olup aşağıdaki hastalıkların tedavisinde şifalı olduğu anlaşılmıştır. Arseneğin etkisi: Havza Kaplıcalarının suyunun terkibindeki Arsenik miktarı HA504 halinde litrede 0.00008742 gramdır. Her ne kadar bu oran pek az gibi görünmekteyse de bunu dünyada Arsenikli olarak tanımlanan diğer kaplıcalarla karşılaştırdığımız zaman tipik arsenikli bir su olduğu anlaşılır.
Bütün Arsenikli kaplıcalar gibi Havza Kaplıcaları da :
-Her çeşit kan (Fakrütdem) hastalıklarında -Cilt hastalıklarında -Sinir hastalıklarında -Taht-ı Tegaddi de -Sıtma tedavisinde ve -Bütün hastalıkların nekahet devrelerinde şifalı olma özelliğinden başarı ile yararlanılabilecek sular arasındadır.
Çeliğin etkisi :
Havza Kaplıca sularının bir diğer özelliği Çelikli Sular sınıfına girmesidir.Bir kaplıca suyunun litresinde en aşağı 0.01 gram demir emlahı bulunuyorsa buna iyi çelikli bir su adı verilir.Havza'da bu miktar Fe (HCO3)2 hesabı ile litrede 0.0150384 gramdır.
Dolayısı ile Havza Kaplıca suları çelikli sular sınıfında olduğundan benzeri çelikli sular gibi: -Kloroz tedavisinde -Beden zafiyetlerinde -Kadın Hastalıklarında (Kısırlık,Adet düzensizlikleri ve menopoza bağlı düzensizliklerde) -Psikolojik rahatsızlıkların tedavisinde -Adale ağrılarının giderilmesinde -Sindirim bozukluklarının tedavisinde -Dalak şişliğinde -Kronik Bronşit tedavisinde şifa etkisi kanıtlanmış sulardan biridir.
Silisin etkisi :
Havza Kaplıca suları silisli bir su olup,litresinde 0.05192 gram H2SiO3 vardır. Silisli sular içilerek kullanılır.Bu özelliği Havza Kaplıcasının banyo yapmanın yanı sıra içmek suretiyle de şifalı olduğunu ortaya koyan özelliklerinden biridir.
Havza Kaplıcasının Silisli bir su olma özelliği: -Yaşlanmaktan ileri gelen Arterioskklerose ve diğer bazı yaşlılık hastalıklarına şifalı olmasını sağlar.
Bikarbonatların etkisi :
Esas itibarı ile bir suya tam anlamı ile karbonatlı su diyebilmek için bunun bir gramdan fazla münhal madde hatta bir kısmında bir gramdan fazla CO2 bulunması gerekir.Fakat bazı karbonatlı sıcak sular da vardır ki,bunlarda serbest CO2 miktarı azdır.Bu sularda özellikle (NaHCO3
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Natrium bikarbonat'ın varlığı önemlidir.Havza Kaplıca suyunda bu maddeden bir litrede 0.366 gram vardır.Az hamızı karbonlu (litrede 0.044 gram) bir su olduğuna göre de Havza Kaplıcaları Almanya'nın dünyaca ünlü Betrich ve Schulzbach suları derecesine yaklaşır.
Bu sular içme kürlerinde kullanılır.Bu sayede Havza Kaplıcalarının: -Fazla hazımsızlıktan gelen her çeşit mide hastalığına -Mide iltihaplarına -Sindirim bozukluklarına -Safra taşı rahatsızlıklarına karşı şifalı olma özelliği vardır.
Radyoaktivitenin etkisi :
Her suda radyoaktivite vardır.Yalnız değişen bunun miktarıdır.Nitekim kaplıca sularının çoğunda radyoaktivitenin miktarı o kadar aşağıdır ki,bu konuda kabul edilen ölçülere göre bunların çoğunu bu guruba sokmak mümkün değildir.Bununla beraber radyoaktivitesi 1-2 mach arasında değişen sularda etkisi başka maddelere atfedilemeyecek bazı tedavi edici özellikler görülmektedir.Havza kaplıca suyu radyoaktivitesi bir litrede bir saat hesabı ile 6.2 Emandolayında olması nedeniyle bu etkin tedavi edici özelliklere sahip kaplıca suları arasına girer. Havza Kaplıcaları,radyoaktivite özelliğinden ötürü: -Romatizma hastalıklarına
-Kadın hastalıklarına (Üreme organı iltihaplarına) -Kırık-çıkık sekellerine -Ortopedik ameliyat sonrası nekahet dönemlerinde -İchias -Nikris (Gut) -Diz,kalça,boyun ve bel kireçlenmelerine -Şeker hastalığına -Solunum yolu nezlelerine -Bağırsak ve Böbrek hastalıklarına -Cilt hastalıklarına -Strese karşı şifalıdır.
Havza Kaplıcaları bu hastalıkların yanı sıra: -İnhalasyon uygulaması(Su buharının solunması) yöntemi ile: -Müzmin üst solunum yolu iltihapları -Alerjik burun içi iltihapları -Müzmin larenjit ve farenjit -Nefes darlığı yapan Akciğer hastalıkları -Bronş genişlemesi,Astım
İçmece uygulamaları(mineralli suyun içilmesi) yöntemi ile: -Mide ve bağırsak hastalıkları -Hazımsızlık -Safrakesesi tembelliği -Müzmin kabızlık -Kalın bağırsak spazmları -İdrar yolunun müzmin iltihaplarının tedavisinde de etkili ve yararlıdır.

Gezi ve Mesire Yerleri



Çevresinde ve ülke çapında böylesine meşhur kaplıcalara sahiptir. Havza'nın etrafı Ormanlarla kaplanmış dağlarla çevrilidir. Bu nedenle yakın çevresinde piknik ve mesire alanı oldukça fazladır.



