IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
1Beğeni(ler)
  • 1 Post By bb

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 07 Ocak 2020, 17:47   #1
Çevrimdışı
bb
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Mustafa Kutlu - Beyhude Ömrüm





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Kitapta Kutlu'nun tabiat tutkusu, Anadolu insanının tabiata bakışı ve hayat görüşü ile örtüşmektedir. En derinde ise "fanilik" meselesine değinen metafizik bir boyut vardır. Bu da bir uzun hikâyedir.
Beyhude Ömrüm, dış yapısı itibarıyla Türkiye'deki göç olgusundan, köylerin boşalmasından, sosyal bir vakadan bahsediyor. Aslında o bir "tutku" hikâyesidir. Kahramanı kuş uçmaz - kervan geçmez - ot bitmez dağlar başında bir "bahçe" kurmak için çırpınır.

(Tanıtım Bülteninden)

Sayfa Sayısı: 212

Baskı Yılı: 2015

Dili: Türkçe
Yayınevi: Dergah Yayınları

Sayfa Sayısı : 212

İlk Baskı Yılı : 1982

Dil : Türkçe

__________________
Yalnız kalmaktan o kadar korkuyorsun ki;
ihtiyacın olmayan insanlar biriktiriyorsun.
İhtiyacın olmayan insanları kaybetmemek için,

Kendin olmaktan vazgeçiyorsun...
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Alt 08 Ocak 2020, 13:48   #2
Çevrimdışı
bb
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Mustafa Kutlu - Beyhude Ömrüm




Mehmet E. Yavuz yorumu;

ustafa Kutlu, "Beyhude Ömrüm"de, "yeşilin ateşi içine düşmüş adam"ın, Yadigâr'ın (kahramanın ismi "Yadigâr" değil, ama kitabı okuyup bitirdiğinizde, ona bu ismi yakıştırıyorsunuz) öyküsünü anlatıyor.
Nasıl acı, nasıl hüzünlü bir öyküdür, bilemezsiniz.
Hüzünlü...
İnsanı allak bullak eden...
Kutlu, hatırladığım kadarıyla, metni daha önce "roman" olarak kurgulamıştı, hatta bir gazetede tefrika bile etmişti. Ama içine sinmemiş olacak ki, oturmuş yeniden yazmış (kurgulamış) ve kapağa da "hikaye" yaftasını konduruvermiş.
Bana sorarsanız, mütekamil bir "roman" Beyhude Ömrüm.
Hem anlatım, hem metne uygulanan teknik açısından son derece başarılı ve ustaca kurgulanmış bir roman.
Kitabın teknik özelliklerinden sözedecek değilim; bu, başlıbaşına bir yazıyı icbar ettiriyor. Şu kadarını söyleyeyim: Kitapta üç ayrı anlatıcı var: Yadigar, anlatıcının kendisi ve bazen araya girip fikir serdeden yazar. Üç katmanlı ve paralel yürüyen bir anlatı.
Kitabın teknik başarısı da buradan geliyor işte.
"Beyhude Ömrüm" roman mı, hikaye mi?
Bu, metnin anlaşılmasına katkı sağlayacak bir tartışma olmadığı için, girmiyorum. Ayrıca, bu konunun speküle edilmesinde de yarar görmüyorum.
Ne anlatıyor Beyhude Ömrüm?
"Bir bahçe kuracağım ki, şânı yedi köye yayılacak!" diyen ve yıllarca uğraşarak ıslak bir kayayı kazmayla, varyozla, dinamitle parçalayıp "su"ya, nihayetinde "yeşil"e (hayalindeki bahçeye) ulaşan, ama bu tutkusunu kentin iğvasına kapılmış gelecek kuşaklara (çocuklarına) aktaramayıp realiteye teslim olan Yadigâr...
Gözlerinin feri bol olduğu yıllarda köylüyü başına toplayıp, özellikle kış aylarının uzun gecelerinde Ahmediye, Muhammediye gibi kitaplar okuyan Emrullah Hoca...
Bazen ortadan kaybolup, "mecnun gibi" kendini dağlara vuran bir garip Deli Derviş...
Atacağını atmış, tutacağını tutmuş, çok yol gördüğünden menfaat rüzgarının nereden eseceğini hesaplayıp varıp Cumhuriyet Halk Partisi'nin kulpuna yapışmış Muhtar İblisin Halil...
"Harp bitti, dünyanın kapıları açıldı. Bundan geri muhalif rüzgarlar eser ki, ne fırıldaklar döndürür" deyip, çok partili hayatı işmar eden Berber Hacali...
Çerçi Cemil, Sırma Hala, sevdiğine varamamanın üzüntüsüyle "engâh engâh ağlayan" Hediye.
Tahsildar Atıf... Sarhoş ama namuslu (ek yeri bulunmayan) Hakim Enis...
İnsanoğlu dünyaya niçin gelir?
Herhalde bir bahçe kurmaya gelir.
Derken, bir "İstanbul hevesi" başgösterir gençler arasında.
İstanbul, başka bir hayatın, köylerde kağşayıp gevşeyerek iyice fukaralığa bürünen köhne yapıdan uzaklaşma, yeni ve zengin bir geleceğin kapısını aralama sevdasının adıdır.
"Denkler tutulur, tahta bavulların ipleri çekilir, gurbetçiler birer ikişer yola düşer."
Giden insandır!
Kalan, insan...
Ama büyü bozulmuştur.
"Camide birkaç ihtiyar kalmıştık" der Bahtiyar, "Evler hepten boşaldı. Tarlalar ekilmeye sürülmeye boza yattı... Söz de bitti!"
Oysa, "Beyhude Ömrüm", sözün bitmediğine, "yeşilin ateşini içinde taşıyanların" tükenmediğine/tükenmeyeceğine dair umutları "yeniden" yeşerten bir roman, bir hikaye...
Bu kitabı okuyun!
İllâ ki okuyun!

__________________
Yalnız kalmaktan o kadar korkuyorsun ki;
ihtiyacın olmayan insanlar biriktiriyorsun.
İhtiyacın olmayan insanları kaybetmemek için,

Kendin olmaktan vazgeçiyorsun...
 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
mustafa kutlu - beyhude ömrüm


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Mustafa Ceceli Irmak Arıcı - Ömrüm yeSa M, N, O, Ö, P 0 03 Ocak 2020 01:12
Anadolu Yakası > Mustafa Kutlu xena Ne Okumalıyım? 0 02 Ocak 2013 20:45
Ömrüm Ömrüm - Yılmaz Erdoğan Sevda Şairler ve Şiirleri 0 04 Eylül 2012 05:55
Mustafa Kutlu'nun Yıldız Tozu Urduca'da Juventus Kültür ve Sanat 0 06 Haziran 2009 02:01