IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 03 Ağustos 2012, 12:50   #1
Çevrimdışı
Sue
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Aids'de Psikolojik Sorunlar




AİDS hastalığının ayırıcı nitelikleri, kendine özgü sosyokültürel boyutları ve hasta-hekim-aile ilişkilerindeki güçlü duygusal etkisidir. Tedavinin olanaksızlığı da psikolojik yardımı güçleştirmektedir.

Çağdaş tıp, birçok uzmanlık alanına ayrılmış olduğundan çoğu zaman insanı bir bütün olarak ele almaktan uzaktır. Belki de bu nedenle insanı bir bütün olarak inceleyen alternatif tıp yöntemleri giderek daha çok başarı kazanmaktadır. Bu açıdan AİDS olgusunun ortaya koyduğu sorunlar, çözümsüzlükleri bir yana tıbbın bütünsel yaklaşımını görme açısından yararlı bir örnek oluşturur.


Kişinin duygusal dünyasında önemli bir etki yaratan AİDS, hekim-hasta ilişkisini de iyice karmaşık hale getirir; ayrıca hekim, hasta ve diğer ilgili kişileri aşan boyutları vardır. Hastalığa eşlik eden ve başka ölümcül hastalıklarınkiyle ancak bir ölçüde karşılaştırılabilecek olan toplumsal-duygusal tepki ve koşullanmalar için de bu durum söz konusudur.

Gerek hasta, gerek hekim (hastaneye kaldırılma durumunda hastane personeli) açısından AİDS'in tümüyle kendine özgü psikolojik boyutları vardır.

AİDS, ölümcül seyreden bir hastalık olduğundan, HIV enfeksiyonu tanısı gerçek bir duygusal şok yaratır. Genellikle o zamana değin seropozitif olduğunu bile bilmeyen hastanın yaşamında ölüm korkusu birden en önemli sorun haline gelir. Bu sorunları göğüsleyebilmek için hastanın karmaşık bir destek ağına gereksinimi vardır; sağlık personeliyle sınırlı kaldığında bu ağ yetersiz olmaya mahkûmdur.

Ailenin, hastanın çevresindeki toplumsal ortamın ve AİDS konusunda çalışan gönüllülerden oluşmuş örgütlerin yardımı ve desteği gereklidir.

Gerek hastalığın yarattığı sayısız ruhsal ve toplumsal sorun, gerek enfeksiyonun kişilerdeki güçlü etkisi nedeniyle, AİDS'in ortaya çıkışından beri psikologlarla psikiyatrların bu konuda önemli bir rolü olmuştur. Tüm ağır hastalıklarda olduğu gibi bu enfeksiyona yakalanan hastalar da sağlıklarının ve çalışma güçlerinin kaybına bağlı bir acı duyarlar; insan ilişkilerini yeniden gözden geçirmeleri gerekir. Tüm bunlara, enfeksiyonun henüz tıp açısından yeni oluşu, tedavisinin olanaksızlığı ve bulaşıcı özelliğinden kaynaklanan çaresizlik duygusu da eklenir.

Ayrıca eşcinseller, uyuşturucu bağımlıları gibi toplum dışı sayılan kişilerin enfeksiyonda önemli bir risk grubu oluşturduğuna dair önyargılar, suçluluk ve cezalandırılma duyguları doğurabilir. Hasta kendini tehditkâr, bilinmeyen, çok güç denetim altına alınabilen bir olayın kıskacında hisseder; bu da umutsuzluk ve yalnızlık duygularına yol açar. Hastalara uygulanan tanı ve tedavi işlemleri de bir stres nedenidir ve ruhsal-bedensel uyum gerektirir.


Sosyokültürel Özellikler
Genel olarak AİDS'li hasta ile tedavi ilişkisinin geliştiği çerçeveye aşağıdaki unsurlar egemendir:
• Hastalığın güçlü toplumsal boyutları vardır; bu noktada kamuoyu ve basın da çok etkili görünmektedir.

• Yayın organlarının tutumu, boş yere umut veren bir iyimserlikle (aşısı bulundu vb.) salgın kehanetleri içeren karamsar bir tedirginlik arasında gidip gelmektedir.

• Hastalık, uyuşturucu kullanımı ve cinsellik gibi suçluluk ve/ya da mahkûm edilme duygularına açık davranışlarla ilişkilendirilmektedir.

• Hastalık, hastanın her zaman gerçekleştirebilecek durumda olmadığı bir çaba ve uyum yeteneği gerektirir; çünkü hasta her zaman harekete geçirecek yeterli ruhsal enerjiyi bulamaz. Öte yandan hastalık daha çok gençlerin yaşamını etkiler; kişinin yalnızca fiziksel sağlığı değil, ailevi, toplumsal ve mesleki ilişkileri de bozulur.