Festival ve Şenlikler



Milli Mücadele yıllarında Atatürk'ün Havza'ya geldiği gün olan 25 Mayısta her yıl Atatürk'ü Anma ve Kutlama Festivali adı altında bir şenlik düzenlenmektedir. Bu şenliklerde Karadeniz Kırkpınar'ı diye adlandırılan yağlı pehlivan güreşleri yapılmaktadır. Bir hafta süreli festivalde çeşitli spor müsabakaları, eğlenceler, kültürel etkinlikler gerçekleştirilmektedir.

Folklorik Değerler



Kaplıcalar Havza'nın yaşamında öylesine etkili olmuşturlar ki; gelenek ve göreneklerinde bile onların etkisi hemen farkedilir.

Yemekler



Samsun'un hemen hemen tüm ilçelerinde olduğu gibi keşkek ve tirit Havza'nın da en meşhur yemeğidir. Havza'da hamur işleri de yaygın olarak yapılmaktadır.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
Alt 26 Ekim 2011, 22:36   #12
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: SAMSUN İLi ARŞİV




Kavak




Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Kavak ilçesinin tarihi oldukça eskidir. İlçe merkezinin kuzeyine kalan kaledoruğu Höyüğünde 1942 yılında yapılan araştırmalarda M.Ö. 3500- M.Ö. 2000 yıllarına ait eserlere rastlanılmıştır. Bu verilere göre Kavak İlk Tunç Çağından bu yana yerleşim yeridir. Kaledoruğu höyüğünde Genç Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait eserler rastlanması ise bu yerin hem yerleşim özelliğini, hem de burada yerleşim sürekliliğini göstermektedir.
Hititlerin egemenliğinden sonra Kavak, M. Ö. 1200'lerde Friglerin, M.Ö. 7. yy. da Milletlilerin egemenliği altına girmiştir. M.Ö. 333 yılında Pontusların elinde olan Kavak'a daha sonra Romalılar hakim olmuştur.
Daha önce Yahudiliği tanıyan halk, I.yy da İsa'nın havarilerinden AzizAndre ve Pier'in bölgeye gelmesiyle Hıristiyanlıkla tanışmıştır. Müslümanlar Abbasiler döneminde (750-1258) Malatya-Tokat üzerinden Karadeniz kıyılarına uzandılar ve İslam dinini burada tanıttılar.
1071 Malazgirt Savaşından sonra Selçuklular döneminde Rükneddin Süleyman'ın Tokat meliki olduğu zaman bölge Selçukluların eline geçti.
Osmanlılar döneminde ise Yıldırım Beyazıt Han Anadolu da birliği sağlamak için bölgeyi İsfendiyaroğullarından almıştır.
1418 Çelebi Mehmet döneminde ilçe tamamen Osmanlıların eline geçti. Kavak'ın bundan sonraki tarihi Osmanlı tarihi içinde gelişimini sürdürmüştür.
1518 tarihli bir Osmanlı Tapu defterinde Kavak'ın Samsun Sancağına bağlı bir karye (köy) olduğu görülmüştür. 1839 yılında merkez ilçeye bağlı bucak olmuştur. 1934 yılında da Bucak teşkilatı ilçe Teşkilatına çevrildi.

Kale Doruğu Höyüğü




Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Yeri: Samsun il merkezinin yaklaşık 40 km güneyinde, Kavak İlçesi, Yeni Cami Mahallesi içinde yer alan Kaledoruğu adındaki höyüktür. Bazı yayınlarda yanlış bir şekilde Kaledoruğu yerine Kavak ismi ile tanıtılmaktadır. Höyüğe Samsun-Kavak kara yoluyla ulaşılmaktadır.
Konumu ve Çevresel Özellikleri: Yaklaşık olarak 25 m yüksekliğinde, 350 x 250 m boyutlarında oval biçimli dik yamaçlı bir tepedir. Güney ve doğu tarafından yüzeye çıkan kayalık bir kütlenin üzerinde kurulmuştur. Yakınından Ağlıdere geçmektedir. Güneyindeki Kavak Ovası'na hakim bir durumda, Samsun'dan Havza, Amasya yönüne uzanan doğal yolun üstündedir. Kaçak kazılarla kısmen tahrip edilmiş, tepesi düzletilmiştir. Üzerinde kale kalıntıları görülmektedir.
Tahribat Açıklama: Höyüğün kuzey-kuzeydoğu eteğine köy evleri inşaa edilmiştir. Doğu eteği asfalt yol tarafından kesilmiştir. (TAYEx 2.3.2003)



Danabasan Tepesi (Höyük)



Tahribat Açıklama: Yerleşmenin kuzey-kuzeydoğu yamacı tarla olarak kullanılmaktadır. Tepesinde 5 m derinliğinde ve 5 m çapında bir kaçak kazı çukuru görülmüştür.
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Dingilkalecik Tepe




Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Tahribat Açıklama: Yerleşme kaçak kazılar ve yapılaşma nedeniyle tahrip olmuş durumdadır. Üzerinde çukurlar ve batı eteğinde bir ev vardır. Yaşar Doğu Evi




Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Tahribat Açıklama:
Yerleşme çok sayıdaki kaçak kazı çukurları ile yoğun olarak tahrip edilmiştir. Eteklerinde tarım yapılmaktadır. (TAYEx 3.9.2003)
Tescil Bilgisi: Höyük adıyla tescil edilmiştir. (ASAL)


Güney Tepesi




Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Tahribat Açıklama:
Yerleşme çok sayıdaki kaçak kazı çukurları ile yoğun olarak tahrip edilmiştir. Eteklerinde tarım yapılmaktadır. (TAYEx 3.9.2003)
Tescil Bilgisi: Höyük adıyla tescil edilmiştir. (ASAL)
Dere Camii




Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Yedi köyün Cuma camisi olarak kullanılan cami bugün Değirmencili ve Kazanç Köylerinin ortak Cuma camisi olarak kullanılmaya devam etmektedir.Tamamen ahşap malzemeden yontma tahtadan, çatma başı geçme olarak yapılan camide yer yer çivi kullanılmıştır.Camiyi dört yanda revak çevreler. Orta direğin başlık kısımları mukarnas taklidi üçgenler ve ortada rozetle süslenmiştir.
Dikdörtgen bir form gösteren dış kapı kemerli olup, iki yana kanadı baklava dilimi, ortada ise boğum ve aralarında rozet şeklinde yıldızların oluşturduğu kabartmalar mevcuttur. Her ne kadar bir kitabeye rastlanmamakta ise de kapının sol tarafında Hicri 1221 (1805), sağ tarafında ise Hicri 1258 (1842), Hicri 1297 (1881), Hicri 1345 (1929) tarihleri mevcuttur.
Bu tarihlerin ilkinin yapım, diğerlerinin onarım olduğu tahmin edilmektedir. Yapıldığı dönemin özelliklerini taşıyan önemli bir eser olup, halen kullanılmaktadır.


