|
01 Mart 2022, 09:17 | #1 | |
Çevrimdışı ♪ Lafazan FM ♪
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | TARİH TEN GÜNÜMÜZE OSMANLI( ANKARA SAVAŞI NIN MANEVİ BOYUTU) ANKARA SAVAŞI Emir Sultan, Yıldırım’ın Timur Han’la savaşmasına razı değildir. Ama ne kadar uğraşırsa uğraşsın bu kardeş kavgasına mani olamaz. Çekilir bir taraflara. Hatta bu kayıtsızlığa mana veremeyen Hundi hatun sorar: -Babamı yalnız mı bırakıyorsun? -Bak hatun! Ne bu savaşın bir manası var, ne de babanın kazanma şansı. Eğer elinden birşey geliyorsa hiç durma, geç olmadan çevir onu. -Niye öyle söylüyorsun. Babam mağlubiyet tatmamış bir sultandır. -Evet Timur da mağlubiyet tatmayan bir hakandır. Sen onun kaç devleti yıktığını biliyor musun? Üstelik ülkesi daha büyük, askeri daha fazla. Dahası Maveraünnehr illeri ilimde de, sanatta da çok önümüzde. -Sen babamın manevi zırhı değil misin? -Peki sen Timur’u koruyucusuz mu sanıyorsun. O, zamanın kutbundan dua aldı. Ancak Hace Hazretlerinin dahi böylesi bir savaşa rızası yok. -Ne yapmalıyız peki? -Baban aklını örten öfkenin farkına varmadıkça ne yapabiliriz ki? -Diyelim ki öfkesi galip geldi. -Zor günlere hazırlansanız iyi edersiniz. Ankara savaşında yaşanılan acı mağlubiyetin ardından Timuroğulları Bursa’yı muhasara altına alırlar. Şehir halkı zor durumdadır, hatta aç kalır. Ahali gelip Emir Sultan’ı bulur ve çok yalvarırlar. Mübarek bir kağıda birşeyler karalar, ordugâha yollar. O kağıtta ne yazılıdır bilemiyoruz, ancak hemen o gün çadırlar sökülür. Asya yollarına göç düzülür. | |
|
01 Mart 2022, 20:14 | #2 |
Çevrimdışı ~ Lafazan.Net ~
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: TARİH TEN GÜNÜMÜZE OSMANLI( ANKARA SAVAŞI NIN MANEVİ BOYUTU) PayLaşım için tşkLer...
__________________ Edeptir AŞK Sevdirenin Hürmetine... Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. |
|
01 Mart 2022, 09:20 | #3 |
Çevrimdışı ♪ Lafazan FM ♪
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | DOĞRULUK HER ZAMAN KAZANDIRIR( BİR HİKAYE) DOĞRULUK Zalim bir vali vardı. Bu vali bir gün adamlarını göndererek Hasan Basri Hazretleri’ni yakalatmak istedi. O da bir vakit ders verdiği Habib-i Acemi Hazretleri’nin kulübesine gelip saklandı. Valinin adamları geldi ve hışımla: – Hasan Basri’yi (r.a.) gördün mü? diye sordular. O gayet sakin: – Evet, dedi. – Nerede? – İşte şu kulübemde… Adamlar kulübeye daldı, fakat bir türlü Hasan Basri Hazretleri’ni bulamadılar. Dışarı çıkınca tehdit edip: – Ya şeyh, niçin yalan söylüyorsun? dediler. – Ben yalan söylemedim, dedi. Siz göremedinizse, benim suçum ne? Tekrar girdi, aradı, fakat bulamadılar. Onlar gidince, Hasan Basri Hazretleri: – Ey Habib! Biliyorum ki Rabb’im senin hürmetine beni onlara göstermedi. Fakat yerimi niçin söyledin, hocalık hakkı yok mudur? dedi. Hazreti Habib mahcub bir şekilde: – Ey Üstadım! Sizi bulamamaları benim hürmetime değil, doğru söylediğimizdendir. Çünkü bilirsiniz ki, Doğruların yardımcısı Allah’tır. Eğer yalan söyleseydim, sizi de beni de götürürlerdi, dedi. Tevil yapmaya, bir zalimin elinden bir mazlumu kurtarmak için, yalan söylemeye ruhsatın olduğu yerler olsa bile, efdal olan, eğer Habib-i Acemi Hazretleri gibi bir teslimiyetiniz varsa, doğruyu söylemektir. |
|
01 Mart 2022, 20:24 | #4 |
Çevrimdışı ~ Lafazan.Net ~
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: DOĞRULUK HER ZAMAN KAZANDIRIR( BİR HİKAYE) PayLaşım için tşkLer...
