IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 29 Ağustos 2011, 18:17   #1
Noyan
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Amerika sinemasında ırkçılık




1.Dünya sinemasına atılan bir bakışla, sinema sanatının bir ideolojik araca dönüştüğünü fark ederiz. Tarihi belgelere göre 20.y.y.ın aşırıcılık düşünceleri, diğer propagandasal faaliyetlerin yanı sıra, en çok sinemadan yararlanmışlar. Sinemanın tekniksel ilerleyişinin sadece sanatla ilgili olmadığı, bir kısmının ideolojik ihtiyaçlardan olduğu söylenebilir.
Holly Wood sineması Yahudilerin hakimiyetinde olan; bir taraftan Amerika’nın sömürgeci çıkarları diğer taraftan 1. ve 2. dünya savaşlarından sonra oluşan bir ortamda oluştu. Söz konusu yıllarda çekilen filmlerde Amerikan askerleri her zaman özgürlükçü askerler olarak tersim edilirken; Yahudiler, merhamete muhtaç insanlar ve dünya halkları da onların yardımına koşan muktedir bir lidere ihtiyacı olanlar olarak lanse edildiler. Bu konu diğer ülkelerin sinema sektöründe de ana ekseni oluşturuncaya kadar ilerledi, fakat her gün daha yoğun bir şekilde yaşanan söz konusu ırkçı düşünce nereden kaynaklanıyor?
Bugünkü programımızda bu konuyu incelemeye, vereceğimiz örneklerle konuya açıklık getirmeye çalışacağız. Birlikte dinleyelim.
Dünya ve yaşama derin bakış açısı, iki faktörün ürünüdür: biri hayaller ve edindiği öğretiler, diğeri ise kişi tarafından yapılan araştırmalar sonucu bizzat elde ettikleri. .
İnsanların bir hedef izleyerek düşünmeye başladığından itibaren, davranışları, onların dünya ve yaşama olan bakış açılarına endeksli oldu. Her asır veya her milleti tanımak için o döneme hakim olan siyasi düzeni iyice kavramak gerekir.
Bertrand Russel, Batı Felsefesi Tarihi kitabının Yeni felsefe bölümü girişinde şöyle yazıyor: Yeni olarak tanınan tarih dilimi, daha çok eski Roma’yı ( Yunan ) andıran özel bakış açısına sahip olandır. Daha çok padişahların elinde olan milletlerin hükümeti eski Roma dönemi gibi giderek demokrasiye dönüşerek, cebbarların eline geçiyor.
Russel’e ilaveten diğer bir çok düşünür veya yazar da aynı görüşü paylaşıyorlar. Fakat eski Romalıların görüşleri neye dayanıyordu? Eski Roma düşüncesinin en belirgin özelliklerinden biri, dönemin düşünürlerinin de üzerinde vurgu yaptıkları ırkçılık düşüncesi idi. Bertrand Russel Batı Felsefesi Tarihi kitabında Eflatun’dan naklen şöyle yazıyor: Tanrı insanları 3 çeşitte yaratmıştır: En iyi insanlar altından, daha sonra gümüşten ve halkın geneli demir ve benzeri metallerden . . .
Altın insanları yönetmek için yararlılar, gümüşler asker olmak ve diğerleri ise el işleri yapmalılar.
Russel batıda genel olarak dünya, insan ve egemenliğin eski Roma felsefesinden etkilendiğini savunurken, ‘ Bana göre Naziler zafer kazansalardı, Spart hükümeti gibi bir hükümet kurarlardı.
David Wark Griffith 1915 yılında konusu daha sonra başka filmlere konu olan ‘Bir Halkın Doğuşu’ (Birth of a Nation)adlı filmi sahnelere taşıdı. Sessiz çekilen filmde Amerika’nın iç savaşı ve iki ailenin gençlerinin gönül bağlılıkları anlatılıyor. I. Dünya savaşının başlarında gösterilen bu film, Amerika’nın savaşa katılma gerekçelerini üstü örtül olarak haklı çıkarmaya çalışıyor.
Bir Halkın Doğuşu, Film sektöründe bir bidat sayılıyor. Sinema eleştirmeni Jorj Sadol filmla ilgili görüşlerini bu sözlerle aktarıyor: Irkçılık Griffith’in yetişme tarzı ve gençlik döneminine ait görüşlerinden kaynaklanan kişiliğinin bir belirtisi idi. Onun kişiliğindeki çelişki, yani ırkçılık ve bir nebze insan severlik haklı görüne bilir. O her şeyini savata kaybeden bir ailenin çocuğu idi. Tüm güneyliler bazı yönlerden geleneksel ve zenci karşıtıydılar, ve o da bu ideolojiden müstesna değildi. O siyah derililerin kölelik tarihi ile ilgili 2 kitaptan yararlanarak senaryosunu yazdı.
Film tarihi bir başlangıç ve bitişe sahip. Afrikalı siyahların 17.y.y’da sahte şefkatli alıcılarla dolu bir köle pazarına girişi ile başlıyor.yönetmene göre tüm sorunlar kölelere özgürlük hareketleri ile başlıyor, ve sonuçta güney ve kuzey eyaletleri arasında kölelere karşı oluşan birlikle Amerikalılar arasında dostluk egemen oluyor.
Film ‘ Amerika’nın savaş sorunu yaşayan Avrupa’nın milletlerine mesajı’ sloganı ile Amerika’nın bağımsızlık günü olan 4 Temmuz tarihinde bir çok ülkede gösterime girdi. Griffith siyah derililerden şiddet içeren bir çok kareye yer verirken, sahip olduğu ırkçı düşünceyi ekranlara taşıyor. Söz konusu gerçek dışı sahneler, bir çok seyirciyi etkilerken, yönetmen ırkçılığı yaymak olan gerçek hedefine ulaşıyor.
Eric Road da Sinema Tarihi adlı kitabında şöyle yazıyor: Bir Halkın Doğuşu adlı filmin sonlarına doğru, ‘Kuklas Klanlar’ bir kaç beyazı kurtarmayı başarıyor. Griffith bu karelerde siyahları. Başkaları için en büyük tehlike olarak tanıtıyor. Yönetmenin ırkçılığı en açık bir şekilde tüm olayları etkiliyor. O dönemde daha kimse Kukulas Klanların adını dahi duymamış, fakat Griffith’in filminde çok ciddi bir şekilde yer almaktalar. Filmde Beyaz olmayanlara karşı birlik çerçevesi, daha sonra Generaller, Rüzgar gibi geçti, Şampiyon, Kökler, Kanzas Binicileri, Hayat ağacı, ve diğer bir çok sinema eserinde devam etti.
Değerli dinleyiciler gelecek programımızda ırkçılığın diğer boyutları ve Holly Wood tarafından yayılması olayını ele almaya çalışacağız. Şimdilik esen kalın.
irib.ir

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
amerika, sinemasında, ırkçılık


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
BBC'ye ırkçılık protestosu Desmont Haber Arşivi 0 13 Şubat 2015 20:00
Tom ve Jerry'ye 'ırkçılık' uyarısı AngeL Haber Arşivi 0 01 Ekim 2014 21:39
Avrupa'nın gözü Türk sinemasında! Dilara Sinema Dünyası 0 23 Mart 2009 15:42