IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 15 Ağustos 2008, 16:45   #21
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Karakoyunlular Devleti




Sultan Sencer, Muhammed Han'ın ölümünden sonra Batı Karahanlı tahtına sırasıyla, Ebü'l-Meâlî el-Hasan bin Ali, Ebu Muzaffer İbrahim bin Süleyman ve Mahmud bin Muhammed'i tayin etti. II. Mahmud Han, Karahıtaylar'la 1137 senesi yazında Hocend yakınında yaptığı muharebeyi kaybedip Semerkand'a çekildi. Karluklar ile ülke içinde anlaşmazlık çıkıp, Sultan Sencer'den yardım isteyince, Karluklar da Karahıtaylara müracaat etti. Sultan Sencer ve II Mahmud Han, 8 Eylül 1141 tarihinde Katvan Muharebesi'nde Karahıtaylar'a yenilip, Horasan'a çekildiler. Karahıtaylar, bütün Mâverâünnehir'i istila edip, Mahmud Han'ın kardeşi Ortak Kağan Tavgaç Buğra Han İbrahim bin Muhammed'i Büyük Kağan ilan ettiler. III. İbrahim Han, Karlıklar ile anlaşmazlığa düşünce, Buhara yakınlarındaki Kallabâz Muharebesinde öldürüldü. Yerine geçen oğlu Mahmud Han, Horasan'a çekildi ve vefatına kadar orada kaldı. Sultan Sencer'in ölümünden sonra Oğuzlar, II. Mahmud Han'a hükümdarlık teklif ettiler. O, önce oğlu Muhammed'i gönderdiyse de, bir süre sonra Oğuzlar'ın hükümdarı oldu. Sultan Sencer'in eski kumandanlarından Nişabur valisi Müeyyeddevle Ay aba, 1163 yılında Horasan'ı ele geçirmek arzusuyla hareket edip, II. Mahmud Han ve oğlu Muhammed'i esir alarak gözlerine mil çektirip hapse attırdı. Baba-oğul, 1164 senesinde hapisteyken vefat ettiler. II. Mahmud ve iki oğlunun hapiste vefatları ile, Karahanlılar'ın hâkimiyeti Ali Tegin'in soyundan gelenlere geçti.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Alt 15 Ağustos 2008, 16:45   #22
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Karakoyunlular Devleti




III. İbrahim Han'a halef olan Ali tegin ailesinden Ali bin Hasan, Karluklar ile mücadele edip, reisleri Paygu Han'ı öldürterek, onları iskâna mecbur ve askerlikten men etti. Fakat bu hareketi isyanlara sebep oldu. Ülkedeki isyanları Buhara'daki Hanefî âlimi Muhammed bin Ömer'in vasıtasıyla yatıştıran Ali Han, 1160 senesinde vefat edince, yerine kardeşi Ebü'l-Muzaffer Mesud bin Hasan geçti. II. Mesud Han, iç işlerini düzene soktu. Sarayını âlim ve şairlere açıp ilmin hâmisi oldu. 1178 yılında vefat eden II. Mesud Han'ın yerine kardeşi Fergana hâkimi Hüseyin bin Hasan'ın oğlu İbrahim bin Hüseyin hükümdar oldu. Önce Feryun'da, sonra da Semerkand'da hüküm süren IV. İbrahim Han, Nuretüddünya ve'd-dîn Kılıç Tavgaç Küç Arslan Han ünvanlarıyla büyük kağan oldu. Onun vefatıyla yerine oğlu 1204 senesinde büyük kağan oldu. Osman Han, tedbirli bir insandı. Önce Karahıtaylara tâbi olmasına rağmen, Müslüman Gurlular'ın, Moğollar tarafından yok edilmesini engellemek için gayret sarfetti. Karahıtaylı saldırısına karşı Muhammed Harezmşah ile iyi ilişkiler kurdu. Muhammed Harezmşah'ın kızı ile evlenip, âdet olduğu için bir yıl Harezm'de kaldı. 1211 senesinde Semerkand'a dönen Osman Han, Karahıtaylar'ın gücünden çekinerek onlarla ittifak kurdu. Bu hareketi, Muhammed Harezmşah'ın Mâverâünnehir'i almasına sebep oldu. Yakalanan Osman Han, idam olundu (1212). Osman Han'ın ölümü ile, Batı Karahanlı Devleti sona erdi.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 15 Ağustos 2008, 16:46   #23
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Karakoyunlular Devleti




