IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Konuyu Değerlendir Stil
Alt 12 Eylül 2011, 15:43   #1
Çevrimdışı
Ruj
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
vücut dili ve yönetici yalanları




Geçtiğimiz haftalarda medyada bir işten çıkarma dalgası yaşandı. Pek çok meslektaşım, haklı/haksız nedenlerle işsiz kalırken bir arkadaşımın bu süreçte yaşadıkları özellikle dikkatimi çekti.

İzni olmadığı için arkadaşımın kimliği ve çalıştığı şirket bende gizli kalmak üzere yaşadıklarını paylaşmak istiyorum.


Zira çalışan – yönetici ilişkisi anlamında oldukça ilginç dersler barındırıyor. Arkadaşım, dedikodularla beslenen bu tatsız sürecin stresine dayanamayıp, yöneticisine onu işten çıkarmayı düşünüp düşünmediğini sormaya karar verdi. Oldukça güven verici bir cevapla karşılaştı: Zira yöneticisi; işten çıkarılmasının söz konusu olmadığını, performansından son derece memnun olduğunu, hatta bu kaotik dönem biter bitmez ona daha fazla yetki ve sorumluluk vereceğini ifade eden sözlerle odasının kapısına kadar geçirdi. Arkadaşım kapıdan çıkarken de omzuna dostça bir şaplak indirmeyi ihmal etmedi. Akşamüzeri gerçekleşen bu konuşmayı takip eden sabah, şirketin insan kaynaklarınca çağrılan arkadaşım, işten atıldı. Kararın müsebbibi ise -tahmin edebileceğiniz üzere- bir akşam önceki konuşmayı yapan yöneticiydi.

Bu büyük karaktersizlik örneği eşliğinde işsiz kaldığı için ciddi bir çöküş yaşayacağını sandığım arkadaşımı aradığımda bu kez şaşkınlık sırası bendeydi. Son derece rahat ve neşeli bir ruh halindeydi. Önce şok geçirmekte olduğunu sansam da durumunu şöyle açıkladı: “İşten çıkarılacağımı biliyordum ve İK çağırıp tebliğ ettiğinde sadece rahatladım! Çünkü yöneticimin dudakları ‘çok memnunum, terfi ettireceğim seni’ dese de vücut dili, gözleri ve mimikleri tersini söylüyordu.”
Gerçekten de bazen -neden olduğunu tam olarak bilmesek de- bir konuşma sonrasında ‘ağzımızda başka bir tat’ kalır. Çünkü karşımızdakinin gözleri ve dudakları iki ayrı şey söyler. Zaten bu yüzden ‘vücut dili’ diye bir kavramdan ve uzmanlığından söz edilmiyor mu?

Benzer bir olay benim de başıma gelmişti. Bir konuda yardımını istemek üzere ziyaretine gittiğimiz bir yönetici, toplantı boyunca neden istediğimizi yapamayacağını mantıklı cümleler eşliğinde açıkladığı halde çıkışta ağzımdan şu cümleler dökülmüştü: “Yapamam dese de hissediyorum ki kesinlikle yapacak!” Haklı da çıkmıştım çünkü gerçekten de ağzıyla “olmaz” dese de, o sırada adını ‘içimden bir his diyor ki’ diye koymuş olduğum ve bana “kesin yapacak” dedirten şey, vücut dilinin aslında “ben ikna oldum” demesiydi.