__________________ Edeptir AŞK Sevdirenin Hürmetine... Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. |
|
01 Mart 2022, 09:22 | #5 |
Çevrimdışı ♪ Lafazan FM ♪
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | İMAN İLE AMEL İN AYRILMAZ ARKADAŞLIĞI iMAN iLE AMEL iman; peygamber Efendimiz ( s.a.v ) `in Allahu Teala`dan getirip teblig buyurdugu butun hususlari kalp ile tasdik,dil ile ikrar etmekten ibarettir. Amel ise imanin meyvesi olup,imanin tarifine dahil degildir. iman kalpte parlayan bir cevherdir.Amel ise onun nurunu artirir. Amel olmadan iman olabilir.Ancak iman olmadan amel makbul olmaz. Butun peygamberlerin ummetlerine teblig ettigi iman esaslari hep aynidir.Fakat øgrettikleri amelii hukumler farklidir. Amel olmadan yalniz iman ile cennete girilirken,iman olmadan yalniz amel ile cennete girilmez. Amelin sevabi baskasina hediye edilebilir,ancak iman hediye edilemez. Amel vasiyet olunabilir.Yani, ben øldukten sonra benim yerime hacca gidiverirsiniz,seklinde vasiyet caiz olur.Ancak iman vasiyet olunamaz. Su halde iman ile amel ayni seydir demek yanlis olur.iman ile amel ayri seylerdir.Amel tabi,iman ise metbu`dur. Yani her seyden evvel butun insanliga vacip olan imandir.imana tabi olarak sonradan ameller de vacip olur |
|
01 Mart 2022, 20:14 | #6 |
Çevrimdışı ~ Lafazan.Net ~
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: İMAN İLE AMEL İN AYRILMAZ ARKADAŞLIĞI PayLaşım için tşkLer...
__________________ Edeptir AŞK Sevdirenin Hürmetine... Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. |
|
01 Mart 2022, 09:25 | #7 |
Çevrimdışı ♪ Lafazan FM ♪
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | ÖĞÜT ALANA HAKİKAT ERLERİNDEN ÖĞÜTLER Yedigin Lokmaya Dikkat Et ! Şâh-ı Nakşibend (k.s.) hazretleri, tasavvufdaki hallerinni kaybolduğunu söyleyen bir talebesine; ‘yediğin lokmaların helâlden olup olmadığını araştır’ buyurmuştur. Talebesi araştırdığında, yemeğini pişirirken ocakta helâl olup olmadığı şüpheli bir odun yakmış olduğunu tesbit ederek tevbe etmiştir. ‘Namazda hudû ve huşû nasıl elde edilir?’ diye sorulunca da cevaben buyurdu ki: ” Huzurlu bir halde hâlal lokma yiyeceksiniz. Huzur ile abdest alacaksınız ve namaza başlarken iftitah tekbirini kimin huzuruna durduğunuzu bilerek, düşünerek söyleyeceksiniz.’ Hâce Hazretleri, kendisine karşı edepsizlik yapan bir kimseye kızmayıp, tebessümle karşıladı. Fakat edepsizlik yapan kimse büyük bir derde düşüp, helâk olacak hâle geldi. Hatasını anlayıp tevbe etti. Şâh-ı Nakşibend hazretleri bir ara o adamın evinin önünden geçerken, içeri girip hâlini sordu: ” Allah Teâlâ şifâ vericidir., korkma iyileşirsin’ dedi. O kimse bu söz üzerine kalkıp: ‘ ‘ Efendim size karşı edepsizlik ettim, hatırınızı incilttim, beni affediniz.’ dedi. Şâh-ı Nakişbend hazretleri buyurdu ki: ” Kalbimiz o zaman incindi. Fakat şu anda gönül aynası tertemiz. İyi bil ki, mürşidlerin kılıcı kınından çıkmış yalın bir kılıçtır. Ama mürşid merhamet sâhibidir. Kimseye kılıç vurmaz. İnsanlar (belâsını arayanlar) gelip kendilerini o kılıca vururlar. |