Fergana Kağanlığı

1141 yılında Batı Karahanlı Devleti, Karahıtaylar'ın istilasına uğrayınca, Fergana'da merkezi Özkend olmak üzere müstakil bir Karahanlı devleti kuruldu. İlk hükümdarı, Gelâleddünye ve'd-dîn Hüseyin bin Hasan olup, Fergana kağanları, Türkçe Tuğrul Kara Hakan ünvanını taşırlardı. Ünvanlarında Türk kelimesi de kullanan Fergana Kağanlığı, 1211 veya 1212 senelerinde, Muhammed Harezmşah'ın tâbiiyetine girdi.

Karahanlı Devleti, daha ilk kuruluş yıllarında, tarihî Türk devlet idaresi geleneğine uygun olarak iki büyük idarî kısma bölündü. Bunlardan doğuda kalan kısmın başında hakan bulunur ve her türlü idarî yetkiyi elinde bulundururdu. Batı kısmını ise hakanın hükümranlığı altında, aynı aileden bir han, ona bağlı olarak idare ederdi. Karahanlı devlet teşkilatında, bu büyük ve ortak kağanın yanında, hanedana mensup dört alt kağan ile altı hükümdar vekili vardı. Rütbeler, kademe kademe yükselme esasına göreydi. Her rütbenin değişebilen ünvanları olurdu. Türkçe ünvanların değişmesine rağmen, İslâmî ünvanlar değişmezdi. Hükümdar vekilleri, İrken, Sagun, İnanç ünvanlarını taşırlardı. Hükümdarların yanında "Yuğruş" denilen bakanlar kurulu bulunurdu. Yüksek devlet memuriyetlerinde, başkumandana "subaşı", maliye bakanına "ağıcı", saray hâcibine "tayangu" veya "bitikçi" denirdi.

Karahanlılar'da ordu: Selçuklular'da olduğu gibi başlıca dört ana bölümden meydana gelirdi. Bunlar, saray muhafızları, hâssa ordusu, hanedan mensupları ile valiler ve diğer devlet adamlarının kuvvetleri, devlete bağlı Türk teşekküllerine mensup kuvvetlerdi.

Kültür ve Medeniyet: Türk an'anesine göre kurulan Karahanlı Devleti, 10. asırda İslâmiyeti kabulüyle, ilk İslâmî Türk eserlerini meydana getirdi. Hakanî Türkleri adını taşıyan Karahanlılar, Türkler'in millî kültür ve sanat geleneğini ve istidadının güçlü özelliklerini bütünüyle İslâma adayıp bu ilham ile yeni bir üslubun kurucusu oldular. Karahanlı hükümdarlarının ilme hayranlığı, âlimlere saygısı ve onları korumaları neticesinde Türkistan, Mâverâünnehir şehirleri birer medeniyet, kültür beşiği haline geldi. Doğu Karahanlılar devrinde Balasagunlu Yusuf Has Hâcib Kutadgu Bilig, Kaşgarlı Mahmud Dîvanü Lügati't-Türk, İmam-ı Ebü'l-Fütuh Abdülgafur Tarih-i Kaşgar adı ile, Türk dili, edebiyatı, kültürü ve tarihi için çok mühim eserler yazdılar.

Büyük İslâm hukukçu ve âlimleri, Karahanlılar zamanında yetişti. Bunlardan bazıları şunlardır: Burhâneddin Mergınânî, Şemsü'l-Eimme Serahsî, Şemsü'l-Eimme Hulvânî, Ebu Zeyd Debbûsî, Fahrü'l-İslâm Pezdevî, Sadrüşşehîd, Kâşânî, Ömer Nesefî, Sirâcüddîn Uşî.

