Çevrimdışı

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Mizahı sevmek, mizah yapmasını öğrenmek, insan ömrüne ömür katar, doktorlar böyle söylüyor.

Olaylara mizahi bir bakış ile yaklaşmanın, gülmenin, kahkahanın zihnimiz, ruhumuz, bedenimiz, beynimiz için çok önemli olduğu artık bilinen gerçek. Bağışıklık sistemi ile ilgili tıbbi araştırmalar, farklı duygusal deneyimler esnasında farklı kimyasal maddelerin salgılandığını ortaya çıkardı. Bu maddeler bağışıklık hücresinin alıcılarına bağlanıyor ve hücrenin bünyeyi koruma kabiliyetini artırma ya da azaltma gücüne sahip. Olumsuz duygular bağışıklık sistemini zayıf düşürürken, olumlu duygular ise bağışıklık sistemini güçlendiriyor. İşte mizahla yaşamak bunun için sağlıktır. Çok şey kazandırır. Bir diğer ifade ile başkasına neşe, mutluluk verirken bize bakın neler kazandırır.

• Bedensel gerilimi ve stresi yok eder,
• Stres hormonu sayısını azaltır, bağışıklık sistem hücrelerini çoğaltır,
• Endorfin salgısı sağlar ve kalbi korur,
• Korku ve endişeleri azaltır-yumuşatır,
• İnsan ilişkilerini güçlendirir,
• Üzüntülere, sıkıntılara, dertlere karşı bir panzehirdir,

Doyasıya ve içten bir kahkahanın insana kazandırdığı beden ve ruh dengesini, huzurunu, başka hiçbir şey kazandıramaz. İnsana derin nefes aldırır, dost kazandırır.


Unutmayalım, gülmek doğumumuzda bize verilen bir haktır. Yaşamımızın doğal parçasıdır. Bebekler ilk günlerde gülmeye başlarlar. Ancak yaşam yollarında yürüdükçe gülmeleri zorlaşır. Çünkü sayısız sorun, dert, hastalık gibi birçok üzücü olayın üstesinden gelmeleri gerekir. İnsan gülmeye, hoş sohbete, mizaha günlük yaşamında zaman ayırmaz ise, dert yığınları altında manen çöker, kalır. Yoğun çalışmalar, üzücü olaylardan, trafik derdi yaşayanların, yakınlarını kaybedenlerin özellikle neşeli olmaya ihtiyacı vardır. Güler yüzlü, cana yakın yumuşak, sempatik, hoşsohbet insanlarla konuşmak-tanışmak ve kaynaşmak kolaydır. Bu tip insanlar her türlü mecliste aranan, sevilen kişilerdir. Halk dilinde şu tekerleme bir gerçeği yansıtır;
‘‘Güler yüzlü insanların sattığı sirkeyi alırız da, asık suratlı insanların sattığı balı almak istemeyiz.’’
Mizah insan anlayışını, yaratıcılığını geliştiren bir bakış açısıdır. Yaratıcılığa can katar, diri tutar, yaşama sevinci verir. İnsanın mizah duyarlılığının kendisini yaratıcı kıldığının farkında olmaması ise belki bir mizah unsurudur. Mizah insana canlılık verir, gözünü açar anlayışını derinleştirir. Mizah günlük olaylara, dünyaya sıradan bir bakış açısı değildir. Olağan dışı, sıradışı bakıldığında ortaya çıkar. Bunun için de zeka, birikim, kültür gerekir. Yaşamımızda karşımıza çıkan birçok sorunu, üstünden gelinemeyecek gibi görünen güçlükleri, mizahın sağladığı yumuşatıcı atmosferi ile yenebiliriz. Çektiğimiz sıkıntı, sorun, psikolojik tıkanmalara sığınıp, çaresizlikten kıvrandığımız süreçlerde, mizah bizi, enerji verme gücü, heyecanı ile bu girdaplardan kurtarabilir.
Samimi, duyarlı, zeka içeren mizah yaklaşımı insan ilişkilerinde her kapıyı açan bir büyülü anahtardır. Ticari yaşamım boyunca tüm toplantı, görüşme, yemek ve sohbetlere mizah katmayı adeta bir görev bildim.
Sonuçta baktım, hem konuklar, iş adamları ve hem ben sıkıcı, monoton iş atmosferinden mizah ile kurtuluyoruz. Siyaset ve sosyal bilim tarihleri, en zor dönemlerde, en sıkı rejimlerde, susturulamayan en etkin unsur olarak mizaha işaret eder. Tüm okurlarıma, sesleniyorum:

‘‘Aklınızın bir ucunda her daim bir iki güzel fıkra bulundurun. Kısa ve öz olmalı. Mizah yerinde ve dozunda kullanıldığı takdirde, her ilişkiyi olumluya çevirecek enerjiyi, gücü size verecektir.’’ Son söz rahmetli babamdan;

‘Oğlum, insanın iç dünyasında ve başkaları ile ilişkilerinde neşeli yaklaşım, olaylara olumlu bakış açısı ve gülen bir yüz en büyük hazinedir. İnsanlar önce güleryüzünü, gülen gözlerini görsünler. Sonra da mümkün olduğunca nazik kelimeler, iyi sıfatlar, olumlu bakış açıları içeren kelimeler kullan.
İşte, o zaman sevmenin ve sevilmenin mutluluğunu yaşarsın.!
Alıntı

__________________