Bekdemir Köyü Ahşap Camii



Caminin oyma olarak yapılan kapısı bitki motifleri ile süslüdür. Kapının üst tarafında friz halinde parmak motifi süslemesi bulunmaktadır. Daha üste iki pencerenin orta kısmında yuvarlak bir madalyon içerisinde Arapça bir yazı bulunmaktadır.
Caminin içi kök boyadan yapılmış çeşitli bitkiler motiflerle bezemelidir. Caminin avlusunda taştan yapılmış bir çeşme mevcuttur. Çeşmenin ön yüzü iki pano halinde düzenlenmiş, soldaki panonun ortasında bir yuvarlak içinde ay ve çiçek motifi dipte yıldız motifi ve başka motifler işlenmiştir. Sağdaki pano çeşitli geometrik bitkisel motiflerle süslü olup çeşme harap haldedir.
Hicri 1294 (Miladi 1873) yılında yapılan cami yörede önemli bir eser niteliğindedir. Samsun ilinde bu özelliği ile Çarşambadaki Göçeli camiinden sonra ikinci konumdadır. Ahşap ve içi bezemeli bir örneğe bölgede şimdiye rastlanmamıştır.


Yeni Camii



Cami mahallesinde aynı adı taşıyan cami 1734 yılında yaptırılmıştır. Küçüktür ve tarihi özelliği yoktur.


Yörgüç Paşa ( Çarşı ) Camii




Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Çarşı cami olarak ta bilinir. Halkın yardımı ile, şehrin ileri gelenlerinden Hacı Yusuf tarafından 1911’de yaptırılmıştır. Taş malzemeli ve kubbelidir. Minaresi 1920’de bir
Rum usta tarafından yapılmıştır.




Çakallı Han



Samsun’a 35 km. uzaklıkta Eski Samsun-Amasya kervanyolu üzerindedir. Selçuklu Dönemi yapısıdır ve 13.yy. sonlarına doğru tarihlendirilmektedir. Avlulu bir handır. Yapı harap durumdadır. Ancak avlunun boyutları saptanmıştır. Bugün hiç bir iz yoktur. Ahır kısmı birbirine paralel üç sahından oluşuyor. Üst örtüsü tonozdur. Ahır taç kapısı traverten adı verilen gözenekli taşla inşa edilmiştir. Kapı sövelerle desteklenmiştir.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 26 Ekim 2011, 22:36   #13
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: SAMSUN İLi ARŞİV




Ladik

Tarihi




Ladik ilçesinin tarihinin M.Ö. 3000 - M.Ö. 2000 yıllarına kadar uzandığı tahmin edilmektedir. Ladik'in Hititler devrinde de yerleşim yeri olarak kullanıldığı çevrede yapılan arkeolojik kazılardan anlaşılmıştır. Kaledoruğu yerleşim yerinde Hitit kültürünün izlerine rastlanmış olması da bunu göstermektedir. M.Ö. 131 yılında Pontus kralı VIII. Mitridat'ın karısı Veodikya Ladik İlçesine kurmuştur. Bir rivayete göre Veodikya adının zamanla halk dilinde değişerek Ladik olduğu ve ilçenin adının buradan geldiği ileri sürülmektedir.
Romalıların (M.Ö. 71 - M.S. 395) Pontusluları yenmeleri ile bölge Romalıların hakimiyetine girmiştir. M.S. 395'de Roma doğu ve batı olarak ikiye bölününce Ladik Doğu Roma (Bizans), imparatorluğunun sınırları içinde kalmıştır.
İslam uygarlıkları döneminde (705) Arapların eline geçen bölge 1071 Malazgirt Savaşından sonra Selçukluların eline geçmiştir. 1075'de Alparslan'ın komutanlarından Melik Ahmet Danişment Gazi Amasya ve çevresine egemenliği altına aldı. Bir rivayete göre de ilçe adını komutanın kızı İleduk ve İldük Hatun'un isminden almıştır.
Selçukluların parçalanmasıyla kurulan Anadolu Beylikleri zamanında Ladik Kabatoğullarının hakimiyetine girmiştir. Osmanlılar ise Ladik'i 1428'de kesin olarak topraklarına katmışlardır.
Ladik Cumhuriyet dönemine kadar Sivas Sancağına bağlı Amasya Vilayeti sınırları içinde bulunmuştur. Cumhuriyet kurulduktan sonra Amasya iline bağlı olan Ladik ilçesi 1925'de Samsun'a bağlanmıştır.
Coğrafi Konum



Samsun'un güneyinde yer alan Ladik ilçesi kuzeyinde Kavak, güneyinde Suluova, doğusunda Taşova ve batısında Havza ilçeleri ile çevrilidir.
Kuzey Anadolu sıradağlarının batıya doğru alçaldığı ve geçit verdiği bir alanda, Akdağ'ın kuzey eteklerinde kendi ismini alan geniş bir ova kenarında kurulmuştur.
İlçenin akarsularından Tersakançayı Yeşilırmak'ın bir kolunu oluşturur. Ladik gölünden çıkarak batıya, oradan güneye, daha sonra doğuya doğru kıvrılarak Yeşilırmak'la birleşir. Bu akış seyrinden dolayı adını Tersakan çayı olarak kalmıştır.
İlçe merkezinin 10 km. doğusunda yeralan Ladik Gölü, Akdağ'dan inen akarsularla beslenir.