Şâh-i Türkistan denilen Ahmed Yesevî hazretleri, İslâm dininin göçebe Türkler arasında yayılmasına hizmet etmiş olup, bugün bile, Rusya, Bulgaristan, Çin ve İran'daki Türkler'in Türklüklerini ve İslâmlıklarını korumalarında tesiri vardır.

TÜRK MİLLİ KÜLTÜRÜ

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 15 Ağustos 2008, 16:47   #24
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Karakoyunlular Devleti




Karluklar
İlk olarak Çin yıllığı T’ang-shu (7. asır)’da zikredilen (Ko-lo-lu) ve adları Karlık (kar yığını) manasına gelen Karluklar’ın Türk soyundan geldikleri ve Gök-Türkler’in bir boyunu teşkil ettikleri aynı Çin kaynağında belirtilmiş ve oturdukları saha olarak da Altaylar’ın batısındaki Kara-İrtiş ve Tarbagatay havalisi gösterilmiştir. On-oklar’ın bir kısmının meydana getirdikleri anlaşılan Karluklar bu arada üç kabileden kurulu birlik halinde bulunuyorlardı (Üç-Karluk). Daha İstemi Kağan zamanında Türk hakimiyetinin Hazar'ın kuzeyi ve Maveraünnehir’e doğru genişlemesinde şüphesiz büyük rolleri olmuştur. Her iki Gök-Türk hakanlığı devrinde Karluklar’ın durumu yukarıda açıklanmıştı. 630-680 yılları arasında, diğer Türk boyları, gibi, bunların da zaman zaman Çin’e başkaldırdıkları görülmektedir.

640 sıralarında Turfan’ın kuzeyine kadar Karluklar Çinliler tarafından mağlup edilerek (650), P’ei-ting eyaleti (Tanrı Dağları’nın kuzey sahası)’na bağlandılar. Fakat boya bağlı her kabile kendi reisleri tarafından idare ediliyordu. Bu haberi veren Çin kaynaklarının, 665’e doğru Karlukların Çin nüfuzundaki ne Batı ne Doğu Gök-Türk kanadına bağlı olmaksızın yaşadıklarını kaydetmesi dikkate değer. Evvelce Kül-Erkin ünvanını taşıyan Üç-Karluk beyi bu tarihlerde “Yabgu” ünvanını almıştı ve kuvvetli bir orduya sahip idi.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 15 Ağustos 2008, 16:47   #25
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Karakoyunlular Devleti




Daha sonra Kapagan Kagan tarafından II. Gök-Türk hakanlığına bağlandığını gördüğümüz Karluklar, Çin’in de teşvik ve tahriki ile Gök-Türklere karşı ayarlanarak şiddetli mücadelelerde bulunmuşlardı. Bilge Kagan’ın ölümünden sonra, tekrar faaliyete geçerek Uygur ve Basmıllar’la birlikte, Gök-Türk hakanlığının yıkılmasında müessir oldular. Basmıllar hakim duruma geldikleri sırada (742) “Sağ yabgu” mevkiini alan Karluk başbuğu, Uygur hakanlığının kurucusu Kutlug Kül Bilge zamanında daha üstün sayılan “Sol Yabgu”luğa yükseltildi. Fakat bu Karlukların tamamını temsil etmiyordu. Beş-balık havalisinde oturan Karlukların kendi seçtikleri ayrı bir yabguları vardı: Ton-Bilge. Ancak Ötüken’de yeni kurulan Uygur hakanlığı bütün Karluklar tarafından üst tanınıyor ve yabgular hakana bağlı bulunuyorlardı.

Batıda Emevi-Arap ilerlemesini durdurmuş olan Türgiş hakanlığının çöküntüye doğru gittiği tarihlerde Orta Asya Türk ülkelerinin korunması gibi bir tarihi vazife, bu defa, Karluklar’a düşmüştü. Gerçi Maveraünnehir yine Arapların nüfuzu altına girmiş ve Seyhun ötesinde bazı Arap ilerleme teşebbüsleri görülmüştü, fakat bunda artık eski devir Emevi istilacılığını müşahede etmek müşküldü. Zira gittikçe hızını artıran Abbasi propagandası, Emevîlerin imtiyazlı “Arap milleti adına fetih” düsturu yerine bütün İslamlar arasında farklılığın kaldırılması ve eşitlik düşüncesini yayıyordu.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 15 Ağustos 2008, 16:48   #26
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Karakoyunlular Devleti




