🔔 Çevrimdışı bildirim almak ister misiniz?
Bir konuya etiketlendiğinizde, özel mesaj aldığınızda, bir mesajınız alıntılandığında forumda olmasanız bile anlık bildirim almak için lütfen izni verin.
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Ağır ağır ölür; yolculuğa çıkmayanlar, okumayanlar, gönlünde incelik barındırmayanlar, hiç çay içmeyenler… Bazı beklenenler vardır hayatın her deminde. Gelince onlar heybesinde şiir olsun. Çay kokusu olsun. Utangaç ama değdiği yeri aydınlatan gözleri olsun. Gerisi boş. Öyle ya gidenleri beklerken yapacak bişey yok; yine özler, yine bekleriz. Çay içer, kitap okur, namaz kılar, dua ederiz. Hem çay içmek sadece ‘çay içmek’ değildir. Mesela içerken düşündüğün gözler vardır. “Benim çay bardağımda senin gözlerin olur.” diyor Sezai Karakoç. Ya da mesela Alper Gencer “İçemediğimiz çayın şiiridir yazdığımız. İçtiğimiz çay ise yazamadığımız şiirin tesellisidir…” sözüyle anlatmış çayda gizlediklerini. Yahut yine çay-göz ilişkisini “Dudak payı çay bardağında bırakılan dudak payı kadar bile uzak kalamam gözlerine…” diye sergiliyor Sunay Akın.