IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 30 Aralık 2009, 01:37   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Bir Araya Gelebilme Projesi




Hiçbir şey zamanı gelmiş fikir kadar güçlü değildir.
Victor HUGO


20. yüzyıldan 21.yüzyıla miras kalan en önemli konu kanımızca, bireyin özgürlüğünü genişletmek isteyen liberal söylemlerin toplumsal bağlarda ve dayanışma kalıplarında yaptığı ağır tahrifattır. Birlikte yaşamanın temelinde olan bireyin toplumun bir parçası olma fikri, nasıl 19. yüzyılda bireye rağmen toplum projeleri ile başarısızlığa uğradıysa, 20. yüzyılda topluma rağmen birey gibi paradigmaya dönüşmüş ve gelinen süreç sonunda başarısızlığa uğramıştır.

20 yüzyılın ikinci yarısından başla*****, bireyin özgürleşmesi projeleri, toplumsal katmanların alt sıralarında kalan bireylerin yalnızlaşması ve savunmasız kalması gibi sonuçlara neden olmuştur. Toplumsal bağlarından koparılan birey, hem günlük yaşamında, hem kamusal alanda, hem de politik ortamda büyük yalnızlığı ve sahipsizliği yaşamaktadır.

Bu sahipsizliğin üç temel göstergesi vardır. Bunlardan ilki, birincil kimlikler üzerinden yapılan pre-modern örgütlenme biçimlerinin yaygınlaşması ve kıt toplumsal kaynaklardan faydalanmak üzere yapılan mücadelenin sertleşmesidir. Kaynakların, gelişen nüfus karşısında hızla erimesi mücadelenin sertleşmesi sürecini daha da arttırmıştır. Hal böyle olunca pre-modern örgütlenme biçimleri daha küçük çıkar grupları bazında bölünerek çoğalmakta, kaynaklardan yararlanma mücadelesinde daha fazla kitle dışarıda kalmakta ve yoksullaşmaktadır.

İkincil temel gösterge ise toplumsal etik boyutunda yaşanmaktadır. Kıt kaynaklar boyutundaki mücadele, hizmetlerden daha fazla yararlanma bazında verilen bireysel ve pre-modern birincil kimlikler ve çıkar grupları mücadelesinde, toplumu bir arada tutan etik değerlerin hızla zayıflaması sürecini de getirmiştir.

Üçüncü temel gösterge ise, devlete olan güven kavramının hızla zedelenmesidir. Devlet hizmetlerinden daha az bireyin faydalanması ve bu fayda mücadelesinde etik değerlerin ve eşitlik ilkesinin yok edilmesi “mücadele dışında kalan bireylerin gözünde” tarafsız ve sosyal devlet imajını yok etmiş, devleti oluşturan kurumlara güvensizlik hızla yaygınlaşmıştır.

Bireysel boyutta ise tahrifat daha ağırdır. Mücadele sürecinin dışında kalan birey her şeyden önce özgüvenini yitirmektedir. Özgüvenini yitiren bireyin yaratıcılığı ölmekte, girişimci ruhu törpülenmekte, iletişim becerileri zayıflamakta, sorumluluk bilinci yok olmaktadır. Bir bakıma bireyin özgürleşmesi projesi, bireyin yok olması projesi haline dönüşmektedir. Bunun sonucu ise bireyden başla*****, topluma yayılan umutsuzluk ve yarınsızlıktır. Bu psikolojik ortam ironik bir boyutta toplumsal tahrifatın yeniden yaratılmasına katkı sunmakta ve kendisini yeniden yaratmaktadır.


BU NEDENLE ORTAK AKIL

Bu noktada yeni bir tez ortaya koymak lazımdır. Bu tez, işte bu durum tespitinden hareket etmektedir. Yeni ortaya attığımız tez; bireyin özgürleşmesi projesini desteklemekle birlikte, bunun ancak sosyal devletin bireyin yaşamsal haklarını adaletli bir düzeyde koruyacak ve geliştirecek biçimde yeniden örgütlenmesi ile mümkün olacağını savunmaktadır.

Sosyal devletin yeniden örgütlenmesinin ancak sivil inisiyatiflerin geliştirecekleri ortak akıl ile mümkün olabileceğini ortaya çözüm olarak savunmak isterim. Bu yazının bu noktada sunduğu proje ise Ortak Akıldır. (son zamanlarda moda olan deyiminin dışında) Ortak akıl toplumsalın her alanında geniş kitlelerin yararını öngören politikaların ve uygulamaların oluşmasını sağlayacak katılımcı, dayanışmacı ve sinerjik düşünüş projesidir.


ORTAK AKIL İÇİN DİYALOG

Ortak akıl ise her şeyden önce toplumsal sorunlara çözüm bulmak isteyen bireylerin, samimiyet, hoşgörü ve özgüvenle yan yana gelip, “nasıl çözeriz sorusu üzerine kafa kafaya verip çözüm araması” ile mümkündür.