Böylece Arap bakısının iyice hafiflemesi Çinlileri Orta Asya’da bir iktidar boşluğu husule geldiği zehabına götürmüş, bundan dolayı Çinliler eski Orta Asya siyasetlerini canlandırarak, Karluklar’ın dahil bulunduğu bölgeye yeniden el koymak istemişlerdi. Bu suretle neticede meşhur Talas muharebesi meydana geldi (751 Temmuz). İslamlarla Çinliler arasında cereyan eden bu savaşa kadar Karluklar T’ang’lar tarafını tutmakta idiler Fakat onların gittikçe açığa çıkan siyaseti karşısında son anda, Araplarla işbirliği yaparak, Çinlilerin ağır mağlubiyete uğramasını sağladılar. Tarım havzasından itibaren batı Karluklar’a, doğu bölgesi Uygurlar’a ait olmak üzere Orta Asya’nın yeniden Türk hakimiyetinde kalmasını temin eden bu savaşta uğradığı hezimet yüzünden Çin ağır iç buhranlara sahne olmuş ve artık bir daha batı ile ilgilenememiştir.

Karluklar, kısa bir müddet, Uygurlar’la Orta Asya’da iktidar yarışına giriştiler ise de, Uygur Kağanı Mo-Yen Çur karşısında tutunamayarak (756) Tarım bölgesinden ayrıldılar, daha batıya çekildiler ve 7-8 yıl içinde Tarbagatay ve Cungarya’ya 766’da da çöken Türgiş hakimiyetinin yerine, Talas sahasına yerleşmek suretiyle eski Batı Gök-Türk hakanlığı sahasında hakimiyet tesis ettiler. Başkentleri Balasagun idi. Ötüken’in üstünlüğünü tanımakta devam ediyorlar, aynı zamanda, siyasi bir isim olarak “Türkmen” adını da taşıyorlardı.

Kendi soylarını Göktürk hakan ailesi Aşına sülalesine bağlayan Karluk yabguları, hakimiyetin “Kutlu Ötüken” ülkesi ile sıkı alakası inancını muhafaza ediyorlardı. Fakat Uygur Hakanlığı orada yıkılınca (840), Kırgızlar’ı dikkate almayan Karluk yabgusu, Türk hakanlarının “meşru halefi” sıfatı ile kendini “Bozkırların kanunî hükümdarı” ilan ederek Kara Han ünvanını aldı ve merkez olarak da eski Türgiş başkenti Balasagun yanındaki Kara-ordu (veya Kuz-ordu)’yu seçti. Böylece gelecekteki büyük Kara-Hanlı Devleti’nin temelini atmak gibi ikinci bir tarihi rol oynayan Karluklar o sırada İslam dünyasının en yakın komşuları olduklarından, Arapça-Farsça eserlerde kendilerinden çok bahsedilmiş (Karluh, Halluh) ve Hududü’l-Alem (10. asrın son çeyreği)’da verilen bilgiye göre Karluk ülkesi: doğuda Tanrı Dağları, Yağmalar ve Oğuzlar, kuzeyde Tohsılar, Çigiller ve Dokuz-Oğuzlar, güneyde Yağmalar’ın bir kısmı ve Maveraünnehir ile sınırlanmış çok bakımlı bir memleket olup “Türk ülkelerinin en güzeli” idi. Eserde burada mevcut olan 15 şehir ve kasabanın adları sayılmakta ve Türk kabileleri zikredilmektedir.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 15 Ağustos 2008, 16:48   #27
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Karakoyunlular Devleti




Karahanlı Devleti’nin esas kütlesini meydana getiren Karluklar, bu hanedan üyeleri arasında mücadeleler baş gösterdiği tarihlerde devlete karşı cephe alarak huzursuzluk çıkarmağa başladılar ki, bu tutumlar Kara-Hitay hakimiyetinin Orta Asya’da çabucak gelişmesinde tesirli olmuş görünmektedir. Kara-Hitay hükümdarı Yel-lu Ta-şih (Kür-Han) 1137’de Semerkant Kara-Hanlı hanı Mahmud’u mağlup ettiği zaman, bu han tarafından dayısı olan Büyük Şelçuklu Sultanı Sencer’e yapılan şikayet, uğranılan mağlubileyette Karluklar’ın dahli olduğunu göstermektedir.

