IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Konuyu Değerlendir Stil
Alt 22 Mart 2014, 19:48   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Pollyanna haklı mıydı?




1987 yılında bir New York Times makalesi “Araştırmalar Pozitif Düşüncenin Gücünü Doğruluyor” başlığıyla yayınlanıyordu . Alt başlık ise daha açıktı: “Polyanna haklıydı”. Bu birçok insan için depresyon anksiyete nevroz gibi akli sorunların incelenmesi ile ilişkilendirilen Psikoloji’nin aynı zamanda akli sağlık ve esenlik üzerine de çalıştığının göstergesi olmuştur.

Pollyanna Haklı mıydı ?
Bölüm 1
1987 yılında bir New York Times makalesi “Araştırmalar Pozitif Düşüncenin Gücünü Doğruluyor” başlığıyla yayınlanıyordu . Alt başlık ise daha açıktı: “Polyanna haklıydı”. Bu birçok insan için depresyon anksiyete nevroz gibi akli sorunların incelenmesi ile ilişkilendirilen Psikoloji’nin aynı zamanda akli sağlık ve esenlik üzerine de çalıştığının göstergesi olmuştur. 1987’den sonra mutluluk ve tatmin edici bir yaşama duyulan bilimsel ilgi hızla artmaya başlamıştır.
Konu ilk bakışta gereksiz ve önemsiz görünebilir. Neden bize mutluluğu anlatacak bir bilime ihtiyacımız olsun? Ancak böyle bir bilime ihtiyacımız var. Son 40 yıldır ekonomik büyüme ve bireylerin refah seviyesindeki yükselişgelişmiş ülkeler için belirleyici bir özellik olarak görülmekte. Diğer taraftan kişilerin mutluluk seviyesinde buna paralel bir yükselişe işaret eden veriler yok. Bu durum araştırmaların zengin insanların fakir olanlara göre sadece biraz daha mutlu olduğunu göstermesi yani ‘Easterlin Paradoksu’ olarak bildiğimiz ikileme işaret etmesi ile garip bir hal alıyor. İngiltere’de yapılan bir araştırma ise insanların 50 yıl önceye göre daha mutsuz olduklarını bile ortaya koydu! 1957’de “çok mutlu” olduklarını söyleyen %57’lik topluluğun oranı bugün %36’ya düştü . Bu bulguların ciddiyetiaynı süreç içerisinde artış gösteren depresyon ve intihar vakaları ile de vurgulanmaktadır. Tüm bunları göz önüne alırsak mutluluk üzerinde çalışmalar yapılması gereksizlik bir yana gecikmiştir.


Ulusal boyutta düşünecek olursak tüm bu anlatılanların sosyal politika ile de ilişkili olduğunu görürüz. Hükümetlerin toplumsal mutluluk seviyesini yükseltmek için yapabilecekleri şeyler var mıdır? Aynen Gayri Safi Milli Hasıla gibiGayri Safi Milli Mutluluk’la da ilgili bazı dikkatli tedbir ve girişimleri olmalı mıdır? Biraz garip gelebilir ama anket yapılan insanların %81’lik kısmı hükümetlerin temel amacının daha büyük zenginlik değil daha fazla mutluluk vermek olması gerektiğini söylemişlerdir!
Bilim kişisel esenlik mutluluk ve yaşamdan aldığımız tatmin konusundaki arayışlarımızda bize önemli katkılarda bulunabilir mi? Öyle görünüyor ki yanıt kesinlikle “evet.” Bilimsel araştırmalar bize önemli (belki de hayati derecede önemli) bir anlayış ve kavrayış kazandırabilir. İleride de göreceğimiz gibi yaşam kalitemizi artırmamıza ve hem daha uzun hem de daha sağlıklı bir hayat sürmemize yardımcı olabilir.
Herşeye rağmen araştırma kavramına bakışımızı da gözden geçirmeliyiz. Araştırma hep devam eden bir süreçtir ve en kesin bulgular bile zaman içerisinde itirazlarla karşılaşıp başkalarıyla değiştirilebilirler. Aslında bu bilimin gelişme şeklidir bu nedenle de tüm bulgular zaman gelecek değişeceklerdir. Bu nedenle Pozitif Psikoloji’nin vargılarını kabul etsek de onlara gereğinden fazla sıkı sarılmamak da akıllıca olacaktır.
Son 50 yıldır olumlu bir akıl ve ruh halinin sağlık başarı ve kişisel tatmin üzerindeki etkileriyle ilgili araştırmalar zaten yapılmaktaydı. Pozitif Psikoloji alanında araştırmacı ve klinik tedavi uzmanı olan Martin Seligman’ın 1996 yılında Amerikan Psikoloji Derneği’nin (APA) başkanı olmasıyla Pozitif Psikoloji’ye duyulan ilgi iyice arttı.
Seligman Pozitif Psikoloji’yi pozitif duygu pozitif karakter ve pozitif yerleşik formların insanların yaşamlarını geliştiren faktörlerin neler olduğu sorusuna yanıt vermek için incelenmesi olarak tanımlamaktadır. Bildiğimiz birçok psikolojik uygulama iyileştirmek kişileri olumsuz bir akıl ve ruh halinden uzaklaştırmak ile ilgilenir. Pozitif Psikoloji ise mutlu olmak ve yaşamdan tatmin sağlamak için gereken optimal şartları araştırır.
Birçoğumuz mutluluğu dış şartlar yani nasıl “daha iyi” olacağımız ile ilişkilendiririz. Ancak böyle bir “mutluluk” tıpkı bir serap gibi sürekli bizden uzaklaşıyor gibi görünür. Yapılan çalışmalar dış şartların mutluluk seviyemize %10-15 gibi küçük bir oranda etki ettiğini göstermiştir. Yakın zamanda yapılan bir çalışma mutluluk seviyemizi etkileyen temel faktörlerin dağılımının yukarıdaki şemada gibi olduğunu ortaya koymuştur.
‘Sabitlenme noktamız’ başka bir deyişle temel mutluluk seviyesi yaşamın iniş ve çıkışlarına verdiğimiz tepkilerin büyük çoğunluğunu temsil eder ve böylece duyduğumuz mutluluğun seviyesini belirleyen en önemli etken olur. Yaşcinsiyet eğitim ve gelir gibi şartların düşük bir etkisi olduğu görülmektedir. Peki belli bir amaca yönelik olarak yaptığımız faaliyetler ‘sabitlenme noktası’nın veya mutluluk normunun stabil olma niteliğini giderebilir mi? Genel mutluluk seviyemizi yükseltmemiz mümkün mü?
Pozitif Psikoloji bu sorulara tatmin edici cevaplar sağlamak konusunda çok yol katetti. Bu cevaplar pozitif düşünce ve duyguların yaşam kalitesine yaptığı etkilerin araştırılmasıyla varılan sonuçlara dayanır. Bir arada ele alındıklarında da yaşam kalitemizi artırmak için yapabileceklerimiz konusunda bize yol gösterirler.
Bu makale iki bölüm daha içermektedir. Bu bölümlern her biri aşağıdaki sorularla ilgili olarak araştırmaların ortaya çıkardığı cevaplar üzerinedir:
• Pozitif düşünce ve duygular bizi nasıl etkiler?
• Daha mutlu bir hayat için ne yapmalıyım?
Saygılarımla
Peter Mark Adams

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
haklı, mıydı, pollyanna


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Var
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Var
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Kanseri yenmek için 'Pollyanna' olmayın! Lin Sağlık Köşesi 0 11 Nisan 2008 12:51