|
01 Mart 2022, 20:14 | #8 |
Çevrimdışı ~ Lafazan.Net ~
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: ÖĞÜT ALANA HAKİKAT ERLERİNDEN ÖĞÜTLER PayLaşım için tşkLer...
__________________ Edeptir AŞK Sevdirenin Hürmetine... Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. |
|
01 Mart 2022, 09:27 | #9 |
Çevrimdışı ♪ Lafazan FM ♪
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | NAMUSA SALDIRMANIN CEZASI ( GÜZEL BİR DERS BİR HİKAYE) Namusa Saldıran Erkeğin Cezası Hüzeyl kabilesinden Medineli Hamele, devesine binmiş, kırda gidiyordu. İlerideki vahada koyunlarını otlatan Raşid’in kızı Es’ile’yi gördü. Es’ile, koyunları sürerken rüzgâr yüzündeki örtüyü sıyırmış, onun sahip olduğu fıtrî güzelliği gören Hamele, fikrini bozmaya niyet etmişti. Sürüye yaklaşınca devesini çökertip dizlerinden bağladı, yalnız bulunan Es’ile’ye seslendi: – Es’ile, beni reddetme. Seninle beraber olalım. Es’ile’nin cevabı makuldü: – Buradan derhal uzaklaş. İyi niyet sahibi isen babama müracaat et. Beni eş olarak iste. O seni reddetmez. Fakat Hamele’de iyi niyet yoktu. Sadece geçici ve zevkli bir macera yaşamayı düşünüyordu. Es’ile’ye doğru yürüdü. Es’ile, başka çıkış yolu kalmadığını anlayınca bütün cesaret ve hiddetini toplayarak namusunu savunmaya karar verdi. Kapışmada çok sürmeden Hamele’yi yere yatıran Es’ile: – Def olup gidecek misin, yoksa başını parçalayayım mı? dedi. Hamele söz verdi. Hemen def olup gideceğini söyledi. Ne yazık ki yatırıldığı yerden kalkar kalkmaz hücumunu tekrarladı. Es’ile yine bir hamlede onu yere yatırdı. Hareketsiz hale getirerek teklifini tekrarladı. – Buradan def olup gidecek misin, yoksa şu taşla başını parçalayayım mı? Bu zor karşısında kesin söz veren Hamele, yine yakasını sıyırdı. Ne yazık ki, sözünde bu sefer de durmadı, yalnız bulduğu Es’ile’ye hücumunu tekrarladı. Es’ile güçlü ve hiddetliydi. Onu yere yıkıp göğsü üzerine çöktü. Başına yanındaki büyük bir taş parçasıyla öylesine vuruşlar vurdu ki, mütecaviz Hamele, artık yerinden kalkamaz, kalksa bile hücumunu tekrar edemez hale geldi. Bundan sonra koyunlarını sürerek oradan uzaklaşan Es’ile, böylece şerefini korumuş, namusuna leke kondurmamıştı. Az sonra oradan geçen bir yolcu kafilesindeki Hüzeylliler Hamele’yi tanıdılar. – Ne oldu sana böyle Hamele? dediler. Hamele: – Sormayın, devem beni yere attı, düşünce böyle oldum, dedi. – Deven burada dizlerinden bağlı, şu taşta da kan var, ayrıca başında da taşın açtığı yaralar görünüyor, deyince kızardı: – Ne diyorsam öyle, daha ne inceliyorsunuz, beni deveme bindirip evime götürün, dedi. Hamele’yi evine götürdüler. Birkaç gün yattıktan sonra iyi olma ümitleri kaybolmaya başladı. Kendisine sordular: – Başına bu durum sebebiyle ölüm gelecek olursa kimi dava edelim, kan diyetini kimden isteyelim? Titrek sesle açıkladı: – Kanımdan, Es’ile’den başkası sorumlu değildir. Bu cümle, Hamele’nin son sözleriydi. Başı yana düşüverdi. Hüzeyl ileri gelenleri toplanıp Resûlüllah’a geldiler: – Oğlumuz Hamele’nin kanını, Raşid ödeyecektir. Dava ediyoruz. Resûlüllah Hazretleri Raşid’i çağırttı. Raşid’in asıl adı Zalim’di. Resûlüllah, İslâm’a girince Zalim ismini Raşid olarak değiştirmişti. Durumu anlayan Raşid: – Benim öyle bir ölümden haberim yok. Ne gördüm, ne de işittim, deyince: – Ya Resûlâllah, Raşid’in kendi değil, kızı Es’ile’dir katil, dediler. Az sonra Es’ile yakalanarak getirildi. – Es’ile, bak senin Hamele’yi öldürdüğünü iddia ediyorlar, ne dersin? Es’ile dalgın, aynı zamanda tereddütlü idi. Sadece: – Hiç kadın erkeği öldürebilir mi? diyebildi. Ancak bu sözün gerçek bir müdafaa olmadığını hemen anladı. Sonra vahiy gelerek Allah’ın Resûlü’ne olayı haber vereceğini de düşündü. Hadiseyi aynen anlatmaya karar verdi. – Üç defa üzerime yürüdü, iki defa yatırıp söz aldım. Defolup gideceğine söz verdi. Kurtulunca üçüncü defa üzerime geldi. Ben de şerefimi ve namusumu müdafaa için başını yaraladım, bana hücum edemez hale getirerek kaçıp kurtuldum. Sonra öğrendim ki, o yaralardan ölmüş. Hüzeylliler hep birlikte bağrıştılar. – Suçunu itiraf etmiştir, diyetimizi isteriz. Resûlüllah Hazretleri de kararını açıkladı: – Es’ile namusunu müdafaa etmiştir. Mütecaviz Hamele de kanını heder etmiştir. Böylece dava bitmiş, diyet ortadan kalkmıştır. Hüzeylliler süklüm püklüm. Raşid ve Es’ile şen ve şatır, evlerine döndüler. Asr-ı Saadetten bir namusu koruma olayı böylece tarihe geçti, bize de ibretlerinize sunmak düştü. |
|
01 Mart 2022, 20:14 | #10 |
Çevrimdışı ~ Lafazan.Net ~
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: NAMUSA SALDIRMANIN CEZASI ( GÜZEL BİR DERS BİR HİKAYE) PayLaşım için tşkLer...
__________________ Edeptir AŞK Sevdirenin Hürmetine... Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Fotoğraf paylaşımları hk. | M | Duyuru Arşivi | 1 | 21 Ağustos 2019 13:03 |
Günün Müzik Paylaşımları | AsiRuh | Albüm Tanıtımları | 0 | 02 Mart 2018 12:12 |
Günün Müzik Paylaşımları | AsiRuh | Albüm Tanıtımları | 0 | 23 Şubat 2018 10:56 |