Sultan Sencer de Karluklar’ı takip etmek için çıktığı seferde karşısında Kür Han’ı bulmuştu. Sencer’in bu savaşta mağlubiyeti (1141 Katavan Savaşı) çok mühim bir hadise olarak, “put-perest” Kara-hitaylar’ın ta Horasan sınırlarına kadar sokulmalarını intaç etmişti. Harezmşahlar (İl Arslan zamanı) ile Kara-hitaylar arasında da bir çok anlaşmazlıklara sebep olan Karluklar’ın, bu arada Başbuğları Yabgu Han öldürüldü (1157), diğer bir Karluk başbuğu Ayyar Bey, Kara-hitaylar tarafından esir edildi. (1172).

Maveraünnehir sahasındaki bu karışıklıklara sebep oldukları görülen Karluklar’a karşı Harezmşah Ala-üd-din Tekiş (1172-1200) bozkırlar bölgesine el atarak Kanglı ve Kıpçak gibi diğer Türk boyları ile kendini takviye ihtiyacını duydu. Bununla beraber, az sayıda da olsa, Harezmşahlar ordusunda hizmet gören Karluklar’ın, Türkistan’da ve Kar-Hanlı tabiiyetinde olmak üzere bir beyliğe sahip bulundukları anlaşılıyor. Moğol istilası başladığı sıralarda (1215) merkezi Kayalıg (İli Nehri’nin doğusunda) olarak, devam eden bu beyliğin başında II. Arslan Han vardı. Arslan Han, Uygur İdi-kut’u Barçuk ile birlikte bütün Asya ülkelerini baştan başa çiğneyen Moğollar’ın hükmü altına girmiştir. Cengiz Han’a itaat eden ilk Müslüman hükümdar olup 1221’de ölen bu Karluk “hanı”nın oğluna da, Özkent şehri verilmişti. Cengiz Han zamanı Moğol devleti idaresinde vazife almış Karluklar görülmektedir.

TÜRK MİLLİ KÜLTÜRÜ

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 15 Ağustos 2008, 16:49   #28
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Karakoyunlular Devleti




Kimekler
Ortaçağ'da Türk Anayurdu'nun batı kesiminde yaşayan Kimekler (Kimegler), eski ve büyük bir Türk ulusudur. VIII. yüzyıl ortalarından XI. yüzyıl ortalarına değin süren bir devlet de kurmuşlardı.


Kimekler'in yaşamış olduğu bölgenin yerli tarih kaynakları son derece kıttır. Orada yürütülen arkeoloji araştırmaları pek yetersiz bulunduğu gibi, yazılı tarih kaynakları da henüz ele geçmediğinden, Kimek Ülkesi'nin iç haberleri yoktur. Kök-Türk çağı yazıtlarında (VIII. yy.) Kimekler veya bu boy birliğinde bulunan öteki boylar üzerinde bilgi verilmemektedir.

Komşu bölgelere ait yabancı kaynaklar da titizlikle taranarak, incelenmemiştir. Çinlilerin kuzeybatı yönünde ve oldukça uzakta bulunmalarına rağmen onların Kimekler'i bildiklerini Saray Yıllıkları'ndaki kayıtlardan anlaşılmaktadır. Bazı eski kayıtlarda, IX. ve X. yüzyıla ait İslâm coğrafya eserlerinde bulunuyor. Bunlar düzenli ve etraflı değil, tüccar ve gezginlerden derlenmiş küçük bilgilerden ibarettir.

