|
|
| |
| | #1 | |
| Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Şairlerimizden Seçme Şiirler GÖNÜLLER YAPMAYA GELDiM Benim bunda kararım yok, bunda gitmeye geldim Bezirganım mataım çok, alana satmağa geldim. Ben gelmedim da'vi için benim işim sevi için Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmağa geldim Dost eşruğu deliliğim, aşıklar bilir neliğim Devşuruben ikiliğim, birliğe bitmeye geldim Yunus Emre aşık olmuş, ma'şuka derdinden olmuş Gerçek erin kapısında ömrüm harcamaya geldim Yunus EMRE | |
| | |
| | #2 |
| Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Şairlerimizden Seçme Şiirler Kıl Beni Ey Namaz! Kıl Beni Ey Namaz Çöllerden Topla Hücrelerimi Rahmetinin Vahasında Ağırla Bu Yitik Kalbi Kıl Beni Ey Namaz Secdede Ruhumu Yeniden Fısılda Bana Şahdamarı Yakınlığından Emzir Bu Puslu Bedeni Senai DEMİRCİ |
| | |
| | #3 |
| Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Şairlerimizden Seçme Şiirler Rabbül alemin Demir parmaklıklardan kuş uçar, ben uçamam, Kilitli kapıları zorlasam da açamam. Hak uğrunda zindana girmem mukadder imiş, Takdir-i İlahiden gafil gibi kaçamam! Değil mi ki müminim, baş eğemem zalime, Zalimin zulmü vardır, Hak yolunda aleme Zindanda olsam dahi görünür bana Cennet, Şeref duyun kardeşler, acımayın halime! Üzerime vurulsa kat kat iri kilitler, Çekilse duvarlara cereyanlı telden çitler, Hapsedemezler asla bendeki gür imanı. İsterse öldürsünler... Ölmezler ki şehitler! İlk İslam şehidesi Hazret-i Sümeyye'nin İzinden gideceğim o kahraman ninemin, Ebu Cehil birdi dün, bu günse binlercedir, Hepsiyle savaşım var, zafere ettim yemin! Şule Yüksel Şenler Kelepçeli fikirler Mahpus kalem şunu sorar: 'Dilsiz ağız neye yarar? ' Konuşmak yok, yazmak yasak, Fikirlere kelepçe var! .. Hakkı hakça yazamazsın, Düşmanına kızamazsın, Müslüman'ca gezemezsin, Hüküm budur, budur karar! Şule Yüksel Şenler |
| | |
| | #4 |
| Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Şairlerimizden Seçme Şiirler MONA ROZA Mona Roza, siyah güller, ak güller Geyvenin gülleri ve beyaz yatak Kanadı kırık kuş merhamet ister Ah, senin yüzünden kana batacak Mona Roza siyah güller, ak güller Ulur aya karşı kirli çakallar Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa Mona Roza, bugün bende bir hal var Yağmur iğri iğri düşer toprağa Ulur aya karşı kirli çakallar Açma pencereni perdeleri çek Mona Roza seni görmemeliyim Bir bakışın ölmem için yetecek Anla Mona Roza, ben bir deliyim Açma pencereni perdeleri çek... Zeytin ağaçları söğüt gölgesi Bende çıkar güneş aydınlığa Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi Seni hatırlatıyor her zaman bana Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi Zambaklar en ıssız yerlerde açar Ve vardır her vahşi çiçekte gurur Bir mumun ardında bekleyen rüzgar Işıksız ruhumu sallar da durur Zambaklar en ıssız yerlerde açar Ellerin ellerin ve parmakların Bir nar çiçeğini eziyor gibi Ellerinden belli oluyor bir kadın Denizin dibinde geziyor gibi Ellerin ellerin ve parmakların Zaman ne de çabuk geçiyor Mona Saat onikidir söndü lambalar Uyu da turnalar girsin rüyana Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar Zaman ne de çabuk geçiyor Mona Akşamları gelir incir kuşları Konar bahçenin incirlerine Kiminin rengi ak, kimisi sarı Ahhh! beni vursalar bir kuş yerine Akşamları gelir incir kuşları Ki ben Mona Roza bulurum seni İncir kuşlarının bakışlarında Hayatla doldurur bu boş yelkeni O masum bakışlar su kenarında Ki ben Mona Roza bulurum seni Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza Henüz dinlemedin benden türküler Benim aşkım sığmaz öyle her saza En güzel şarkıyı bir kurşun söyler Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza Artık inan bana muhacir kızı Dinle ve kabul et itirafımı Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı Alev alev sardı her tarafımı Artık inan bana muhacir kızı Yağmurlardan sonra büyürmüş başak Meyvalar sabırla olgunlaşırmış Bir gün gözlerimin ta içine bak Anlarsın ölüler niçin yaşarmış Yağmurlardan sonra büyürmüş başak Altın bilezikler o kokulu ten Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne Bir tüy ki can verir bir gülümsesen Bir tüy ki kapalı gece ve güne Altın bilezikler o kokulu ten Mona Roza siyah güller, ak güller Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak Kanadı kırık kuş merhamet ister Aaahhh! senin yüzünden kana batacak! Mona Roza siyah güller, ak güller Sezai KARAKOÇ |
| | |
| | #5 |
| Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Şairlerimizden Seçme Şiirler KOŞMA ... Vardım ki yurdundan ayağ göçürmüş, Yavru gitmiş ıssız kalmış otağı, Câmlar şikest olmuş meyler dökülmüş, Sâkîler meclisten çekmiş ayağı. Hangi dağda bulsam ben o maralı, Hangi yerde görsem çeşmi gazalı, Avcılardan kaçmış ceylan misâli, Gitmiş dağdan dağa yoktur durağı. Lâleyi sünbülü gülü hâr almış, Zevk ü şevk ehlini âh ü zâr almış. Süleyman tahtını sanki mâr almış. Gama tebdîl olmuş ülfetin çağı. Zihnî dehr elinden her zaman ağlar, Vardım ki bağ ağlar bâğıbân ağlar. Sünbüller perîşân güller kan ağlar, Şeydâ bülbül terk edeli bu bağı. Şair Zihni |
| | |
| | #6 |
| Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Şairlerimizden Seçme Şiirler Sakarya İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya; Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya. Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak; Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak. Herşey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir; Oluklar çift; birinden nur akar, birinden kir. Akışta demetlenmiş, büyük-küçük kâinat; Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat! Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne, Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine; Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için. Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin? Rabb’im isterse, sular büklüm büklüm burulur, Sırtına Sakarya'nın, Türk tarihi vurulur. Eyvah eyvah, Sakarya’m, sana mı düştü bu yük? Bu dava hor, bu dava öksüz, bu dava büyük! .. Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya! Bin bir başlı kartalı nasıl taşır kanarya? İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal; Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal. Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan; Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan; Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu an; Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an! Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu; Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu? Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna; Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna? Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir? Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir! Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler; Sakarya, kandillere katran döktü geceler. Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya, Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya! İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su; Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu. Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek; Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek? Kafdağı’nı assalar, belki çeker de bir kıl! Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl! Sakarya, saf çocuğu, masum Anadolu'nun, Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun! Sen ve ben, gözyaşıyla ıslanmış hamurdanız; Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız! Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader; Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider! Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz; Sen kıvrıl, ben gideyim, son Peygamber kılavuz! Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya; Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya! .. Necip Fazıl KISAKÜREK |
| | |
| | #7 |
| Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Şairlerimizden Seçme Şiirler Müslüman Coğrafyası AGLAYAN BIR COGRAFYA.... Titretmek durumunda yüregi bu manzara Isik dogan sabahlar dogar oldu kapkara AKMESCIT'ten KESMIR'e, SOMALI'den MOSTAR'a Afâka yükselmekte mazlûmlarin sadâsi; Agliyor bastan basa Müslüman Cografyasi!.. Tâ Garp'ta bir müslüman çekiyor ise aci Tâ Sark'in ücrasinda sezilmeli bu sanci!... Kâmil iman saymak zor tevhîdsiz bir inanci.. Olmuyor, olamiyor bu "Tevhîd" in ihyâsi Agliyor bastan basa Müslüman Cografyasi!.. İslamı diriltmemek haçlıların muradı. Onun için hilalin kırık kolu, kanadı! Kendi yurdunda mahsun olmaktır bunun adı Hep zindan ediliyor müslamana sılası, Ağlıyor baştan başa Müslüman Coğrafyası.. Hiç dalmadan derine, hiç gitmeden uzaga Bakinız şu Bosna'ya, bakınız Karabağ'a!.. Medeniyim diyorsa yazik olsun bu çaga!.. Medeniyet çaginin vahset midir icrâsi?.. Agliyor bastan basa Müslüman Cografyasi!.. Oturur oturanlar makaminda, tahtinda Nedir bu teslimiyet bu bölgenin bahtinda!.. "Ortadogu", Salib'in kusatmasi altinda!.. Bu hangi ihanetin ve gafletin belâsi? "Agliyor bastan basa Müslüman Cografyasi!.. Cezayir çöllerinde karartildi bir safak Nil boyunca iç zulüm hükmünü sürmekte bak!.. Güdümlü iradeler Hakk'tan ve halktan uzak Kendini de kaybetmis kaybedenler ihlasi.. Agliyor bastan basa müslüman cografyasi!.. Bakiniz "süper güçler", "süper suçlar" ediyor!.. Ettikleri yanina kâr kalarak gidiyor!.. Su "Birlesmis Milletler", acep buna ne diyor?.. "Birlesmis Haçlilar"dir bunun uygun mânâsi Agliyor bastan basa Müslüman Cografyasi!.. Filistin ayibini örter mi bir parmak bağ!.. Özerçlik ne? Bir vatan edilmiş gasp ve ihlal!.. Telaviv'le beraber Washington'un bu vebâl Âdetâ kutlaniyor Yahudi'nin gazâsi.. Agliyor bastan basa Müslüman Cografyasi!.. Petrölün kokusuna bina edildi bilgi Sömürünün kendiydi gösterdikleri ilgi Ümmeti cetvel ile böldüler çizgi çizgi.. Bati emellerinin böyleydi iktizâsi Agliyor bastan basa Müslüman Cografyasi.. Dünyaya yön verirdi İstanbul, hey Istanbul!.. O Istanbul ruhunda simdi gel de insan bul!.. "Yücelik" elden gitti, "cücelik" oldu makbul!.. Artik turist ugragi Osmanli'nin mirasi!.. Agliyor bastan basa müslüman cografyasi!.. POLATOGLU; baslasin meşveret, istişâre Islâm'in cihansümûl ölçüsündeyken çâre Kokuşmuş sistemlerle olunuyor avâre Görmüyorlar maddeci görüsteki iflasi.. Agliyor bastan basa Müslüman Cografyasi!.. Ozan Yusuf Polatoğlu |
| | |
| | #8 |
| Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Şairlerimizden Seçme Şiirler Acı seni de vururlar bir gün ey acı uçuşup durduğun kanatlarından sazın sözün türkülerin tükenir ellerin koynunda kalakalırsın şakaklarına kar yağıyor bilesin ey acı gül açan yüzlerimizde göğeriyor rengin senin de biz seni tâ eskiden tanırız hani göğüslerimize taş olur inerden avuçlarımızda hira dağıydın al atların tan yerine ayarlanmış yelelerinde akdeniz rüzgarlarına karışan sendin biliyorum hiçbir tarıh yazmayacak ve bir sır gibi kalacak yakılan kitaplarda göbek bağı anasından henüz çözülmemiş bebelerimize mitralyözlerin okyanus ötesinden ayarlandığını seni de yakarlar bir gün ey acı bir taptuk kul gözlerinden vurursa parmakların eğri ağaç tutmaz çığlıkların çağlar aşar duymazsın ve ben biliyorum örümceği, mağarayı, güvercini, asâyı ve ibrahim’in baltasını biliyorum nereden başladı bu kesik dans ve bu dansa karşı afyonlanmış hecin yüzlü insanlar kim? kim kimin yanında kim kimin karşısında meclis kürsüsünden konuşan bu adam kim üsküdür kız lisesinde okuyan genç kız çantasında kimin fotoğrafını taşıyor kadıköy vapurunda sigara tüttüren delikanlılar neden gülüyorlar ki seni de vururlar bir gün ey acı filistin’de sapan taşlı çocuklar dalın, kolun, fidelerin, budanır kuru bir kütükle kalakalırsın öyle bakmayın balkonlarınızdan fırat nehri ayrılık çıbanına tutuldu, damarlarımızı yırtıyor tuna nehri, onulmaz boşnak sızıları pompalıyor yüreğimize pilevne türküleri ağıtlara dönüşürken, çeçenya’da yiğitler inancın emeğin/ve aşk’ın kılcal damarlarına ulanıp sustular… ve ne bağdat’tan ne şam’dan ne mekke’den ne diyarıbekir’den ne istanbul’dan ne buhara’dan bunca telefon direğine rağmen kimse kimseyi duymuyor seni de vururlar bir gün ey acı halepçe’de soldurulmuş gül gibi bu sevdaya düşsen, sen de yanarsın suskun, sıcak, uzun yaz geceleri ve siz ey analar, hani siz, gecelerinizi böler, çocuklarınıza ninniler söylerdiniz hani siz, fatihler doğururdunuz… gelin-kızların giysileri kirletildi çocuklar hep yetim kaldı ‘elem yecidke yetimen feava’ ve ben biliyorum ben biliyorum istanbul’un bağdat’ın diyarıbekir’in mekke’nin buhara’nın birbirine nasıl bağlandığını, nasıl çözüldüğünü/sonra ey insan ey insanlık ayağa kalk kolları ve bacakları budanmış delikanlıları boyunları gövdelerinden ayrılmış insanları gözleri uyur gibi kapanmış, kan pıhtıları içindeki bu çocukları gelişmiş laboratuarlarınızda dikkatle inceleyin ve bir gün bu dünya gül bahçesine dönecek bunu böyle bilin/ ve unutmayın… Ferman Karaçam |
| | |
| | #9 |
| Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Şairlerimizden Seçme Şiirler Erzurum'dan Mektup Hava soğuk üşüyorum Burası Erzurum annem Caddeler buz düşüyorum Burası Erzurum annem Adam boyu kar her yanda Bir gün yaz varmış sonunda Dondum temmuzun onunda Burası Erzurum annem İnsanları çatık kaşlı Çabuk olunuyor yaşlı Sanki Mevla dan kargışlı Burası Erzurum annem Yoksulluk sarmış her yanı Dağı taşı şehit kanı Solmuş bağıyla bostanı Burası Erzurum annem Palandöken başı duman Sanki durmuş burda zaman Bir arada yahşi yaman Burası Erzurum annem Nam salmış otlunun taşı Meşhur kalenin lâvaşı Dadaş çeker barda başı Burası Erzurum annem Yemeklerde cağ kebabı Herkes yiyemiyor tabi Çoğunun dert dolu kabı Burası Erzurum annem Millet kaderine küsmüş Devletten umudu kesmiş Vefasızlık yeli esmiş Burası Erzurum annem Tezek bitmiş tütmez baca Yardım yetişmez muhtaca Hac kapıda bilmez hoca Burası Erzurum annem Doğruyu söylemek acı Boşa olmuş çoğu hacı Cahil giymiş âlim tacı Burası Erzurum annem Ev kirası can yakıyor Çoğu kez yuva yıkıyor Analar çile dokuyor Burası Erzurum annem Rakım yüksek yaşamak zor Seçilenler olmuş nankör Ne ben