Sosyo-Ekonomik Yapı



İlçenin ekonomisi genellikle tarıma dayanmaktadır. Yaygın olarak buğday, arpa, yulaf, mısır, şekerpancarı ve ayçiçeği yetiştirilmekte, bunların yanısıra bağ - bahçe sebzeciliği de yapılmaktadır.
Ladik'in yayla durumunda olması hayvancılığın da gelişmesini sağlamıştır. Başta küçük baş hayvan yetiştiriciliği olmak üzere, büyük baş hayvan yetiştiriciliği, küçük çapta da olsa balıkçılık ve arıcılık da yapılmaktadır.
İlçede çok eski yıllardan beri yapıla gelen dokumacılık günümüzde de modern araçlarla devam etmektedir. Eskinin tahta tezgâhların yerini bugün trikotaj makinaları almıştır. Bu makinalarla fanila ve kazak örgücülüğü yapılmaktadır. Kırsal kesimde ise halı dokumacılığı teşvik edilmiştir. Birçok köyde kurulan halı tezgâhlarında Hereke tipi halılar dokunmaktadır.
Ladik gölü civarındaki köylerin hemen, hemen hepsinde kamıştan hasır örücülüğü yapılmaktadır. Bu hasırlar Güney Anadolu ve İstanbul bölgesine satılmaktadır.
İlçedeki en büyük sanayi kuruluşu Çimento fabrikasıdır. Bir de küçük sanayi sitesi bulunmaktadır.


Ulaşım



Samsun'a 82 km. uzaklıkta olan ilçenin ulaşım problemi yoktur. Samsun'dan Ladik'e her zaman araç bulmak mümkündür.

Tarihi ve Kültürel Değerler



İlçenin tarihi M.Ö. 3000'lere uzansa da yöredeki arkeolojik alanlar da yeteri kadar araştırma yapılmamıştır. Bu arkeolojik alanlar; Çakılarası, İnkaya Mezar ve Ören Yeri, Kale Tepe, Dökme Tepe, Dedealtı, Köy İçi, Devşel Kaya, Tombul Tepe, Kilise Tepe, Kümbet höyükleridir. Ladik merkezinin güneyindeki tepede Ladik gölünün güney doğusunda bir kale kalıntısı da bulunmaktadır.
Ormanlık alanları, yaylaları ve şifalı sularıyla, Osmanlılar döneminde, Amasya'da yaşayan şehzadelerin ve ileri gelenlerin yazın safiye yeri olarak kullandıkları ilçede; yazlık saraylar, camiler, çarşılar, hamamlar vb. gibi bir çok eser yaptırılmıştır. Fakat bu eserlerin çoğu 1943 depremiyle yıkıntı haline gelmiştir.
Bu gün ayakta kalan eserlerden bazıları şunlardır:
Saat Kulesi: 1889 yılında inşa ettirilmiştir. 1943 depreminde büyük hasar görmesine karşın aslına uygun olarak tekrar yaptırılmıştır.
Bülbül Hatun Camii: II. Beyazıt'ın karısı Bülbül Hatun tarafından yaptırılmıştır. Depremde yıkılan cami aslına uygun olarak onarılmıştır.
Avcı Sultan Mehmet Camii: IV. Avcı Sultan Mehmet tarafından yaptırılmıştır. Depremde tamamen yıkılan cami aynı yerine tekrar inşa edilmiştir.
Kümbet : Bir adı da Sadullah Sunullah Paşa Türbesidir. Kümbet bir Osmanlı eseridir.
Seyit Ahmet Kebir Türbesi: Selçuklu döneminin kumandanlarından Seyit Ahmet Kebir Ladik'te yapmış olduğu savaşta ölünce isteği üzerine bu türbeye gömülmüştür.
Gezi ve Mesire Yerleri



İlçenin en önemli mesire yeri Hamamayağı (Hallaz, Hırlaz, Hilyas) kaplıcasının bulunduğu bölgedir. Ladik ilçesinin 10 km uzaklıktaki bu yerde, kenarından küçük bir akarsuyun geçtiği piknik alanı ve kaplıca binası vardır.
Ladik ve Havza ilçelerindeki kaplıcalar tarih boyunca bilinmektedir. Romalılar ve daha önceki devirlerde de buralar insanları çeken sağlık merkezleri olmuştur.
Bugün ise suların içerdikleri maddeler tektek tespit edilmiştir. Ladik Hamamayağı kaplıca suyunun, Almanya'daki Bedeviciler, Liebenzell, Schlangedbad, Warnbrunn, Wilbad, Wilstein gibi kaplıcaların suyuna eşdeğer olduğu kanıtlanmıştır.
Hamamayağı kaplıca suyu Türkiye'deki birinci dereceden önemli ve öncelikli kaplıca suyu olarak belirlenmiştir.
Romatizma, Sinir ve Kas yoğunluğu, eklem kireçlenme, sinirsel hastalıklar, ameliyat sonrası yorgunluklar gibi hastalıklarda olumlu etki yapar.
Ladik gölü ve çevresi, Akdağ yaylaları mesire yeri olarak idealdir.