Kimek (Kimäk) boy adı, Kime (kéme) “gemi” sözcüğünün ilk şekli olan “Kimeg”den alınmış olabilir. Bilindiği gibi onlar Ertiş (Irtış) ırmağı'nın iki yanında yaşamışlardı. İşte bu büyük akarsuyu geçmek için, onların kullandıkları bir tür gemiden alarak komşularınca verilmiş olabilir. Türk boy biliminde böyle kullanılan hayvan veya eşyanın boya ad olarak verildiğini biliyoruz. Nitekim biçimce buna benzeyen “Kanglı” ve “Kayıg” adlı boylar da eski kaynaklarda geçmektedir.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 15 Ağustos 2008, 16:50   #29
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Karakoyunlular Devleti




Kimekler tarih sahnesinde Ertiş'in orta boyunun iki yanında ve daha çok doğu yöresinde iken görünmüşlerdir. Burası Türk Anayurdu'nun batı kesimidir. Kimekler'in ilk yurtları, belki yine burası idi. Belki de Ertiş'in doğusundaki Altaylar'dan yayılarak, buraya indiler. Türk ilkçağı başlarında Ertiş boyunda başka Türk boyları bulunduğuna göre, bu ikinci ihtimal daha mümkün görünüyor.

Kimekler, yakın komşuları Fars destanı tarihinde yer almıştır. Gerçekten Kimekler'in Turan ötesi komşusu olan Farslar'ın eski destanlarında bu ulusun adı geçmektedir. Fars söylentilerini derleyerek “Şehname” adlı büyük eserini ortaya koyan ünlü şair Tus'lu Firdevsî (935?-1020?) Turan'ın büyük hükümdarı Afrasyab (Alp Er Tunga)'ın İran Hükümdarı Keyhusrev'e yenilip, geri çekildiğinde, Kimek ülkesine ve “Derya-yi Kimek”e gittiğini anlatır.

VII. Yüzyılda

Bu yüzyılda Kimekler'in Altay dağlarının kuzey batısında ve Ertiş (Irtış) ırmağının orta kıyılarında yaşadıkları anlaşılıyor. Bu durumda, Batı Kök-Türk Kağanlığı'nın sınırları içinde ve onların hakimiyeti altında olmalıdırlar. Yüzyıl boyunca Batı Kök-Türk Kağanlığı zayıfladığı ölçüde, onun idaresi altında bulunan boylar, bağımsızlığa doğru gidecekler ve kendi idarelerini kazanacaklardır. Yine bu arada yüzyılın sonlarına doğru Çu havzası merkez olmak üzere Türgiş devleti de kurulacaktır.

VIII. Yüzyılda

Yüzyılın ortalarına değin İli havzası, Batı Türkleri'nden bir bölük olan Türgişler eline geçmiş bulunuyordu. Geçen yüzyılın sonlarına doğru, kurulan bu Türgiş Kaganlığı'nın, hâkimiyet alanı İrtiş'in orta havzalarına uzanmış olsa gerektir. Bununla birlikte Türgiş-Kimek münasebetleri üzerinde hiç bir bilgimiz yoktur. Öte yandan Gök Türk çağı yerli kaynaklarından olan ve yüzyılın ilk yarısına ait yazıtlarda “İrtiş” adı birkaç kere anılır ise de, onun kayıtlarında hangi boyların yaşadığı belirtilmemiştir.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 15 Ağustos 2008, 16:51   #30
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Karakoyunlular Devleti




Yüzyılın ortasında, doğu ve batıdan uzanmış iki istila ordusu, Arap ve Çin orduları karşı karşıya geldi. Her ikisi de bölge için hakimiyet mücadelesinde idi. Kimekler'in güneyinde yaşayan Karluklar'ın, 751 yılı yazında Talas yakınında yapılan büyük savaşta Araplar yanında yer almasıyla, Çinliler büyük bir yenilgiye uğrayıp çekildiler. Bununla birlikte Arap kumandanı da, bölgedeki hakimiyetini kuramadı. Böylece Isık Köl'ün batısında uzanan Talas yöresi adı geçen Karluklar'ın idaresi altına girdi. Oradaki bazı boylar, otlaklarını bu yeni hakime bırakarak kuzeybatıya doğru çekilmek zorunda kaldı. Karluklar'ın gittikçe güçlenmesi sonucu, 765 sıralarında Türgiş devleti de artık kesin olarak dağıldı. Bununla Çu havzası onların sınırı içine giriyordu. Öte yandan daha 745'lerde Uygur, Kartuk ve Basmıllar'ın akınlarıyla doğudaki Gök-Türk Kağanlığı da çökmüş bulunuyordu.