deyim ne sen sor Burası Erzurum annem Suları buz diyecek yok Sabılar aç yiyecek yok Bu feryadı duyacak yok Burası Erzurum annem Keseyi dolduran gitmiş Eski güzellikler yitmiş Çeşmelerin suyu bitmiş Burası Erzurum annem Ne tarım var ne sanayi Giden unutmuş sılayı Birlik yok bundan dolayı Burası Erzurum annem Boşa hayal kuranda var Düşenlere vuranda var Haksız gönül kıranda var Burası Erzurum annem Aksakallı pirler nerde Onlar dermandı her derde Sır olup çekmişler perde Burası Erzurum annem Zengininden olmaz fayda Dertler dile gelir çayda Hayat taksitle her ayda Burası Erzurum annem Bir olmaz iki yakası Beyden yana demokrasi Tekme vurmuş bürokrasi Burası Erzurum annem Batı nere bura nere Aynı vergi vere vere Halkı batmış göre göre Burası Erzurum annem Hiçbir evde tandır yanmaz Her eve girmiş sihirbaz Siyasetçileri kurnaz Burası Erzurum annem Biri var gönül okuyor Gül yüzünden nur akıyor Geleni aşkla yakıyor Burası Erzurum annem Bu sözlerim etmesin şok Gönül erini gören yok Türlü derde dermanı çok Burası Erzurum annem İşte bura öyle bir yer Anlatmak zor gel kendin gör Çözülmüyor tamamen sır Burası Erzurum annem Ahmet yine taştı derdin Neler çektin neler gördün Sen olsan bilmem ne derdin Burası Erzurum annem Ahmet Ergin
__________________ Hilalin gölgesinde adalet ol, merhamet ol, derman ol. Gazi ol, DEVLET OL. |
| | |
| | #10 |
| Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Şairlerimizden Seçme Şiirler YapRaK'ım BunLarda BBenden oLSun Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Yüreqine eLLeRine SaqLık.. Acı Ayrılık Çalıyor zilim, alacaklım kapıda, Açmıyorum, çünkü alacak seni benden. Sende biliyorsun, kapımı çalan delicesine, Adını duydukça delirdiğim, acı ayrılık... Ben gitsin diye beklerken, O daha da yaklaşıyor bana. Ve hazırlanıyor tüm engelleri yıkmaya, Adını duydukça delirdiğim, acı ayrılık... Ayrılacağımı düşündükçe senden, Kaynar sular boşalıyor bedenime. Ağlıyorum gözlerimden kan gelene dek, Ve gitmesi için yalvarıyorum ayrılığa, Ama anlayışlı değil ayrılık, senin gibi... ********************************* Acı benimle gelir Birçok kelime, Kitap kandırır, Kapağı tavana bakar, Rakamların sayfa çığlığı, Işınlanıp gelmiş sevda, Oturmuş yanıbaşına, Bilemezsin, Bir göz, Gözlerine nasıl da saldırır, Kaçamazsın, Gönlü toprak kokan, Karıncanın hikayesi, Bana birgün, Sana sonsuzluk kalır, Duvarda salınan zaman, Ağlar gözleri yaşlı anam, Derdim ya hani, Gözleri gökyüzümde dolaşan, Gideceksen temelli, Akşam vakti toparlan, Islanıp gelmiş, Bilemezsin, Bir temmuz gecesinde, Adı yadigar kalan.... ********************************* Acı Budur Sen gittin Her şey yarım kaldı Her şey değişti Kuşlar bile uçmaz oldu Dağlar bile durgun Ne senden haber ne sesin çıkıyor Bu koca dünyada kalmışım yalnız Ne desem değişmiyor Gözyaşlarım dinmiyor Acım geçmiyor Herşeyim gitti Sen gittin Bir yanım ölü Bir yanım kan ağlıyor Ne kaldı ki Bu çile benim Bu keder benim Ölsem ne fark eder Ne bu dünyada benim oldun Ne öbür dünyada benim olursun Her yerde sensizlik Oysa nasıl sevmiştim be Herºeyim dedim Canım dedim Ölürüm dedim Ama gitti Olmadı benim olmadı Benim değil o Kader kısmet derler ya Benim yazım da bu Sensizlik. ********************************* Acı Çekmeyi Sevdik Bu son ayrılışımız olacak Ellerimiz bir daha elveda Diyerek ayrılmayacak Canımız bir daha bu denli yanmayacak Sözlerimiz anlamını yitirmeyecek Gözlerimiz bir daha yalan söylemeyecek Bir başka kalplerde Yaşayacağız sevgimizi, Bir daha asla birlikte Olamayız Unutma bu son ayrılışımız Biz