Folklorik Değerler



İlçede Çevre İl ve İlçelerde oynanmakta olan Düzayak, Makinalı, Oğlan beni çaydan geçir, Sarıkız, Sanlama gibi horon oyunlarının yanında, Budak dere ve çevre köylerinde mistik türde Semah oyunuyla, Şeyh Şamil, Şeşen, Zefak gibi oyunlarda oynanmaktadır.
Yemekler



İlçede yapılan yöresel yemeklerin çoğu hamur işidir. Bunlar; Erişte, Tutmaz Aşı, Mantı, İşkefe Tatlısı, Kaz Pilavı ve seridi, Çerkez Halüğü, Çerkez Şibsisi, Dabusun, Malakto, Gobi, Lobiya, Lobya, Hoşmerim, Kadayani Ekmek gibi çok çeşitlidir. Yöresel yemeklerin dışında Ladik'in Tandır Kebabı da oldukça meşhurdur.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 26 Ekim 2011, 22:36   #14
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: SAMSUN İLi ARŞİV




19 Mayıs

Tarihi





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Ondokuzmayıs İlçesinde Dağköy ve Yörükler beldeleri civarında yapılan arkeolojik kazılarda M.Ö. ki yıllara ait yerleşmeler olduğu saptanmıştır.

Dağköy'de ortaya çıkarılan mezarın MÖ. 47 yılların ait olduğu sanılmaktadır. Yörükler beldesinde bulunan hamamın ise Cenevizliler ve Romalılar dönemine ait olduğu rivayet edilmektedir.
Milattan önceki yıllardan beri yerleşim yeri olarak kullanılmış ilçe toprakları Çelebi Mehmet Döneminde Osmanlı hakimiyetine giriyor. İlçenin ilk Türk ahalisi Orta Asya'dan göç eden Türkmenlerdir. Daha sonra 93 harbi (1877-1878) sırasında Kafkasya ve Dağıstan'dan göç edenler yerleşmişlerdir. Yine Balkan Savaşları sonunda Avrupa'dan gelen Osmanlı Türkleri 1913 yıllarında 19 Mayıs'a gelerek çevre köylere yerleşmişlerdir. İlçeye Kurtuluş Savaşı sonrasında Selanik'ten mübadele yoluyla gelenler, Doğu Karadeniz'den gelenler, Alaçam'dan gelenler olmuştur.

Coğrafi Konumu



Ondokuzmayıs İlçesi Samsun'a 33 km. uzaklıkta, Samsun-Sinop Devlet karayolu üzerindedir. Kızılırmak nehrinin meydana getirdiği delta ovasının doğu ucunda yer alan ilçenin denizden yüksekliği 10 m. dir. İlçe merkezinin kuzeyinde kalan topraklar Kızılırmak'ın oluşturduğu Ovanın bir bölümünü teşkil eder. Bu alanda Balık Göllerinin bir kısmı bulunmaktadır. Ondokuzmayıs doğusunda Samsun, batısına Bafra, kuzeyinde Karadeniz, güneyinde Samsun ve Bafra ilçeleri ile çevrilidir. En yüksek yeri Nebyan Ormanlarının bulunduğu güneyindeki tepedir.


Sosyo- Ekonomik Yapısı



İlçede tarım, hayvancılık ve balıkçılık gelişmiş durumdadır. Tarım ürünleri arasında fındık, mısır önemli yer tutar. Balıkçılık denizden başka balık göllerinde de yapılmaktadır.
Ondokuzmayıs ilçesinde Cevizcilik ve Arıcılık projeleri uygulanmaya konulmuş ve ekonomik açıdan önemli katkılar sağlayan faaliyetler haline gelmiştir. Ayrıca yapılan el dokuması kilimler, çoraplar vb. gibi eşyalar ilçe ekonomisinde küçükte olsa bir yer tutmaktadır. Balık gölleri civarında yapılan hasır örücülüğü de ekonomik faaliyetler arasında sayılır.


Sosyo- Ekonomik Yapısı



İlçede tarım, hayvancılık ve balıkçılık gelişmiş durumdadır. Tarım ürünleri arasında fındık, mısır önemli yer tutar. Balıkçılık denizden başka balık göllerinde de yapılmaktadır.
Ondokuzmayıs ilçesinde Cevizcilik ve Arıcılık projeleri uygulanmaya konulmuş ve ekonomik açıdan önemli katkılar sağlayan faaliyetler haline gelmiştir. Ayrıca yapılan el dokuması kilimler, çoraplar vb. gibi eşyalar ilçe ekonomisinde küçükte olsa bir yer tutmaktadır. Balık gölleri civarında yapılan hasır örücülüğü de ekonomik faaliyetler arasında sayılır.


Ulaşım



Ondokuzmayıs İlçesi Samsun - Sinop Devlet karayolu üzerinde yer almaktadır. Bu nedenle ulaşım problemi yoktur. Samsun'dan Ondokuzmayıs ilçesine her gün, her saat araç bulmak mümkündür. İlçenin Samsun'a uzaklığı 33 km dir.


Tarihi Kültürel Değerler



Yörükler Tümülüsü: Yörükler belediyesinin yakında bulunan tümülüs Roma döneminin kültürünü yansıtmaktadır.
Yörükler Hamamı: Yörükler belediyesinde ve Balık gölünün yakınında yer alan hamam 19 yy. Osmanlı eseridir.
Şeyh Bek Türbesi: Orta Asya'dan ilçeye Türkmenlerin göç ettiği dönemde yapılmış bir türbedir.
Gezi ve Mesire Yerleri:
İlçenin güneyinde yer alan en yüksek tepesindeki Nebyan Ormanları ve çevresi gezi ve mesire yeri olarak ideal olması yanında, ilçede yapılan yayla şenliklerine de mekan oluşturmaktadır.
İlçenin kuzeyindeki Yörükler mevkiinde ise bölgenin en teniz denizi ve kumu yer almaktadır.
Ondokuzmayıs ilçesinin Kuzeyde Karadeniz kıyısında kalan toprakları Kızılırmak Deltası'nın doğu ucudur. Bu bölgede Balık Göllerinin bir bölümü yer alır. Bu göler ve çevresindeki sazlık ve bataklık arazi deltanın Sulak alanlarının bir kısmını oluşturur. Kızılırmak Deltası barındırdığı kuş varlığı ile ülkemize uluslararası platformda prestij sağlayacağı gibi, doğa turizmi, çevre eğitimi, bilimsel araştırma vb. gibi konularda çok büyük bir potansiyel oluşturmaktadır.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 26 Ekim 2011, 22:36   #15
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: SAMSUN İLi ARŞİV




Folklorik Değerler



İlçe halkı çeşitli yerlerden gelen insanlardan oluştuğu için kültürel öğeler de çeşitlilik görülür. Rumeli'den Kafkasya'dan; Doğu Anadolu'dan, Doğu Karadeniz den gelenler kendi türkülerini ve oyunlarını yöreye taşımışlar ve onları kaynaştırmışlardır.
Yörükler beldesinde dokunan kilimler, çoraplar vb. Türkoğuz geleneklerinin motiflerini taşır.