Doğu ve Batı Türkistan'da arka-arkaya gelen bu olaylar sonucu Orta Asya'daki siyasî durumun değişmesi sırasında, Kimekler de VIII. yüzyıl ortalarında bağımsızlıklarını almış ve devletlerini kurmuş olmalıdırlar. Onların bir çok boydan kurulmuş bir ulus olduğunu biliyoruz. İşte gerek bununla ilgili sonraki haberler, gerek çağın benzer Türk devletleri göz önünde tutulduğunda, bu devletin göçer evli büyük boylardan kurulu birlik niteliğinde olduğu anlaşılıyor. Devlet idaresinde “Hakanlı” derecesinde bir teşkilat kurmuş olan boy birliğinin en kalabalık boyu belki daha başta Kıpçaklar idi.

Kimek devleti ile ilgili en eski bilgi Arap elçisindendir. Emeviler'in yıkılışı ve Abbasîler'in çıkışı sıralarında Halife tarafından Tokuz-Oğuz Hakanı'na elçi olarak gönderilmiş Bahroğlu Temim (Temim b. Bahr el-Muttavvi'î), raporunda Kimekler'i de gördüğünü, hükümdarlarını ve göçer evli hayatlarını anlatarak belirtilmiştir (760-800?).

Bu yüzyılın son çeyreğinde Oğuzlar'ın Doğu Türkistan'ın Selenge bölgesindeki yerlerinden batıya doğru hareketle, bir aralık Kara ve Ak Ertiş'de Kimekler'in güneyinde komşu kaldıklarını, Arap kaynaklarının Abbasî halifesi Mehdî çağına (775-785) ait haberlerinden öğreniyoruz. Arap tarihçisi Ali el-Mes'ûdî, Oğuz, Karluk ve Kimekler'in birleşerek Peçenekler'e karşı mücadeleye giriştiklerini anlatır.

Ona göre adı geçen boylar, Aral gölü kuzeyi ile Hazar arasında yaşayan Peçenekler ile Peçni, Bacgırd (Başkurd) ve Nugerde adlı boylar üzerine saldırmışlardır. Bu Peçenekler'in doğusunda Kıpçaklar ile Oğuzlar bulunuyordu. Amansız bozkır mücadelesi sonunda Peçenekler, yenilmeleri sonucu otlaklarını (ve yurtlarını) onlara bırakıp batıya doğru çekilmeye başlayacaklardır. Böylece Peçenekler'i biz daha sonra doğu Avrupa'da, Kuzey Kafkaslar'da ve Hazarlar arasında yer almış göreceğiz. Bu haberlerden anlaşılıyor ki, batıya gelen Oğuzlar, eski yakınları olan boylar ile birleşerek, kendilerine yurt bulmak üzere adları geçen boylara karşı mücadeleye girmişlerdir. Bu bozkır mücadelesi, VIII. yüzyıl sonları veya IX. yüzyılın başlarında Oğuzlar'ın yeni yerlerine yerleşmesiyle bitmiştir. Büyük bir kısmı Avrupa'ya doğru göçe başlayan Peçenekler'den, eski yerlerinde kalan az sayıdaki uruklar ise, yeni gelen Oğuz ulusu içine gireceklerdir. Bunları Oğuzlar'ın sonraki 24'lü boy düzeninde buluyoruz.

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
devleti, karakoyunlular


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Ötüken - Hun Devleti, Göktürk Devleti Sevda Tarih 1 28 Ocak 2013 16:37
Karakoyunlular ve Akkoyunlular Bu Adı Nereden Almışlardır? Kalemzede Tarih 0 01 Eylül 2011 15:43
Karakoyunlular Ecrin Tarih 0 30 Nisan 2011 19:41
Karakoyunlular Devleti PopSy Kültür ve Sanat 11 15 Ağustos 2008 16:12
Altınordu Devleti PopSy Kültür ve Sanat 11 15 Ağustos 2008 14:29