IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Etiketlenen Kullanıcılar

1Beğeni(ler)
  • 1 Post By Zen

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Konuyu Değerlendir Stil
Alt 07 Haziran 2014, 13:31   #1
Zen
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Hayatın Kıymetini Bilerek Yaşamak




Bazen günün telaşından ve yorgunluğundan, bazen de sadece tembellikten hayatımızdaki çok şeyi erteleyerek yaşıyoruz. Hızla geçen günlerin birbirinden farkı olması gerektiğini düşünüyorsanız hayatın kıymetini bilerek yaşayın.

ZAMANIN hızına yetişemez olduk. Teknolojik imkânlar artıp, hayatımız kolaylaştıkça sanki zaman da bizden intikam alırcasına daha hızlı akıyor. Eskiden saatlerce süren bir iş artık tek tuşla hallediliyor. Uçaklar mesafeleri kısalttı. Her şey otomatik. Evde, işte makinelere teslim olduk. Yine de hepimiz ciddi bir zaman darlığı yaşıyoruz. Günler aylar birbirini kovalıyor. Bir bakıyoruz haftanın başındayız, bir de bakıyoruz ki sonuna gelmişiz.
Her gün bir diğer güne daha yaşlanmış olarak giriyoruz. Bize verilmiş süresi sürpriz bir ömrümüz var. Bizleri nelerin beklediği de bunun içinde saklı.
Peki burada bizim gücümüz nereye kadar? Kendimiz için günlerimizi daha anlamlı hale getirmek için neler yapıyoruz? İnsanın ömründe kontrol edemediği çok şey olduğu kadar, kendi iradesiyle değiştirebileceği şeylerin fazlalığı da hepimiz için bildik bir cümle...
“Hızla geçen bu günlerin birbirinden farkı nedir?”
“Ömrümüzün ne kadar kıymetini bilerek yaşıyoruz?”

Bugün olmazsa yarın
Öyle ya da böyle hepimizin hayatı bir şekilde geçiyor. Ancak işlerimizin dışında, sevdiklerimize, özlemini duyduğumuz şeylere ne kadar zaman ayırıyoruz?
Mesele şu ki ömürlerimizi ne kadar kaliteli tüketiyoruz.
İşin aslı hepimiz bazen günün telaşından, yorgunluğundan, bazen de sadece tembellikten hayatımızdaki çok şeyi erteleyerek yaşıyoruz.
Bu gün olmazsa yarın, yarın da olmazsa öbür gün... Günler çuvala girmedi ya, nedir acelemiz.
Oysa hayat hepimize verilmiş, her anının, tadının çıkarılması gereken, geriye sarılmayan, gidenin geri gelmediği, kıymetinin bilinmesi gereken çok ciddi bir armağan.
“Hayat, zaman yolculuğunun en başında işlenmemiş bir mermer parçasıdır” der bir yazar insan ömrünü anlatırken. Gerçekten de öyle. İşlemek için araçlarımız, temin yerlerimiz, şartlarımız çok farklı belki ama işçilik incelikleriyle onu arzu edilen bir yere getirmekte tamamen kendi elimizde.
Yaşı ilerlemiş insanların gençlere en büyük tavsiyesidir “içinizden geleni yapın, hayatı ertelemeyin” sözü. Anlaşılan o ki yaşlandığınız zaman her şeyin çok kısa sürede olup bittiğini, ömür denilen şeyin çok da uzun olmadığını anlıyorsunuz ve bir bakıyorsunuz ki keşkeler yaşantınızda çok, sevdiklerinizin bir kısmı yanınızda yok ve gücünüzde geçmişin pişmanlıklarını telafi edemeyecek kadar az” Tecrübeden daha iyi ne anlatabilir geçip giden zamanda kaçırılmış fırsatların, gerçekleştirilememiş hayallerin verdiği pişmanlığı.

Ne yapmalıyız?
Peki ne yapmalıyız daha etkili bir hayat için?

Her günü değerlendirin: “Her günü değerli bir maden olarak görün” diyor düşünürler. Yarın belki var belki de yok. Her ertesi güne ulaştığınızda da,”kendinize dün nasıl geçti?” “Bu gün ne yapmak istiyorsun?” diye sorun.