Yemekler



İlçeye Alaçam'dan gelip yerleşenlerin Keşkeği ve Pıtıl ekmeği meşhurdur. Balkanlardan gelenlerin börekleri ile etli pilavı, oda sıcaklığında kurutulmuş et ve ciğer yemekleri, tarhana çorbası, özel fırında pişirilmiş somun ekmekleri ile günlük pişirilen saç ekmeği meşhurdur

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 26 Ekim 2011, 22:37   #16
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: SAMSUN İLi ARŞİV




Tekkeköy

Tarihi





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Tekkeköy ve civarında yapılan araştırmalar sonucunda paleolitik dönemden itibaren yerleşimin varolduğu öğrenilmiştir. Tekkeköy'ün hemen güneyinde yer alan bu yerleşim MÖ. 600.000 - 10.000lere tarihlenmektedir.

İlçedeki araştırmalarda Hitit dönemine ait katmanlara rastlanmıştır. Friglere ait kalıntılar da bulunmuştur. Yöre M.Ö. 3.yy ortalarında Pontus devletinin sınırları içine girmiş, daha sonra sırasıyla Roma, Bizans ve Anadolu Selçuklu devletinin eline geçmiştir.
Selçuklular Anadolu'ya geçmeye başladığı zaman Bizans devletinin egemenliği altında olan bu yöreyi Türklere ve İslamiyete açmak için, bölgenin önemini de dikkate alarak büyük Türk velisi Şeyh Zeynüddin'i buraya göndermiş ve bir Tekke kurmuşlardır. Tahminen 1250 - 1330 yılları arasında yaşayan Şeyh Zenüddin kurduğu tekkede yolcuları, düşkünleri,, fakir fukarayı kazan kurarak doyurmuştur. Tekkeköy adının buradan geldiği söylenmektedir. 1399'da Tekkeköy Osmanlı egemenliğine girmiştir. 1402 Ankara savaşından sonra Kubatoğullarının eline geçmiştir. 1419'da Çelebi Mehmet Tekkeköy'ü tekrar Osmanlı topraklarına katmıştır.
Osmanlılar döneminde burada Türkler ve Bizans döneminden kalma Rum halkı barış içerisinde yaşamışlardır. Ancak I. Dünya savaşı sırasında Türk ve Rum halkı arasındaki barış bozulmuştur. Kurtuluş savaşı sonrasında yapılan Lozan Antlaşması gereği buradaki Rum halkı Batı Trakya Türkleriyle yer değiştirmiştir.


Coğrafi Konumu



Samsun - Trabzon karayolunun 13 km.sinde güneye doğru 1 km. içeride yer alan Tekkeköy Samsun iline bağlı bir ilçedir.
Tekkeköy deresinin kıyı ovasına açıldığı kesimde açılmıştır. İlçe topraklarının üçte birini Çarşamba ovasının devamı oluşturur.



Sosyo - Ekonomik Yapısı



Önemli gelir kaynakları arasında tarım ve hayvancılık yer alır. İlçe topraklarının üçte biri Yeşilırmak'ın biriktirdiği verimli delta ovasının devamı olup sulu tarıma elverişlidir. Tütün en büyük gelir kaynağıdır.
İlçede 1944 yılında kurulan Gelemen Devlet üretme Çiftliği'nde yer almaktadır. Karadeniz bölgesinin kaliteli tohumluk ve yem ihtiyacını karşılamak amacıyla 46 bin dönümlük bir araziye kurulmuştur.
İlçe sınırları içerisinde yer alan Karadeniz Bakır işletmeleri, Azot Fabrikası, Kutlu Kent yöresindeki sanayi ve organize sanayi bölgeleri ilçeye ekonomik anlamda hareketlilik getirmiştir.
Gelemen mevkiinde yapılmakta olan hava alanı da hizmete girmiştir.


Sosyo - Ekonomik Yapısı



Önemli gelir kaynakları arasında tarım ve hayvancılık yer alır. İlçe topraklarının üçte biri Yeşilırmak'ın biriktirdiği verimli delta ovasının devamı olup sulu tarıma elverişlidir. Tütün en büyük gelir kaynağıdır.
İlçede 1944 yılında kurulan Gelemen Devlet üretme Çiftliği'nde yer almaktadır. Karadeniz bölgesinin kaliteli tohumluk ve yem ihtiyacını karşılamak amacıyla 46 bin dönümlük bir araziye kurulmuştur.
İlçe sınırları içerisinde yer alan Karadeniz Bakır işletmeleri, Azot Fabrikası, Kutlu Kent yöresindeki sanayi ve organize sanayi bölgeleri ilçeye ekonomik anlamda hareketlilik getirmiştir.
Gelemen mevkiinde yapılmakta olan hava alanı da hizmete girmiştir.

Ulaşım




Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
İlçeye ulaşım genellikle karayolu ile yapılır. Samsun'a uzaklığı 14 km.dir. Samsundan Tekkeköy'e her an araç bulmak mümkündür. İlçeye demiryolu ile ulaşmakta mümkündür.