Ruhsal tedavi girişimi testin uygulanmasından önce, hekimin psikolojik durumunu değerlendirerek hastaya test yapılmasına karar verdiğinde başlar. Bu durumda hastaya, onu olası bir seropozitif tanısına hazırlamaya yardımcı olacak bir psikolojik tedavi önerilebilir.
Tanının Bildirilmesi
Ruhsal tedavide ilk önemli an, seropozitiflik durumunun kesinleştiği zamandır. Burada, hastayı belirgin biçimde etkileyecek çok duyarlı bir evre söz konusudur. Bunu hastaya bildirme görevi kime düşer?

Kuşkusuz seropozitif kişi tanının kesinleşmesi sürecinde aile hekimine ve uzman hekime yönelebilir. Aile hekimi, hastayı tıbbı açıdan en iyi tanıyan ve seropozitiflik sorununu nasıl göğüsleyeceğini en iyi bilebilecek olan kişidir. Öte yandan uzman hekim daha deneyimli ve hastayla duygusal ilişkisi çok alt düzeyde bir kişi olarak görülebilir; bu nedenle "bilimsel-nesnel" yönelimli bir güven ilişkisi sağlayabilir.

Aile hekimi ve uzman hekim seçiminde dikkate alınması gereken olumlu ve olumsuz noktalar vardır. Hekim hastanın tanı karşısında art arda göstereceği olası duygusal tepkileri hesaba katmak zorundadır. Başlıca tepkiler şunlardır:
• Yadsıma, reddetme, içe kapanma - Hastalığı ya da hastalık olasılığını saf dışı etmeye yönelik ilk anlık tepkilerdir. Yadsıma belli sınırlar içinde yararlı olabilir, çünkü bir ölçüde de olsa ölüm sıkıntısının denetim altına alınmasını kolaylaştırır.

• Öfke - "Neden ben?" sorusuyla kendini gösterir. Hastanın bu öfke ve başkaldırı duygusunu yalnız yaşamaktansa birilerine ifade etmesi yeğlenir.

• Depresyon (ruhsal çöküntü) - Depresyon iki ayrı biçimde ortaya çıkabilir: Üzüntüye bağlı tepkisel çöküntü (rahatlatıcı duygu olarak olumlu bir değer kazanabileceğinden dışa vurulması daha iyidir) ve gerçeğin bilinç düzeyinde algılanmasına bağlı avutucu çöküntü.

Çöküntü tepkisinde güçlü suçluluk duygulan ortaya çıkabilir. Bunların psikolojik açıdan büyük önemi vardır; intihar girişimine yol açabilecekleri gibi, hastanın, hastalığını cezalandırıcı bir yaklaşım içine girmesine de neden olabilirler. Bu tutumların seçilmesinde kültürel ve toplumsal koşullandırmalar da önemli bir rol oynar.

Hasta ya da taşıyıcı olma durumu, uygulamada daha anlaşılabilir ve bazı açılardan kabul edilebilir bir kavramsallaştırmaya göre bilişsel düzeyde işlenir. Böylelikle hasta, büyük ölçüde belirsizlik içeren ve psikolojik açıdan denetim altına alınamaz olan bir durumu yeniden boyutlandırmayı başarır. Yoksa yaşamını sürdürebilmesini engelleyebilecek ölçüde tehlikeli bir iç sıkıntısının pençesine düşer; psikolojik açıdan bu duruma dayanmak olanaksızdır. AİDS tanısı, beraberinde ölüm düşüncesini getiren ve hastayı alıştığı yaşam tarzını değiştirmeye zorlayan güçlü etkisi nedeniyle gerçek bir stres kaynağıdır.

Hastaların büyük bölümü, güçlükle de olsa bir süre sonra yeni yaşam tarzını geliştirerek yeni bir denge kurmayı başarır.

Ama bu uyum süreci sürekli bir tartışma konusudur. Hastalığın akut alevlenme ve iyileşme dönemleriyle seyretmesi, klinik belirtilerin değişmesi ve her yeni kontrol, hasta için stres ve dengesizlik kaynağıdır.

İlk belirtilerin ortaya çıkmasıyla hasta, genellikle hastalığın evrimini yakından izlemeye başlar ve etkinliğinde bir düşüş başladığını hisseder; örneğin dış görünümünde, kilo kaybına ya da yüzü etkileyen deri hastalıklarına bağlı ilk değişiklikleri fark eder. Bu zor anda kaygı ve depresyon ortaya çıkar. Hasta artık her an hastalığıyla karşılaşarak yaşamaktadır; tanı ve tedavi yöntemlerinin doğurduğu gerilim de ek bir yük getirebilir; tüm bu girişimlerin ona sağlayacağı yarar da kuşkuludur. Yeni belirtilerin ortaya çıkması ya da eskilerin yinelemesi, umudun tümüyle yitirilmesine yol açabilir ve durumu daha da güçleştiren bir depresyon yerleşir.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
aidsde, psikolojik, sorunlar


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Şaşkınlık yaratan psikolojik sorunlar Cry Ruh Sağlığı 0 24 Nisan 2012 11:54
Hastalik durumunda cocuklarda gelisen psikolojik sorunlar Lucifer Ruh Sağlığı 0 21 Ocak 2012 01:31
Psikolojik sorunlar internetten bulaşır mı? Dilara Ruh Sağlığı 1 03 Nisan 2009 07:49