Hayatı hissedin: Öncelikle elinizdekilerin kıymetini bilin. Hayata pozitif bakın ve olumsuz şeylerle de ancak bu şekilde mücadele edebileceğinizi bilin. Sağlıklı olmanın, bir aileye sahip olmanın, çalışmanın, okumanın ciddi nimetler olduğunu bilin ve güne şükredecek şeyler bularak başlayın. Aksi halde boşa harcanmış ömürlere bir yenisini de siz eklersiniz.

Bugünü farklı kılın: Bu günü sıradan geçen günlerinizden nasıl farklı kılabilirsiniz? Bu sorunun cevabını gücümüzün çok üstünde, ulaşılması zor yerlerde aramayın. İmkânlarınız içerisinde, sevdiklerinizin yanında nafile telaşlar bitince yanınıza kâr sadece onlar kalacaklar ve hayat onlarla anlam kazanacak.

Özel bir amaç belirleyin: İnsanların hayatı genellikle tek düzelikten ibarettir. Günlerden pazartesi ya da perşembe mi; aylardan mart ya da kasım mı; saat öğlenin 3’ü mü ya da sabahın 10’u mu, onlar için hiç fark etmez. Onlar hiçbir zaman değişmeyen bir program içinde yaşar, giderler ve hep hayatın sıkıcılığından yakınırlar.

Planlı hareket edin: Günlük planların içine, hayatınıza anlam katacak küçük tatlar ekleyin. Planlarınız başarınız ve dengeli yaşamanız için yol haritası olacaktır. Her zaman yanınızda kağıt ve kalem bulundurun. Kendiniz ve aileniz için daha iyi bir geleceği garanti etmek için ne yapıyorsunuz?

Etkili hayat yönetimi
Prof. Doğan Cüceloğlu, değerlerin günlük hayata yansıyarak gerçekleştirilmesine, etkili kişisel hayat yönetimi adını veriyor. Etkili hayat yönetimi önemli olanı önce ele almayı gerektirir. Sezgiler ve bütünü doğru görme yoluyla önceliklerin belirlenmesi mümkün olur.
Zamanın etkili kullanımı dört aşamalı olarak incelenebilir: Yapılacaklar listesi, takvimleme, öncelikleri belirleme, ilişkilere ve etkili olmaya yönelme.
Yapılacaklar listesi hazırlamak ilk ve en ilkel aşamadır. Zamanlama yapılmadan ve öncelikler belirlenmeden fazla işe yaramaz. Takvimleme yapılacak işlerin sıralanmasıdır. Öncelikler belirlenmeden etkili ve verimli olmak mümkün olmaz. Etkili zaman kullanımı için işlerin iki boyutta sınıflanması ve buna uygun çalışılması gerekir. Bunlar önemli/önemsiz ve acil/acil olmayan boyutlarıdır. Önem derecesi temel ilkelere ve değerlere göre belirlenebilir. Önemli ve acil işler hemen yapılması gereken işlerdir. Zaman kaybı kötü sonuçlar doğurabilir. Bu sınıftaki işler kriz durumları ve problemleri içerir. Önemsiz ve acil olmayan işler ise boş zamanlarda yapılması gereken işlerdir. Bu işlere fazla zaman ayırmak etkinliği ve verimliliği düşürecektir. Önemsiz ama acil işler kişiyi zaman ayırmaya zorlayan ancak önemli olmayan çoğu gündelik işlerdir. Bu işlere çok zaman ayıran kişiler uzun vadeli ve ilkelere dayalı planları uygulayamazlar.