hiçbir şeyin değerini bilmedik Doğru dürüst sevmeyi bile beceremedik Bir rüyaydı geldi geçti sadece... Yaşamadığımızı farz et Gerçek şu ki gönlüm Şimdiden sana hasret. Biz bitti dedik ama bitmedi Ya kalplerimiz acaba onlar silebildi mi kalbinden sevgimizi? ********************************* Acı Haberim Senindir Benim acı haberim senindir. Gülüm Gelme gittiğin yerde geri Beni bulamazsın, tutmuştur benim elimden ölüm Gelme sakın geri gelme bulamazsın beni Bulut olup gökyüzünde Doğ mezarımın üzerine doğ ki; Yağ kara toprağıma yağ ki; Sevdamın tohumları yetişsin, akıttığın gözyaşınla… ********************************** Acı Son Her gece hayallerimle yok olurum bu hayattan Sen yoksun ya bir ateş düşer şurama Ağlarım Ama bilirim gözyaşımın duramacağını Sonra yıldızlara bakarım, karanlık olur her yer Korkarım Sen yoksun ya acır yine sol yanım Üşürüm Geceler boyu ve şimdi bitti her şey. ********************************* Acılarına Kefen Giydirdim Dal dal kuruduğuma aldırma... Sen Islak gözbebeklerime bakıp ağlama... Sen Gözlerinde yaşamaya yemin ettim Acılarına kefenin beyazını giydirdim Yanan dudaklarına ıslak bulutları değdirdim Yaz ortasında üşürsem kederlenme .sen Kaldırımda dizlerimin üzerine yığılırsam üzülme..sen Gözlerinde nefes almaya yemin ettim Gülüşlerini yarınlarımda umut bildim Karanlık geceye bir kalemde gözlerini çizdim Kahverengi gözlerini bulundurmasın acıyla keder Yüreğine baharın esintilerini doldursun kader Sensiz gökkuşağını kelebeklerin sırtına giydirdim Bir gülüşünle ömrüme " ömürler" ekledim Toprağında dört mevsim çiçekler filizlensin Gözbebeğinden al yanağına hiç gözyaşı süzülmesin Gözlerinle hayata umutla bakmaya yemin ettim. ********************************* Acımasız Hayat ne güzel şey karşı kıydan bakıp hayatın acımasızlığını görmek her baharda gece gündüz yağan yağmurun pencereye vuran sesini duyabilmek gökyüzündeki sayısız yıldızın ahenkli dansını izleyemek gecenin karanlığında boş sokaklarda dolaşabilmek hayatın acımasızlığını görmek ********************************* Acımasız Sevgi Denizin üstünde hafif bir sis Sokağın içinde hafif bir is vardı Limanda gemi denizde tekne yoktu Caddeler bomboş akşamcılarda yoktu Önce ucuz bira aldım Sonra bir samsun yaktım Ardından bir karaltı belirdi Bir insan siluetiydi Hatta bir kadın Yavaş yavaş yürüyordu ve bana yaklaşıyordu Önce gelmesini bekledim Sonra dayanamadım yaklaştım Olamaz inanamıyorum tanrım Bu sensin evet evet Bu kesinlikle sensin Bana bakıp gülüyorsun ve yanıma kadar geliyorsun Tutuyorsun ellerimden Çekiyorsun beni denize Beraber yürüyorduk suyun üstünde Sonra o sisin içinde Çaldı bir geminin sireni Bu da korkuttu seni Bıraktın aniden elimi Ve boğdu beni Bu acımasız sevgi. ********************************* Adagio Yaşamın vişne rengi dudakları vardır sevgilim öpüşün kadar sıcak ve tatlı özgürlük türküleri de söylenir bu dudaklarla sevda türküleri de vişne rengi dudakları vardır sevdanın gülümser dudakların gibi titrek ve dokunaklı okyanus olur sarar dünyayı ölümün vişne rengi dudakları kimi kez dudaklarınca içten ve inançlı ölüm asude bahar ülkesi değildir o zaman ölüm: yiğit ve sevecen bir yaşamın mutlu günlere sunulmasıdır canlı bir gül gibi somut ayrılık yoktur artık zaman içinden yaşamın ve sevdanın, ölümün kimi kez de öpüşün kadar sıcak ve tatlı vişne rengi dudakları vardır sevgilim... ********************************* Adı Aşktı birden ''bitti'' sesi duyuldu çınladı ortalık sevgisizlik kapladı geceyi bir aşık yere düştü kırmızılara boyandı sessizlik karalar toplandı