Tarihi ve Kültürel Değerler



Tekkeköy Ören Yerleri : Hitit ve tunç çağı dönemlerine ait buluntular ele geçmiştir. Bu buluntulardan; çarkta çekilmiş deve tüyü, al renkli keramikler çoğunluktadır. Burada bulunan mezarların ilk Tunç çağına ait olduğu saptanmıştır. Bu mezarlardan çıkan eşyaların Anadolu da bir benzerine daha rastlanmadığı belirtilmektedir.
Tekkeköy Mağaraları : Kalkolitik dönemi sergileyen yerleşim yerleridir. Bu mağaralar doğal oluşmuş ufak mağaraların genişletilerek ve oyularak iskan edilmesi sonucu meydana gelmiştir.
Şeyh Yusuf Zeynüddin Camii ve Türbesi : Şeyh Yusuf Zeynüddin, Anadolu Selçuklu Devleti zamanında yaşamış büyük İslam velisidir. Gavs-ı Azan Şeyh Abdülkadir-i Ceylani Hazretlerinin torunudur. Camii kendisi tarafından 1285 yılında yapılmıştır. Türbesi ise bu caminin bahçesinde yer almaktadır.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 26 Ekim 2011, 22:37   #17
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: SAMSUN İLi ARŞİV




Gezi ve Mesire Yerleri



İlçedeki Gelemen mevkiinde yeralan Costal ormanları, Karadeniz de ender kalmış kıyı ormanına güzel bir örnektir. Burası Samsun ilindeki doğal değeri yüksek alanlardan biri olarak belirlenmiştir.
Costal mevki doğal plaj özelliği taşımaktadır. Kıyıdaki Hacı Osman Korusu ve içeriye girildikçe yüksekliği 700 - 800 m. civarında olan Kapaklı Pınartepesi, Kırantepe, Azman tepesi, sahile yakın Asarağaç tepesi piknik ve mesire yeri olarak uygun mekanlardır.



Fokllorik Değerler



Yöre insanı yerli halk, dışarıdan gelenler ve mübadinler olmak üzere üç gruptan oluşmaktadır. Mübadil gelen halk kendi kültürel özelliklerini korumakla birlikte, diğerleriyle de kaynaşmıştır.




Yemekler



Yöre yemekleri arasında Kazlı Pilav, Etli Yufka, Fırın Kebabı yaygın olarak yapılmaktadır. Tekkeköy'de hamsili yemeklerde yapılmaktadır. Bunlar; hamsi tava, hamsili pilav, hamsili ekmek, kiremitte hamsi gibi yemeklerdir.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 26 Ekim 2011, 22:37   #18
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: SAMSUN İLi ARŞİV




Terme




Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Terme'nin tarihi M.Ö. 1000 yılına kadar inmektedir. Hatta eski tarihçiler M.Ö. 1200 yıllarında şimdiki Terme Çayı kıyısında efsanevi kadın savaşçılar Amazonların yaşamış olduklarını ileri sürmüşlerdir.
Terme adının da, kıyısında Amazonların Themiskyra adlı kenti kurdukları Thermodon (bu günkü Terme Çayı) dan geldiği söyleniyor. İlçenin en eski halkının Gaskalar olduğu sanılmaktadır. Gaskalar Karadeniz kıyısında yaşayan yarı göçebe ve saldırgan bir topluluktur. Hititler Samsuna kadar yayılınca Gaskalarıda yönetimleri altına almışlardır. Türklerin Anadolu'ya hakim olmaya başladıkları, 11.yy'a kadar Terme'ye Hititler, Frigler, Medler, Persler ve Romalılar hakim olmuşlardır. 395 yılında itibaren Terme Doğu Roma (Bizans) hakimiyetine girmiştir.
I Alaatin Keybubat zamanında (1219 - 1236) Terme dahil bütün Karadeniz sahili Anadolu Selçuklularının yönetimine girmiştir. Moğol istilaları nedeniyle dağılan Selçuklu imparatorluğunun topraklarında Türk Beylikleri kurulmaya başlamıştır. Bu dönemde Amasya - Samsun - Tokat - Sivas - Kayseri bölgesinde Eratna Beyliği kurulmuştur. 1381 de Kadı Burhanettin Eratna Beyliğini ele geçirince Terme onun bölgesine bağlanmıştır. Bu arada yörede Canik Beyliği de kurulmuştur. 1389'de Yıldırım Beyazıt Amasya ve Karadeniz kıyılarındaki bütün beylikleri Osmanlı topraklarına katmıştır. Cumhuriyete kadar Terme Canik Mutasarraflığının idaresinde yönelmiştir. I. Dünya savaşı sırasında Terme Eylül 1916'da Ruslar tarafından bombalanmıştır. Milli mücadele döneminde ise Rus ve Ermeni çeteleri tarafından yakılıp yıkılmak istenmiştir. Fakat, Terme halkı bunlarla mücadelesini başarılı şekilde yaptırmıştır.


Coğrafi Konumu



Terme Karadeniz Bölgesinin Orta Karadeniz bölümünde denizden 3 - 5 km. içeride kurulmuş Samsun iline bağlı bir ilçedir. Samsun'a uzaklığı 58 km.dir.
İlçenin Kuzeyi'nde Karadeniz, Doğusunda Ünye ve ikizce, güneyinde Akkuş, Batısında Salıpazarı ve Çarşamba ilçeleri yer almaktadır. Kuzeyinde kıyı ovası uzanmakta, güneyinde Canik dağları. En yüksek noktası 450 m.dir. Kara Orman dan doğan Terme Çayı ilçeyi tam ortasından ikiye bölerek Karadenize dökülür. Karadeniz ile Terme ilçesi arasında denize yakın bölgede birbirlerine doğal kanallarla bağlı olan Akgöl ve Simenit (Simenlik) gölleri yer alır. Simenit gölü, Terme Çayı'nın yatağının değişmesi sonucu oluşmuştur. İki gölün da balık varlığı açısından zengin oluşlarının sebebi deniz basmasıdır. Göllerin çevresi sazlık ve bataklıktır.
Sosyo - Ekonomik Yapısı



Terme ekonomisinin hemen hemen tamamı tarıma dayalıdır. Bu verimli ovada ünlü Terme pirinci ve fındık yetiştirilmektedir.
İlçede kültür kavakçılığıda oldukça yaygındır. Örneğin, dünyanın ikinci büyük kavak ormanı Terme'dedir.
Bunların yanında, sahil kasabası olması nedeniyle balıkçılık ve diğer deniz ürünleri avcılığı da geçim kaynakları arasında sayılabilir.
İlçede besicilik ve arıcılık gibi ekonomik faaliyetlerde önemli yer tutmaktadır.
Terme'nin en önemli sanayi kuruluşları, ilçede yetiştirilen çeltik ve fındığı işleyen fabrikalardır. Fındık fabrikalarında üreticiden alınan fındık iç fındık haline getirilerek ihraç edilmekte veya iç piyasaya sürülmektedir. Çeltikte aynı şekilde fabrikalarda işlem görerek pirinç halinde ihraç edilir veya iç piyasaya verilir.

