![]() |
![]() |
![]() | #1 | |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Bir Fincan Düş – Gülay SAĞLICAK Sussa sessizlikten kurur Konuşsa adı "ayrılık " olur Kalktı ayağa Yürüdü Uzun uzun uzaklara yürüdü Ayrılıyordu Şehrin suçlar bakışlarından sıyrılıyordu… Gözlerini kapatıp, sustuğu gözlerde uyanmayı diliyordu… Gözlerinde şiir vardı; topladığı karanlık yanlarıyla, hüzünlerce konuştu… Hüzünlerce koştu yeni hüzünlere… Altı çizili satırlara yürüyordu, ardına bile bakmıyordu… Yerlerden topluyordu siyah yanlarını Ayrılığı ayaklarına batıyordu… … (Terk edilmişti… Giden şehri yüzüstü bırakıp gitmişti Bilmediği bir kentin kaldırım taşlarında soğutuyordu ateşini…) “Okuduğun satır aralarında bul beni Baktığın denizlerde ben varım; bak! boğuyorum bir düşünü daha… Sen iste yüreğim feda olsun Sen öyle bir yürek acısı, sen öyle bir alın yazısı… Farkettin mi? kırsal kesimlerde açmıyor vaadettiğin güller Yanılıyorsun, cami avlusunda el açmıyor yetimler…” İki kent… İki şiir İki gözyaşı İki ölüm… Biri mutlu, biri acı; iki son… Öyküsüne öykündüğüm ömrünün, içine gizlediğin ömrüm “Sen ölsen ben böyle yapmazdım” Susan bir sessizlikten daha fazla değildi hissettiklerim Elimde akşamdan kalmayan ve komşudan istesem de alamayacağım “bir fincan düş ”… Ayrılığı ölüm geçiyordu vakit; gittin Oysa, “sen ölsen ben böyle yapmazdım” Gözlerimden kaçan uykusuzluğu ararken açmıştım gözlerimi uykuna Sen beni uyu bu gece Ve hayra yor, gördüğün zorunlu rüyaları Verileri alınmış hafızası terk edilmiş bir bedenden diliyordu af Duymuyordu… Duymak istedikçe vazgeçiyordu Ondan bahsettikçe kendinden oluyordu Hücreleri bölünmüş bir düşten söz ediyordu Yarasının kalmamıştı vuslata yararı Düş… değildi Nasip… değildi Mucize olmaktan vazgeçiyordu Tarif edilebiliyordu, o halde artık bu düş değildi Düş’ü-yordu Sonra farkettim ki… Zaman… Acımasız bir acıyla yoğrulduğum zamanlardı, acıma acırken mutsuzluğu el yordamıyla işlediğim Bir şarkının nakaratında kaldığım zamanlardı bunlar; aklım kalbime yar ’dı Kimsesiz kaldığım zamanlardı Ben vardım Sen yoktun Hüzünle yoğurdum gülüşlerimle, hiç bu kadar kendimin kalmamıştım Ve ben hiç bu kadar senin olmamıştım Çünkü ben Hiç bu kadar yalnızlığın acemisi olmamıştım… Yalnızlığı dilime doladığım zamanlardan seslenirdim sana; vücut sıcaklığıma, göz yaşı sağanağıma uygun zamanlar değillermiş Anladım Köprüden önce son çıkış burası, dahası var mı (?) Son burası Karanlığın bile karanlığından gizlendiği yer burası Bayat bir mutluluğun, son kullanma tarihi geçmiş satırlarında pörsüdüğü yer burası Burası uçurum Burası son Burası dip Biraz eğil sende bak SONRASI… İki kent… İki şiir İki gözyaşı İki ölüm… Biri mutlu, biri acı; iki son… “Sen ölsen ben böyle yapmazdım” Gülay SAĞLICAK | |
| ![]() |
![]() |
Etiketler |
bîr, düş, fincan, gÜlay, saĞlicak, – |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
![]() | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Fincan Takımı | AftieL | Kıssadan Hisse | 0 | 07 Eylül 2014 23:12 |
Fincan tatlısı | Zen | Tatlılar | 0 | 10 Kasım 2012 22:57 |
Fincan Pastası | Burce | Pastalar | 0 | 07 Mayıs 2012 23:44 |
Fincan ve Kupalar | Ruj | Ev Dekorasyonu | 0 | 25 Aralık 2010 15:40 |