başına sarı sayfalar örtüldü üzerine ağlayan bir bebek vardı başında adı aşktı sokak ortasında kaldı ********************************* Adı Sevdaymış Benim hiç canım yanmadı anne, Hep sen sardın beni Hep sen sakındın… İşte büyüdüm ,acı çekiyorum Adı sevdaymış bu acının Hep bendim kandırılan Bana kandırmayı öğretmedin ki…. Gözlerime bak şimdi söndü artık feri… İnsanlar hep beni yok etti anne Sen hiç bana yok etmeyi öğretmedin ki…. Hak etmedim be anne hak etmedim.. Sevgi bu mu? Tutku bu mu? Ömür bu mu? Neden sen yoksun Neden sarmıyor ,sakınmıyorsun beni? Hep çocuk olmayı istedim Ama herseferin de acımasızca büyüdüm… ********************************* Adı Yalnızlık Gölgen gibidir yalnızlık Gecenin ıssızlığı, karanlığı gibi boş ve soğuk. Sarılırsın ararsın tutamazsın yoktur çaresi. Adı Yalnızlık Yazılmıştır bir kere Yiğit olsan da büker bileği, Cesur olsan da sızlatır yüreği. İçindedir sevgi, insanın tek dileği Ateşten gömlek misali SEVGİ... SEVGİ... SEVGİ… ********************************* Adı Yok Yaşanılanların Ötesinde Zaman tüketir içinde seni Sen zamanı içersin Sonsuz hayal çeşmelerinden. Hayatın pelerini Durgun sularında serili Ellerin O narin, pamuk ellerin Kanatır düşlerini Tanımaz kimseler seni. Yüzünde dinlenen yorgun güneş Sarhoş bir yıldızın ayıklığına direnir Oysa Bulutları kaçıran aynı yağmurdu Islanan sokaklarda Sen de öyle. Çocuksu düşlerini kovaladığın Mevsimsiz sancıların tekrarıdır Yaşadığın hayatın kırıntıları. ********************************* Affet Affet beni birtanem Hoyratlığıma ver Seni incitmeyi düşünebilir miyim hiç? Üzgün suratınla bakma bana öyle Kolay mı seni uzaktan sevmek Acaba beni sevebilecek mi diye Beynimi kemirdiğimi görecek mi? Ben... adam gibi adam Senin belki de bilmeyerek Yolumu gözlediğin gönül adamıyım Vuslata eklerimde taş basarım Coşanlarımı anlatamam Göğsümde hançerin acımasız izleri Allah ım ayırmasın bizleri Bazen sorguya tutarım ruhumu Ağırlığı ne tutacak ki diye Düşünüp durmaktır bunun adı korku Ben kendimce semaya haykırıp SENİ BİR TEK BEN SEVEBİLİRİM Diyebiliyorsam.... Bana inanmalı ve güvenmelisin Ben acılarını kalbimle ezerim Yerine mutluluk dolu Senin olan ruhumu teslim ederim Affet beni gülen gözler Densizliğime ver Seni üzebilir miyim hiç? Kendi canımı yaralaya bilir miyim? Günahım seni gördüğüm günse Her günüm seni görmekle geçsin Benim AŞKIM olur musun???? ********************************* Ağladım Sensizliğinde gecenin Yıldızlarla dost oldum Yokluğun ayrılmadı yanımdan Düşlerime yerleşti Düğümledi boğazımı Gözlerimi ıslattı Sığmadım yataklara Dağlara.. ovalara.. Uçtum gittim yıllara Yüreğimi ağlattı. Sensizliğinde gecenin Yıldızlarla dost oldum. Şarkımızı söyledi cırcır böcekleri Ben ise.. Durmadan ağladım.. Ağladım.. |
| | |
![]() |
| Etiketler |
| sairlerimizden, secme, siirler, Şairlerimizden, şiirler |
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
| Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
| Tek Resimli Şiirler -Romantik -Duygusal -Aşk Şiirleri.(En Güzel Resimli Şiirler) | Sevda | Resimli Şiirler | 422 | 22 Ekim 2019 19:26 |
| Top 20 Şiir (Şairlerimizden) | YapraK | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 20 | 07 Şubat 2016 00:47 |
| Mustafa Kemal ATATÜRK \ Şiirler (Kendi Yazdığı Şiirler) | Sevda | Atatürk Köşesi | 1 | 17 Nisan 2010 09:16 |
| Seçme şiirler | Feod4L | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 4 | 14 Şubat 2008 00:18 |
| Seçme Şiirler | Mlock | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 10 | 16 Ekim 2006 00:03 |