Ulaşım




Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Samsun'a 58 km. uzaklıktadır ve Samsun'dan Termeye hergün her saat araç bulmak mümkündür. Çevre il ve ilçelerle ulaşım problemi yoktur.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 26 Ekim 2011, 22:38   #19
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: SAMSUN İLi ARŞİV




Tarihi ve Kültürel Değerler



Tarihi M.Ö. 1000 yıllarına kadar uzanan ilçede efsanevi kadın savaşçılar Amazonların yaşadığı bir çok tarihçi ve coğrafyacı tarafından ileri sürülmektedir.
Amozanların; yerleşmiş olduğu alanlar kaynaklarda Karadeniz kıyıları olarak tanımlanmaktadır. Özellikle Thermodon (Terme Çayı) kıyısında Themiskyra kentini kurmuş oldukları bilinmektedir. Themiskyra kentinin Terme ile Ordu arasında olduğu sanılmaktadır. Bir çok efsanede adları geçen Amazonlar sadece kadınlardan oluşan bir topluluktu. Savaşmayı çok seven ve savaşçı olarak ün yapmışlardı. Tarihin ilginç ve çekici savaş kadınları amazonlar, güzel sanatlara da konu olmuşlardır. M.Ö. 5.yy'da yapılan Amazon kadını heykelleri günümüze kadar ulaşmıştır. Berlin ve Roma Caputoline müzelerindeki Yaralı Amazon Heykeli ve Vatikandaki Amasone Mattei Heykelleri bunların en ünlüleridir. Rubens'in ünlü Amazon Savaşçısı isimli tablosu da Amazonları konu alan sanat eserlerindendir. Sarayköy; de hamam kalıntıları ve su kemerleri vardır. Amazonların burada yaşadığı ileri sürülmektedir.
Pazar Camii; 1840'lı yıllarda yapıldığı tahmin edilen cami Osmanlı mimarisinin özelliklerini taşımaktadır.
Cüneyd-i Bağdadi Türbesi; Terme ilçe merkezinin 10 km. güneyindeki Dibekli köyündedir. Halk arasında, Bağdat'ta yaşamış olanCüneyd-i Bağdadi'nin Türbesi olduğu inancı yaygındır. Fakat başka bir görüşe göre de; türbede Kubatoğullarından Cüneyt Bey adlı bir komutan yatmaktadır. Bu komutan Moğol istilaları sırasında Canik (Samsun) Beyliğini Timur ordularına karşı savuşmuş bir kahraman ve şehittir.
Yukarı Söğütlü (Karacalı) Camii: Yukarı Söğütlü köyünde, büyük bir mezarlığın içinde ahşap bir camidir. Caminin duvarına kazınmış bir yazıdan 1716 yıllarında yapıldığı tahmin edilmektedir.
Aşağı Söğütlü Camii: 19. yy.da yapıldığı tahmin edilen cami iki katlı ve ahşaptandır.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 26 Ekim 2011, 22:38   #20
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: SAMSUN İLi ARŞİV




Gezi ve Mesire Yerleri



Cüneyd-i Bağdadi Türbesi, denilen ziyaretgâh ve çevresi özellikle Cumartesi günleri çevre il ve ilçelerden oraya adak kesmek yada piknik yapmak amacıyla gelen insanlarla dolup taşar. Terme'nin Yalı Mahallesinden Akçay'a kadar uzanan Miliç Çamlığı hem mesire yeri; hem de temiz denizi ve kumsalıyla doğal bir plajdır. Burada mavi deniz, çamların yeşiliyle adeta kucaklaşır.
Akçay ve Miliç gibi Çoban yatağı ve Kumcağaz sahilleri de Terme'nin doğal plajlarını oluşturmaktadır.
Karadeniz ile Terme arasındaki bölgede yeralan, doğal kanallarla birbirine bağlı Akgöl, Simenit, ve Silindir gölleri ile civarı yüzlerce türde kuşu bünyesinde barındıran sulak alanlarımızdan bir tanesidir. Milli parklar genel müdürlüğünce Yaban Hayatı Koruma Sahası olarak belirlenen göller derin değildir.

Folklorik Değerleri



Terme ilçesi yaklaşık 3000 yıllık bir geçmişe sahip olmasına karşın, kendine has yöresel bir kültür ve dolayısıyla mahalli bir folklor özelliği geliştirememiştir. Terme ahalisinin çok değişik bölgelerden gelip buraya yerleşen insanlardan oluşması burada homojen bir toplumun oluşmasına imkan vermediği gibi yöresel bir halk kültürünün oluşumuna da engel olmuştur.




Yemekler



Yörede en ünlü yemek keşkektir. Tirid, mısır çorbası, lepsi, hamsili pilav vb. gibi yemeklerde sıklıkla yapılır.

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
arşiv, arŞİv, ili, samsun, İli


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Samsun Sır İl ve İlçelerimizin Tarihçesi 0 29 Ocak 2011 18:46
SAMSUN'dan Merhabalar Murathan55 Hey Sen! Beni Tanıyor Musun? 10 03 Şubat 2010 12:28
SamsuN Lord- IF Ekstra 13 13 Eylül 2008 00:39