Çevrimdışı

Bir BAFTA, bir de Golden Globe ödülüne sahip olan Emily Blunt'u hepimiz 'Şeytan Marka Giyer' filmindeki hırslı asistan rolüyle tanıdık aslında. Genç oyuncu, sinema dünyasındaki hızlı çıkışını sürdürmeye devam ediyor. Hollywood'un bir kuralı olarak da, başarısını Saint Laurent'ın klasikleşen parfümü Opium'un reklam yüzü olarak teyit ediyor. Ünlü oyuncuyla parfümler ve kariyeri üzerine konuştuk...

Parfümün hayatınızdaki rolü nedir?
Koku kişisel bir deneyim. Mesela bazı insanlar kendilerine duygusallık kattığı, bazıları özgüvenlerini artırdığı, kimileri bir erkekle buluşurken, kimileriyse hatıralarını anımsattığı için bir parfümü kullanırlar. Kokuların en sevdiğim yönü bu sanırım; çok fazla şey anımsatması. İnsanlar daha önce aldıkları bir parfüm kokusunu duydukları zaman, yıllar önce yaşamış oldukları o güzel anı hatırladıklarını söylerler. Bir şeyin nasıl koktuğunu asla unutmazsınız; kokuların güçlü bir yönü vardır. Benim için koku, kişiliğin bir uzantısıdır ve kendi auranızı seçebilmenizi sağlar.

İlk defa mı bir parfümün yüzü oldunuz?
Evet, ilk defa bir parfüm için çalışıyorum ve bir markanın yüzü oluyorum. Bu markanın YSL olması özellikle heyecan verici. Yıllardır hayran olduğum ve çalışmalarına saygı duyduğum markanın tarihinin bir parçası haline gelecek olmak, benim için tarifsiz bir heyecan.

YSL size ne ifade ediyor?
YSL, ölümsüz bir marka olarak ebedi bir zarafeti ve stili yansıtıyor. Ayrıca gizemli bir yanı da var. Oldukça mistik bir marka olduğunu düşünüyorum. Sürekli kendini yenileyerek insanları şaşırtıyor. Fakat en önemlisi kadının dişiliğini ve gücünü vurguluyor. Burada güç var; yaptıkları her şeyde güçlü, içten gelen bir sıcaklık var.