Bu yüzden ortak akıla giden en önemli yol dialogdan geçer. Toplumsal sahiplenme bu nedenle Ortak akılın birinci ayağını diyalog olarak belirlemiştir
Diyalog kavramı Ortak akıl projesinde katılımcılığa giden yolun kapısı olarak düşünülmüştür. Bu yazıda öne sürülen ortak akıl projesinin ikincil temel öğesi katılımcılık olacaktır.


KATILIMCILIK

Katılımcılık, ilkeler temelinde katılımcılık olarak algılamaktadır. Diyalogdan çıkan ortak fikirlerin, belli temel ilkeler doğrultusunda birlikte savunulması, farklı ve özgün düşüncelerin, diyalog yoluyla, söyleme eklemlenmesi ve söylemi zenginleştirmesi ve bütünleştirmesini savunur.
Katılımcılık, güçlü olana ilhak değildir. Her düşüncenin kendi kimliğini koru***** çözüme katkı sunmasıdır. Katılımcılık, çözüme katkı sunmaktır. Katılımcılık her bireyin fikrini değerli kılmaktır. Çünkü bireysel enerji değerlidir
Katılımcılık ilkesinin bir gereği olarak yerel, bölgesel, ulusal ve uluslar arası düzeylerde takım anlayışını geliştirmek esastır.

Katılımcılık, bireyler veya kurumların kendisiyle ilgili politikaların oluşturulmasında karar verme sürecine katılmasına olanak sağlar, toplumun gelişim sürecinde bireyin veya kurumların, yerel yönetimlerin ve gönüllü kuruluşların etkin katkı ve katılımını içerir. Katılım toplumun kendi ayakları üzerinde durabilmesini, kalkınma çabalarını bizzat omuzlayabilmesini ve örgütlü, demokratik toplumun oluşabilmesinin yolunu açar.

Katılımcılıkta esas, karar almadan önce bana sorulup benim fikrim doğrultusunda karar alınması değildir. Esas olan Paylaşım düzleminde sağlanan katılımcılıktır.

Katılımcılıkta, temel olan bir yandan da ortak düşünen birey ve kurumlar arasında dayanışma kalıplarının geliştirilmesi ve işletilmesidir. Bu nedenle katılımcılık güven ve tutarlılık üzerine inşa edilir. Güven ve tutarlılık üzerine inşa edilemeyen katılımcılık söylemleri, çok kısa bir sürede çıkar söylemlerine dönüşebilir.


DAYANIŞMA


Dayanışma ortak akıl projesinin üçüncü önemli öğesidir. Ortak akıl projesi, dayanışmayı, bireysel özgürlüğe giden yolun altyapısı olarak görür. 21. yüzyılda toplumun mutluluğunu sağlamaya yönelik tüm projelerin, 20. yüzyıldan farklı olarak bireysel özgürlüğün arttırılmasının, girişimciliğin geliştirilmesinin yanında, ancak sosyal devletin varlığı güçlendirici ve toplumsal dayanışma kalıplarının işlerliğini attırıcı yönde gelişirler ise başarıya ulaşacaklarına inanır. Dayanışma bireyin, toplumsal sorumluluğunu tarif eder. Bütünsel Kalitenin temel noktası dayanışmanın toplumsal bir ilke olarak kabul edilmesinde yatmaktadır. Bu nedenle ortak akılın en önemli öğelerinden biri de dayanışma kavramıdır.



…VE SİNERJİ


Ortak Akıl Projesinin diğer bir öğesi ise Sinerjidir. Sinerji farklılıkların bir araya gelmesi ile oluşan yepyeni ve daha güçlü bir enerjidir. Bu yüzden sinerjinin temelinde farklılıklara saygı vardır. Farklılıklar zenginleştirici ve geliştiricidir. Bu nedenle yazımız nihayetinde, ortak akıl yaratma projesinde, farklılıkların yaratacağı sinerjinin toplumsal bir ihtiyaç olduğu sonucuna varıyor. Farklılıkları kabul etmek demokrasi anlayışının temelidir. Bu nedenle ortak akıl, farklılıkları reddeden hiçbir anlayışla bir arada olamaz...

__________________
Rüzgarda savruk, Başına buyruk ~
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
araya, bir, gelebilme, projesi


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Don Volga Kanal Projesi Nedir? Don Volga Kanal Projesi Tarihi Zen Tarih 0 09 Mayıs 2014 23:25
Bir araya geliyorlar yaSmin Facebook Haberleri 0 21 Şubat 2014 19:43
İlk Kez Bir Araya Geldiler. Düş Haber Arşivi 0 02 Şubat 2013 21:13