Doğanın Meleği Arılar - IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası

PySSyCaT · 17 Ocak 2022, 20:48

Doğanın Meleği Arılar
Bal, arıların çiçeklerden topladıkları nektarı, vücutlarından salgıladıkları enzimlerle işledikleri besleyici, dayanıklı ve yoğun kıvamlı bir besindir. Bal, belki de dünyanın en muhteşem birliktelik ve çalışma ürünüdür.

Arı kovanının içi inanılmaz bir düzen içerisinde işliyor: Bir kraliçe arı, yüzlerce erkek arı ve binlerce dişi işçi arı harika bir düzen içerisinde yardımlaşmanın ve birlikte çalışmanın ne olduğunu sanki bütün dünyaya ispatlıyorlar. Tabi bir kez daha en büyük iş yükü dişi işçi arılara düşüyor. Arı gibi çalışkan olma deyimini de yaratan dişi işçi arılar oluyor.

Arılarda mutlak monarşi sistemi var. Kraliçe arı daha küçük bir kurtçuk iken seçiliyor ve işçi arılar tarafından sadece arı sütü ile besleniyor. Bu sayede diğer dişi arılardan çok farklı bir görünüme kavuşuyor ve kovandaki doğurganlık özelliğine sahip tek arı haline geliyor. Kovanda başka bir kraliçe arı oluşturulmuyor, bu sayede herhangi bir isyan ya da iç savaş ihtimalinin de önüne geçilmiş oluyor.

Dişi arılar kovanı beslemek için muhteşem bir besin olan balı üretiyorlar. Bu muhteşem besini elde edebilmek için milyonlarca bitkiyi ziyaret ediyorlar ve kilometrelerce uçup nektar ve polen topluyorlar. Bal üretebilmek için petek örüyorlar, bal mumu yapıyorlar, kanatlarını çırparak kovanın içini serin tutuyorlar, kovanın temizliğini ve balın güvenliğini sağlıyorlar.

Arılardan bir tanesi bir nektar kaynağı bulduğu zaman kovanın üzerinde sekiz çizerek diğer arılara nektarın koordinatlarını anlatıyor. Bu sayede diğer arılar nektar bulabilmek için daha az efor harcıyorlar. Bu muhteşem işbirliği arıların bal üretimi için çok önemli çünkü bir arı hayatı boyunca sadece bir çay kaşığının dörtte biri kadar bal üretebiliyor. Eğer bu işbirliği olmazsa bu miktar çok daha düşük olacaktı. Bu nedenle her bal yediğimizde arıların bu müthiş eforunu aklımızdan çıkartmamalıyız.

Arılar sadece bal yapmaya yaramıyor. Yediklerimizin en az yarısı arılar sayede oluşuyor. Birçok tarım ürünü arılar sayesinde tozlaşabiliyor. Bu nedenle eskiler arılara doğanın meleği adını vermişler. Einstein’a ithaf edilen bir söze göre de “arılar yeryüzünden kaybolursa, insanoğlu dört yıldan fazla yaşayamaz.”

Günümüzde maalesef toplu arı ölümleri haberlerine daha çok şahit oluyoruz. Bu toplu ölümlerin farklı sebepleri var ancak hepsinin ortak paydasında tek ürüne dayalı tarım politikaları yatıyor. Tıpkı her gün aynı yemek ile beslenen insanın güçsüz ve sağlıksız kaldığı gibi her gün aynı tür çiçekten beslenen arı da güçsüz ve sağlıksız hale geliyor. Bu nedenle en ufak bir hastalıktan etkilenme ihtimali çok artıyor.

Diğer bir sorun ise tarım ilaçları yani pestisitler. İlaçlama bitkileri zararlı böceklerden korumak için yapılıyor ancak bu ilaçlama maalesef arılara da aynı şekilde zarar verebiliyor.

Ülkemize özgü bir diğer arı ölümleri sebebi ise her ne kadar bal ve arı konusunda dünyanın en şanslı coğrafyalarından birinde bile olsak yanlış tarım politikaları ile ithal arı türlerinin getirilmesi. Ülkemizin üreticileri ve arılarını desteklemek yerine dışarıdan getirtilen bu arılar hem mevcut arı türlerinin yerine geçiyor hem de iklime adaptasyon sağlayamıyor ve ölüyorlar. Bu nedenle de ülkemizin üreticilerini ve arılarını desteklememiz çok büyük önem kazanıyor.

Bal ile ilgili bir diğer sorun ise atalık yöntemlerin terk edilmesi ve fabrikasyonun artış göstermesi. Örneğin, karakovan yöntemi bilinen en eski arıcılık yöntemidir. İçi oyulmuş ve iki tarafı da tapayla kapatılmış bir kütük içerisine arıların bal yapması esasına dayanır. Karakovan balını en farklı kılan özellik ise insan elinin değmemesi ve petekler doğal olduğu için süzmeden, polenlerle birlikte tüketilmesidir. Ancak artık günümüzde bu balı bulmak zorlaştı çünkü üreticiler arı[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]arın kendi oluşturduğu bal mumu ve peteği beklemek yerine fabrikasyon ürünleri kullanıyor. Bu sayede iki ay yerine bir ay içerisinde arılar bal üretebiliyor. Balı peteği ile yemek yerine süzülmüş şekilde yemek zorunda kalıyoruz.

Bir diğer sorun ise arıların balı kendileri için değil de sadece bizim için üretiyormuş gibi düşünmemiz. Aslında ünlü ağustos böceği ve karınca hikayesinde olduğuna benzer şekilde arıların karıncadan farkı yok. Bahar ve yaz aylarında çiçekler açmışken fazla bal üretiyorlar ki kışın çiçek bulamadıkları zaman depodan kullanabilsinler.

Bazı üreticiler arıların bütün üretimlerini alıyor ve arılara kış için glikoz şeker karışımı bir şerbet veriyorlar. Halbuki üreticiler arılara yeterli miktar bal bıraksalar böyle bir işleme gerek kalmayacak. Bu yöntemin bala glikoz karışımı ekleyerek sahte bal yapmaktan bir farkı yok. Doğaya ve arıya saygısı olmayanların insana da saygısı da olmayacaktır. Bu nedenle saygılı üreticilerden satın almanın ve onları desteklemenin önemi katbekat artıyor.

Anadolu hala daha çiçek ve doğa çeşitliliği açısından gerçek bir cennet. Bu durum arıcılığa müthiş bir katkı yapıyor. Doğaya, arıya ve insana saygılı üreticileri tercih ederek ülkemizin doğasını ve arıcılığını sonuna kadar desteklememiz gerektiğini düşünüyoruz.

TappTaze..

Dedecan61 · 17 Ocak 2022, 20:49

Güzel bilgiler eline sağlık günceldir +

CyBeR · 18 Ocak 2022, 15:39

Emeğine Sağlık Paylaşım İçin Teşekkürler

Benzer Konular
Konu	Konuyu Başlatan	Forum	Cevaplar	Son Mesaj
Şen Arılar 🐝	Tanem	Okul Öncesi Şarkılar	0	20 Kasım 2021 12:46
Arılar 🐝	Tanem	Okul Öncesi Şiirler	0	13 Kasım 2021 15:25
Arılar	Ein	Hayvanlar Alemi	0	09 Aralık 2010 20:48
~ SinekLer ve ArıLar ~	JosephiNe	Serbest Kürsü	1	04 Mart 2010 09:59

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)

5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince sitemizde telif hakkı bulunan mp3,video v.b. eserlerin paylaşımı yasaktır. Yasal işlem olması halinde paylaşan kişi yada kişilerin bilgileri gerekli kuruma verilecektir.