MIT laboratuarlarında yapılmış bir araştırmaya göre içeriğini duymadığımız bir konuşmayı yalnızca izleyerek, pazarlığın nasıl sonuçlandığı konusunda yüzde 80 oranında isabetli tahmin yapabiliyoruz. Yani bilinçdışı ve sözlü olmayan sinyalleri okumak konusunda insanoğlu, farkında bile olmadığı bir yeteneğe sahip.
Henüz konuşmaya başlamadan önce, bebekliğin ilk dönemlerinde dünyayla iletişimimizin tamamen çevremizdekilerin yüz mimiklerini ve vücut dili sinyallerini okumak üzerinden kurulduğunu düşünürsek aslında hiç de şaşırtıcı değil. Bu dönemde sahip olduğumuz ‘vücut dili okuma ve sözsüz sinyalleri algılama yeteneği’miz (zaman içinde sözlü iletişimin kolaycılığı yüzünden erozyona uğrasa da) hepimizin genetik kodlarında var olduğu için hem özel hem de iş yaşamımızda bize yol gösterebilecek bir pusula aynı zamanda…
Vücut dili, zaman, mekan, duruş, postur, dokunma, koku, mimik, göz teması, ses tonu gibi araçların yönetiminden oluşuyor. Artık nörobilim ve psikoloji sayesinde biliyoruz ki bunlar, liderlik gelişimde etkin ve önemli kavramlar. Doğru kullanılması halinde liderlerin pazarlık etme, değişimi yönetme, güven sağlama, karizma yaratma, işbirliğine ikna etme gibi yetkinliklerini bayağı etkiliyor. Bir tartışmayı ya da pazarlığı kazanmamız ya da kaybetmemizin vücut duruşu, konuşurkenki fiziksel aktivite seviyesi, konuşmanın tonunu belirleyici olup olamadığınızla yakından ilgili olduğunu artık biliyoruz.
Örneğin New York Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre iş toplantılarında karşılaştığımız insanlar hakkındaki temel yargımızı, sadece 7 saniye içinde oluşturuyoruz. Yani karşımızdakileri güvenirlik, inanırlık, dürüstlük, itibar, statü, beceri eksenlerinde etiketlemek için yalnızca saniyelere ihtiyacımız var. Birini, ‘sevimli’ – ‘itici’, ‘kudretli’ – ‘uysal’ vb. gibi etiketledikten sonra da iletişimimizi bu filtreleme üzerinden sürdürüyoruz. Yani biri bizi sevdi mi ‘iyi’leri görmeye, sevmedi mi de ‘kötü’leri taramaya programlanıyor.
University of California’da Dr. Albert Mehabrian tarafından yapılan bir araştırmaya göre kişiler arası iletişimin yüzde 7′si kullanılan kelimelerin içeriğinden; yüzde 38′i sesin tonu, şiddeti, konuşma hızı, frekansı gibi parametrelerden ve kalan yüzde 55′i de yüz ifadesi, el hareketleri, vücut duruşu gibi araçlar üzerinden gerçekleşiyor. İnanması güç ama söylediklerimizin içeriğinin iletişimdeki etkisi, yalnızca yüzde 7! Karşımızdakinin ne anladığı – yüzde 93 oranında- bu kelimeleri nasıl söylediğimize bağlı.

İşte tam da bu yüzden arkadaşım, kendisini kovmak bir yana, terfi ettireceğini söyleyen yöneticisine inanmayıp aralarındaki iletişimin geri kalan yüzde 93′üne odaklandığından büyük bir şok yaşamadı. İşten atıldığını önceden öğrenmesi, bu tatsız durumu sindirmesi ve kendine yeni bir yol çizmesi için yeterli zaman tanımış oldu. Üstelik bu alanda bilimin geldiği nokta sayesinde öğreniyoruz ki ‘sözlü olmayan mesajları okumak’, yalnız arkadaşımın sahip olduğu bir yetenek değil.

Colgate University araştırmacıları, beyin dalgalarının aşağı-yukarı hareketini inceleyerek insanların doğal olarak bu yeteneğe sahip olduklarını kanıtlamış. Yüz mimikleri, söyledikleriyle uyumsuz olan kişilerin -----larını seyreden deneklerin beyninde aşağı yönlü bir dalgalanma oluştuğu saptanmış. İşin ilginç yanı beynimizde aynı tür bir aşağı dalgalanma, içeriği tamamen anlamsız sözler dinlediğimizde de oluşuyormuş. Yani karşımızdakinin ağzından çıkanla, mimikleri uyumsuzsa, beyin dalgalarımız aşağı doğru hareket ederek bizi uyarıyor. Tek yapmamız gereken – tıpkı arkadaşım gibi- beynimizin ve içgüdülerimizin sesine kulak vermek.

Yazan : Burçak GÜVEN / İşte İnsan

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
dili, ve, vücut, yalanları, yönetici


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Var
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Var
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Türk dili: Dünya dili Sır Türkçe 0 03 Mart 2011 10:48
Kellerin Yalanları YapraK Ah Erkekler 2 05 Mart 2010 10:24
Facebook yalanları Dilara Ağ, Network ve Networking 0 23 Mart 2009 13:32
Erkekler Tıklasın Bükçe Dili Kadın Dili Süslü Ah Erkekler 0 25 Şubat 2009 01:06
Vücut dili yalan söylemez Sükût Ah Erkekler 0 06 Haziran 2008 12:24