| |
|
20 Nisan 2012, 01:45
| #1 | |
| Çevrimdışı  IF Ticaret Sayısı: (0) | Kara Kökenlli Kirletici Kaynaklar - Atıklar Ülkemiz İçin Denizlerin Önemi Ülkemiz, üç tarafının ve birde iç denize sahip olması nedeniyle gerek turizm gerek balıkçılık ve taşımacılık faaliyetleri açısından büyük bir öneme sahiptir. Denizlerimiz turizme elverişli oluşuyla her yıl binlerce turistin ülkemize gelmesi nedeniyle ülkemize ekonomik olarak katkıda bulunmaktadır, buna ek olarak günümüzde balıkçılık sektör olarak çok geniş bir istihdam alanı olup büyümeye devam etmektedir gerek halkımıza gıda gerekse kabuklu su ürünlerinden her türlü balığın işlenip ihracatı nedeniyle ülkeye ekonomik katkısı da bilinmektedir. Bilinen bir diğer gerçek ise kaynaklarımızın bir sonu olduğudur. Her ne kadar etrafı denizlerce zengin bir ülke olsakta denizlerimiz aşırı avcılık, taşımacılık, ve her türlü kirliliğe fazlasıyla maruz kaldığı için kaynaklarımız günden güne yok olmaktadır. Kirlenme ve Kirlilik Kaynakları Haliçler dahil deniz ortamına doğrudan veya dolaylı olarak, canlı kaynaklarına zarar veren, insan sağlığını bozan, balıkçılık da dahil olmak üzere, denizlerdeki faaliyetleri engelleyen, denizin kullanımı ile ilgili kalitesini ve değerini olumsuz etkileyen madde veya enerjinin denizlere girdisi kirlilik kaynağıdır. Bu durum denizel ortamı olumsuz etkileyerek kaynakların kullanımına zarar verir. Kara Kökenli Kirlilik Kaynakları 1.Evsel atıklar Evsel atık, halkın günlük yaşamda temizlik gibi bir çok ihtiyacının karşılanması sonrası kanalizasyon yoluyla atık suların denize boşaltılmasıdır. Denizlerde evsel atık girdisinin olduğu değişik bölgelerde kirlilik parametreleri tayini yapıldığında alınan sonuçlarda organik madde, amonyak, azot ve deterjanın yüksek olduğu görülmektedir. Evsel atıklardan kaynaklanan organik maddeler yani besin tuzları ötrofikasyona neden olabilmektedir Amonyak ise biyolojik açıdan canlılar üzerinde toksik (zehirleyici) etkiye sahiptir. Deterjanlar; boşaltıldıkları sularda köpük oluşturma, biyolojik ayrışma sonucu oksijen tüketimi ve ötrofikasyona neden olmaktadır. Deterjanın balıkların bünyesinde biriktiği bilinmektedir. Evsel atıklar şehir ve ilçelerin genelinde doğrudan veya nehirler ile denize ulaşır. Bunu önlemek için modern arıtma tesislerine ihtiyaç duymaktadır. 2.Endüstriyel atıklar Endüstriyel üretim boyunca yapılan çalışmaların sonucu atık maddelerini bir kanal vasıtasıyla denizlere boşaltırlar. Bu şekilde ağır metaller, kimyasal ve inorganik bileşikler gibi zehirleyici maddelerin denizlere karışması deniz kirliliğine neden olur. Ağır metaller canlılar üzerinde kümülatif olarak birikebildiği ve vücuttan atılımı zor olan canlı organizma için toksik etkisi olabilen maddelerdir. Sanayi atıkları denizlerimizdeki metal içeriğini yükseltmektedir (bknz; [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]). Günümüzde yeryüzündeki pek çok tatlı su kaynağı ve denizler, tarım arazilerinden, yerleşim bölgelerinden deterjan ve ilaç gibi endüstriyel ürünlerden kaynaklanan yoğun fosfor girişinin tehdidi altındadır. Yüzeysel sular için, azotun kaynağı şehir atık su arıtma tesislerinin çıkış suları ile bunların bazı durumlarda by-pass edilerek arıtılmadan direkt alıcı ortama atılması ve bazı endüstri tesislerinin çıkış sularıdır. Endüstri tesislerine koklaştırma, nitroselüloz ve yapay gübre üretimi, kimyasal endüstri ürünleri üretim tesisleri, deri sanayileri, tekstil, demir ve çelik sanayisi örnek verilebilir. 3.Tarım Faaliyetleri Denizlerin karalardan kirlenmesine bir diğer neden ise tarım faaliyetleridir. Bunun ana nedeni pestisidler olup diğer bir nedeni ise azot yükünün bu tarım faaliyetlerinin devamında denizlere karışmasıdır. Tarım ürünlerini bir takım zararlı böcekler haşere ve bakterilerden koruma amaçlı pestisidler kullanılmaktadır. Bunlar kimyasal maddeler ve dezenfektanlardır. Tarım faaliyetleri sonucunda azotlu bileşikler canlı organizmaların dışkıları, gübre kullanımı, ölü bitkilerin ayrışması gibi faaliyetlerin ardından sulama kanalı veya akarsular ile denizlere geçer. Pestisidler aynı zamanda yağmur suları, drenaj suları, yüzey akışları ve sulama sularına karışarak da alıcı suları kirletirler. Azot fazlalığı ötrofikasyonu tetikleyici etki yaparak ortamın verimini düşürürken zirai ilaçlar ise canlı organizmalar üzerinde toksik etki yapmaktadır. Karasal alanlarda kullanılan bu toksik kimyasallar su kaynaklarına ulaştıklarında sudaki yaşamı tehdit ederler. Pestisidlerin balıklar üzerindeki etkileri; Solunum ve kardiyovasküler etkiler, Hematoloji üzerine etkileri, Karaciğer üzerine etkileri, Ozmoregülasyon ve iyon dengesi üzerine etkileri, Davranış ve sinir sistemi üzerine etkileri, Histopatolojik değişimler, Üreme üzerine etkileri balıklar üzerindeki olumsuz etkilerdir. Sonuç olarak denizlerimiz gerek doğal gerekse antropojenik etkilerce aşırı derecede kirlenme sorunuyla karşı karşıyadır. Bu çalışmada kara kökenli kirlilik kaynaklarına değindik, kara kökenli kirlilik kaynakları tarım, endüstri ve evsel atıklar olmak üzere üç ana başlık altında incelediğimizde insan etkisinin birer sonucu olarak denizleri kirletmekte, doğal yaşama yani ekosisteme doğrudan zarar vermekte ve kirlilik nedeniyle turizme dolayısıyla sağlık ve sosyo-ekonomik açıdan zararlar doğrumaktadır. Antropojenik etki denizlerimizde çok ağır sonuçlar doğurmaktadır ve buna engel olmak ve denizlerimizin korunması için tehlikenin farkında olan ülkeler bir araya gelip Barselona ve Bükreş sözleşmeleri gibi anlaşmalar imzalanmıştır. | |
| |  |
| IRCForumlari.NET Reklamlar |
   |
 |
| Etiketler |
| atıklar, kara, kaynaklar, kirletici, kökenlli |
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
| Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
| Hurda Atıklar Metal Heykele Dönüştü | Cemalizim | Kültür ve Sanat | 0 | 07 Nisan 2012 21:08 |
| Böyle Bir Kara Sevda Kara Toprakla Biter... | Sevda | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 0 | 06 Temmuz 2010 10:57 |
Normal