İlk iş görüşmesi

Platin Dergisi’nin “İlk iş görüşmenizi hatırlıyor musunuz?” adı altında yaptığı araştırması ilk iş görüşmesi tecrübesinin insanların hayatındaki yerini gözler önüne sererken; olumlu ve olumsuz pek çok ilginç sonucu da ortaya koydu. 3 bin 644 kişinin katıldığı araştırmaya göre kişilerin yüzde 95’i bu önemli hayat tecrübesini hatırlıyor, yüzde 5’inin hafızasıysa ilk mülakatı çoktan silmiş. Katılımcıların yüzde 63’ü ilk görüşme sonrası işe kabul olmuş, yüzde 28’i ret cevabı almış, yüzde 8’i ise işe kabul edilmesine rağmen işi kabul etmemiş. Araştırmaya göre, adayların yüzde 28’i görüşecekleri şirket hakkında önceden bilgi edinmiş, yüzde 18’i ise başvurduğu pozisyonun gerektirdiği yetkinlikleri araştırmış.
Araştırmayı değerlendiren Ernst&Young İnsan Kaynakları Bölüm Başkanı Müge Yalçın gençlere şu tavsiyelerde bulunuyor: Görüşmeye Hazırlıklı Gidin...
Müge Yalçın, “ilk” iş görüşmesinin en heyecanlısı ve en zoru olabileceğini söylüyor. Yalçın “Görüşme öncesi yapılan hazırlıklar hem heyecanınızı yatıştırmak hem de kontrolünüzde olan bir mülakat gerçekleştirebilmeniz için önemlidir. İş görüşmelerinin amacı aday ve işverenin tanışmasıdır. Aday, görüşmede yetkinliklerini ve tecrübelerini karşı tarafa anlatabilmelidir. Genellikle 45 dakika ya da bir saat süren bu görüşme öncesinde yapacağınız hazırlıklar, kendinizi en doğru şekilde anlatmanıza yardımcı olacaktır” diyor. Yalçın, “Görüşme yapacağınız şirket ve pozisyon hakkında önceden bilgi edinmiş olmanız, ne istediğinizi bilerek geldiğiniz izlenimini güçlendirecektir. Mülakatta kendine güvenli, kararlı ve istekli bir tutum sergilemeniz görüşmenizi olumlu yönde etkileyecektir” dedi. Araştırmanın gözler önüne serdiği bir başka önemli nokta da, başvurulan pozisyonun gerektirdiği yetkinlikler hakkında adayların yeterli bilgi sahibi olmadan başvuru yaptığı. Sonuçların “Bir CV göndereyim belki olur” felsefesiyle başvuru yapıldığını gösterdiğini düşünen Yalçın, gençlere iş başvurusu yaparken pozisyonun gerektirdiği yetkinlikleri de mutlaka araştırmalarını öneriyor.

Hâlâ vakit varken
“Eğer hayatımı bir daha yaşasaydım , bu sefer daha çok yanlış yapmaya cesaret ederdim. Rahatlar, kollarımı gererdim. Bu kez yaptığımdan daha çok saçmalardım. Daha az şeyi ciddiye alırdım. Daha fazla şans tanır, daha sık yola çıkardım. Daha fazla dağa tırmanır, daha çok nehri yüzerdim. Dondurmayı daha fazla, kuru fasulyeyi daha az yerdim. Herhalde daha çok güzel, ama daha az hayali problemim olurdu. Bilir misiniz? Ben saati saatine, günü gününe mantıklı ve sağlıklı yaşayan insanlardanım. Oh evet, güzel anlarım oldu, ama tekrar başlasaydım onlardan daha çok olmasına çalışırdım. Aslında başka hiçbir şey olmamasını denerdim. Sadece anlar, birbirinin ardından, yaşadığım her günün ötesinde onca yıl yaşamak yerine. Ben hiç bir yere termometresiz, hırkasız, yağmurluksuz ve paraşütsüz gitmeyen insanlardanım. Hayatıma tekrar başlasaydım, çok daha az yükle yolculuk ederdim. Eğer hayatımı bir daha yaşasaydım, ilkbahara daha erken yalınayak girer, sonbahar geçene kadar da öyle kalırdım. Daha çok dansa gider, daha sık halay çekerdim. Daha çok papatya toplardım”


alıntı

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
bilerek, hayatın, kıymetini, yaşamak


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Var
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Var
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Herşeyin bir sonu olduğunu bilerek yaşamak insana mutluluk mu getirir hüzün mü? Ay IF Anket Arşivi 13 06 Ocak 2015 20:23
Kıymetini Bilmedin YapraK Resimli Şiirler 0 20 Haziran 2012 16:32
Yaşamak İstediğiniz Hayatın Neresindesiniz? AngeLus IF Ekstra 0 28 Temmuz 2010 15:41
Kıymetini bil Satuk Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler 0 06 Mart 2010 03:44